Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Öldüklerinde Hayırla Anmak, Duâ Etmek

Öldüklerinde Hayırla Anmak


Öldüklerinde Hayırla Anmak, Duâ Etmek:


Ana babanın ölmesiyle evlâdın
onlara karşı sorumlulukları bitmez. Onların temiz hâtıralarını devam ettirmek,
hayırlı evlât olarak onların öldükten sonra da amel defterlerine sevaplar
yazdırmak gerekir. İnsanları insan yapan, bir bakıma, nesilden nesile miras
olarak ulaşan bu güzel duygular ve hâtıralardır. Peygamberimiz şöyle buyurur:
?Sevgi, verâset yoluyla kazanılır.? (Buhâri, Edebu'l Müfred, 22) Mü'min ana
babayı hayırla anmak, bağışlanmaları için duâ etmek, Allah'ın Kur'an'da bize
öğrettiği duâlardandır: ?Ey Rabbimiz! İnsanların hesaba çekileceği kıyâmet
gününde beni, annemi, babamı ve bütün mü'minleri bağışla.? (14/İbrâhim, 41)

Ashabdan biri, ?Ölümlerinden
sonra da ebeveynim için yapmam gereken bir iyilik var mı?' diye Rasûlullah'tan
sorunca, Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurdu: ?Evet, dört haslet vardır:
Onlara hayır duâda bulunmak; Allah'tan bağışlanmalarını dilemek; Varsa
vasiyetlerini yerine getirmek; Dostlarıyla ilişkiyi devam ettirip ikramda
bulunmak; Akrabalarıyla ilişkiyi devam ettirmek ki, senin bütün akrabaların
ancak onlar vasıtasıyla var olmuştur.? (Buhârî, Edebu'l Müfred, 19)
Ölümlerinden sonra yapılacak duânın ebeveyne faydasını Peygamberimiz (s.a.s.)
şöyle dile getirir: ?İnsan ölünce amel defteri kapanır. Ancak, şu üç şeyle
sevabı devam eder: Sadaka-i câriye, insanların faydalanacağı bir ilim ve
arkasından hayır duâ eden bir evlât.? (Buhârî, Edebu'l Müfred, 19)
Anne babaya karşı iyi, güzel
olan her davranışı yapmaya gayret etmek; kötü, çirkin her hareket ve sözden
sakınmak onlara karşı evlâdın görevlerindendir. Hayatta ve öldükten sonra
ebeveynlerine karşı görevlerini yerine getiren, onları memnun edip hayır
duâlarını alan kimse, dünya ve âhiretin en büyük mutluluklarından birini
kazanmış olur. Çünkü Peygamberimiz, bu kimselerin bereketli ve uzun bir ömre
sahip olacaklarını, ebeveynin kendileri için yapacakları duâların Allah
tarafından mutlaka kabul edileceğini ve cenneti kazanacaklarını müjdelemektedir.

?Evlât, hiçbir iyilikle
babanın hakkını ödeyemez. Ancak onu köle olmuş bir vaziyette bulur da satın
alarak hürriyetine kavuşturursa hakkını ödeyebilir.? (Buhârî, Edebu'l Müfred
Terc. 1/14) Üzerimizde bu kadar çok emek ve hakları olan anne ve babalarımızı
sevmek ve onların sevgisini ve duâsını kazanmak en önemli ahlâkî
görevlerimizdendir. Bu vazife, hayatta iken onlara karşı hürmet, şefkat ve
merhamet göstermekle kendilerini hoşnut etmeye çalışmakla yerine getirilir. Anne
babayı gerçekten sevmenin, ?onları seviyorum? demekten ibaret olmadığını,
sevginin bir bedeli olduğunu, onlara karşı maddî-mânevî her türlü görevin yerine
getirilerek bu sevginin ispat edileceğini unutmamamız gerekir. Anne ve babaya
her türlü ikram ve ihsanda bulunmak, onların ihtiyacı olduğu takdirde
ihtiyaçlarını gidermek, onlara kırıcı sözler söylemeyip daima tatlı dilli olmak,
en güzel tavır ve davranışlarla karşılık verip onları üzmemek dinimizin
tavsiyelerindendir. Yaşlandıklarında her türlü hizmetlerine koşmak, ihtiyaçları
varsa onları yedirip giydirmek, hastalık anlarında tedavi ve bakımlarını
yaptırmak, her müslüman evlâdın görevidir. (5)
Evlât/yavru sevgisi, bütün
hayvanlarda da görülen bir içgüdüdür, Allah'ın onların yaratılışlarına
yerleştirdiği bir sünneti, kanunudur. İnsanda da evlât sevgisi, yaratılıştan
gelen fıtrî bir sevgidir (3/Âl-i İmrân, 14). Hz. Âdem ve Havvâ'dan itibaren tüm
anne babalardaki bu fıtrî meyilden dolayı, çocuklarının bakım ve geçimini hemen
her ana baba yerine getirir. O yüzden ?evlatlarınızı sevin, onlara merhametle
muâmele edin? gibi emir Kur'an'da yer almaz, zaten fıtratta olduğundan
sevmemesi, ilgisiz kalması pek düşünülemez. Hz. Âdem'le Havva'nın ana babası
olmadığından olsa gerek, insanın ana babasına sevgi ve saygısı fıtratın mecbur
ettiği hususlardan değildir. Fıtrattaki güzelliklere ters düşmediği ve vicdanın,
mantığın, kadir bilmenin, teşekkür etme ihtiyacının gereği olan sevgi ve
saygıyı, ihsanı, aynı zamanda tüm kutsal kitaplar gibi Kur'an da ısrarla
emretmiştir.
Ana babaya ihsan, dünyada huzur
ve güzelliklerin kaynağı, âhirette cennetin sebebi olacaktır. Aksi ise,
huzursuzluk ve azab...

Metin Ocak, Kur'an'da İhsan ve
Muhsin Kavramları, s. 65 vd.
İ. Canan, Kütüb-i Sitte Muht.
Terc. ve Şerhi, 12/477; S. Buhâri, Tecrid-i Sarih Terc. 12/121
T. D. Vakfı İslâm Ans. 3/104

Edebu'l Müfred, Ahlâk
Hadisleri, c. 1, s. 20
Şâmil İslâm Ansiklopedisi, c.
1, s. 139 vd.