Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Yaratılışa İnanan, Yeniden Yaratılmaya da İman Eder

Yaratılışa İnanan

Yaratılışa İnanan, Yeniden Yaratılmaya da İman
Eder

Yaratılış olarak da âhiretin varlığında şüphe
edilemez. Müşriklerin kesin inkârlarına getirdikleri en büyük delil; yok olan,
toprağa karışan insan bir daha nasıl diriltilebilir? Oysa âlemlerin rabbi olan
Allah'ın buna gücü elbette yeter. "Elbette gökleri ve yeri yaratmak,
insanları yaratmaktan daha büyük (bir şey)dir. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Kör ile gören bir olmaz. İnanıp salih ameller yapanlarla kötülük yapan bir
olmaz. Ne kadar az düşünüyorsunuz! (Kıyâmet) sâat(i) mutlaka gelecektir. Bunda
asla şüphe yoktur. Fakat insanların çoğu inanmaz-lar." (40/Mü'min, 57-59)
"Yaratılışça siz mi daha çetinsiniz, yoksa gök mü? (Allah) onu yaptı.
Kalınlığını (tavanını) yükseltti, onu düzenledi." (79/Nâziât, 27-28) "De
ki: 'Allah sizi yaşatıyor, sonra sizi öldürüyor, sonra sizi kendisinde şüphe
olmayan günde toplayacaktır. Fakat insanların çoğu bilmezler." (45/Câsiye,
26)

Öldükten sonra dirilme; bir de insanın yaratılış
felsefesi ile ilgilidir. Peygamberimiz: "insanın dünyada bir yolcu, dünyanın
da ağaç altında bir solukluk dinlenme yeri" olduğunu söylemiştir. Yani başı
O'ndan gelen ve sonu yine O'na ulaşacak olan bir yolculuk. (İnnâ lillâhi ve
innâ ileyhi râciûn.). Bu yolculukta insan başıboş bırakılmamıştır.
"İnsan, başıboş bırakılacağını mı sanır?" (75/Kıyâme(t), 36). "Bizim sizi
boş yere, bir oyun ve eğlence olarak yarattığımızı ve sizin bize döndürülüp
getirilmeyeceğinizi mi sandınız?" (23/Mü'minûn, 115). Allah, insanı boş yere
yaratmadığına göre, helakını da boş yere yapmayacaktır. Bu dünyada kendisine bu
kadar nimet ve hasletler verilen, mahlukatın en şereflisi kılınan ve tüm
bunların karşılığında sadece Allah'a kulluk etmesi istenen insanın, tüm bu imkân
ve lütufları boş yere harcaması, ya da sırat-ı müstakim doğrultusunda kullanması
karşılıksız kalmayacaktır.

"...(O müttakiler) âhirete yakîn olarak iman
ederler. İşte onlar, Rablerinden bir hidâyet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de
onlardır." (2/Bakara, 1-5). Âyette
geçen yakînen iman önemlidir. İslâm'ın temel özelliklerinden birisi,
insanları, gaybe imana davet etmesidir. Bu gaybın varlığı, bizim duyularımızla
müşahede edilmez; aklî çıkarsamalar ya da mantıksal önermelerle de bilinmez.
Aksine gaybe imanın en sağlam teminatı, sadık habere duyulan güvendir. Kur'an
gibi sadık bir haberde herhangi bir yanlışlık ya da tezatlık olmayacağına göre,
gaybin varlığı da kesindir. Âhiret gaybî olduğuna göre, ona yakînî iman da ancak
Allah'a olan imanla mümkündür. Çünkü gerçek yakîn, bizatihi müşahede iledir.
Oysa âhiret konusunda böyle bir imkân yoktur. Dolayısıyla konu, Allah'ın sözüne
iman ile alâkalıdır.