Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Hac, Sadece Ferdî Bir İbâdet Değil; Ümmetin Yıllık Büyük Kongresidir

Hac

Hac, Sadece Ferdî Bir İbâdet Değil; Ümmetin
Yıllık Büyük Kongresidir

Hac; fizikî, mânevî ve mâlî açıdan İslâm'daki
ibâdetlerin en kapsamlı olanıdır. Îfâsı, hem zamana, hem de mekâna bağlıdır ve
değiştirilmesi ya da ertelenmesi söz konusu olamaz. Ne var ki her yıl
milyonlarca müslüman bu büyük ibâdeti gerçek mânâsını ve önemini kavramaksızın
îfâ etmektedir. Birçoklarınca hac, mekanik bir biçimde yapılmakta ve Allah
Teâlâ'nın murad ettiği çeşitli amaçlar ve işaretler gözden kaçırılmaktadır.

Bedensel olarak hac, çok meşakkatli, hasta ve
sakatların altından kolay kalkamayacakları bir ibâdettir. Diğer ibâdetlerde
olduğu gibi, haccın ilk ve en önemli şartı niyet etmektir. Müslümanların çoğu
için hac, aynı zamanda kişinin kendi evinden yurdundan çıkıp Mekke'ye Allah'ın
evine hicret etmesini içerir. Bu hicret, belli aylar içinde gerçekleştirilir.[1]
Bu aylar: Şevval, Zilkade ve Zilhicce aylarıdır. Maalesef Suudî rejimi
tarafından hac, Zilhicce ayının birkaç gününe sıkıştırılmıştır. Daha önceden
(Şevval ve Zilkade aylarında) hacca gelmek isteyen insanlara büyük zorluklar
çıkartılmakta ve hacılar hacdan sonra alelacele bölgeden gönderilmektedirler.

Hac, belli fiillerin belli biçimlerde yapılması
demek olan menâsikını aşan boyutlarıyla kavranmak durumundadır. İlk ve en önemli
husus, kulun Yaratıcısına, Rabbine mutlak teslimiyeti ve bağlılığıdır. Telbiye,
kulun tüm varlığı ile Allah'a yöneldiğinin ve diğer tüm otoriteler ve
bağlılıklardan yüz çevirdiğinin özlü bir ifâdesidir. "Lebbeyk Allahumme lebbeyk;
lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk; inne'l-hamde ve'n-ni'mete leke ve'l-mülk, lâ
şerîke lek -Ey Allah'ım! Senin dâvetine icâbet ediyorum. Senin ortağın yoktur.
Hamd ü senâ ancak Sanadır. Her nimet Sendendir, mülk de Sana mahsustur; senin
şerîkin yoktur.-" Telbiye, tam bağlılık demektir; burada artık ikili hesaplara
yer yoktur. Ama ne yazık ki, birçok müslüman bu sözleri, mânâsı hakkında hiçbir
bilgi sahibi olmaksızın tekrarlayıp durmaktadır. İşte bu kavrayış eksikliğidir
ki, Ümmet'in bugün yüz yüze olduğu sorunların temelini teşkil etmektedir.

Hac, büyük bir eşitleyicidir. İki parça dikişsiz
beyaz örtüden oluşan ihram, her türlü sınıfsal farklılıkları ortadan kaldırır;
Allah önünde herkes eşittir. Her gün kıldığımız namazda da konum ya da yetki
farkı olmaksızın aynı safta yan yana gelmekteyiz. Fakat namazda insanlar
arasında mevcut bulunan ekonomik seviye farklılıklarını yansıtan giyim için bir
standart ve sınırlama yoktur. Ancak, hacda durum böyle değildir; herkes aynı iki
parça bezi giyinmek, daha doğrusu sarınmak zorundadır. Arafat'ta vakfe, aynen
kıyâmet gününde Allah'ın huzûrunda durmaya benzemektedir. Kişi burada geçmişte
yaptığı bütün eylemleri hatırlar; tam bir samimiyetle Allah'ın affediciliğine
sığınır; çünkü O, bunun af için en uygun zaman ve mekân olduğunu bildirmiştir.

Hac bütün yönleriyle nebevî gelenekle,
peygamberlerin hâtıralarıyla irtibatlıdır. Haccın menâsikı, Hz. İbrâhim
(a.s.)'in Allah'ın emrine uyarak büyük bir teslimiytle gerçekleştirdiği
fedâkârlık eyleminin temsilî bir ifadesidir. Ne kendisi, ne de oğlu İsmâil
(a.s.) Allah'ın emrine uyma konusunda bir tereddüt göstermişlerdi. Hac, günümüz
ile onların tarihi arasında bir köprü kurar ve nefsimizi, amellerimizi,
hayatımızı arındırmak için bizlere fırsat sunar. İbrâhim, Hâcer, İsmâil ve Hz.
Muhammed (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) gibi birçok büyük örneğin izlerinden
yürümemize zemin oluşturur. Kâbe'yi tavaf etmekle yalnız Allah'a olan
bağlılığımızı gösteririz. Bizler O'nun evinde, O'nun misafirleriyiz ve yalnız
O'ndan yardım niyaz ederiz. Tavafı tamamladıktan sonra Makam-ı İbrâhim'de iki
rekât nâfile namaz (Hanefî fıkhına göre vâcip olan Tavaf namazı) kılmak için
durduğumuzda İbrâhim (a.s.)'in hâtırasını canlandırırız. Safâ ve Merve tepeleri
arasında sa'y, Hz. İbrâhim'in karısı Hz. Hâcer'in susuzluktan ölmek üzere olan
yavrusu için çırpınırcasına su arayışının bir temsili, yeniden
canlandırılmasıdır. Zemzem kuyusunda susuzluğumuzu giderdiğimizde, aynı zamanda
bebeği ve annesini ölümden kurtaran İlâhî yardımı da tadarız.

Mekke'den Mina ve Arafat'a yapılan yolculukta
bilâhere Müzdelife üzerinden Mina'ya dönüşte oldukça zengin bir temsilî yön ve
kendini adama boyutu mevcuttur ve bunlar da ancak bu şekilde kavranılmalıdır.
İslâm'ın büyük ordusunun yürüyüşüdür bu; Allah'a yönelen bir yolculuk. Başka
güçlere yer yoktur burada. Arafat vakfesi, mekanik bir egzersiz değildir;
amellerimizden hesap sorulacağımız kıyâmet gününü hatırlatmalıdır bize. Hac
sırasında kefene benzer bir kıyafet içindeki milyonlarca insan Allah'ın huzuruna
gelip rahmetine ve bağışlayıcılığına sığınır; kıyâmet günü ise tüm insanlar
yaptıklarının hesabını vereceklerdir.

Arafat'tan Müzdelife'ye hareket, daha önce
değil; ancak güneşin batımından sonra başlamalıdır. Bu önemlidir. İslâm ordusu
gece örtüsü altında hareket etmek için tüm tedbirleri almalıdır. Mina'daki
şeytanlara atmak için Müzdelife'de taş toplamaktır hedef. Taşlar, İslâm
ordularının Mina'daki üç cemerât tarafından temsil edilen şeytanlara karşı
kullanacakları silâhlarını simgelemektedir. Her yıl müslümanlar öfke ve azimle
taşlamaktalar şeytanı. Fakat ne yazık ki bu taştan sütunlar ile günümüz
şeytanları arasındaki irtibatı bir türlü kuramamaktalar. İşte bu bağlantı
kuramama sorunudur ki, aslî vazifelerimizi yapma önünde bize büyük engel
oluşturmaktadır. Bizden istenilen acaba yalnızca taş sütunlara küçük çakıl
taşları atmak mıdır? Ya İslâmî uyanışı yok etmek için müslümanları katleden ABD,
Rusya, siyonist İsrâil, Hindistan, Sırbistan... gibi günümüz dünyasında
işbaşında olan şeytanî güçler ne olacak? Bu ibâdetin gerçek anlamda îfâsı, ancak
biz müslümanların taş atma eyleminin önemini kavraması ve kendi hayatımızda bu
mânâyı gerçekleştirmemizle mümkün olacaktır.

Haccın dikkat çeken başka iki yönü daha
mevcuttur. İlk olarak hac, tarihte ve çağımızda benzeri olmayan bir tarzda
Ümmet'in yıllık olarak gerçekleştirilen büyük bir kongresidir. Ümmetin birliğini
yansıtır. Dünyanın her yerinden müslümanların bir araya gelmelerine rağmen,
büyük bir çoğunluk diğer kardeşlerine ilgisiz biçimde gelip geri dönmektedir. Bu
kaybedilen büyük bir fırsattır. Allah bizden birbirimizi tanımamızı istiyor; hac
bunun gerçekleştirilmesi için büyük bir imkân. Fakat pek çok müslüman öyle bir
şekilde hac îfâ etmekte ki, yanı başındaki milyonlarca kardeşinin sorunlarından
veya imkânlarından bütünüyle habersiz kalmakta.

Bununla bağlantılı bir diğer konu da, Kur'an'ın
bir emri olan hac sırasında müslümanların müşriklerden berî olduklarının ilânı
görevidir.[2]
Bu âyetler hicretin 9. yılında müslümanlar hac görevini yerine getirmek üzere Hz.
Ebûbekir (r.a.)'in önderliğinde Medine'den Mekke'ye doğru yola çıkmalarından
sonra inzal olmuştu. Hz. Peygamber bu âyetleri Arafat'ta duyurması için aceleyle
Hz. Ali'yi yolladı. Müşriklerden uzak olma (berâ), Kur'ânî bir emirdir. Buna
rağmen resmî dogmalar ve tarihsel çarpıtma sâyesinde bu açık ve net mesaj
bulandırılmış ve hatta unutturulmuştur.

Hac, Ümmetin birliğini, Allah'ın dinine
bağlılığımızı ve İlâhî emirler ve Rasûlullah'ın örnekliği doğrultusunda dünyanın
tüm baskıcı güçlerine karşı tavır alma kararlılığımızı dile getirmek için büyük
bir fırsat sunmaktadır. Filistin halkının çaresizliği ve Kudüs'te siyonistlerce
sürdürülen işgal, haccın İslâm'ın düşmanlarına karşı müslümanları harekete
geçirmek için değerlendirilmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır. Biz
müslümanlar bu âcil görevi yerine getirmeyi başaramazsak, kıyâmet gününde
Rabbimize karşı hesap vermemiz mümkün olamayacaktır. Haccın İlâhî ve nebevî
muhtevâsından boşaltılarak kalıplaşmış bir tür törene ya da ticarî bir panayıra
dönüştürülmesi kabul edilemez. Mevcut hal maalesef budur. Bu halin giderilmesi
ve Kur'an'daki haccın, Rasûlullah'ın sünnetindeki haccın, yani gerçek haccın
canlandırılması günümüz müslümanlarının önündeki büyük bir vazifedir.[3]

Müslümanın rûhunun susuzluğunu gidermesi, yüce
sevgisinin ateşini söndürmesi, putperestlik haline gelen âdet ve
alışkanlıklarına karşı isyan etmesi, Ramazan'da midesini dinlendirmek sûretiyle
ruhunu doyurması mümkündür. Fakat sınırlı bir zamanda ve muayyen saatlerde.
Üstelik hırçın bir denizin küçük bir adayı kuşatması gibi oruçluyu kuşatan ve
orucun etkisini azaltan çok yemek, israf etmek, gereğinden fazla istirahat etmek
ve isyankâr bir toplum içinde yaşamak gibi faktörlerle... Bütün bunlarla beraber
müslüman, dar ve eski hapishaneden kurtaracak, her türlü kayıt ve bağları
koparacak bir sıçrayışa muhtaçtır; diğer taraftan hepsi eski alışılmış, sınırlı
ve kayıtlı, monoton ve yapmacık bir âlemden tamamı gerçek sevgi olan bir âleme
intikal etmesi de zarûrîdir. O öyle bir âlemdir ki müslüman ona kavuştumu her
türlü kölelikten kurtulur, her türlü puta isyan eder, ırk ve renk ayrımına karşı
gelir, Allah'ın birliğine, insanlığın vahdetine, akîdenin tekliğine, gâyenin
aynılığına inanır. Orada bütün insanlar koro halinde ?lebbeyk...? diye nidâ
ederler. Şüphesiz müslüman, her gün kıldığı namazdan, Ramazan'da tuttuğu oruçtan
ve şartları tahakkuk edince verdiği zekâttan sonra, sevgi ve muhabbetin
kaynaştığı, âbid ve ihlâslıların toplandığı bir mevsimi görmeye muhtaçtır.

?Seven kimse, sevdiğine nisbet edilen her şeyi
sever. Allah'ı seven de O'nun şiarlarına karşı sevgi ve saygı duyar. Kâbe,
Allah'a nisbet edilmiş ve ?Beytullah -Allah'ın evi-? adını almıştır. Vaad
edilen mükâfatlar şöyle dursun, burayı ziyâret için yalnız Allah'a nisbet
edilmesi bile kâfîdir.?

?Bazen insan, Rabbini son derece arzular; bu
arzusunu dindirmek için bir şey arar ve hacdan başkasını bulamaz.?[4]



[1]
Bakara: 2/97.

[2]
Tevbe: 9/3.

[3]
Zafer Bangaş, Crescent, Haksöz, sayı 120 (Mart, 2001), s. 42-43.

[4]
Şah Veliyyullah Dehlevî, Huccetullahi'l-Bâliğa; Ahmet Kalkan, Kur'an Kavram
Tefsiri.

ÖNSÖZ..
GİRİŞ.
HACC.. Haccın Sözlük Anlamı
Haccın Istılahi Anlamı
Hac; Anlam ve Mâhiyeti
Kur'ân-ı Kerim'de Hac.
Hadis-i Şeriflerde Hac ve Haccın Fazîleti
Hac Ne Zaman Farz Kılındı
Haccetmenin Hükmü ve Delilleri
Haccın Fevrî veya Ömrî Oluşu.
Umrenin Hükmü
Haccı Geciktirmenin Hükmü.
Hac Çeşitleri
1- Haccı İfrad
2- Haccı Temettü
3- Haccı Kıran
Haccın Faydaları
Haccın Diğer İbadetlerden Farklı Özellikleri
Haccın Sosyal Yönü.
Kimler Haccetmelidir
Haccın Farz Oluşunun Şartları
Genel Şartlar 1- Müslüman Olmak
2- Buluğ ve Akıl
3- Hür Olmak
4- Vakit
5- Yeterlilik Şartları
a- Bedeni Yeterlilik
b- Mali Yeterlilik
c- Emniyetin Sağlanmış Olması
Haccın, Yalnız, Kadınlarla İlgili Özel Şartları
1) Hacda Yol Arkadaşının Bulunması
2) İddetli Olmaması
Hayız ve Nifaslı Kadının Durumu
Haccın Engelleri
Haccın Sıhhatinin Şartları
Hac İbadetine Yolculuk. Bu Yolculuğa Kişinin İstekli Olması ve Ona Hazırlanması Gerekir
Haccın Mikatı
1) Mikat Zamanı (Hac Zamanı)
2) Hac ve Umre için Mikat Mahalleri (İhrama Girme Yerleri)
Haccın Rükünleri (Veya Şartları) 1) Niyet Etmek.
2) İhram Giymek.
Müslüman için İhram Ne Anlama Gelir?.
İhramda İken Neden Bazı Şeyler Yasaklanmıştır?.
İhrama Girenlerin Yapması Gereken Hususlar
3) Telbiye Getirmek.
Niçin Telbiye?.
Haccın Menâsikı/Hac Fiilleri
Haccın Rükünleri
Haccın Vâcipleri
Hac Nasıl Yapılır? (Hacla İlgili Uygulama Özeti)
Mekke'ye Varış.
Ka'be Tarihi
Kabe'yi İlk İnşa Edenler 1- Melekler
2- Hz. Adem
3- Hz. İbrahim ve Hz. İsmail
Kabe'nin Çeşitli Zamanlardaki Onarımı
Kabe'yi İlk Görünce.
Ka'be'de ilk Tavaf Tavaf
1) Kudum Tavafı
2) Ziyaret (İfada) Tavafı
3) Veda Tavafı
Haceri'l-Esved.
Makam-ı İbrahim (a.s.)
Zemzem Suyu.
Say' Yapmak.
Safa İle Merve Arasında Sa'yin Önemi
Arafat'ta Vakfe.
Arafat İsmi Nereden Gelmektedir?.
Arafat'ta Vakfenin Hükmü
Arafat'ta Vakfenin Sınırları
Rahmet Dağında Vakfeye Durmak Farz mıdır?.
Arafat'ta Vakfenin Zamanı
Arafat Vakfesinin Sünnetleri
Arafat Gününün Fazileti ve Hikmetleri
Müzdelefe'de Vakfe ve Maş'ari'l-Haram..
Mina.
Cemrelerin (Taşlama) Yeri
Cemrelerin Zamanı 1) Akabe (Büyük) Cemresi
2) Teşrik Günleri
Cemre Atmanın Hikmeti
Şeytan Taşlama Eylemi;
Hedy (Kurbanlık)
İslama Göre Hedy'nin Çeşitleri 1- Vacip olan Hedy (Kurban)
2- Nafile Olan Hedy;
Kurbanın Hikmeti
Hac ve Kurban ilişkisi
Tıraş Olmak Veya Saçları Kısaltmak (Halk Veya Taksîr)
Niçin Tıraş Olmalı?.
Medine Ziyareti
Medine'nin Fazileti
Mescid-i Nebevinin Fazileti
Medine ve Diğer Ziyaret Yerleri
Hacının Yolculuktan Dönerken Gözeteceği Adap
Haccın Hikmetleri
Mü'minin Düşüncesinde Haccın Mânâsı
Hac İbâdetinin Çekiciliği
Niyet ve Hazırlık
1) Dış Engel
2) İç Engel
Yolculuk