Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

3- Sıfat-ı Sübûtiyye (Sıfat-ı Zatiyye)

3



3-
Sıfat-ı Sübûtiyye (Sıfat-ı Zatiyye):


Bu sıfatlara Sıfat-ı Zatiyye,
(Sıfat-ı Me'ânî) ve Sıfat-ı İkrâm isimleri verilmiştir. Sıfat-ı Sübûtiyye, Yüce
Allah'ın zâtı ile kaim olan ve O'nun zatına mukaddes bir manâ ilave eden zatî,
vücûdî, sübûti ve hakiki sıfatlardır. Sadece itibari mefhûmlardan ibaret
değildir. Ezelden beri Yüce Allah'ın muttasıf olduğu, O'ndan ayrılmayan ve
onunla beraber mevcut bulunan sıfatlardır.
Selef âlimlerine göre, bizler
Allah'ın sübûti sıfatlarına inanmakla mükellef olup, bunların hakikatını ve
Zat-ı Bâri'ye zâid olup olmadığını bilmekle yükümlü değiliz.
Ehl-i Sünnet-i Âmme dediğimiz
halef âlimleri olan Eş'ariyye ve Matüridiyye'ye göre, bu sıfatlar, Allah
Teâlâ'nın zatına zâid, hakiki ve vücûdî (O'nun zatı ile kaim olarak mevcut
bulunan) sıfatlardır. Ehl-i Sünnet-i Âmme âlimleri Yüce Allah'ın bu sıfatlarını
şu şekilde ispat ederler:
a- Kur'ân âyetleri ve
hadislerle sabittir ki Allah Teâlâ hayy, âlim, kadir, mürîd, semi', basir,
mütekellim ve hâlıktır. Böyle olduğunda filozoflar da dahil İslâm âlimlerinin
hepsi ittifak etmişlerdir. "Hayy" demek, hayat sahibi demektir. "Âlim", ilim
sıfatı olan demektir. Hayatı olmadan hayy (diridir), ilmi olmadan âlimdir,
kudretsiz kadirdir, demek mümkün değildir. O halde Hakk Teâlâ bu sıfatlarla
muttasıftır.
b- Âlim, kadir
kelimeleri, ism-i fail ve mübalağa siğası olarak fer'dir, birer mastardan
müştaktırlar. Müştakk (türemiş) olan bu kelimelerin manâlarının Cenâb-ı Bâri'de
sabit olması, bunların asıl olan masdarlarının (me'hazü'l-iştikaklarının) da
sabit olmasını gerektirir. Çünkü fer'in sübutu, aslının da sübutunu lâzım kılar.
Bir kimse âlim (bilen) olup da onda ilim (bilme) aslının olmaması muhaldir.
Allah Teâlâ; âlim, mürid, kadir... olup da O'nda bilme, irade ve kudretin
bulunmaması muhaldir.
c- Kur'ân-ı Kerim, Yüce
Allah'ın İlim ve Kudret sıfatlarını te'vile ihtimal bırakmayacak şekilde ispat
etmektedir:
"... Bilin ki Kur'ân
Allah'ın ilmiyle indirilmiştir." (Hûd: 11/14)
"Şüphesiz, asıl rızık veren,
çetin kuvvet sahibi Allah'tır." (ez-Zariyot: 51/58)
Mu'tezile, Allah'ın zatıyla
kaim, zatına zait hakikî ve vücudî sıfatlarının mevcudiyetini reddeder. Yüce
Allah'ın sıfat-ı sübûtiyyesini es-sıfatül-maneviyye şeklinde kabul eder. Es-Sıfatül-maneviyye
Allah Teâlâ'nın hayy, âlim, murid, kadir, semi', basir, hâlik ve mütekellim
olmasıdır. Halbuki Ehl-i Sünnet-i Âmme'ye göre, es-sıfatu'l-maneviyye, Yüce
Allah'ın zatıyla kaim hakiki sıfatların neticesidir. Mu'tezile, Allah'ın zatıyla
kaim sübuti sıfatları olduğunu reddetti. Çünkü, Allah'ın sıfatlarını kabul
etmek, Allah'ın zatından başka teaddüd-i kudemayı (Kadimlerin çokluğunu)
gerektirir, iddiasında bulundu. Bu konuda Mu'tezilenin gerekçeleri şöylece
özetlenebilir:
a- Allah Teâlâ'nın
zatıyla kaim, ona zaid hakiki mevcud sıfatları olsa, bunlar ya kadim olur ki,
kadim olan bir şey ise kendi zatıyla kaim olur ve başkasına muhtaç olmaz. Bu
takdirde sıfatların sayısına teaddüd-i kudemâ (kadimlerin çokluğu) lazım gelir.
Kadimlerin çokluğunu kabul etmek ise tevhid inancına aykırıdır.
Veyahut da sıfatlar hâdis olur.
Sıfatların hâdis olması, Zat-ı Bâri'nin zâtı ile hâdis olan şeylerin kaim
olması, batıl ve muhaldir.
b- Allah'ın zâtına zâid
mevcud sıfatları olsa, Zat-ı Bâri'nin eksik olup başkalarıyla tamamlanmış (istikmâl
bil-gayr) bulunması gerekir. Allah Teâlâ, zatıyla kâmil olup istikmâl bil-gayr'den
münezzehtir. O halde Allah'ın zâtına zâid mevcut sıfatları yoktur. Allah, hayatı
olmadan zatıyla hayy'dir. İlmi olmadan zatıyla âlimdir. Kudreti olmadan zatıyla
kadirdir... Allah'ın bu sıfatları zatının aynıdır. Allah Teâlâ'nın zatının
hayyiyet (dirilik), alimiyyet, kaderiyyet... halleri vardır. Bu halle de itibâri
olup vücud ile vasıflanmazlar derler. Ehl-i Sünnet-i Âmme, Mu'tezilenin sübutî
sıfatlar hakkındaki bu görüşlerine şöyle cevap verirler: "Sıfatları, Allah'ın
zatının aynı değildirler; ondan ayrılan gayrı da değildirler.?
Mefhum itibariyle sıfattan
anlaşılan anlam, zattan anlaşılan anlamdan başkadır. Eğer sıfatları Zat-ı
Bâri'nin aynı kabul edilirse:
a) Zât ve sıfatlar manâ
bakımından birbirlerine karıştırılır. İlmin hayatın aynı; kudretin ilmin aynı
olması gerekir. Böyle olunca, "Kudret Allah'ın zatıdır, Allah'ın zatı ilimdir,
Allah'ın zâtı, iradedir, yaratmaktır." demek caiz olur. Bunun batıl olduğunda
ise şüphe yoktur.
b) Eğer sıfatları Zât-ı
Bâri'nin aynı olsaydı, mesela "ilim"; kadir, hayy, murid, vacibül-vücud, bu
âlemin hâlıkı, mahlûkâtın mabudu ve her türlü kemal sıfatları ile muttasıf
olması gerekirdi. Bu ise muhaldir. Böylece zât ve sıfatları anlamada karışıklığa
düşülürdü.
c) Sıfatlar Zatullahın
aynı olsaydı, hiç bir bürhana ihtiyaç duymadan, Allah'ın âlim, kadir, hayy,
semi' ve basîr olduğunu bilmemiz gerekirdi.
Çünkü bir şeyin aynının kendisi
olması zorunludur.
d) Allah Teâlâ'nın bu
sıfatlardan (manâlardan) halî olması, onda noksanlık gerektireceğinden, bunlarla
muttasıf olması zorunludur.
Zatullah, bil-icab (zorunlu
olarak) kemalâtın menşeidir. Zât-ı Bâri, sıfatlarını gerektirir. Eğer, sıfatlar
zatının dışından gelip Allah'a ilave olunsalardı; o zaman istikmal bil-gayr
(Allah'ın başkasıyla kâmil olması) Iâzım gelirdi. Halbuki Yüce Allah, zorunlu
olarak zatının gerektirdiği ve zatıyla kaim olan sıfatlarıyla tek ilâhtır.
Sıfat-ı Sübûtiyye, Allah'ın
zatının gayri de değil; O'nun zatının muktezasıdırlar.
Birbirinin aynı olmayıp
birbirlerinden başka bulunan iki şeye birbirlerinin gayridir (birbirlerinden
başkadır) denilir. Biri diğeri olmayan ve birbirlerinden ayrılan şeyler,
birbirlerinden başkadır. Sıfatları ise Allah'ın zatının ve bir sıfatı diğer
sıfatının gayri değildir. Sıfatlar, vücud itibariyle Zat-ı Bâri ile birdirler.
İki şeyin birbirlerinden
ayrılması mümkin olursa, bunlar da birbirlerinin gayridir. Ayrılmak ya mekanda
olur, iki cisim gibi; ya da baba oğul gibi zamanda olur. Veyahut da mevcud ve
ma'dum (yok olmuş) varlık ve yokluk itibariyle olur. Bu şekillerde sıfatlar,
Allah'ın zatının gayri olsa, sıfatların birden fazla vücudlarının olması ve
dolayısıyla teaddüd-i Kudema (Zatullah'tan ayrı kadimlerin bulunması) lâzım
gelir. Bu ise batıldır. Sıfatı İlahiyyenin Zatullah'tan ve birbirlerinden
ayrılması ve başka şeylere hulûl etmesi ve yok olması asla mümkin değildir. Bir
kimse "evde Zeyd'den başkası yoktur" der ise; kimse "evde Zeyd'den başka onun
eli, kalbi, beyni de var mıdır?" demez. Gerçi Zeyd'den elinin, kalbinin...
ayrılması mümkündür. Allah'tan sıfatlarının ayrılması asla caiz ve mümkin
değildir. Hak Teâlâ'nın zatı sıfatsız, sıfatları da zatsız tasavvur edilemez.
Allah zat ve sıfatlarıyla beraber tektir. Sıfatları vücudu Zat-ı Bâri'ye tâbi ve
onunla kaim olan manalardır. 10 rakamı kendisinde bir adedi olmadan; 10
rakamının biri de 10 sayısından ayrı olarak tasavvur edilemez. 10'dan 1 veya iki
ayrılınca o rakam 10 olmaz.
Doğrusu Allah Teâlâ'nın bu
kemal sıfatlarıyla muttasıf olduğuna inanmak dinin gereklerindendir. Bunlarla
nasıl muttasıf olduğunun bilgisi Allah Teâlâ'ya havale edilir. Şüphesiz,
sıfatlarıyla nasıl muttasıf olduğunu ancak Hakk Teâlâ bilir.
Sıfat-ı Sübütiyye, Matüridilere
göre, sekiz; Eş'arilere göre yedi'dir.
1- Hayat: Cenab-ı
Hakk'ın bütün hayatların kaynağı olan ezelî ve ebedî, hakiki bir hayat ile
muttasıf olmasıdır. O'nun hakkında bunun zıddı olan memat (ölü olmak) muhaldir.
2- İlim: Cenab-ı
Allah'ın olmuş ve olacak her şeyi bilmesidir. O'nun hakkında bilgisizlik
muhaldir.
3- Kudret: Cenab-ı
Hakk'ın her şeyi (mümkini) yaratmaya ve yok etmeye gücünün yetmesidir. O'nun
hakkında acz muhaldir.
4- İrade: Allah
Teâlâ'nın mecbur olmadan yaratacağı her mümkini istediği şekilde dilemesi ve her
şeyde serbest irade ve ihtiyar sahibi olmasıdır. O'nun dilemesi olmadan hiç bir
şey vukua gelmez.
5- Basar: Allah'ın her
şeyi görmesidir.
6- Semi': Allah'ın her
şeyi işitmesidir.
7- Kelâm:
Allah Teâlâ'nın zatına mahsus kelamı ve konuşmasıdır.
8- Tekvin: Cenab-ı
Hakk'ın dilediği şeyleri yok iken yaratması, vücuda getirmesi, var olanları da
yok etmesidir. Matüridilere göre, Tekvin sıfatı Yüce Allah'ın zatıyla kaim ezeli
ve hakiki bir sıfattır. Terzik, tasvir, ihya, imate (öldürme), inma' (büyütme)
ve diğer bütün işlerin mercii (masdarı) tekvin sıfatıdır. Allah'ın var edeceği
her şey ve iş bu sıfatın teallukuyla vücûda gelir.
Eş'arilere göre, Tekvin, diğer
yedi sıfat gibi müstakil ve hakiki bir sıfat olmayıp Cenab-ı Hakk'ın yaratacağı
şeylere kudret sıfatının hâdis olan teallukunun ismidir. Tekvin, kudret sıfatına
racidir. Cenab-ı Hakk'ın bütün işlerinin mercii, Kudret sıfatıdır. Allah her
mümkini ezeli iradesi ve ilmine uygun olarak kudret sıfatıyla yaratır.
Bu sekiz sıfattan hayat, ilim,
irade, kudret, tekvin nakil ile isbat edildiği gibi, doğrudan doğruya akıl ile
de isbat edilebilir. Diğerleri ise özellikle nakli delil ile isbat edilir.
Sıfat-ı Sübütiyyeden irade, kudret ve tekvin, mümkinlere tealluk eder; vacib ve
muhallere (mümteni'âta) tealluk etmez. Çünkü vacib, varlığı zatın muktezası olup
ezelî ve ebedî olandır. Muhtaç olmayandır. Yaratılan her şeye hâdis (sonradan
var edilmiş) ve varlığında ve varlığın devamında yaratıcısına muhtaç olur. Muhal
vukuu aklen imkânsız ve çelişik olandır. Mesela; bir masa aynı anda iki yerde
olmaz. Aynı masa aynı anda iki yerde olursa birin iki etmesi gerekir. Bir her
zaman birdir; birin iki olması aklen muhaldir.
Hayat sıfatı bir şeye tealluk
etmez. İlim ve Kelam sıfatları, vacib, mümkin ve muhallere tealluk eder. İlim,
keşif ve açık olma yoluyla; Kelâm, delâlet yoluyla tealluk eder. Sem' ve basar;
mevcudâta yani işitilmek ve görülmek şanından olan şeylere tealluk eder.

[1]








[1]
Muhiddin Bağçeci, Şamil İslam Ansiklopedisi: 5/401-403.

ALLAH (C.C.) Allah Lafzı; Anlam ve Mâhiyeti
Varlıkların Türleri
1) Vâcibu'l-Vücûd
2) Mümkinu'l-Vücûd
3) Mümteniu'l-Vücûd
A) Aklî Deliller 1) Hudûs (So adan Varolma) Delilleriyle Allah'ın Varlığını İspat.
a) Cisimlerin So adan Yaratılması Esasına Dayanan Delil.
b) İhtirâ (İcat Etme) Delîli.
c) Terkip Delili.
2) İmkân Delîli
3) İbdâ' ve İllet-i Gâiyye Delîli
B) Naklî Deliller
Allah'ın Varlığına İcmâlî Birkaç Delil
1- İmkân Delîli
2- Hudûs Delîli
3- Hayat Delîli
4- İntizâm Delîli
5- San'at Delîli
6- Hikmet Ve Gâye Delîli
7- Şefkat-Merhamet Ve Rızık Delîli
8- Yardımlaşma Delîli
9- Temizlik Delîli
10- Sîmâlar Delîli
11- Sevk-i İlâhî Delîli
12- Rûh Ve Vicdân Delîli
13- Fıtrat Ve Tarih Delîli
14- Duygular Delîli
15- İttifak Delîli
16- Kur'ân Delîli
17- Peygamberler Delîli
"Allah? Kelimesinin İçerdiği Anlam ..
Allah'a İman
Allah Teâlâ'nın Birliği
ALLAH TEÂLÂ'NIN SIFATLARI
Kur'ân-ı Kerim Allah Teâlâ'yı Bize Nasıl Anlatıyor
Kur'ân-ı Kerim'de Allah'a İman ve O'nun Bazı İsim ve Sıfatları
Konuyla İlgili Hadis-i Şeriflerden Bazıları
YÜCE ALLAH'IN İSİMLERİ ?ESMA-İ HÜSNA? .
SIFAT-I İLAHİYYE .
1- Sıfat-ı Nefsiyye
2- Sıfat-ı Selbiyye (Tenzihat)
3- Sıfat-ı Sübûtiyye (Sıfat-ı Zatiyye)
4- Esmaül-Hüsna'nın Delalet Ettiği Sıfat ve Manalar
5- Haberî Sıfatlar
İstivâ
Nüzul
SIFÂT-I SELBİYYE .
SIFAT-I ZÂTİYYE .
1) VÜCUT ..
VACİBU'L-VÜCUD ..
2) KIDEM ...
3) BEKA ..
4) MUHÂLEFETÜ'N Lİ'L-HAVÂDİS .
5) KIYÂM Bİ-NEFSİHÎ
6) VAHDÂNİYET ..
SIFÂT-I SÜBUTİYYE .
1) HAYAT ..
2) İLİM ...
3) SEMÎ'
4) BASAR ..
5) İRÂDE .
İrâde-i Külliyye ve İrâde-i Cüz'iyye
a- Tekvinî İrâde
b- Teşriî irâde
a) Yaratma İradesi (İrâde-i Tekviniye)
b) Yasama İradesi (İrâde-i Teşriiye)
6) KUDRET ..
7) KELÂM ...
8) TEKVÎN ..
Tekvin Sıfatının İsbatı
RUYETULLAH .. Ru'yetullah; Allah'ın Görülmesi
Rü'yetin Dünyadaki Cevazı
Rü'yetin Âhiretteki Vücûbu
Allah Teâlâ'yı Görmek Mümkün müdür ? .
ALLAH'I İNKAR .. Allah'ı İnkar Etmede Önemli Olan Üç Etken . 1) Kibir ve İnat
2) Cehâlet
3) Tâğutların İfsadı
Allah'sız Bir Dünyayı Kimler İster? .
Allah İnancı Olmayan Toplum Modelinin Zararları
Allah'ı Düşündüren Kâinat Ayetleri
Yegâne Yaratıcı Allah'ı İnkâr Edenleri Düşünmeye Dâvet Bu Şiiri Kim Yazdı? .
Fabrika .
Tasvir
Allah'ı İnkâra Dayalı Felsefî Akımlar 1) Ateizm; Allah Tanımazlık .
2) Darwinizm ..
3) Naturalizm ..
Tabiat Nedir? .
Tabiat (Doğa) Yaratıcı Olabilir mi? .
4) Pantheisme .
5) Pozitivizm ..
Bilimlerin Dilinden .
Bak ve Düşün!
İlimler
6) İdealizm ..
İslâm Felsefesi mi? .
7) Reenkarnasyon .
8) Hedonizm ..
Niçin Yaşıyoruz? .
Beşer ve İnsan
Kitaplıktaki Kedi