Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

İnsan Hakları İhlâlleri Şeklindeki Fesat

İnsan Hakları İhlâlleri Şeklindeki Fesat


İnsan Hakları İhlâlleri Şeklindeki Fesat

Fesadın yaygın görünüşü, insan
hakları ihlalleridir. Bunlar, kan dökücülük, sömürü ve tahakküm ilişkileri
biçiminde kendini gösterir. "...Kim bir kimseyi, bir kimseye (cinayete)
veya yeryüzünde bozgunculuğa karşılık olmadan öldürürse, bütün insanları
öldürmüş gibi olur. Kim de onu diriltirse (ölümden bir hayat kurtarırsa), bütün
insanları diriltmiş gibi olur. And olsun ki onlara belgelerle peygamberlerimiz
geldi. Sonra buna rağmen onların pek çoğu, yeryüzünde taşkınlık edenler (müsrifûn)
oldu." (5/Mâide, 32) Kadınları bırakıp erkekleri öldüren Firavun (7/A'raf,
127), kızlarını toprağa diri diri gömen Mekke câhiliyyesinin insanları (16/Nahl,
58-59; 81/Tekvir, 8-9), daha anne karnındayken kürtajla çocuklarının hayatlarına
kıyan veya oğlan kız demeden tüm çocuklarının ebedî hayatlarını öldüren modern
câhiliyyenin ortak tavrı yaşama hakkına tecavüzdür. Bu da, temel insan
haklarının en başlarında gelen canın korunmasını ihlaldir ve fesadın en
büyüklerindendir.
Yine malın korunmasını ihlal
eden hırsızlık, ölçü ve tartıda eksiklik de fesattır. (Bkz. 12/Yûsuf, 70-73; 11/Hûd,
84-94; 7/A'râf, 85-93)
Bir toplumda bozgunculara engel
olunamaması ve bozguncuların sayısının artması, bu toplumu ayakta tutan sosyal
düzenin bozulması, işlerin çığırından çıkması, toplumsal hayatta hiçbir şeyin
yolunda gitmemesi ve kargaşa ortamının hâkim olması demektir. Özellikle zalim
yöneticiler ve politik seçkinler, toplumlarında kötülüğü ve fesadı
yaygınlaştırırlar. Bu fesatçılar, ister peygamber, isterse kendi
topluluklarından çıkan şuurlu insanlar olsun, bütün ıslahçılara karşı çıkarlar,
onlarla mücadele ederler. "Dünya hayatına dair konuşması senin hoşuna giden,
pek azılı düşman iken, kalbinde olana (samimi olduğuna) Allah'ı şahit tutan,
işbaşına geçince ortalığı fesada verip bozgunculuk yapmaya, "hars"ı (ürünü,
ekini) ve nesli yok etmeye çabalayan insanlar vardır. Allah bozgunculuğu
sevmez." (2/Bakara, 204-205) Bu ayetin metninde yer alan "hars" (ekin, ürün)
kelimesi iki şekilde yorumlanır:
Hars, emek
yoluyla sağlanan kazanç ve gelirdir. Çoğunlukla dünyevî malları, özellikle de
hem toprağın işlenmesi yoluyla elde edilen ürünü, hem de bizzat işlenmiş
tarlanın kendisini gösterir. Hars, bu bağlamda ürün olarak anlaşılırsa, bu
mecazî olarak, genelde insan davranışlarına, özelde de toplumsal tavırlara
uygulanabilir. Onun için hars, günümüzde kültür kelimesinin karşılığı olarak da
kullanılmaktadır.
Bazı
müfessirler ise, görüşlerini "kadınlarınız sizin hars'ınızdır" (2/Bakara,
223) ifadesine dayandırarak, bu ayette de "hars"ın eşleri anlattığını öne
sürerler. Bu durumda "harsın ve neslin yok edilmesi", aile hayatının
sarsıntıya uğraması ile ve sonuçta bütün bir toplumsal yapının çökmesi ile
eşanlamlı olur.