Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

B.  Kritik Anlarda Terketme.

B



B. Kritik Anlarda
Terketme



Münâfıkların bir diğer faaliyeti, kritik anlarda
Müslümanları terkederek zayıf düşürmeye mâtuftu. Birinci defâ Uhud Savaşı için
Müslüman ordusu Medine'den çıkar çıkmaz, "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)
tecrübeli olan kendilerini değil, tecrübesiz olan gençleri dinliyor, onların
sözlerine göre hareket ediyor" bahanesiyle orduyu terkettiler. Böylece, 1000
kişilik ordu 700'e düşmüştü. İslâm ordusunun uğradığı başarısızlığa bu durum her
hâl ü kârda etki etmiş olmalıdır.

Kezâ Hendek Savaşı için hazırlık çalışmalarından
olmak üzere, hendekler kazılırken Müslümanları çeşitli yollara bavşurarak
oyalayıp, çalışmaları geciktirme gayretlerinden başka, bizzat kendileri Hz.
Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'den izin almaksızın işi bırakıp habersizce
evlerine dönüyorlardı. Kezâ, Hendek Savaşı sırasında Müslümanlar şehirde
muhâsara edilmiş durumda iken, savaşı terk etmek için mantıksız bahâneler
uydurarak Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e başvuruyorlardı. Meselâ:
"Evlerimize gitmek için bize izin ver, zira evlerimiz müdâfaasızdır" diyorlardı.
Kur'ân-ı Kerim bu mürâcaatlardaki hakiki gayenin "kaçmak" olduğunu
bildirmektedir (Ahzâb 12).

Bizanslılara karşı bir nevi kuvvet gösterisi
yaparak, bütün Ortadoğu ve Arap Yarımadası'nda Müslümanların moralini takviye
etmek, muhâlif ve mütereddidler üzerinde sindirme tesiri sağlamak gayesini güden
Tebük seferine Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) bütün Müslümanların
katılmasını istiyor, daha önceki seferlerin hiçbirinde olmayan bir ısrârla,
sayıca mümkün mertebe çokluğa ehemmiyet veriyordu. Abdullâh İbnu Übey, Yahudi ve
Araplardan müteşekkil müttefikleriyle birlikte, sefere katılmak üzere hazırlığa
başladı ve Seniyyetü'l-Vedâ tepesine kamp kurdu. Fakat, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu
vesselâm) yola çıkar çıkmaz oldukları yerde kalıp, sefere katılmadılar.[1]








[1]
İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 3/525