Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Kitap Hem Muhkem Hem Müteşâbihtir

Kitap Hem Muhkem Hem Müteşâbihtir



Kitap
Hem Muhkem Hem Müteşâbihtir:




Bütün bunlar bize gösterir ki, bugün
bilinemediği için, müteşâbih görülmesi gereken bir söz, yarın bilinirse muhkem
olabilir. Artık Kur'ân'da birbirine benzeştiğinden dolayı hükmü belirsiz gelen
âyetleri saymak anlamsız olur. Çünkü onlar bugün çok, yarın az olabilir.

Kalplerinde Hak'tan sapma eğilimi bulunanlar,
rölatif gördükleri âyetlerin muhkemlere benzerliğini kopararak onlara uyarlar.
Müteşabihi muhkemden, kendi içlerindeki belgelerde koparanlar, psikolojik
dengelerini bozarak huzurlarını yitirirler. Evrendeki eşyâ ve oluş üzerindeki
müteşabihi muhkemden koparanlar, dünya hâkimiyetlerini kaybederler. Mukaddes
kitaplardaki müteşabihi muhkemden koparanlar ise öteki hayatlarını kazanamazlar.

Bu bakış açısıyla, akaid, din ve şeriat
konularında dahi fayda elde etmemiz mümkündür. Allah, hiçbir şeye benzemez
diyerek Onu herşeyden tenzih ederiz. Ama ardından, O işitir diyerek,
işiten canlılara teşbih ederiz. İşitir hükmü müteşabih, ama benzemez hükmü
muhkemdir. Bütün İlâhî isimler müteşâbih, Ama Allah'ın zâtı muhkemdir. İsimleri
tek tek zâtın kendisi sanmak, onları muhkem bilmek demektir ki bu şirk olur.
Tevhid, işte bu teşbih ve tenzih arasında bulunmaktadır. O halde Allah'ın
isimleri, muhkem zâtına müteşâbih bilinmelidir.

Bireysel değişimlerin, birbirinin açılımı olan
hükümler silsilesi üzerine oturduğunu, yeni bir şey öğretebilmenin temel
şartının, adım adım ilerleme, kerteleme (tedrîc, ta'lim) yolunu izlemek olduğunu
söylemiştik. Şimdi, insan prototipi olan Ademe isimlerin (el-Esmâ)
talim (alleme) ile öğretilmesini (2/Bakara, 30) daha net anlayabiliriz.
Buradan hareketle de, müteşabihin gerekçesinin öğrenme, ama muhkemin
gerekçesinin de iman ve bağlanma olduğunu söyleyebiliriz.

Bu nedenle, şeriatler müteşabihlere, ama din
muhkeme dayanır. Önceki toplumlarda iyi ve kötü için farklı hükümler konmuş olsa
da, netice itibarıyla bütün peygamberlerin tebliğ ettiği şeriatler aynı dine
müteşabihtir. Sözlerin ve işlerin bütün yönleriyle tevilini bilen Allah'tır.
(5)