Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

GAYB..

GAYB


GAYB

İlyas Çelebi, TDV İslam
Ansiklopedisi: 13/404-408.


Hazır bulunmayan, gizli olan. Duyu
organlarıyla doğrudan ya da dolaylı olarak ulaşılamayan, bilgiyle kuşatılamayan,
müşâhede alanının dışında kalan her şey. Taberî'ye göre bütün mümkünler gaybı
oluşturur.

Kur'an gayb kelimesini, insanların
içlerinde taşıdıkları şeyleri, gelecekleriyle ve dönecekleri yerle ilgili
hususları, geçmişte kalmış kişi ve olayların bilgisini, insan dışı varlılar
dünyasını, ahiret hayatını ve gelecek olayları içine alacak biçimde hep hazır
olanın zıddı anlamında kullanılır. Râğıb el-İsfâhânî şu tarifi verir: "Gözle
görülemeyen, duyularla idrak edilemeyen, insan bilgisinin dışında olan"[1]


Müşâhede alanının dışında olması,
gaybın insanlarca bilinememesini ifade eder. Bu nedenle Kur'an sürekli gaybın
yalnız Allah tarafından bilinebileceğini anlatır:

"Göklerde ve yerde Allah'tan başka
kimse gaybı bilemez."
(en-Neml: 27/65)

"Gayb, Allah'ındır."
(Yunus: 10/20)

"Gaybın anahtarları O'nun
yanındadır, onları Allah'tan başkası bilmez."
(el-En'âm: 6/59)

Ayrıca Hz. Peygamber'e de, "Ben
size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum. Gaybı da bilmem" (el-En'âm:
6/50) demesi buyurulur. Kur'an'da elliden fazla ayet gaybı yalnız Allah'ın
bilebileceğiyle ilgilidir.

Kur'an, gaybın Allah'tan başka hiç
kimse tarafından bilinemeyeceğini belirtmekle birlikte peygamberleri ayrı tutar:


"Allah sizi gaybe muttali kılacak
değildir; ancak Allah rasûllerinden dilediğini seçer"
(Âl-i İmrân: 3/179) "Gaybı bilen O'dur. Gizli bilgisini kimseye göstermez;
ancak razı olduğu. resule gösterir." (el-Cin: 72/26-27). Ne var ki,
ayetlerden de anlaşılacağı gibi resullerin gaybe ilişkin bilgileri Allah'ın
bilgilendirmesinden dolayıdır; yoksa onlar da gaybı kendi güçleri ile bilemezler.

Allah, Kur'an'la Hz. Peygamber'e
gayb bilgilerini bildirmiş, açıklamıştır. Nitekim Kur'an'da "...bu, gayb
haberlerindendir,
sana vahyediyoruz" (Âl-i
İmrân: 3/44, Hud: 11/49) buyurulmaktadır. Bu özelliği nedeniyle Kur'an, Allah
tarafından "gayb" olarak adlandırılır: "O, gaybdan (Kur'an'dan) dolayı itham
altında tutulamaz" (et-Tekvîr: 81/24).

Bu ayetlere dayanan bazı İslâm
bilginleri Hz. Peygamber'e bildirilen gayb bilgilerinin Kur'an'la sınırlı
olduğunu, Kur'an dışında herhangi bir gayb haberi bildirilmediğini savunurlar.
Buna karşılık İslâm bilginlerinin büyük çoğunluğu Hz. Peygamber'e Kur'an dışında
da vahiy geldiğini (vahy-i gayri metluv), dolayısıyla Kur'an dışında kalan bazı
gayb bilgileri verildiğini kabul ederler. Bu gayb bilgileri de hadislerce
aktarılır.

Müfessirler gaybı ikiye ayırarak
birincisine "mutlak gayb", ikincisine de "izâfî gayb" adını verirler. Mutlak
gaybı Allah'ın zatı, meleklerin mâhiyeti, kıyamet, ahiret, cennet, cehennem gibi
insanın kendi imkan ve yetenekleriyle hiçbir şekilde bilgisine ulaşamayacağı
alan oluşturur. İzâfi gayb ise yer, zaman, imkân ve yetenek gibi nedenlerle bazı
insanların bilgisine ulaşamadığı, buna karşılık bazı insanların bilgisi içinde
olabilen olay ve olgulardır.

Hakîkat, asıl âlem olan gayb âlemidir. Bu dünya onun bir tecellisidir. Hakîkat
görülmez; görülen onun görüntüsüdür. Tıpkı ışık, ısı, ses, koku, tat gibi.[2]
Allah ve Resulu dışında hiç kimsenin mutlak gayb olan âlemle ilgili şeyler
bilmesi mümkün değildir: Sihirbazların ve onların yardımcıları olan şeytanların
gaybı bilmesi mümkün değildir. Kur'an onlar için "kulak hırsızları"[3]
der.[4]









[1]
Ragıb el-İsfehani, el-Müfredât, III, 192.





[2]
Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili: 1/172 vd. (Bu görüşe
katılmıyorum (Abdulvahid Metin).





[3]
el-Hicr: 15/18.





[4] Ahmet
Özalp, Şamil İslam Ansiklopedisi: 2/222.