Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

İBÂDET.. İbadet Nedir?.

İBÂDET


İBÂDET




İbadet
Nedir?



Kelime anlamı itaat etmek, boyun eğmek, tapmak,
kulluk etmek, küçüklüğünü kabul etmek demektir. Şer'i anlamı ise, Allah'ın
sevdiği, emrettiği, kabul ettiği ve razı olduğu bütün gizli-açık amel ve sözler
ibadettir. Bunlardan bazıları; iman, islam, ihsan, dua, korkmak, umut etmek,
tevekkül etmek, ummak, gönülden saygı duymak, yönelmek, yardım istemek,
sığınmak, yardımına çağırmak, kurban kesmek, adak adamak, ilah olarak yalnızca
Allah'ı tanımak, Allah'ın hükmüne teslimiyet göstermek, Allah için sevip Allah
için buğzetmek, namaz kılmak, zekat vermek, oruç tutmak, hacca gitmek, tavaf
etmek, tevbe-istiğfar etmek vs. dir.[1]


İbadet niyete bağlı olarak
yapılmasında sevap olan, Cenab-ı Hakka yakınlık ifade
eden ve özel bir şekilde yapılan taat
ve fiillerden ibarettir. Bu, bizi yoktan var eden, bize sayısız nimetler
bahşeden yüce Allah'ı ta'zîm (ululamak, yüceltmek) amacıyla güden bir kulluk
görevidir.[2]


Bu duruma göre ibadet, Cenab-ı Allah'a
karşı gösterilen saygı ve hürmetin, en yüksek derecesini ifade eder. En geniş
anlamda ibadet, Allah'ın hoşnut ve razı olduğu bütün fiil ve davranışları
kapsamına alır.


[3]

İbadet, kendini kul olarak kabul eden
insanın Rabbine karşı teslim oluşu ve Rabbine itaat edişidir.

İbadet, Yüce Yaratıcı karşısında
kişinin benliğinin derinliğinden gelen bir saygı ile boyun eğmesidir.

İbadet, Allah'a karşı duyulan saygı ve
azamet duygularının en yücesidir. Kul bu duyguyu, Allah'ın emirlerine uyarak,
yasaklarından kaçınarak yerine getirir.

Allah'ın razı olduğu bütün ameller
ibadet kapsamına girer. Bir diğer deyişle salih (doğru ve güzel) kabul edilen
bütün ameller (fiiller)in yapılması ibadettir. Çünkü Allah, insanlardan güzel
davranışlar ve kendi hükümlerine uyma istemektedir. Yani Allah'a itaat manası
taşıyan her hareket ibadettir.

İbadet, ?abd' kelimesinden
türetilmiştir. Bu da; en yüce bilinen bir varlığa itiraz etmeksizin, karşı
gelmeksizin itaat etmek, boyun eğmek demektir.

Eskiden kölelere de ?abd' denirdi.
Onlar, sahiplerine karşı gelmeksizin itaat ederlerdi. Çünkü onlar efendilerinin
malı sayılırlardı.

İnsanın Allah karşısındaki durumu,
kölenin efendisi karşısındaki durumu gibi değildir. İnsanlar Allah'ın köleleri
değildirler. Ancak insanlar mutlak itaatı, boyun eğmeyi ve en yüksek tazimi
Allah'a yapmak zorundadırlar. Bunun adı kulluktur, yani ibadettir.[4]

İbâdet kelimesi, "abede" fiilinin
masdarı olup "itaat etmek, boyun eğmek, tevâzu göstermek, bağlanmak ve hizmet
etmek" anlamlarına gelir. İbâdet kelimesinin türediği "abd" kökü, şu anlamlara
gelir:

1)
Hürün karşıtı olan köle,

2)
Boyun eğmek ve itaat etmek,

3)
Kulluk etmek, ilâh tanımak, tapmak,

4)
Bir şeye bağlanıp, ondan ayrılmamak.

Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere
ibâdet kelimesinin ifade ettiği esas manalar; "kişinin yüksek ve üstün birine
karşı baş eğmesi, itaat etmesi, kendi hürriyetinden ferâgat ederek onun
karşısında her türlü isyanı terk etmesi, tam bir bağlılıkla ona boyun
eğmesidir." İşte bu durum, kulluk ve itaattir. İbâdet, itaat etmenin bir
çeşididir. Bu itaata layık olan da, hiç şüphesiz gerçek ma'bud olan Allah'tır.
Çok ibâdet edene âbid; kendisine ibâdet edilene de ma'bûd denir.

Kur'ânî bir terim olarak ibâdetin
genel anlamdaki tanımı şudur: "Yapılması sevap olan, Allah'a yakınlık ifade
eden, yalnız O'nun emirlerini yerine getirmiş olmak ve rızâsını kazanmak
niyetiyle yapılan, her türlü harekete ibâdet denir."

Demek ki İslamî manasıyla Allah'a
ibâdet: "İnsanın rûhen ve bedenen, gizli ve açık bütün mevcudiyetiyle yalnız
Allah'a yapmış olduğu şuurlu (bilinçli) bir tâat ve kurbettir."

"İbâdet" kavramı, "kurbet" (yakınlık)
ve "tâat" (sevap olan şeyler) kavramlarının anlamını da içermektedir.
Dolayısıyla ibâdet eden insan, hem Allah'a yaklaşmış, tanıyıp kulluk etmiş,
boyun eğmiş ve hem de O'na itaat etmiş olur. Mesela namaz kılan bir insan,
Allah'a tâat, ibâdet ve kurbet görevlerini yapmış olur. Namazın kabul olması
için de "iman", "ihlâs" ve "niyet" in bulunması gerekmektedir. Korku ve ümit
içinde hem zâhir, hem bâtında sonsuz bir alçak gönüllülük ile sınırsız bir
ta'zimi ihtiva eden ibâdet, "kibir" ve "riyâ" kabul etmez.

"İbâdet", boyun eğmenin, itaat etmenin, saygı
göstermenin ve kulluğun en son noktasıdır. İbâdet, insanın Allah'ın râzı olduğu
şeyi yapması, yerine getirmekle yükümlü olduğu fiilleri emrolunduğu şekliyle
hayata geçirmesi, hiçbir şey gözetmeden Allah'a kulluk etmesi ve bunu, sadece
O'na boyun eğip itaat etmek için yapmasıdır.

İtaat büyük bir makamdır. İbâdet/kulluk yapan "âbid/abd"
(kulluk yapan/kul), itaat ve ibâdetle Allah'a bağlandığı için şereflenir. Allah
Teâlâ, rasulü Muhammed (s.a.s.)'i, makamların en şereflisi olan "risâlet"
makamında "abd/kul" kelimesi ile isimlendirmiştir.[5]
O yüzden şehâdet kelimesinde bile "rasül" kelimesinden de önce; daha önemli ve
daha şerefli olduğu için "abduhu: O'nun kulu? ifadesi kullanılır. Çünkü risalet,
Muhammmed'in (s.a.s.) diğer insanlara yönelik ilişki ve görevini ifade ederken;
"abd/kul" ifadesi, onun Rabbıyla ilişkisini ve bağını anlamlandırır. Allah'la
irtibatın, diğer insanlarla ilişkiden daha şerefli olduğu da açıktır. Biz de,
şeref ve fazilet istiyorsak, bunun Allah'la bağımızı güçlendirmekten geçtiğini,
yani ancak ibâdet ve kulluk görevlerimizde derinleşmekle makamımızı
yükseltebileceğimizi aklımızdan çıkarmamalıyız.

İbâdet, imanın uygulanması, hak ve doğru kabul
edilen esasların günlük hayatta yaşanması olduğundan, Allah katında tâat kabul
edilen her davranışın bilfiil uygulanmış, yapılmış olması gerekir. Yoksa, yalnız
istek halinde kalıp, davranış sahasına çıkmayan duygu ve düşünceler, Allah'a
yakınlık anlamına gelen kurbet ve tâat olsalar da, ibâdet değillerdir. Bunun
içindir ki, ibâdetlerin başı olan imanın da, sadece kalple tasdiki yeterli
olamayacağından, hiç olmazsa dil ile ikrar edilerek açıklanması gerekli
görülmüştür. Gerçek iman kulun kalbine girdiği zaman bu pratiğe salih amel
şeklinde yansır. Allah insanlardan söz söylemelerini değil, sözlerini
doğrulayacak salih amel işlemelerini ister. Bunun yanında, niyetsiz, sadece
görünürde yapılan işler de ne olursa olsun, ibâdet sayılmazlar. Niyetsiz yatıp
kalkmak namaz olmadığı gibi, niyetsiz aç durmak da oruç değildir. O halde kötü
niyetle, veya Allah'a itaat ve yakınlık kastından başka bir maksatla yapılan
işler, ibâdet olamazlar.

Lisanımızda çokça kullanılan "tapınmak ve tapmak" kelimeleri, ibâdet'in değil;
yalnızca tâat'in karşılığı olabilir. Hatta tapmak ve tapınmak kelimelerinden az
çok, ne yaptığını bilmemek gibi bir şuursuzluk manası anlaşıldığı için, bu
kelimeleri "puta tapmak", "haça tapmak" gibi yerlerde kullanırız. Oysa kulluk
etmek, şuur bakımından tapmak kelimesinden daha iyi ve anlamlıdır. Şu halde
ibâdet terimi, bir tâat mertebesini ifade etmektedir ki, en hususi anlamı
"ibâdet", en genel anlamı ise "kulluk" manasına gelen "ubûdiyet"tir. İbâdet,
Allah'ın râzı olduğu şeyi yapmak; ubûdiyet ise, Allah'ın yaptığına râzı
olmaktır, diye de tanımlanmıştır.[6]









[1]
Muhammed b. Abdulvehhab, Tevhid, Tevhid Yayınları: 80.





[2]
Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'ân Dili, İstanbul 1935, 1/95.





[3]
Hamdi Döndüren, Şamil İslam Ansiklopedisi: 3/53.





[4]
Hüseyin K. Ece, İslam'ın Temel Kavramları, Beyan Yayınları: 282.







[5]
2/23, 17/1, 18/1, 57/9.





[6]
Ahmet Kalkan, Kur'an Kavram Tefsiri.

İBÂDET.. İbadet Nedir?.
Kur'an'da İbâdet
İbadetin Kur'an'daki Anlamları
İbâdetle ilgili Bazı Âyetler
İbadet Kimin Hakkıdır?.
İbadetin Dereceleri
İnsanın Yaratılış Gayesi
Rasullerin Gönderiliş Gayesi
Allah'ın Kulları Üzerindeki, Kulların da Allah Üzerindeki Hakları
İbadet Çeşitleri
1) Dua
Dua Çeşitleri
a) İbadet Duası
b) Dilek Duası
2) İstiâne (Yardım Dilemek)
İstiane Çeşitleri
a) Allah'tan Yardım Dilemek
b) Mahluktan Gücünün Yetebileceği Bir Husus Hakkında Yardım İstemek
c) Gücü Yetmeyen ve Huzurda Bulunan Bir Yaratılmıştan Yardım İtemek
d) Mutlak Olarak Ölülerden Ya Da Hayatta Bulunan Kimselerden Gerçekleştiremeyecekleri Ve Gaybi Bir İş Hakkında Yardım İstemek
e) Şanı Yüce Allah'ın Sevdiği Bir Takım Amel Ve Halleri İleri Sürerek Yardım İstemek
3) İstiğase (Medet Beklemek)
İstiğase Çeşitleri
a) Yüce Allah İle İstiğase Etmek (O'ndan İmdat Dilemek)
b) Ölülerden Ya Da Hazır Olmayıp Buna Güç Yetirebilen Canlı Kimselerden İmdat İstemek
c) Hayatta Olan, Bilen ve İmdada Yetişmeye Güç Yetiren Kimselerden İmdat İstemek
d) Gizli Bir Kuvvete Sahip Olduğuna İnanmaksızın Güç Yetiremeyen, Hayatta Olan Bir Kimseden İmdat İstemek
4) İstiâze (Sığınmak)
İstiaze Çeşitleri
a) Yüce Allah'a İstiâzede Bulunmak
b) Yüce Allah'ın Kelamı, Azameti, İzzeti Ve Buna Benzer Sıfatlarından Herhangi Bir Sıfat İle İstiazede Bulunmak
c) Ölülerle Ya Da Sığınma Talebini Karşılama Gücüne Sahip Ancak Hazır Olmayan Canlılar İle İstiaze
d) İnsan, Mekân Ya Da Bunların Dışındaki Mahluklardan Kendilerine Sığınılması Mümkün Olan Şeylerle İstiazede Bulunmak
5) Kurban Kesmek
Zebh Çeşitleri
a) Kendisi Adına Kesim Yapılanın Ta'zim Edilmesi, Onun Önünde Zilletin Açıklanması Ve Ona Yaklaşmak Maksadı İle İbadet Olarak Yapılan Kesim
b) Misafire İkram, Düğün Yemeği Ya Da Buna Benzer Bir Maksatla Yapılan Kesim
c) Etini Yemek Suretiyle Faydalanmak Yahut Ticaretini Yapmak Ve Buna Benzer Bir Maksatla Kesim Yapmak
6) Adak Adamak
7) Havf (Korkmak)
Havf Çeşitleri
a) Tabiî Korku
b) İbadet Şeklindeki Korku
c) Gizli Korku
8) Recâ (Umutvar Olmak)
9) Tevekkül Etmek
Tevekkül Çeşitleri
a) Yüce Allah'a Tevekkül Etmek
b) Bir Menfaatin Sağlanmasında, Ya Da Bir Zararın Önlenmesinde, Ölü Bir Kimseye Güvenip, Dayanmak Şeklindeki Gizli Tevekkül
c) Tevekkül Ettiği Başka Kimsenin Tasarruflarında Mertebe İtibariyle Kendisinden Daha Yüksekte, Tevekkül Edenin Mertebesinin İse Ondan Daha Aşağıda Olduğuna İnanarak Tevekkül Etmek
d) Tevekkül Edenin, Tasarruf Ettiği Hususlarda Vekaletin Caiz Olduğu Alanlarda, Başkasını Vekil Tayin Etmek Suretiyle Tevekkül Etmesi
10) İnâbe (Allah'a Yönelmek)
Teslimiyet Çeşitleri a) Kevni Teslimiyet
b) Şer'i Teslimiyet
11) Sevgi
12) Haşyet (Titreyerek Korkmak)
13) Rağbet (Sevap Umarak Yönelmek) ve Rahbet (Azabından Korkmak)
14) Rüku ve Secde
15) Huşu (İtaat Ederek Korkmak)
16) İlah Olarak Yalnız Allah'ı Tanımak
17) Hükmüne Teslimiyet Göstermek
18) Tavaf Etmek
İbâdet; Kalıp ve Kalbin, Tüm Organların Allah'a Yönelmesidir
İbâdet, Fıtrattır
İbâdet, Hayatın Tüm Alanlarını Kuşatır
Allah'a İbâdet
Namaz, Tüm İbâdetler İçin Prototiptir
Herhangi Bir Eylem Nasıl İbâdet Olur?.
Allah'tan Başkasına İbâdet
Allah'tan Başka Tapılan Varlıklar
Allah'tan Başkasına İbâdetin Anlamı
İnsanlara Fayda ve Zarar Vermeyen, İşitmeyen, Görmeyen Putları ve Heykelleri İlâh Edinmek ve Onlara İbâdet Etmek
Tâğuta İbâdet
Bilginlere ve Din Adamlarına İbâdet
Şeytana İbâdet
Cinlere İbâdet
Konuyla İlgili Geniş Bilgi Alınabilecek Kaynaklar