Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Zemzem Suyu.

Zemzem Suyu XE

Zemzem Suyu

Hz. İbrahim (a.s.), eşi Hacer'i ve kundaktaki
çocuğu Hz. İsmail'i, Mekke'nin ıssız ve hiç kimsenin yaşamadığı, bir vadide terk
etti. Onları orda bıraktığında, yanlarındaki su ve yiyecek tükendi ve
susuzluktan muzdarip olan Hacer, çocuğuna su bulmak için analık şefkati ile sağa
sola koşuşturdu. İşte o zaman, Hz. İsmail'in ayak topuğunun bulunduğu yerden
Allah'ın izniyle zemzem suyu fışkırdı.

Hac ibadetinin vecibeleri, her biri, ayrı bir
sembol ve kendi içlerinde bir çok mana ve hikmeti barındırır. Haccı anlamak için
mutlak surette, soyut anlamda hakikatleri anlamaya çalışılmalıdır. Maddi bir
anlayış, haccı kavramaktan çok uzak kalır. Çünkü gören göz, sadece zahiri planda
gördüklerini, malzeme olarak beyne gönderir. Esas meselenin tüm boyutlarıyla ele
alan akıldır. Müslümanın aklı, vahy terbiyesiyle bir çok hakikate vakıf
olmaktadır.

Bundan dolayıdır ki, hacılar; hac görevini bu
şuur ve anlayışla yerine getirmelidir. Bu şiar ve zemzem müslüman için sıradan
bir su değildir, müslüman zemzemi, analık muhabbetini ta'zim ve Allah'a hamd ve
senalık nişanesi olarak, Hz. Hacer'in yaptığı gibi, aynı hareketleri, aynı
yerlerde tekrar eder.[1]
Hacılar, Kabe'yi tavaf ederler, makam-ı İbrahim'de iki rekat namaz kılarlar,
namazdan sonra da zemzeme vararak su içerler. Tavaftan sonra ise, zemzem suyunun
içilmesi sünnettir.

Zemzemin kaynağı, Hz. İsmail'in ayak topuğunun
şereflendirdiği yerde meydana çıkmıştır. Takriben 2,70 metre genişlikte ve 45
metre derinliğinde, bir kuyuda görülmemiş bir cömertlikte kaynayan bu ilahi su,
keyfiyeti noktasından, meydana gelmiştir.

Zemzem suyu; sussuz sahada, dünyanın en gür
kaynaş şekliyle nimetini saçıcı, sabahları bir nevi kaymak bağlayıcı ve renk
değiştirici, konulduğu her kaptaki, her suyun üstüne çıkıcı ve asla başka bir
suya katılmayıcı, ebediyet kadar berrak ve ruh kadar latiftir.

Zemzem suyu, aynı mana etrafında, öbür mübarek
unsurlardan biridir, hiçbir su onun gibi ne duyurucu ve ne de susuzluğu
gidericidir.

Unutmamalıyız ki, bu zemzem suyu sıradan bir su
değildir, bu alemde bir yerlerden zemzem gibi alınarak, dünyanın dört tarafına
bereket umulup, götürülen kaç tane su vardır? Şifalı olduğu rivayet edilen,
başka bir su var mı? Peygamber övgüsüne layık olmuş kaç tane su vardır?

Zemzem kuyusu, ilahi bereketi yansıtan
kaynaklardan biridir. Resulullah (s.a.s.) efendimiz bu suyu kutsal saydığı için,
kıyamete kadar o kutsaldır ve mübarektir.[2]
Bazıları bu su için, hacdaki meşairler (semboller) için, ahlaki edep kuralları
dışında bir uslupla, peygamberin zemzemle ilgili sünnetini hiçe sayarak, bir
takım şeyleri ortaya atıp, müslümanların zihinlerini bulandırırlar. Bunların
başında da bu suyla diğer sular arasında hiçbir farkın olmayışı şeklinde
açıklamalar yapılmıştır.

Peki zemzem suyu ile diğer sular arasında ne
gibi farklar vardır? Bu su onbinlerce km. uzaklara neden taşınır?

Öncelikle şunu belirtmek istiyorum ki, birçok
yönüyle zemzem suyu, diğer sulardan farklılık arzeder. Hiçbir suyun tarihi,
zemzem kadar eski değil, hiçbir suyun ismi zemzem değil, hiçbir su zemzem gibi,
Hz. İsmail'in topuğunun dibinde çıkmamıştır, hiçbir su Hz. Peygamber tarafından
mübarek kılınmamış ve hakkında şifa olduğunu zikretmemiştir. Hiçbir su, zemzem
kadar duyurucu ve susuzluğu giderici değildir.

Zemzem suyu bulunduğu yer itibariyle, insanlık
tarihinde çok büyük bir öneme sahip olan kentlerin anası hükmünde, Mekke
şehrinin kurulması bu suyun vesilesiyle olmuştur.

Zemzem suyunun taşınmasıyla ilgili olarak, Hz.
Aişe (r.a.)'dan yapılan bir rivayete göre, ?Adı geçen (Mekke'den arrılınca)
beraberinde zemzem suyu taşır ve Resulullah (s.a.s.) efendimizin de taşıdığını
söylerdi.?[3]

İbn Abbas'ın rivayet ettiği bir hadisi şerifte,
Allah Resulü şöyle buyurmuştur: ?Yeryüzünün en hayırlı suyu zemzemdir. Çünkü
onda tadın tadı, (açlığı duyuran özelliği) hastanın şifası vardır...?[4]

Bu hadisten de anlaşıldığı üzere diğer sularda
olmayan bir takım özellikler, Zemzem suyunda vardır, hasta için şifa, açlığı
gidermede; yani hem duyurucu ve hem de susuzluğu giderici bir özelliği
mevcuttur.

İbn Abbas (r.a.) dedi ki: ?Biz ona (zemzem)
şefaat derdik. Onu biz çoluk çocuk için en güzel yardım olarak bulurduk?[5]

Bu su da;

Hz. İbrahim'in Bereketi,

Hz. Hacer'in gayreti, Sa'yı,

Hz. İsmail'in çığlığı ve gözyaşı,

Hz. Muhammed Mustafa'nın duası vardır.

Bu su zemzemdir,

Korkma, şifa niyetiyle,

Bereket niyetiyle,

Tüm günahlardan arınma niyetiyle,

Tüm dertlere karşı, bir antibiyotik olması
niyetiyle iç.

Hem de kana kana iç, havz-ı Kevserden içmek
niyetiyle,

Allah'ın gölgesinden başka bir gölgenin olmadığı
bir günde, kızgın güneşin etkisinden, o günün azametinin ve dehşetinden kurtulma
niyetine,

Aşırı susuzluğunun giderilmesi niyetine iç,

Peygamberin şefaatına nail olmuş, cennete girmek
için sırasını bekleyen şerefli müminlerden olmak niyetine iç.

Cehennemden azad olma müjdesini alma niyetine
iç.

Gereği gibi davranınca, sa'yını gayretini Allah
için sarf edince, teslimiyet ve tevekkülde kusur yapmayınca, gör ki Allah sana
da nice zemzemler verir.

İbn Abbas'tan rivayet edilen bir hadisi şerifte,
Allah Resulü şöyle buyurdu: ?Münafıklarla aramızdaki alamet (fark) onlar,
zemzemden kana kana içemezler.?[6]
Münafık zahiren o sudan içse bile, susuzluğu asla bitmez, çünkü kalbinde
hastalık olana, zemzem şifa vermez. Zemzemi içerken gönül dünyamızı hoş, kin ve
nefretten ise boş tutmalıyız.

Niyetlerimiz halis olmalı, Allah için olmalı ki,
zemzemi içtiğimizde ne için içtiğimizin gayesine erişelim, dualarımız makbul,
günahlarımız mağfur, kalplerimiz nurlarla dolsun.

Hz. Cabir'den merfu bir hadiste ?Zemzem ne
için içilirse, onun içindir (yani ne niyetle içilirse ona iyi gelir).?[7]
denilmiştir.

Hacer, Mekke çevresindeki kuru ve yanık dağlar
arasında, su bulabilmek için tek başına koşuşturmaya başladı. Tam bir arayışla,
hareketle, gayretle, himmetle, kararlılıkla, kendine güvenle, kendi ayakları
üzerinde durmakla, kendi iradesiyle kendi düşüncesiyle... Bir kadın bir anne ve
yapa yalnız bir telaş ve büyük bir arayışla...

Hacer, perişan ve sancılı, korumasız,
sığınmasız, evsiz, toplumsuz, sınıfsız ırksız, kabilesiz ve ailesiz ama
ümitli... Umutlu bir esir, bir garip, bir cariye, kimsesizlerin kimsesine
sığınarak, her şeyin ona döneceğine ilmi, ayni ve yakini imanla gayretini
sürdürdü.

Yüksek tepelerde bağırıp çağırmadan, saçını
başını yolmadan, umutlarını yitirmeden, büyük bir tevekkülün ardında, yapılması
gereken gayretini konuşturmaya ve koşuşturmaya çalışıyor. Bebeği cancağızı için
bir yudum su arıyor...

Peki burası susuz bir vadi, kupkuru bir yer
değil mi? Suyun olmadığını Hacer bilmiyor mu veya unuttu mu? Unutmadıysa bu ne
koşuşturma! Yerine otursa ve beklese ya...

Hayır hayır.. O bu şekilde oturmaz ve oturamaz.
Oturursa iradesi sa'yı ve gayreti ne olacak?

İsmail, biricik yavrusu, su su diye ağlamıyor
mu? Yoksa suyu gökten mi bekliyor, yerden çıkan bir su yok ki, yoksa
tevekkülünden bir şey mi eksildi?

O bu şekilde emr olunmuştu, yani ilk önce
gayret, sonra tevekkül, asla kolaycılığı seçemezdi, kesinlikle tembelliğe baş
vuramazdı, kaderciler gibi davranamazdı. Bir şeyler yapmalı ve en azından su
aramalıydı, Allah'ın yardımı için bir şeyleri yaptığını ortaya koymalı idi.
Çünkü Allah bizden sa'y istiyor, ibadet istiyor, dünyayı ve ahireti mamur
etmemizi istiyor.

Bu da ancak Hacer gibi koşuşturmakla mümkündür,
yani biz bir adım atmalıyız ki, Allah da bize doğru on adım atsın, biz O'na
koşacağız ki, O da bizi rahmetine gark etsin, biz O'nu sevmeliyiz ki O da bizi,
cennetiyle kuşatsın.

Hacer gökten değil, yerden kaynayan bir suyu,
manevi değil, maddi bir suyu yani içme suyunu bulmak için koşuşturuyordu.

Herkesin bildiği ve onsuz yapamadığı, yeryüzünde
bulunan akıcı bir madde su. Maddi hayatın yanı başında olduğu halde susuzluğunu
çektiği şey, bedenin maddi ihtiyacı ve kana kana içtiğimiz su, annede süte
dönüşen bebeğin ağzındaki temel gıda olan su....

Su arama çabası; su mücadelesi, maddi hayatın ve
yeryüzündeki yaşamın sembolüdür. Somut bir ihtiyaçtır. Ademoğlunun toprakla,
dünyayla olan bağıdır! Bu dünyanın cennetidir. Yeryüzünün ziyafetidir![8]

Hacer'i susamış bir bebek, bir yavru bekliyor!
Bu çölde bir pınar bularak dönmelisin Ey Hacer! Ve bu suyu İsmail'e bebeğine ve
yavrucuğuna armağan etmelisin...

Ey haccı, zemzem kuyusuna in, önce sen kana kana
iç, şifa diye iç, sonra da abdest al, veda tavafından sonra da, en büyük hediye
diye zemzemi, dünyanın dört tarafına taşırcasına, memleketine zemzemden bir boru
hattı düşercesine, zemzemi yüklen, boş dönme götür. En büyük hediyeni ve en
büyük ikramını, seni dört gözle bekleyen, dostlarına, kardeşlerine, candan
canlarına götür, onlarda bundan kana kana içsinler, kendilerini bunda bulsunlar,
gönül dünyalarının asla susuzluk çekmemesi için içsinler.

Ebu Zer (r.a.) Allah Resulünün şöyle buyurduğunu
rivayet etmiştir: ?Ust tarafım (Göğsüm) yarıldı ve ben Mekke'deydim. Cebrail
(nazil olup) geldi, göğsümü yardı, sonra altından (yapılı) bir leğen hikmet ve
imanla doluydu, (bununla) göğsümü doldurdu, sonra da kapattı. Sonra da elimden
tutarak, dünya semasına yükseldi. Cebrail dünya semasının görevlisine aç
(kapıyı) dedi. Dünya semasının görevlisi ise: Bu kimdir, dedi. Dedi ki:
Cebrail'dir.?[9]

Abdest alıp dışımızı zemzemle yıkadığımız gibi,
içimizi de zemzemle yıkamalıyız, günah kirlerinden arındırmalıyız, zemzem;
göğsümüze, kalbimize şifa olmalıdır, onunla niyetlerimiz halisane bir duruma
gelmelidir.

?İbn Abbas (r.a.)'a bir adam geldi ve ona
nereden geldiğini sordu: Adam, dediki: Zemzem suyunu içmekten geliyorum.
İbn Abbas (r.a.) ise ona dedi ki, Gerektiği şekilde (adabına
riayet ederek) ondan içtin mi? Adam dedi ki: Bu nasıl olur? Ey İbn
Abbas! İbn Abbas ise şöyle cevapladı: İçmeden önce Kıbleye
dön, sonra Besmele getir, üç nefeste ve kanarak iç, bitirdiğinde ise
Allah'a hamd et, şeklinde zemzemi içeni uyarmıştır.[10]

Yine İbn Abbas zemzemi içerken şöyle dua ettiği
rivayet edilmiştir: ?Allah'ım senden faydalı ilmi, geniş
ve bol bir rızık, bütün dertlerden deva isterim.?



[1]
Muhammed Hamidullah, İslama Giriş, s. 110

[2]
Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkam Hadisleri, Konya,
1992, IV/ 331

[3]
Bu hadisi Tirmizi rivayet etmiştir. C. Yıldırım, Kaynaklarıyla
Ahkam Hadisleri, IV/331

[4]
Tebarani, Hadis no: 5712, Nureddin Ali b. Ebi Bekr el-Heysemi,
Mecma'z-Zevaid ve Menba'l-Fevaid, Beyrut, 1994, III/621 ; Rudani,
Hadis Kulliyatı, II/168

[5]
Rudani, II/169; Mecma', III/286

[6]
İbn Mace, Sünen, Menasik, 78, 3061

[7]
İbn Mace, Sünen, Hadis no: 3062

[8]
A. Şeriatı, Hac, s. 73

[9]
Buhari, Sahih, Kitabu'l-Hac, 76, 1636

[10]
el-Mücediddin Ebi Berekat, b. Teymiyye, el-Münteka min
Ahbari'l-Mustafa, Riyadh, 1982, II/289

ÖNSÖZ..
GİRİŞ.
HACC.. Haccın Sözlük Anlamı
Haccın Istılahi Anlamı
Hac; Anlam ve Mâhiyeti
Kur'ân-ı Kerim'de Hac.
Hadis-i Şeriflerde Hac ve Haccın Fazîleti
Hac Ne Zaman Farz Kılındı
Haccetmenin Hükmü ve Delilleri
Haccın Fevrî veya Ömrî Oluşu.
Umrenin Hükmü
Haccı Geciktirmenin Hükmü.
Hac Çeşitleri
1- Haccı İfrad
2- Haccı Temettü
3- Haccı Kıran
Haccın Faydaları
Haccın Diğer İbadetlerden Farklı Özellikleri
Haccın Sosyal Yönü.
Kimler Haccetmelidir
Haccın Farz Oluşunun Şartları
Genel Şartlar 1- Müslüman Olmak
2- Buluğ ve Akıl
3- Hür Olmak
4- Vakit
5- Yeterlilik Şartları
a- Bedeni Yeterlilik
b- Mali Yeterlilik
c- Emniyetin Sağlanmış Olması
Haccın, Yalnız, Kadınlarla İlgili Özel Şartları
1) Hacda Yol Arkadaşının Bulunması
2) İddetli Olmaması
Hayız ve Nifaslı Kadının Durumu
Haccın Engelleri
Haccın Sıhhatinin Şartları
Hac İbadetine Yolculuk. Bu Yolculuğa Kişinin İstekli Olması ve Ona Hazırlanması Gerekir
Haccın Mikatı
1) Mikat Zamanı (Hac Zamanı)
2) Hac ve Umre için Mikat Mahalleri (İhrama Girme Yerleri)
Haccın Rükünleri (Veya Şartları) 1) Niyet Etmek.
2) İhram Giymek.
Müslüman için İhram Ne Anlama Gelir?.
İhramda İken Neden Bazı Şeyler Yasaklanmıştır?.
İhrama Girenlerin Yapması Gereken Hususlar
3) Telbiye Getirmek.
Niçin Telbiye?.
Haccın Menâsikı/Hac Fiilleri
Haccın Rükünleri
Haccın Vâcipleri
Hac Nasıl Yapılır? (Hacla İlgili Uygulama Özeti)
Mekke'ye Varış.
Ka'be Tarihi
Kabe'yi İlk İnşa Edenler 1- Melekler
2- Hz. Adem
3- Hz. İbrahim ve Hz. İsmail
Kabe'nin Çeşitli Zamanlardaki Onarımı
Kabe'yi İlk Görünce.
Ka'be'de ilk Tavaf Tavaf
1) Kudum Tavafı
2) Ziyaret (İfada) Tavafı
3) Veda Tavafı
Haceri'l-Esved.
Makam-ı İbrahim (a.s.)
Zemzem Suyu.
Say' Yapmak.
Safa İle Merve Arasında Sa'yin Önemi
Arafat'ta Vakfe.
Arafat İsmi Nereden Gelmektedir?.
Arafat'ta Vakfenin Hükmü
Arafat'ta Vakfenin Sınırları
Rahmet Dağında Vakfeye Durmak Farz mıdır?.
Arafat'ta Vakfenin Zamanı
Arafat Vakfesinin Sünnetleri
Arafat Gününün Fazileti ve Hikmetleri
Müzdelefe'de Vakfe ve Maş'ari'l-Haram..
Mina.
Cemrelerin (Taşlama) Yeri
Cemrelerin Zamanı 1) Akabe (Büyük) Cemresi
2) Teşrik Günleri
Cemre Atmanın Hikmeti
Şeytan Taşlama Eylemi;
Hedy (Kurbanlık)
İslama Göre Hedy'nin Çeşitleri 1- Vacip olan Hedy (Kurban)
2- Nafile Olan Hedy;
Kurbanın Hikmeti
Hac ve Kurban ilişkisi
Tıraş Olmak Veya Saçları Kısaltmak (Halk Veya Taksîr)
Niçin Tıraş Olmalı?.
Medine Ziyareti
Medine'nin Fazileti
Mescid-i Nebevinin Fazileti
Medine ve Diğer Ziyaret Yerleri
Hacının Yolculuktan Dönerken Gözeteceği Adap
Haccın Hikmetleri
Mü'minin Düşüncesinde Haccın Mânâsı
Hac İbâdetinin Çekiciliği
Niyet ve Hazırlık
1) Dış Engel
2) İç Engel
Yolculuk