Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

2) Hırsızlık Cezâsı (Hadd-i Sirkat)

2

2) Hırsızlık Cezâsı (Hadd-i
Sirkat):

"Akıllı ve ergin (baliğ) bir kimsenin nisab miktarı bir malı, bulunduğu yerden
çalması"na hırsızlık denir. Cezâsı Kur'ân-ı Kerîm'de bildirilmiştir:
"Hırsızlık eden erkek ve kadının, yaptıklarına karşılık Allah'tan bir cezâ
olarak ellerini kesin! Allah daima üstündür, hikmet sahibidir" (5/Mâide,
38).
El
kesme cezâsının tatbik edilebilmesi için iki âdil şahidin şahitlik yapması ve
hâkimin de sorgulaması (muhakemesi) neticesinde suçun sâbit olduğuna kanaat
getirmesi gerekir. Hâkim şâhitlere sırasıyla: Hırsızlığın mâhiyetini, çalınan
malın cinsini, kıymetini, nasıl çalındığını, hırsızlık yerini, hırsızlığın ne
zaman yapıldığım, malı çalan şahsın kim olduğunu sorar.

Hırsızlığın nisâbı (el kesme cezâsını gerektirecek en az miktarı) Hanefî
mezhebine göre on dirhemdir. Cezânın tatbik edildiği dönemdeki dirhemin değeri
esas alınır (bk. el-Kâsânî, Bedâyiu's-Sanâyî', VI, 67; İbnü'l-Hümâm, Fethu'l-Kadîr;
IV, 220, 230; Nesaî, Sârık, 10; Zeylaî, Nasbu'r-Râye, III, 359, 360).
El
kesme cezâsı tatbikatına örnek olarak ve Allah hakkı olan bu cezâda herhangi bir
şefaatçinin kabul edilemeyeceği konusunda şu hadisi zikredebiliriz: "Mahzum
kabilesine mensup bir kadının hali Kureyş (kabilesin)i üzdü. Onlar: 'Kim
Rasûlullah'a (gidip de) bu kadın (a şefaat) için konuşacak' dediler. Bir kısmı
da: 'Bu işe Rasûlullah'ın çok sevdiği (sahâbî) Üsâme b. Zeyd'den başkası cesâret
edemez' dediler. Üsâme (kadına şefaat için) Rasûl-i Ekrem'le konuştu. Bunun
üzerine Rasûlullah buyurdular ki: "Yüce Allah'ın hadlerinden bir hadd(in
yapılmaması) hususunda şefaat/aracılık mı ediyorsun?" Sonra kalkıp bize bir
hutbe îrâd etti. Hutbesinde şöyle buyurdu: "Sizden evvelkilerden
(şerefli/asil bir kimse hırsızlık yaptığında (suçluyu) bırakırlardı. (Şeref
itibariyle) zayıf olan kimse çaldığında haddi tatbik ederlerdi. Allah'a and
olsun ki, Muhammed'in kızı hırsızlık yapmış olsaydı elbette onun elini de
keserdim" (Eş-Şevkânî, Neylü'l-Evtâr, VII,' 131, 136).