Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

İblis İlk Irkçı, İlk Milliyetçi

İblis İlk Irkçı



İblis İlk Irkçı,
İlk Milliyetçi

Yegâne Rabbimiz Allah şöyle
buyurur:
?Andolsun, insanı kuru bir
çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattık.
Ve Cann'ı da (cinlerin atası
olan İblisi de) daha önce nüfuz eden kavurucu ateşten yarattık.? (Hicr,
15/26-27)
?O (İblis), cinlerdendir.?
(Kehf, 18/50)
Ümmü'l-mü'minin Aişe (r.anha)'ın
rivayetiyle Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurur:
?Melekler, nurdan yaratıldı.
Cinler, Meâric'den (ateşin siyahıyla karışmış alev), ateşten yaratıldılar. Âdem
ise, size anlatılandan yaratıldı.?[1]

Kendisinden başka ilâh ve rab
olmayan, yegâne yaratıcı Allah Teâlâ, insan kullarını topraktan, cin kullarını
ve on­ların atası olan İblis'i de ateşten yaratmıştır... Topraktan yaratmış
olduğu insan kullarnıdan önce, ateşten yaratmış olduğu cinlerden olan İblis'e,
insana yani Âdem (a.s.)'a secde etmesini emretmişti... Yaratan O, İlâh O, Rabb O
ve Melik O'dur... O, Âdem (a.s.)'ı topraktan ve İblis'i ateşten yaratmış, sonra
ateşten yarattığı İblis'e, topraktan yaratmış olduğu Âdem (a.s.)'a secde
etmesini emretmiştir... İblis, ırkçı-milliyetçi duygu ve inancıyla büyüklenmiş,
kendi yaratılışını öne sürerek Âdem (a.s.)'dan daha hayırlı olduğunu beyanla
Allah'ın emrine itaat etmemiş ve Âdem (a.s.)'a secde etmekten kaçınmıştır...
Kendi tercihi olan ateşten yaratılanın, topraktan yaratılandan hayırlı zannını,
Allah'ın emrine tercih etmiştir... Hevasını ilâh edinmiş ve ?hâşâ- Allah
Teâlâ'yı bilmemezlikle suçlarcasına, ateşten yaratılan hayırlı bir kul,
topraktan yaratılan hayırsız bir kula secde edemeyeceğini gündeme getirmiştir...
Kendi ya­ratılışını, kendi ırkını, Âdem (a.s.)'ın yaratılışından ve ır­kından
hayırlı görmüş, üstün olduğunu iddia etmiştir... Bu ırkçı-milliyetçi
düşüncesinden dolayı Allah'a başkaldırmış, isyan etmiş ve lânetlenenlerden
olmuştur...
İlk ırkçı, ilk milliyetçi olan
İblis'in kıssasını, Rabbimiz Allah'ın bize bildirdiği şekliyle okuyalım!..
Rabbimiz Allah, bu kıssayı beyan buyurduğu ayetlerinde şöyle diyor:
?Andolsun, Biz, sizi
yarattık, sonra size sûret (biçim-şekil) verdik, sonra meleklere: ?Âdem'e secde
edin' dedik. Onlar da, İblis'in dışında secde ettiler. O, secde edenlerden
olmadı.
(Allah) dedi ki: ?Sana
emrettiğimde, seni secde etmekten alıkoyan neydi?' (İblis) dedi ki: ?Ben, ondan
hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu ise, çamurdan yarattın.'
(Allah:) ?Öyleyse ordan in,
orada büyüklenmen senin (hakkın) olmaz. Hemen çık. Gerçekten sen, küçük
düşenlerdensin.'
O da: ?(İnsanların)
dirilecekleri güne kadar beni gözle(yip ertele).' dedi.
(Allah:) ?Sen, gözlenip
ertelenenlerdensin.' dedi.
(İblis) dedi ki: ?Madem
öyle, beni azdırdığından dolayı onlar(ı, insanları saptırmak) için mutlaka senin
dosdoğru yolunda (pusu kurup) oturacağım.
Sonra muhakkak önlerinden
arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Onların çoğunu şükredici
bu­lamayacaksın.'
(Allah) dedi: ?Kınanıp
alçalmış ve kovulmuş olarak ordan çık. Andolsun, onlardan kim seni izlerse,
cehennemi sizlerle dolduracağım.? (A'râf,
7/11-18)
İmam Taberî (rh.a.), tefsirinde
şunları beyan eder:
?Ayet-i kerimede İblis'in,
Allah Teâlâ'nın sorusuna şu cevabı verdiği zikredilmektedir:
- Ben, ondan hayırlıyım. Çünkü
beni ateşten, onu ise çamurdan yarattın.
İblis, Âdem'e secde etmemesinin
gerekçesi olarak kendi­sinin yaratıldığı ateşin, Âdem'in yaratıldığı topraktan
daha üstün olduğunu söylemiş, böylece hakkı idrak edememiş ve doğru yoldan
sapmıştır. Zira ateş cevherinin hafif, körü körüne yayılan, dalgalanan ve yukarı
doğru yükselen bir cevher olduğu malumdur. İşte İblis'te bulunan bu cevher onu,
Allah'ın Levh-i Mahfuz'unda isyankâr biri olacağı tescil edildiği üzere, Âdem'e
secde etmekten kibirlenmeye, onu hafife almaya sevketmiş, böylece kendi kendini
yeyip bitiren bir ateş gibi helâke sürüklemiştir. Toprak cevherinin ise,
istikrarlı, oturaklı, yumuşak, edebli, kararlı bir cevher olduğu malumdur. İşte
Âdem'de bulunan bu cevher, onun, Levh-i Mahfuz'da mes'ud bir kimse olacağı
tescil edildiği üzere Âdem'i, hata yapmasından sonra tevbe etmeye ve Rabbinden
af ve mağfiret dilemeye sevketmiştir.
İşte Hasan-ı Basrî ile İbn
Sirin'in:
- İlk kıyası yapan İblis'tir,
sözleri, bu türden olan yan­lış kıyası ifade etmektedir.
Hz. Âdem'in İblis'ten üstün
olduğu muhakkaktır. Çünkü Allah Teâlâ onu, bizzat kendi elleriyle yaratmış, ona
kendi ruhundan üflemiş, ona melekleri secde ettirmiş, her şeyin ismini öğretmiş
ve diğer birçok özellikler vermiştir. Fakat ahmak İblis, bütün bunları
görememiş, kendisinin ateşten yaratılması, Âdem'in de topraktan yaratılması
dolayısıyla ondan üstün olduğuna delil getirmek istemiştir. Halbuki o, her
ikisinin de yaratıldıkları maddeler bakımın­dan da Âdem'den üstün değildir.
Ayrıca Âdem'e yaratıldığı cevherin dışında birçok üstünlük verilmiştir. Bu
durumda nasıl olur da İblis, ondan üstün olabilir??[2]
Şeytanların atası ve
ırkçı-milliyetçi ideolojinin ilk fikir babası İblis'in kıssasını, çeşitli
yönleriyle ayet-i kerimelerde şu şekilde beyan olmuştur:
?Hani Rabbin, Meleklere:
?Gerçekten Ben, çamurdan bir beşer yaratacağım' demişti.
?Onu, bir biçime sokup ona
ruhumdan üflediğim za­man siz, onun için hemen secdeye kapanın.'
Meleklerin hepsi topluca
secde ettiler. Yalnız İblis hariç. O, büyüklük tasladı ve kâfirlerden oldu.
(Allah) dedi ki: ?Ey
İblis, iki elimle yarattığıma seni secde etmekten alıkoyan neydi? Büyüklendin
mi, yoksa yüksek olanlardan mı oldun?'
Dedi ki: ?Ben, ondan
daha hayırlıyım. Sen, beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın.'
(Allah) dedi ki: ?Öyleyse
oradan (cennetten) çık! Artık sen, kovulmuş bulunmaktasın.
Ve şübhesiz, din
(kıyametteki hesab) gününe kadar Be­nim lânetim senin üzerinedir.'
Dedi ki: ?Rabbim,
öyleyse onların dirilecekleri güne ka­dar bana süre tanı.'
Dedi ki: ?O hâlde süre
tanınanlardansın.'
Dedi ki: ?Senin izzetine
andolsun, ben, onların tümünü mutlaka azdırıp kışkırtacağım.
Ancak onlardan muhlis olan
kulların hariç.'
(Allah:) 'İşte bu haktır ve
Ben, hakkı söylerim.' dedi.
?Andolsun, senden ve
içlerinde sana tabi olacak olanlar­dan cehennemi dolduracağım.? (Sad,
38/71-85. Hicr, 15/28-43)
?Hani meleklere: ?Âdem'e
secde edin' demiştik. İblis dı­şında (hepsi) secde etmişlerdi. Demişti ki: ?Bir
çamur olarak yarattığın kimseye ben, secde eder miyim?'
Demişti ki: ?Şu bana karşı
yücelttiğine bir bak! Andolsun, eğer bana kıyamet gününe kadar süre tanırsan,
onun soyunu ?pek azı dışında- kuşkusuz kendime bağlı kılacağım.'
(Allah) demişti ki: ?Git,
onlardan kim sana uyarsa, şübhesiz sizin cezanız cehennemdir. Noksansız bir
ceza.
Onlardan güç yetirdiklerini
sesinle sarsıntıya uğrat, at­lıların ve yayalarınla onların üstüne yaygarayı
kopar, mallarda ve çocuklarda onlara ortak ol ve onlara çeşitli va'dlerde bulun.'
Şeytan, onlara aldatmadan başka bir şey va'detmez.
?Benim kullarım. Senin onlar
üzerinde hiçbir zorlayıcı gücün (hakimiyetin) yoktur.' Vekil olarak Rabbin
yeter.? (İsra, 17/61-65)
?Hani meleklere: ?Âdem'e
secde edin' demiştik. İblis dışında (diğerleri) secde etmişlerdi. O,
cinlerdendi. Böylelikle Rabbinin emrinden dışarı çıkmıştı. Bu durumda Beni
bırakıp, onu ve onun soyunu veliler mi edineceksiniz? Oysa onlar, sizin
düşmanlarınızdır. (Bu,) zalimler için ne kadar kötü bir (tercih) değiştirmedir.?
(Kehf, 18/50. Bakara, 2/34)
Irkçı-milliyetçi düşünce ve
hareketinin atası İblis, kendi batıl anlayışına göre yaratılışını, yani ırkını
üstün kabul edip, hevasını Allah'ın emrine tercih etmişti... Allah'ın
ken­disinden hayırlı olarak yarattığı Âdem (a.s.)'ın bu üstünlük derecesini
hazmedememiş, Allah'ın emrini çiğnemiş ve kendi görüşünü Rabbi Allah'ın
hükmünden daha iyi gör­müştür...
Hâl böyle iken, şu gerçek
apaçık ortaya çıkmıştır: Her ırkçı-milliyetçi düşünce ve hareket, şeytan
İblis'in ideoloji­sini benimsemek ve onun izini takib etmek demektir... Çünkü bu
cahiliyyenin kokmuş düşünce ve hareketinin fikir babası İblis şeytandır!.. Hatta
insanlar arasında ırkçı-milliyetçi hareketlerde bulunanlar, şeytan İblis'i bile
solla­mışlardır...
İblis, ayrı maddelerden
yaratılışlarını öne sürerek ırkçı-milliyetçilik yaparken, ayrı maddeden, yani
topraktan, çamurdan yaratılmış olan insanların ırkçı-milliyetçilik yapması,
?benim yaratıldığım toprak, ya da çamur, senin yaratıldığın toprak, ya da
çamurdan daha hayırlı veya üstündür? demektir ki, insanın yaratılış gerçeğine
aykırıdır... Çünkü insanların hepsi, bütün ırklar bütün renkler ve bütün
kavimler, Âdem (a.s.)'dan türemiş, Âdem (a.s.)'ın da topraktan yaratılmış ilk
insandır... Âdem (a.s.)'ın toprağı ne ise, ondan yaratılan Âdemoğullarının da
toprağı aynı­dır... Her bir ırk ve her bir renk ayrı ayrı topraktan yara­tılmış,
ayrı ayrı Âdemlerin çocukları değildir!.. Bundan dolayı birbirlerine
üstünlükleri söz konusu değildir!..
Rabbimiz Allah, ilk ırkçı, ilk
milliyetçi şeytan İblis'in, ırkçı-milliyetçi fitnesine karşı insan kullarını
uyarmakta, onun tuzaklarına düşmemek için kendilerini bilgilendir­mektedir.
?Ey Âdemoğulları, şeytan,
anne ve babanızın çirkin yerlerini kendilerine göstermek için, elbiselerini
sıyırtarak, onları cennetten çıkardığı gibi, sakın sizi de bir belâya
uğ­ratmasın. Çünkü o ve taraftarları (kendilerini göremeye­ceğiniz yerden)
sizleri görmektedir. Biz, gerçekten şeytan­ları, inanmayacakların dostları
kıldık.? (A'râf, 7/27)
?Şeytanın adımlarını
izlemeyin. Gerçekten o, sizin için apaçık bir düşmandır.? (Bakara,
2/168,208. En'âm, 6/142.)[3]

?Ey Âdemoğulları, Ben, size
and vermedim mi ki: ?Şeytana kulluk etmeyin. Çünkü o, sizin için apaçık bir
düşmandır.
Bana kulluk edin, doğru yol
budur.'
Andolsun o, sizden bir çok
insan neslini saptırmıştı. Yine de aklınızı kullanmıyor musunuz??
(Yâsîn, 36/60-62)
İnsanların apaçık düşmanı olan
şeytan İblis, ırkçı-mil­liyetçi düşünce ve hareketlerle aldattığı, günahlar
işletip Allah'a karşı isyan ettirdiği ve birbirine düşürdüğü insan­lara, dünyada
sahib çıkmadığı gibi, ahirette de sahib çıkmayacak, aksine onları bu
hareketlerinden dolayı kınayıp reddedecektir!..
Bu gaybî hakikatı, gaybı bilen
ve bildiren yegâne Rabbimiz Allah beyan buyurmaktadır:
?İş hükme bağlanıp bitince
şeytan der ki: ?Doğrusu, Allah, size gerçek olan va'di va'detti. Ben de size,
va'dde bulundum, fakat size yalan söyledim. Benim size karşı zorlayıcı bir gücüm
yoktu. Yalnızca sizi çağırdım, siz de bana icabet ettiniz. Öyleyse beni
kınamayın. Ben, sizi kur­taracak değilim, siz de beni kurtaracak değilsiniz.
Doğrusu daha önce ortak koşmanızı da tanımamıştım. Gerçek şu ki, zalimlere acı
bir azab vardır.? (İbrahim, 14/22)
Yegâne Rabbimiz Allah, insan
kullarının dünya hayat­larında şeytanın oyununa gelmemeleri ve tuzaklarına
düşmemeleri için kendilerine, peygamberleri vasıtasıyla mesajını göndermiş,
onları uyanık olmaya davet etmiştir... Irkçı-milliyetçiliğin İblis şeytanın
ideolojisi olduğunu, bu şeytanî ideolojiden uzaklaşmalarını ve hiç
yaklaşmamala­rını beyan buyurmuştur... Bütün insanları, bir erkek ve bir dişiden
yarattığını, sonra birbirleriyle tanışıp kaynaşmaları için halklar ve kabileler
hâlinde birbirlerinden yaratılış yö­nüyle hiçbir üstünlüklerinin olmadığını
bildirmiştir... Kendi katında insanların en kerimi, yani üstünü, katıksız iman
edip, imanın gereği olan salih ameli işleyerek takvaya ula­şanlar olduğunu
açıklamıştır!..
el-Adda' b. Halid (r.a.)
anlatıyor:
Rasulullah (s.a.s.), Vedâ
Haccı'nı yaptığı günde şöyle buyurmuştur:
Allah, şöyle buyuruyor:
?Ey insanlar, gerçekten Biz
sizi, bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi,
halklar ve ka­bileler (şeklinde) kıldık. Şübhesiz, Allah katında en üstün
(kerim) olanınız (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır.?
(Hucurat, 49/13)
Arab'ın Acem'e üstünlüğü
yoktur. Acem'in de Arab'a üstünlüğü yoktur. Ne siyahın beyaza, ne de beyazın
siyaha üstünlüğü yoktur. Üstünlük, ancak ve sadece takva ile olur.
Ey Kureyş topluluğu,
insanlar ahirete giderlerken siz, ahirete boyunlarınıza dünyayı yüklenmiş olarak
gelmeyin! Allah'a karşı benim size hiçbir faydam dokunmaz!?[4]
Dünyada, bu ilâhî emri çiğneyip
ırkçı-milliyetçilik ya­parak kendi ırkının, kendi dilinin ve kendi renginin
diğer ırklardan, dillerden ve renklerden üstün olduğuna inanıp bu kokuşmuş
cahiliyye dâvâsını benimseyenlerin ahiretteki durumlarını, Rabbimiz Allah'ın
kendisine bildirmesiyle bilip bildiren önderimiz Rasulullah (s.a.s.)'in
hadislerinden öğre­niyoruz...
Ebu Hüreyre (r.a.)'ın
rivayetiyle Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurur:
?Kıyamet günü gelince Allah,
bir münadiye emreder ve o da nidâ eder:
- Ben, bir neseb yarattım,
siz ise, başka bir neseb edin­diniz.
Ben:
- Sizin en iyiniz, Benden en
çok korkanınızdır, dedim.
Siz, bundan yüz çevirdiniz
ve:
- Filan oğlu filan, filan
oğlu filandan daha hayırlıdır, daha üstündür, dediniz.
Bu gün Ben, kendi nesebimi
(salih amel ve takvayı) yükseltiyor, sizin nesebinizi (soy, sop ve makamınızı)
alçaltıyorum.
Nerede Allah'dan korkanlar
(muttakiler)!?[5]
İbn Ömer (r.anhuma)'dan:
Rasulullah (s.a.s.) şöyle
buyurdu:
?Koğuculuk, sövmek ve
ırkçılık cehennemdedir. Bunlar, bir mü'minin kalbinde yer almaz.?[6]
İnsanoğlunun apaçık düşmanı
olan İblis'in şeytanî ide­olojisi olan ırkçı milliyetçi düşünceye ve batıl
harekete karşı çok uyanık olup, böyle bir aşağılık tuzağa düşmemek için çok
dikkatli davranmak gerek... Şeytan İblis, her an insa­noğlunu, özellikle mü'min
müslümanları bu aşağılık tuzağa düşürmek için uğraşmaktadır... Her zaman ve her
me­kânda fırsat buldukça muvahhid mü'minlerin önünü kesen ve onları dosdoğru
yoldan saptırmaya çalışan şeytan İblis ile onun ordusu, mü'min müslümanların
gaflet anlarını kollamaktadır... Mü'min müslümanların gaflet anları, imanlarının
zayıf ve amellerinin noksanlaştığı anlardır... İman kuvvetli ve amel salih
olmadığı zaman, şeytan İblis'e fırsat verilmiş olur... Bundan dolayı mü'min
müslümanlar, imanlarını katıksız ve kuvvetli hâle getirmeli, amellerini,
emrolundukları şekilde yapıp takvaya ulaşmalıdırlar...
Böylece şeytan İblis'in bütün
şeytanî planlarını bozar ve tuzaklarını parçalar!..
Sebre b. Ebu Fakih (r.a.)'ın
rivayetiyle şöyle buyurur Rasulullah (s.a.s.):
?Şeytan, Âdemoğlunun her
yerde önüne çıkar. İslâm yolunda önüne çıkar.
(Müslüman olan birine):
- Sen, nasıl müslüman
olursun, eski dinini, babalarının ve atalarının dinini bırakırsın?? der.
Fakat o kişi, şeytanı
dinlemez ve müslüman olur. Sonra hicret ederken şeytan, yine yolunu keser ve:
- Kendi memleketini terk
edip, nasıl hicret edersin? Hicret eden, dizgin vurulmuş at gibidir, der.
O kişi, şeytanı yine
dinlemez ve hicret eder. Sonra o mü'min, savaşa giderken şeytan, yine yolunu
keser ve:
- Savaş, hem seni yorar, hem
de malını kaybedersin. Hâl böyleyken nasıl savaşa gidersin. Harb meydanında
savaşacaksın, öldürüleceksin, karın, başkasına nikâhlana­cak, malın da taksim
edilecek, der.
O, mü'min, şeytanı yine
dinlemez ve cihada gider.?
Daha sonra Rasulullah (s.a.s.):
?Kim böyle yaparsa, onu
cennete koymak va'di icabı Allah'a vacib olur. Savaşta öldürülse de boğulsa da,
hayvanı sırtından atıp öldürse de yine Allah, cennete koyar.? buyurdular.[7]






[1]
Sahih-i Müslim, Kitabu'z-Zühd, B.10, Hds.60. Ahmed b. Hanbel, Müsned, C.6,
Sh.168. İbn Kesir, El-Bidaye ve'n-Nihaye, C.1, Sh.65.



[2]
et-Taberî, A.g.e., C.4, Sh.18.




[3]
Ayrıca bkz. A'râf, 7/22. Yusuf, 12/5. Zuhruf, 42/62.



[4]
İmam er-Rûdânî, A.g.e., C.2, Sh.160, Hds.3634. Taberânî, Mu'cemu'l-
Kebir'den.




[5]
Taberânî, Mu'cemu's-Sağir, C.2, Sh.131, Hds.455. Beyhâkî, Kitabu'z-Zühd,
Çev. Enbiya Yıldırım, İst. 2000, Sh. 238, Hds.848. Ayrıca bkz. Taberânî,
Mu'cemu'l-Evsat, C.5, Sh.258, Hds.4508.




[6]
İmam Suyutî, A.g.e., C.3, Sh.413, Hds.3813 (9324). Taberânî,
Mu'cemu'l-Kebir'den. Ayrıca bkz: Münâvî, Feyzü'l-Kadir, C.6, Sh.300,
Hds.9324.





[7]
Sünen-i Neseî, Kitabu'l-Cihad, B.19, Hds.3120. et-Taberî, A.g.e., C.4,
Sh.21. İbn Kesir, Hadislerlerle Kur'ân-ı Kerim Tefsiri, C.6, Sh. 2918. Ahmed
b. Hanbel, (Müsned, C.3, Sh.483)'den; Kul Sadi Yüksel, İstanbul, İslam
Milleti Olmak, Misyon Yayınları: 101-110.