Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

İstikbar Mantığı

İstikbar Mantığı



İstikbar Mantığı:




Müstekbirlerin ilki iblistir.

?Rabbim ona dedi ki; ?Iki elimle yarattığıma
secde etmekten seni alıkoyan nedir? Istikbarde mi bulunddun (büyüklük mü
taslıyorsun) yoksa gerçekten yücelerden mi idin?' ?Ben ondan daha hayırlıyım.
Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın.' dedi.?
(Sâd, 75-76)

Yeryüzünde iblisin yolunu izleyip onun gibi
büyüklenmeye kalkıp, Allah'a itaatten yüz çeviren zalimlere Allah, devamlı
uyarıcılar (peygamberler) göndermiştir. Peygamberler onları Allah'a davet
etmişler, tuttukları yolun yanlış olduğunu anlatmaya çalışmışlardır. Ancak
peygamber olarak gönderilen kimselere ilk karşı çıkanlar halk arasında mal ve
makam sahibi müstekbirler olmuşlardır.

?Bir peygamber size canınızın istemediği bir
şeyi getirdiği zaman istikbar etmediniz mi (büyüklemediniz mi). Kimini
yalanlıyor, kimini öldürüyordunuz.?
(Bakara, 87)

Bu müstekbirler, peygamberlerin davetlerini,
ellerindeki malları ve makamları koruma için reddediyorlardı. Çünkü sahip
oldukları konum, onlara insanları sömürme, onlara hakim olma imkanını veriyordu.
Müstekbirler, Peygamberlerin davetine her yola baş vurarak karşı koymaya
çalışırlar. Gelen peygamberi ve onun davetini yalanlarlar, peygamberi kendi
memleketinden sürerler, kimilerini de öldürmeye kalkışırlar.

Islâmí davet, insanlar arasında haksız
sınıflaşmayı, sömürüyü, soy sop veya mal ve makam üstünlüğünü, zulmü ve baskıyı
yasaklıyor. Adaleti ve insanlar arasında eşitliği getiriyor. Üstünlüğün takvada
ve diğer insanlara iyilik yapmada olduğunu bildiriyor. Fakat müstekbirlere göre
kendileri ya mal, ya makam, ya güç, ya da soy bakımından en üstündürler.
Müstekbirler, mutlak hakimiyetin Allah'a ait olduğunu kabul etmezler. Onlar
Tevhid Kelimesindeki gerçeği reddederler.

?Onlara lâ ilâhe ilallah (Allah'tan başka tanrı
yoktur)' denildiğin de şüphesiz istikbar ederler (büyüklük taslarlar).?
(Saffat, 35)

Onlar, insanları ezmek için her yolu caiz
görürler. Emirleri altına aldıkları insanları zayıf bırakırlar (müstez'af
yaparlar) ve onları istedikleri gibi yönlendirirler (31/Lokman, 6). Onlar,
kendilerinde olan güzel özelliklerden dolayı değil; ellerindeki makam, mal, güç
gibi dünyalıklar yüzünden insanlardan üstün oldukları anlayışındadırlar (41/Fussilet,
15). Onlar, kendi otoritelerine, düzenlerine ve fikirlerine karşı gelen hiç bir
kimseden hoşlanmazlar. Kendi düzenlerini yıkacak her çabayı yok etmek için
uğraşırlar. Onlar, Allah'ın peygamberlerle gönderdiği dine inanmamak için her
türlü bahaneyi bulurlar, imanı ve iman edenleri küçümserler (46/Ahkaf, 11).

Müstekbirlik; zulüm, bağy ve tuğyan sonunda
ortaya çıkan bir vahşettir. Her müstekbir, haksız yere kibirlenen, gururlanan ve
insanlar üzerinde kayıtsız şartsız hüküm sürmek isteyen isyankârdır.
?Yeryüzünde haksız yere kibirlenenleri/müstekbirleşenleri, âyetlerimi anlamaktan
çevireceğim.? (7/A'râf, 146) Müstekbirlik, Allah'a ait olan bir yetkiyi ve
hakkı kendi kudreti ve iradesi altına almak niyetini hayatına ve davranışlarına
dayanak kıldığından ilâhlık dâvâsına kalkışmak demektir. İster bunu açıktan
açığa söylesin, isterse söylemesin, istikbâr ilâhlık iddiası demektir.
Müstekbirlerin amacı, Allah'ın yerine kendilerinin insanların hayatına
hükmetmesidir. Müstekbir bu gayesini gerçekleştirmek için, insan neslini,
bitkileri ve hayvanları tüketecek kadar fesadını yaygınlaştırabilir. (28/Kasas,
4)

Her müstekbir, hem kâfir ve hem de zâlimdir.
Şeytan, kibirlendi ve kâfir oldu. Ancak kâfirlikten önce müstekbir oldu. (Bkz.
2/Bakara, 34) Kâfirliğin yolu istikbârdan geçmektedir. Allah'a karşı baş
kaldıran ve Allah'ın kanunlarını beğenmeyen herkes müstekbirdir. (Bkz. 45/Câsiye,
8)

Müstekbirler insanlar arasında sayıca azdırlar.
Ancak dünyaya aşırı bağlıkları nedeniyle, Allah'tan çok kendilerinden korkan
zayıf, güdülmeye hazır, tepkisiz yığınların boyun eğişlerinden yararlanırlar.
Müstekbirler tarafından çeşitli oyunlarla, baskı ve tuzaklarla sindirilen geniş
halk kitlelerindeki bu korku, istikbar edenlerin ekmeğine yağ sürmektedir.
Köleliği ve sürünmeyi kader bilen kimseler, başlarına kim gelirse gelsin, ne
olursa olsun ses çıkarmazlar. Bulabildikleri küçük dünyalıklar onların sesini
kısmaya yeter.

Islâm, bu müstekbir mantığını ve ahlâkını
tanıyıp ona düşmemeyi tavsiye ediyor. Ayrıca, yeryüzünde haksız yere istikbar
edip insanları sömüren, onlara baskı uygulayan ve haklarını ellerinden alan
müstekbirlere karşı durmayı da öğütlüyor. Bu karşı koyuş ?Allah adının
büyüklüğü- Allahü ekber' ve Tevhid kelimesindeki şuur ile olabilir.

[1]







[1]
Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 443-445. Ahmet Kalkan, Kur'an Kavram Tefsiri.