Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Dâbbetü'l-Arz

Dâbbetü

Dâbbetü'l-Arz

Dâbbetü'l-Arz: Yer hayvanı demektir, Kıyâmetin
büyük alâmetlerinden biridir. Debb ve debîb; hafif yürüme ve debelenme demektir.
Hayvanlar ve çoğunlukla haşereler için kullanılır. İçkinin bedene yayılması ve
bir çürüklüğün etrafına sirayeti gibi hareketi gözle görülmeyen şeyler için de
kullanılır. Dâbbe de debelenen, hareket eden demektir. Şu halde tren, otomobil,
bisiklet vb. şeylere lügate göre dâbbe denebilirse de ıstılahta daha çok
hayvanlar için kullanılır.

"Allah bütün canlıları (her dâbbeyi) sudan
yaratmıştır. Kimi karnı üzerinde sürünür, kimi iki ayakla, kimi de dört ayakla
yürür. Allah dilediğini yaratır. Allah şüphesiz her şeye kaadirdir."
(24/Nûr, 45) âyetinden anlaşılacağı üzere her
hayvana dâbbe denir. "Yeryüzünde yaşayan bütün canlıların (her dâbbenin)
rızkı ancak Allah'a aittir." (11/Hûd, 6) âyetinden de anlaşılan budur.

"Dâbbetü'l-Arz" da; Kıyâmetin kopmasına yakın,
ortaya çıkacağı bildirilen ve Kıyâmetin büyük alâmetlerinden olan bir
yaratıktır. Nitekim Kur'ân-ı Kerîm'de: "Söylenmiş olan (tehdit edildikleri
şey) başlarına geldiği zaman onlara yerden bir dâbbe çıkarırız da, insanların
âyetlerimize kesin olarak inanmadıklarını kendilerine söyler." (27/Neml, 82)
buyrulmaktadır. Bu âyetten anlaşılan, dâbbenin bir hayvan-ı nâtık yâni konuşan
bir canlı olduğudur (M. Hamdi Yazır, "Hak Dini Kur'ân Dili", V, 3701 vd.).

Râğıbü'l-İsfahânî, yukardaki âyete dayanarak
şöyle demektedir: "Dâbbe, tanıdığımız hayvanlara benzemeyen bir hayvandır.
Ortaya çıkması Kıyâmete yakın bir dönemde olacaktır. Bir de denildi ki: Bununla,
cahiliyyede hayvan mertebesinde olan kötü insanlar kasdedilmiştir (Râğıb,
"Müfredât", debb maddesi).

Müfessirler yukardaki âyette (27/Neml, 82)
dayanarak "Dâbbetü'l-Arz"ın Kıyâmete yakın bir zamanda ortaya çıkacağını
söylerler. İbn Ömer'e göre, "dâbbe"nin çıkması hadisesi, dünyada iyiliğe emreden
ve kötülükten sakındıran hiçbir fert kalmadığı zaman vuku bulacaktır. İbn
Merdûye'nin Ebû Saîd el-Hudrî'den rivâyet ettiği bir hadîse göre, aynı şeyi
bizzat Hz. Peygamber (s.a.s.)'in
kendisinden Ebû Saîd de duymuştur. Bu da, insanın başkalarını iyilik yapmaya
teşvik ve kötülükten sakındırma (emr bi'lma'rûf, mehy, ani'l-münker) vazifesini
terkettiği zaman Allah'ın, Kıyâmetin hemen öncesinde son ihtar vazifesini görmek
üzere bir "dâbbe" meydana çıkaracağını gösterir. Mâmafih onun tek bir hayvan mı,
yoksa bütün yeryüzünü istilâ edecek bir hayvan türü mü olduğu açık
değildir (Mevdûdî, "Tefhîm", IV, 128).

Akaid kitaplarına, Kıyâmetin alâmetlerinden biri
olarak geçmiş olan "Dâbbetü'l-Arz" (bk. Pezdevî "Ehl-i Sünnet Akaidi", 352;
Nesefî, "Akaid ", şerh ve haşiyesi Kesteli. 194) hakkında Peygamber (s.a.s.)'den
şöyle rivâyet edilir. "İlk çıkacak Kıyâmet alâmeti, güneşin battığı yerden
doğması ve kuşluk vakti insanların üzerine ?dâbbe''nin çıkmasıdır. Bu
alâmetlerden hangisi önce belirirse, ötekisi onu kısa zamanda takip edecektir."
(Müslim, Fiten 118; Amed bin Hanbel, II/201). ?Üç şey vardır ki bunlar
çıktığı zaman, daha önceden iman etmeyen hiçbir kimseye (o günkü) imanı fayda
vermez: 1-Güneşin batıdan doğması, 2-Deccâl ve 3-Dâbbetü'l-Arz? (Müslim,
İman 249; Tirmizî, Tefsîru Sûre 6). "Dâbbe, yanında Hz. Musa (a.s.)'nın asâsı
ve Hz. Süleyman (a.s.)'ın mührü olduğu halde çıkacaktır. Mü'minin yüzünü asa ile
parlatacak, kâfirin burnunu da mühürle mühürleyecek. İşte o dönemde yaşayan
insanlar biraraya gelecekler ve mü'minler, kâfir belli olacaktır" (Ahmed bin
Hanbel, II/491; Tirmizî, Tefsîru Sûre 27)

Bu konudaki rivâyetler pek çoktur, ancak hiçbiri
mütevâtir olmadığından, Kıyâmet gibi tamamen gaybî olan bir meselede delil
olamazlar. Bunun için, "Dâbbetü'l-Arz"la ilgili teferruâtı bir yana bırakıp,
Cenâb-ı Allah'ın bizi bununla ilgili olarak Kur'ân-ı Kerim'de bildirdikleriyle
yetinmemiz, işin iç yüzünü ve mahiyetini O'na havale edip Dâbbetü'l-Arz 'ın
Kıyâmete yakın zuhur edeceğine iman etmek en doğru yoldur. Bununla birlikte:
"Gaybın anahtarları O'nun yanındadır. O'ndan başkası onları bilemez... " (6/En'âm,
59) (20)