Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular
İlham..
İlham
İlham
İlham, insanın zihnine aracısız olarak bir
bilginin, kendiliğinden yansıması diye öteden beri söylenegelen bir meseledir.
Herhangi bir ilgiyle akla gelen şeyler için de kullanılmıştır. Şairlere gelen
ilham gibi. Ancak bu tür düşünce ürünlerine gerçek ilham diye bakılmadığından,
şairlerin aklına gelen espriler için daima bir ilham kaynağı da sözkonusu
olmuştur. Oysa zındık ve râfızıylerin amaçladığı ilham bundan farklıdır.
Onlara göre: Peygamberlere inen vahiy gibi, bazı ulu kimselerin (?) de kalbine
Allah tarafından bilgiler doğar. Buna ?Mükâşefe? derler ve bu bilgiler, hem
ilham alan kimse için, hem de tüm insanlar için -yine onlara göre- birer kanıt
sayılır.
Burada açıkça belirtmek gerekir ki daha önce
sözü edilen: Sağlam duyular, akıl ve vahiy dışında kalan ilhamı, İslam, bir
bilgi kaynağı olarak tanımaz. Şu varki ilham da aynen vahiy gibi yalnızca
peygamberler için sözkonusudur. Yine belirtmek gerekir ki ilham denen şey, daima
spekülatif amaçlara alet edilmiş ve Kur'ân gerçeklerinin çarpıtılması gibi
tehlikeli niyetlerle tarih boyunca ilişkili olmuştur.
Binaenaleyh, ilham ve mükâşefenin İslam'da hiç
bir yeri yoktur. Konusu ne olursa olsun, tüm sorunların çözümlenmesinde,
hakkın batıldan, doğrunun yanlıştan ayırt edilmesinde daima ve istisnasız
olarak müslümanların bilgi kaynağı yalnızca kitap ve sünnettir. Ulu kimseler
olarak nitelendirilen bazı adamların ?Riyâzet?, ?Çile? ya da ?Seyrusülûk?
denen patanjalist yöntemlerle sözde aşkınlık kazandıktan sonra kendilerine
Allah tarafından birtakım gerçeklerin yansıtıldığı iddiaları İslam'ın ruhuna
aykırıdır. Hz. Muhammed (sav)'in vefatıyla vahiy kesin olarak son bulmuştur.
Dolayısıyladır ki müslümanların tepkisini çekmemek için bu kimseler, sözde
aldıkları vahyi feyiz, ilham ya da mükâşefe diye adlandırmış, eş-Şems
Sûresi'nin 8 inci Âyet-i Kerimesini de buna kanıt olarak göstermişlerdir. Oysa
bu âyette sözü edilen ilham: Peygamberler aracılığı ile insana nasıl
davranması gerektiğinin öğretildiğidir.
Şu halde Kur'ân-ı Kerim'in ve Sünnet'in ışığında
başvurulabilecek bilgi ve ölçüler içinde ilham denen bir şeyin bulunmadığı
kesindir.[1]
[1]
Ferit Aydın, İslam'da İnanç Sistemi, Kahraman Yayınları: 205-206.