Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

İntihâl

İntihâl

İntihâl


(Arapça "nahl" kelimesinden türemiştir.) Bir
sanat eserinden, eserin ve yazarın adını belirtmeksizin birtakım parçalar alma,
kendininmiş gibi sunma ya da eserin bütününü kendine mal etme işine intihâl
(çalıntı ya da aşırma) adı verilmektedir. Edebiyatta görülen intihâl, iki sebebe
bağlanabilir: Birincisi, sanatçı her zaman birtakım yeniliklerin peşinden koşar,
çünkü kendini tekrarlamaktan korkar; yeni bir öz ve buna uygun yeni bir biçim
arar; bu yolda birtakım denemelere girişir, başaramayınca da silinip gitmeyi
göze alamayacağı için başka sanatçıların eserlerinden intihâle başlar. İkinci
sebep de şudur: Sanatçı yabancı edebiyatlarda gördüğü ilginç bir şeyi kendi
edebiyatına aktarmak ister, beceremeyince de kaynak belirtmeksizin alır,
kullanır. İntihâl ile etkilenme, edebiyatta iki ayrı olgudur. İntihâl, düpedüz
bir hırsızlık örneğidir ve yapanı için de bağışlanmaz bir suç oluşturur. Bir
eserdeki intihâl bölümleri ciddî bir araştırmayla kolaylıkla tesbit edilebilir.
Etkilenme ise, her sanat dalında tabiî karşılanır ve sanatçının "yolunu
bulması"nda önemli bir aşama olarak kabul edilir. Türk edebiyatının her
döneminde intihâl örneklerine rastlanmaktadır. Edebiyat üzerine yazılmış eski
kitaplarda intihâl için "şâir geçinenlerin tutuldukları bir hastalık"
denilmektedir. İntihâl şiirle ilgiliyse "sirkat-i şi'r" (şiir hırsızlığı), bu
işiyapanlara da "düzd-i sühan" (söz hırsızı) adı verilmektedir. İntihâlin birçok
çeşidi, edebiyatta ayrı adlarla belirtilir (Tür Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi,
Dergâh Y. İst. 1981, c. 4, s. 399). Olduğu gibi (ç)almaya intihâl, anlamı
çalmaya (aynı mânâyı kendi kelimeleriyle kullanmaya) "ilmâm", değiştirerek
çalmaya "igâre" ya da "mesh" derler.

Sünbülzâde Vehbî, meşhur "Sühan" kasîdesinde
intihâl yapanlar için: "Sirkat-i şi'r edene kat'-ı zebân lâzımdır / Böyledir
şer'-i belâğatde fetâvâ-yı sühan" hükmünü verir. (Yani, şiir çalanın dilini
kesmek gerekir. Belâğatta (söz sanatında) sözlerin fetvâları bu şekildedir.)
Sünbülzâde için de Ziyâ Paşa: "Divânında o müfti-i fen / Düzd-i sühanın dilin
keserken / Manzûmesi Mirzâ Nasîr'in / Divânında durur o pîrin" ta'rîzinde
bulunur. İran şâirlerinden meşhur Enverî: "Kes dânem ez-ekâbir-i gerden-keşân-i
nazm / K'ûrâ sarîh hûn-i dûdivân be-gerdenest" Yani: "Şâirlerin azametli
büyüklerinden birini bilirim ki boynunda iki divânın kanı vardır" demiştir.
Divanlarının ruhlarını çalmak sûretiyle onların kanını akıtmış, canını
çıkarmıştır demektir.

Şâir geçinenlerin bu aşırma cür'etlerinin
intihâl, yani şir hırsızlığı olduğu konusunda ihtilâf yoksa da, tercüme veya
meâlen nakli sûretiyle görüş benimsemenin intihâl sayılıp sayılmayacağı
ihtilâflıdır. Molla Câmî, Bahâristan'ında Sâveli Selman'dan bahsederken onun
eski üstadlardan, özellikle Kemâl-i İsfehânî'den mânâ naklettiğini söyledikten
sonra, "o naklin lafzı ve üslûbu güzel olduğu için Selman ayıplanmaz" diyerek
şiirde mânâ çalmayla ilgili olarak şöyle benzetme yapar: "İyi bir fikir, endâmı
latîf bir güzele benzer. Ona ne çeşit elbise giydirilse yaraşır. Fakat sonraki
elbise, eskisinden yakışıklı olmazsa o güzeli utandırır. Asıl hüner, onun
sırtındaki eski yün hırkayı çıkarıp yeni ve ipekli kumaş giydirebilmektir."
Bazıları fikri bir güzele, lisanı veya üslûbu da üstündeki elbiseye
benzetmişler, dil ve üslûbu değiştirmenin elbise değiştirmek gibi olacağını
söylemişler, yani "böyle yapan, intihâl etmiş sayılmaz" demek istemişlerdir.
Tercüme edilen eserin mütercem olduğunu açıklamamak, intihâlden başka bir şey
olmayacaktır (Tâhirü'l Mevlevî, Edebiyat Lügatı, Enderun Kitabevi Y. İst. 1973,
s. 67-70). Bu son cümleden yola çıkarak İstanbul Üniversitesi rektörü Kemal
Alemdar'ın Batıda yazılmış kendi alanıyla ilgili bir kitabı aynen tercüme edip
kendi kitabıymış gibi kendi ismiyle yayınlaması ve benzeri birçok olayı
eskilerin bu tür olaylar için kullandığı "cinâyet" tâbiriyle ifâde edebiliriz.

HIRSIZLIK..
Hırsızlık; Anlam ve Mâhiyeti
Hırsızlığın Cezâsı
Hırsızla İlgili Şartlar Şunlardır
Çalınan Malla İlgili Şartlar
Malı Çalınanda Bulunması Gereken Şartlar
Hırsızlığın İsbâtı
İkrarın Şartları
Hırsızlık cezâsını Düşüren Haller
Cezânın Uygulanması
Hadler; Hırsızlık ve Yol Kesme Cezâları
Hırsızlık cezâsı (hadd-i sirkat)
Yol kesme cezâsı
Kur'ân-ı Kerim'de Hırsızlık Kavramı
Hadis-i Şeriflerde Hırsızlık Kavramı
Malı Koruma.
Lukata; Yitik Malı Bulma.
a. İşhâd
b. İlân
Lukatanın kısımları
İlân müddeti dolduktan so a sahibi gelmeyen lukatalarda yapılacak muâmeleler
Lukatanın vergisi
Hırsızlığa Giden Yolun Kapanması ve Müslümanın Mala/Paraya Bakışı
Sosyal Adâlet
Cezâ Tedbiri
Emeği sömürmek
Haram Kazanç Yolları
Çalınan ve Gasbedilen Şeyi Satın Almak
Rızıktaki Farklılığın Hikmetleri
Rızık Darlığı İmtihanı Karşısında Müslümanın Tutumu.
Haramdan, Hırsızlıkla Oluşmuş Hakdan Temizlenmek.
a- Tevbe
b- Haramı Mülkünden Çıkarmak
c- Haram Malın Verileceği Yer
Farklı Hırsızlıklara Örnekler (Dolandırıcılık, Üçkâğıtçılık, Kleptomani, İntihâl, Yol Kesme, Soygun, Zimmet, Rüşvet, Kumar...)Dolandırıcılık.
Üçkâğıtçılık.
Yankesicilik.
İhtilâs.
Kapkaççılık.
Vurgunculak.
Sûiistimal; Görevi Kötüye Kullanma.
Yolsuzluk.
Zimmete Geçirme.
İrtikâp.
Haraç
Gasb.
Yağma.
Sahtekârlık.
Taklitçilik.
Hıyânet, Hâinlik.
Hile.
Borcu Ödememek.
Ğulûl
Kleptomani
Kleptomani
İntihâl
Nebbâşlık.
Soygunculuk.
Rüşvet
Kumar
Hırsızlık ve Günümüz.
Fâiz Soygunu
Robin Hood'luk İslâm'da yoktur.
Dâru'l-Harb ve Dâru'l-Harbde kâfirlerin Malı
Hırsızlığın Günümüzdeki Bin Bir Çeşidi...
Çocukları Çalınan Ana-Babalar
Dili Koparılan Anne
Hırsızlık Konusuyla İlgili Âyet-i Kerimeler
Konuyla İlgili Geniş Bilgi Alınabilecek Kaynaklar