Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Kumarın Zararları

Kumarın Zararları

Kumarın Zararları

Yasak ve günah olması bakımından içki ile kumar arasında hiç bir fark yoktur.
Allah Teâlâ her ikisini de, aynı âyet-i kerime ile harâm kılmıştır:

"Ey iman edenler, içki, kumar, putlar ve fal okları ancak şeytanın işlerinden
birer pisliktir. Onun için siz bunlardan kaçının ki muradınıza eresiniz."
(5/Mâide, 90).

Oynayana kazanç veya zarar getiren her türlü şans oyunu kumardır. Kumar, haksız
yere başkasının malını almak, bile bile ortaklaşa hırsızlık yapmaktır. Kumar,
toplumsal bir felâkettir. Dinin şiddetle yasakladığı bu yıkıcı kötülüğün pekçok
âileyi sefil ve perişan ettiği her zaman görülmektedir. Hırsın verdiği heyecan
ile sabahlara kadar kumar masalarından ayrılmayanlar, orada, sağlıklarını,
servetlerini, ahlâklarını ve vakitlerini bırakarak insanlıktan uzaklaşır; bir
gün kazananlar başka bir gün kaybederler.

Kumarda kaybedilen parada çoluk-çocuğun, fakirlerin hakkı vardır. Kazanılan para
da meşrû değildir. Kumar yaygınlaştıkça toplumsal zararlar artar. Çalışmanın
yerini tembellik alır. İş hayatında verim düşer. Kumar beraberinde içki,
yalancılık, hırs, kin, intikam, cinâyet gibi kötülükleri de getirir. Kumar âile
hayatında düzensizliklere, anlaşmazlıklara, ihmallere sebep olur. Kumar
yüzünden, dinini, namusunu, evini satan, her türlü kutsal değeri ayaklar altına
alan pekçok kişi vardır.

Kumar, içki gibi çok kısa bir zamanda alışkanlık hâline gelir. Bir daha ondan
kurtulmak çok zor olur. Bunun için içki ve kumar alışkanlığı çok tehlikeli
tutkulardandır. Sonunda para kazanılan veya kaybedilen, zar, oyun kâğıtları,
piyango, spor-toto, loto, müşterek bahis gibi her türlü şans oyunu kumardır.
Bütün şans oyunları başlangıçta eğlenmek ve vakit geçirmek için oynanır. İnsan,
kazandıkça kazanma zevki ve hırsı için oynar. Kaybettikçe, kayıplarını çıkarmak
için yine oynar. Sonunda kumarbaz oluverir. Her şeyini kumarda kaybeden, nesi
varsa satan ve kumara yatıran, bütün ömrü sefâlet içinde geçen, karısını ve
çocuklarını mahveden kumarbazların, başlangıçta kumara bir eğlence gözü ile
baktıkları unutulmamalıdır.

Sosyal bir âfet olan kumardan sakınmak kadar çevremizdeki insanları özellikle
aile fertlerimizi de bundan korumak önemli bir görevdir. Kur'an'ı Kerimde âile
bireylerinin zararlı kötü işlerden sakındırılıp, Allah ve rasûlünün istediği bir
yaşantı için eğitilmesi görevi aile reislerine verilmektedir:

"Ey iman edenler! Yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden kendinizi ve
ailenizi koruyun. Ateşin başında sert ve şiddetli, Allah emrine karşı gelmeyen,
verilen emirleri olduğu gibi yerine getiren melekler vardır. "
(66/Tahrîm, 6).
Kumar oynayan insanlarda
istenmeyen davranışların yer ettiği, şahsiyet bozukluklarının meydana geldiği
gözlenmiştir. Kumarın en bâriz olumsuz yanı, toplumun bireyleri arasında kin ve
düşmanlık meydana getirmesidir. Bu tezâhürleri görkebilmek için uzun
araştırmalar yapmaya gerek yoktur. Kumar, nefislerde kin ve husûmet duygularının
yer etmesine sebep olur. Kumar oynayan bir kimse, karşıszındaki kumarcıya ister
istemez içinde bir kin duyacaktır. Zira göz göre göre önündeki malı
gasbedilmektedir. Karşı taraf mal kazanmış iken, mal sahibi kahrından ölüp ölüp
dirilmektedir. Her ne kadar bu kumar partileri dostluk ve mutluluk sevdâsıyla
tertiplenmiş olsa bile, neticede düşmanlık ve kin tohumları ekmektedir. Kumar
insanı aldatır. İçkinin vermiş olduğu sarhoşluk gibi bir hale sokar insanı.
Kumarbazların üzerine çöken sarhoşluk, sarhoşlarınkinden pek farklı değildir.

?Ey iman edenler! Hamr
(sarhoşluk veren içecekler), kumar, dikili taşlar (putlar, putlaştırılan
heykeller), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun
ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan içkide ve kumarda, ancak aranıza düşmanlık ve kin
sokmak; sizi, Allah'ın zikretmekten ve namazdan alıkoymak ister. Artık
(bunlardan) vazgeçtiniz, değil mi?? (5/Mâide, 90-91)
Kumarda kaybeden kimse,
kazanacağım ümidiyle devam eder ve mağlup olur. Sonuçta malını kaybeder ve fakir
düşer. Ardından da düşmanlık duygusu kaplar bütün benliğini. Kumar oynayanlar
arasında görünürde samimi bir muhabbet havası gözlense bile, aralarındaki kin ve
düşmanlık hiçbir zaman eksik olmaz. Kumar, başlıbaşına bir felâkettir. Kumar
oynayan bir insan şuur ve duygularını kaybeder. Parasının ve bütün varlığının
elinden nasıl çıkıp gittiğini dahi anlayamaz. Çünkü her verişinde birk önce
verdiğini yeniden kazanmak peşinde koşar ve her defasında da kaybeder. Evine eli
ve cebi boş döndüğü zaman içi, parasını alan kzişiye karşı kin ve düşmanlıkla
dolar. İçine düştüğü buhran sonucu onu öldürmeye bile kalkar veya bizzat kendini
öldürmeye kalkışır.
Kumar, oyuncuların kalbindeki
kin ve düşmanlık ateşini alevlendirir. Kumar dolayısıyla kişiliğin kaybolması da
bir gerçektir. Kumar, sebepsiz bir düşmanlık, kin ve hoşnutsuzluk doğurur. Aklı
düşünmekten alıkor, insanı tembellik ve pısırıklığa sevkeder. Sinirleri mahveder

"Sana, içki ve kumar
hakkında soru sorarlar. De ki: Her ikisinde de büyük bir günah ve insanlar için
birtakım faydalar vardır. Ancak her ikisinin de günahı faydasından daha
büyüktür..." (2/Bakara, 219)
Kumar oynayan kişinin karakter
yapısına topluca baktığımızda şu hususların ön plana çıktığı görülür: Düşmanlık,
kin ve nefret, zihinsel güçte zayıflama, tembellik, kişilik (ahlâk ve terbiye)
bozukluğu, sinir sisteminin tahrip olması, kıskançlık, atâlet, durgunluk, üzüntü
ve heyecanlar arasında geçen bir ömür.[1]



[1]
Abdurrahman Kasapoğlu, Kur'an'da Ahlâk Psikolojisi, s. 130-132.