Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Kur'ân-ı Kerim'de Kısas Kavramı

Kur

Kur'ân-ı Kerim'de
Kısas Kavramı

Kur'ân-ı Kerim'de ?kısas?
kelimesi, 4 yerde geçer (2/Bakara, 178, 179, 194; 5/Mâide, 45). Bunun yanında,
kısas kelimesi zikredilmediği halde, kısastan bahseden 4 âyet daha vardır
(2/Bakara, 237; 16/Nahl, 126; 17/İsrâ, 33; 42/Şûrâ, 40).
"Ey iman edenler!
Öldürülenler hakkında size kısas yazıldı (farz kılındı). Hüre hür, köleye köle,
kadına kadın öldürülür. Ancak kim kardeşi tarafından affedilirse kısas düşer.
Bundan sonra ma'rûfa/iyiye uymak, öldürülenin velîsine (gereken diyeti) güzel
bir şekilde ve tam olarak ödemek gelir. O halde söylenenler, Rabbinizden bir
hafifletme ve rahmettir. Her kim bundan sonra saldırıya kalkışırsa, muhakkak
onun için elem verici bir azap vardır.? (2/Bakara, 178)
?Ey akıl sahipleri! Kısasta
sizin için hayat vardır. Umulur ki, prensiplere uyar da kendinizi
(kötülüklerden) korursunuz.? (2/Bakara, 179)
?Haram aya karşılık, haram
aydır. İşlenen suçlara karşılık da kısas vardır. Kim size saldırırsa siz de ona
mukabele bil-misil olacak kadar saldırın (ileri gitmeyin). Allah'tan korkun.
Bilin ki Allah muttakîlerle (aşırı gitmeyenlerle) beraberdir.? (2/Bakara,
194)
?Tevrat'ta onlara şöyle
yazdık: ?Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş (karşılık ve
cezâdır). Yaralar da kısastır (Her yaralama, misli ile cezâlandırılır). Kim bunu
(kısası) bağışlarsa kendisi için o keffâret olur. Kim Allah'ın indirdiği ile
hükmetmezse işte onlar zâlimlerdir.? (5/Mâide, 45)
?... Affetmeniz takvâya daha
yakındır. Aranızda iyilik ve ihsânı unutmayın. Şüphesiz Allah, yapmakta
olduklarınızı hakkıyla görür.? (2/Bakara, 237)
?Eğer cezâ verecekseniz,
size yapılan işkencenin misliyle cezâ verin. Ama sabrederseniz, elbette o,
sabredenler için daha hayırlıdır.? (16/Nahl, 126)
?Haklı bir sebep olmadıkça
Allah'ın muhterem kıldığı cana kıymayın. Bir kimse zulmen öldürülürse, onun
velîsine (mirasçısına, hakkını alması için) yetki verdik. Ancak bu velî de
kısasta ileri gitmesin. Zâten (kendisine bu yetki verilmekle) o, yardıma mazhar
olmuştur.? (17/İsrâ, 33)
?Bir kötülüğün cezâsı ona
denk bir kötülüktür. Kim bağışlar ve barışı sağlarsa, onun mükâfatı Allah'a
âittir. Elbette O, zâlimleri sevmez. Kim zulme uğradıktan sonra hakkını alırsa,
böyle hareket edenlerin aleyhine bir yol (mes'ûliyet) yoktur (Onlar kınanmaz ve
cezâlandırılmazlar). Sorumluluk, ancak, insanlara zulmedenlere ve yeryüzünde
haksız yere taşkınlık edenlere yönelir. İşte böylelerine acı bir azap vardır.
Kim sabreder ve affederse, şüphesiz bu hareketi, yapılmaya değer işlerdendir
(bağışlayan kimse, mert ve azimli insanların yaptığı işi yapmıştır).?
(42/Şûrâ, 40-43)