Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

41) Îlâ-yı Kelimetullah

41



41) Îlâ-yı
Kelimetullah:


Allah'ın
adını yüceltmek için Allah'ı inkâr edenlere karşı savaşmak demektir. Sözlük
anlamı, ?Allah'ın kelimesini yüceltmek? demek olan "i'lây-ı kelimetullah",
ıstılahta Allah'ın adını veya İslâm dininin tevhid akîdesini şânına uygun bir
biçimde yüceltip yayma mânâsına gelir. Bu terim "cihad" kelimesiyle de ifâde
edilmektedir.

Bilindiği üzere İslâm, sadece belirli bir millete veya topluma değil, bütün
insanlığa gelmiştir. İslâm'ın getirdiği bu hayrın bütün insanlara ulaşması ve
insanlık ile hayrın arasına hiçbir engelin girmemesi, Allah Teâlâ'nın
kelimesinin yücelmesi demektir. Dolayısıyla bu İslâm nimetinin bütün insanlığı
kuşatacak şekilde yayılmasına karşı çıkanlar, insanla hayrın arasına girmiş
olacak, böylece Allah'ın kelimesine saldıran bir mütecâviz/saldırgan durumuna
geleceklerdir. İşte bu engelleyici güçleri ortadan kaldırmak için yapılacak
mücâdele, Allah'ın kelimesini yüceltmeye çalışmak demektir. Bu mücâdele (savaş),
insanlara zorla İslâm dinini kabul ettirmek için değil, aksine onlara fikir ve
vicdan hürriyeti vererek doğru yolu bulma imkânını elde etmeleri için yapılır.
İslâm dini, hiçbir kimseyi kendisine inanmaya zorlamaz. Ancak, insanlığa,
İslâm'ın yolunu tıkayanları etkisiz hâle getirerek hidâyete etmeleri hususunda
yardımcı olur.

İslâm, bütün dünyada adâleti ve doğruluğu yerleştirmek için gelmiştir. Öyleyse
saldırganlar, zâlimler ve adâlete muhâlif hareket edenler, Allah'ın kelimesinin
zıddına davranmış olur. Oysa müslümanların Allah'ın kelimesini yüceltmek için
savaşmaları emredilmiştir. O kelimeden uzaklaşanları -kılıca sarılmak pahasına-
tekrar O'na bağlamak gerekir. Her hâlükârda ve her yerde yerine getirilmesi
gereken i'lây-i kelimetullah görevi; mutlak anlamda adâletin temininden, tecâvüz
ve düşmanlığın önlenmesinden ibârettir. Bu konuyu destekler mâhiyette şu âyeti
zikredebiliriz:

"Eğer müminlerden iki topluluk birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltiniz;
Eğer biri diğeri üzerine saldırırsa, saldıranlarla Allah'ın buyruğuna dönünceye
kadar savaşınız; Eğer dönerlerse aralarını adâletle bulunuz, âdil davranınız;
şüphesiz Allah âdil davrananları sever." (Hucûrât:
49/9).

İslâm'da cihadın mânâsı, ilâ-yı kelimetullah uğrunda ve İslâmî bir toplum
sergileme yolunda elden gelen gayreti göstermektir. Bu cihaddan ilk planda meşrû
müdâfaa demek olan, malın, ırzın, hayatın müdâfaasından da öte; İslâm toplumunun
oluşmasına engel olabilecek her şeyi ortadan kaldırmak, dinî hürriyeti elde
etmek ve sonuçta İslâm toplumunu tesis etmek için Allah'ın hâkimiyetini sağlamak
ve emirlerini uygulamak için yapılan çalışma ve uğraşılar anlaşılır. Ancak
müslümanlar kesinlikle savaşı ve düşman ile karşılaşmayı arzu etmez, fakat savaş
söz konusu olduğunda da ellerinden gelen gayreti sarfederler. Nitekim Allah
Teâlâ, saldırgan tarafın barış isteğinin kabul edilmesini müslümanlardan şu âyet
ile ister:

"Eğer onlar barışa yanaşırlarsa, sen de yanaş ve Allah'a güven. O şüphesiz
işitir ve bilir." (Enfâl: 8/61).


Konuyla ilgili olarak şu hadis-i şerif de zikredilebilir:

"Düşmanla karşılaşmaya pek istekli olmayın, fakat Allah'tan selâmet dileyin.
Bununla beraber, eğer onlarla karşılaşırsanız sebat edip sabırlı olun. Bilin ki,
Cennet, kılıçların gölgesi altındadır."[1]


İnsanoğlunun yeryüzüne gönderiliş ve yaratılış gayesi, Allah'ın hâkimiyetini ve
hükümdarlığını kurmak, yalnız O'na kul olmak ve ibâdet etmektir. İnsanı
yaratılış gayesinden saptıran, Allah'a kul olmaktan çıkarıp kula kulluk ettiren
güç, kuvvet ve otoritelere, Cenâb-ı Hakk'ın din ve hâkimiyetine kafa tutmuş,
insanların inanç ve düşünce hürriyetlerini gasp etmiş ve toplumu bir fesat
çukurunun yanına sürüklemişlerdir. Kur'ân-ı Kerîm âyetlerinin ifâdesiyle,
"hak, kendilerine apaçık belli olduktan sonra, içlerindeki çekememezlikten ötürü
inananları, iman etmelerinden sonra küfre döndürme hevesinde" (Bakara:
2/109) olan, "kendi dinlerine uyuncaya kadar asla dindarlardan hoşnut
olmayan" (Bakara: 2/120) ve "güçleri yetse müslümanları dinlerinden
döndürünceye kadar savaşa devam eden? (Bakara: 2/217) bu inkârcıların fitne
ve fesatlarına engel olmak, insanları bu zihniyetteki kişilere kul olmaktan
kurtarıp hak ve hürriyetlerini elde etmelerini sağlayacak Allah'a kulluğu ve
O'nun hâkimiyetini kurmaya çalışmak, Allah Teâlâ'nın insanlara bir emridir. Bu
konudaki İlâhî buyruk, âyette ifâdesini şöyle bulur:

"Yeryüzünde fitne kalmayıncaya ve din tam anlamıyla Allah'ın oluncaya kadar
onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse sataşmayın. Zulmedenlerden başkasına
düşmanlık yoktur." (Bakara: 2/193).

Bu
sebeple İslâm devleti, dindar olduğunu iddiâ eden veya kendini ehl-i kitaba
nisbet eden ya da müşrik olan kişi veya gruplara, Allah'ın hâkimiyetine karşı
kendi güç ve otoritesiyle karşı çıkarak fiilî şirkte bulundukları takdirde cihad
ilân edecek ve bunu mukaddes bir görev bilecektir.
Öte
yandan, Kur'ân-ı Kerîm'de i'lây-ı kelimetullah için, Allah'ın dinini yüceltmek
ve yaymak için cihad edenlerden şu şekilde sitâyişle bahsedilir:

"İman edenlerden özürsüz olarak yerlerinde oturanlar ile, mal ve canlarıyla
Allah yolunda cihad edenler birbirine eşit değildir. Allah, mal ve canlarıyla
cihad edenleri, mertebe yönüyle oturanlardan üstün kılmıştır. Allah hepsine de
cenneti vaadetmiştir, ama Allah cihad edenleri, oturanlara; büyük ecirler,
dereceler, mağfiret ve rahmetle üstün kılmıştır."
(Nisâ: 4/95-96)

Allah için cihad edenlere ödül olarak verilecekler de şu âyetlerle bildirilir:


"Ey iman edenler! Sizi can yakıcı bir azaptan kurtaracak kazançlı bir
ticareti/yolu size göstereyim mi? Allah'a ve peygamberine inanırsınız, Allah
yolunda canlarınızla, mallarınızla cihad edersiniz; bilseniz bu sizin için en
iyi yoldur. Böyle yaparsanız Allah günahlarınızı size bağışlar; sizi içlerinde
ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerinde hoş yerlere koyar. Büyük kurtuluş
budur." (Saff: 61/10-12);

"Allah şüphesiz, Allah yolunda savaşıp öldüren ve öldürülen mü'minlerin
canlarını ve mallarını Tevrat, İncil ve Kur'an'da söz verilmiş bir hak olarak
Cennete karşılık satın almıştır. Verdiği sözü Allah'tan daha çok tutan kim
vardır? Öyleyse yaptığınız alış verişe sevinin; bu büyük bir başarıdır."
(Tevbe: 9/111)

Allah Teâlâ, müslümanların her an cihada hazır bir şekilde bulunmalarını
isteyerek söyle buyurur:

"Siz de düşmanlara karşı gücünüzün yettiği kadar her türlü kuvvet ve cihad için,
bağlanıp beslenen atlar hazırlayın ki, bununla Allah düşmanını, kendi
düşmanınızı ve bunlardan başka sizin bilmeyip de Allah'ın bildiği diğer
düşmanları korkutasınız. Allah yolunda ne harcarsanız, onun sevabı eksiksiz size
ödenir ve asla haksızlığa uğratılmazsınız."
(Enfâl: 8/60).

Cihadın ve savaşın İslâm düşmanlarına ne zamana kadar sürdürüleceği konusunda
âyet-i kerime şu hükmü ortaya koyar:

"O kendilerine kitap verilenlerden, Allah'a ve âhiret gününe inanmayan, Allah'ın
ve Peygamberin haram ettiği şeyi haram tanımayan ve hak dinini din edinmeyen
kimselerle; onlar hor ve küçülmüş oldukları halde kendi elleriyle cizye
verinceye kadar savaşınız." (Tevbe: 9/29)

Diğer yandan, i'lây-ı kelimetullah veya diğer bir ifadeyle cihad konusu,
hadislerde de zengin bir biçimde ele alınmıştır. Peygamber Efendimiz, ?gerçek
mânâda Allah uğrunda cihad edenin kim olduğu' sorusuna cevap verirken şöyle
buyurmuştu:

"Sadece Allah'ın adı yüce olsun diye (i'lay-ı kelimetullah için) cihad eden
kişi, Allah yolundadır."[2]


"Fazilet yönüyle insanların hangisi daha üstündür?" sorusuna şöyle cevap
vermiştir:

"Canıyla, malıyla Allah yolunda savaşan mümindir."[3]

Hz.
Peygamber ?Allah yolunda cihad eden kişinin savaş alanında şehid olması
halinde Allah'ın inâyeti ile hesapsız ve azapsız derhal Cennete gideceğini,
şehid düşmeyip evine sağ sâlim döndüğü takdirde, eli boş değil, ya ecir ve
sevapla veya hem sevap, hem de ganimetle döneceğini?[4]
bildirir.
Bu
hadisler gerçek mânâda Allah'ın adını yüceltmek için yola çıkıldığında Allah'ın
yardımının muhakkak olacağını, değişik niyetlerle değil de, sadece Allah için
cihad edilmesi gerektiğini, böyle hareket eden mü'minlerin dünyada ve âhirette
Allah'ın koruması altında bulunacağını bildirmektedir. Hadisler aynı zamanda
cihad sevabının elde edilmesi için başka yolları da göstermektedir. Bu konudaki
bir hadiste şöyle bir bilgi vardır:

"Her kim Allah uğrunda gazâ edecek bir askerin, sefer için gereken eşyasını
tedârik edip hazırlarsa, o da gazâ etmişçesine sevaba nail olur. Yine her kim
Allah yolunda gazâ eden bir askerin, geride bıraktığı işlerine ve ailesine
namuslu bir şekilde bakıp gözetirse, o da gazâ etmiş gibi olur."[5]


Bütün bunların yanında, İslâm devleti mümkün olduğu kadar kuvvet hazırlamak,
hazırlıklarını arttırmak ve geliştirmekle sorumludur. Ancak bu kuvvetlerin
hazırlanması daima hidâyete ve Hakk'a götürmeyi gâye edinmelidir. Bu devlet
yeryüzünün en büyük kuvveti olmalı, bâtıl güçler ondan titremeli, yeryüzünün en
ücrâ köşesinde bile tesiri hissedilmelidir. Hiç kimsede ve hiçbir millette İslâm
yurduna saldırma gücü kalmamalı, herkes Allah'ın saltanatına sığınmalı, hiç
kimse İslâm dâvetine karşı çıkmamalı, insanları bu dâvete icâbetten hiçbir şey
alıkoymamalı, mutlak hâkimiyet hakkına sahip olmayı ve insanları kendine kul
yapmayı hiç kimse iddiâ edememelidir. Kısaca din, bütünüyle sadece Allah'ın
olmalıdır.[6]
Özetle, cihad, bütün müslümanlara farzdır. Müslüman savaş alanına, yalnız
Allah'ın kelimesinin yücelmesi ve O'nun hâkimiyetinin sağlanması için çıkar.[7]









[1]
Buhârî, Cihad 112; Müslim, Cihad 19-20.



[2]
Sahih-i Buhârî, Tecrîd-i Sarih Tercümesi, VIII,
281-282.



[3]
Buhârî, Cihâd, 2.



[4]
Sahih-i Buhârî, Tecrîd-i Sarih Tercümesi, VIII,
256.



[5]
Sahih-i Buhârî, Tecrîd-i Sarih Tercümesi, VIII,
301.



[6]
Seyyid Kutub, Fî Zılali'l-Kur'an, VII, 57.



[7]
Mefail Hızlı, Şamil İslâm Ansiklopedisi:
3/130-132.

ALLAH (C.C.) Allah Lafzı; Anlam ve Mâhiyeti
Varlıkların Türleri
1) Vâcibu'l-Vücûd
2) Mümkinu'l-Vücûd
3) Mümteniu'l-Vücûd
A) Aklî Deliller 1) Hudûs (So adan Varolma) Delilleriyle Allah'ın Varlığını İspat.
a) Cisimlerin So adan Yaratılması Esasına Dayanan Delil.
b) İhtirâ (İcat Etme) Delîli.
c) Terkip Delili.
2) İmkân Delîli
3) İbdâ' ve İllet-i Gâiyye Delîli
B) Naklî Deliller
Allah'ın Varlığına İcmâlî Birkaç Delil
1- İmkân Delîli
2- Hudûs Delîli
3- Hayat Delîli
4- İntizâm Delîli
5- San'at Delîli
6- Hikmet Ve Gâye Delîli
7- Şefkat-Merhamet Ve Rızık Delîli
8- Yardımlaşma Delîli
9- Temizlik Delîli
10- Sîmâlar Delîli
11- Sevk-i İlâhî Delîli
12- Rûh Ve Vicdân Delîli
13- Fıtrat Ve Tarih Delîli
14- Duygular Delîli
15- İttifak Delîli
16- Kur'ân Delîli
17- Peygamberler Delîli
"Allah? Kelimesinin İçerdiği Anlam ..
Allah'a İman
Allah Teâlâ'nın Birliği
ALLAH TEÂLÂ'NIN SIFATLARI
Kur'ân-ı Kerim Allah Teâlâ'yı Bize Nasıl Anlatıyor
Kur'ân-ı Kerim'de Allah'a İman ve O'nun Bazı İsim ve Sıfatları
Konuyla İlgili Hadis-i Şeriflerden Bazıları
YÜCE ALLAH'IN İSİMLERİ ?ESMA-İ HÜSNA? .
SIFAT-I İLAHİYYE .
1- Sıfat-ı Nefsiyye
2- Sıfat-ı Selbiyye (Tenzihat)
3- Sıfat-ı Sübûtiyye (Sıfat-ı Zatiyye)
4- Esmaül-Hüsna'nın Delalet Ettiği Sıfat ve Manalar
5- Haberî Sıfatlar
İstivâ
Nüzul
SIFÂT-I SELBİYYE .
SIFAT-I ZÂTİYYE .
1) VÜCUT ..
VACİBU'L-VÜCUD ..
2) KIDEM ...
3) BEKA ..
4) MUHÂLEFETÜ'N Lİ'L-HAVÂDİS .
5) KIYÂM Bİ-NEFSİHÎ
6) VAHDÂNİYET ..
SIFÂT-I SÜBUTİYYE .
1) HAYAT ..
2) İLİM ...
3) SEMÎ'
4) BASAR ..
5) İRÂDE .
İrâde-i Külliyye ve İrâde-i Cüz'iyye
a- Tekvinî İrâde
b- Teşriî irâde
a) Yaratma İradesi (İrâde-i Tekviniye)
b) Yasama İradesi (İrâde-i Teşriiye)
6) KUDRET ..
7) KELÂM ...
8) TEKVÎN ..
Tekvin Sıfatının İsbatı
RUYETULLAH .. Ru'yetullah; Allah'ın Görülmesi
Rü'yetin Dünyadaki Cevazı
Rü'yetin Âhiretteki Vücûbu
Allah Teâlâ'yı Görmek Mümkün müdür ? .
ALLAH'I İNKAR .. Allah'ı İnkar Etmede Önemli Olan Üç Etken . 1) Kibir ve İnat
2) Cehâlet
3) Tâğutların İfsadı
Allah'sız Bir Dünyayı Kimler İster? .
Allah İnancı Olmayan Toplum Modelinin Zararları
Allah'ı Düşündüren Kâinat Ayetleri
Yegâne Yaratıcı Allah'ı İnkâr Edenleri Düşünmeye Dâvet Bu Şiiri Kim Yazdı? .
Fabrika .
Tasvir
Allah'ı İnkâra Dayalı Felsefî Akımlar 1) Ateizm; Allah Tanımazlık .
2) Darwinizm ..
3) Naturalizm ..
Tabiat Nedir? .
Tabiat (Doğa) Yaratıcı Olabilir mi? .
4) Pantheisme .
5) Pozitivizm ..
Bilimlerin Dilinden .
Bak ve Düşün!
İlimler
6) İdealizm ..
İslâm Felsefesi mi? .
7) Reenkarnasyon .
8) Hedonizm ..
Niçin Yaşıyoruz? .
Beşer ve İnsan
Kitaplıktaki Kedi