Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Fesad Karşısında Mü'minlerin Görevleri

Fesad Karşısında Mü

Fesad Karşısında Mü'minlerin Görevleri

Mü'minler, müfsidlerin
fesatlarına karşı tavır almalı, inkılapçı bir düzeltme ile ıslahatçı olmalıdır.
İradeli tercihlerle ulaşılacak olan iman ve salih amel yolunu bizlere mutluluk
ve kurtuluş hedefi olarak gösteren Rabbimiz, aynı zamanda Musa (a.s.)'ın,
kardeşine devrettiği ıslahat görevini (7/A'râf, 142) bütün mü'min kullarının da
üstlenmesini istemiş ve bozgunculuk yapanların işlerini ıslah etmeyeceğini
bildirmiştir (10/Yûnus, 81). Şu ayetler de bu konuyu yeterince anlatmaktadır:
?Sizden önceki nesillerden akıllı kimselerin, (insanları) yeryüzünde bozgunculuk
yapmaktan men etmeleri gerekmez miydi? Fakat onlar arasından, ancak kendilerini
kurtardığımız pek az kişi böyle yaptı. Zulmedenler ise kendilerine verilen
refahın peşine düşüp şımardılar ve suç işleyenler olup çıktılar. Halkı ıslahatçı
kimseler olsaydı, Rabbin o şehirleri haksız yere helak edecek değildi.? (11/Hûd,
116-117)
Kur'an-ı Kerim'in birçok
yerinde ?salih amel? ile ?iman? kavramları âdeta bağımsız düşünülemeyecek kadar
iç içe bir birliktelikte kullanılmıştır. Salih amel, açıkça imanın dışa yansıyan
gerekliliğidir. Salih amelde bulunabilmenin şartı olarak, ıslahat çabaları söz
konusu olmakta ve bu da mü'minlerin temel görev alanlarını belirlemektedir.
Yeryüzünün ifsad edildiği, zulüm ve şirkin alabildiğine azgınlaşıp cahilî kültür
ve uygulamaları yaygınlaştığı ve vahyî ölçülerden uzaklaşıldığı her dönemde,
ıslahat çabalarının gerçekleştirilmesi mü'minlerden beklenilen temel
farîzalardır. Rabbimizin müjdelediği sonuca da, ancak bu konularda
göstereceğimiz salih amellerimizle ulaşabiliriz. Zaten mü'minlerden beklenilen,
zorbalara uymaları veya boyun eğmeleri değil; ıslah edicilerden olmalarıdır (28/Kasas,
19)
Muslihun (ıslahatçı olanlar),
Rablerine ibadette kimseyi ortak koşmayan (18/Kehf, 110), Allah'ın kitabına
sımsıkı sarılan (A'raf, 170), cehalet ve kötülükten arınmaya çalışan (17/İsrâ,
9), mü'min kardeşlerinin arasını ıslah eden (49/Hucurât, 10), rasullerin
canından önce kendi canlarının kaygısına düşmeyip Allah yolunda susuzluğa,
açlığa, yorgunluğa hazır olan (9/Tevbe, 120), iyiliği emredip kötülükten
sakındıran ve hayır işlerine koşan (3/Âl-i İmran, 114), Allah'a çağırıp ben
müslümanlardanım diyen (41/Fussılet, 33) kimselerdir.