Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Neshi Bilmenin Yolları

Neshi Bilmenin Yolları



Neshi
Bilmenin Yolları:




Nâsih ve mensûh ancak şu üç şekilden
biri ile bilinebilir:

1)
Nâsih ve mensûh delillerin nüzûl veya vürûd zamanlarının bitinmesi. Bu da
delilin kendi ibaresinde mevcut bir ifadeden, ya Sahabeden, iki delilden birinin
diğerinden daha sonra nazil veya varid olduğuna dair gelen sarîh bir haberden,
ya da herhangi bir asırda iki delilden birinin diğerinden muahhar olduğuna dair
vaki olan icmadan anlaşılabilir. Dolayısıyla zaman itibariyle muahhar olan delil
ötekini neshetmiştir.

2)
Nâsih olan delilde, daha önceki bir delilin hükmünü neshettiğine dair açık ifade
bulunması.

3)
Sahabeden "Şu veya şu ayet veya hadis, şu ayet veya hadisi neshetmiştir" diye
açık ve kat'î bir rivayetin bulunması.

Bunlar bilinmeden veya bu bilgiler
olmaksızın bir müfessirin veya bir müctehidin re'y veya sözüne dayanılarak veya
Mushaftaki sıralarına bakılarak ayetlerin nâsih veya mensûh olduklarına
hükmedilemez (Suyûtî el-İtkân, II, 24; ez-Zerkânî, Menâhilul-İrfân, II,
209-210).

Kur'an-ı Kerim'de neshin caiz olduğu
görüşündeki âlimlerin en zayıf tarafı Kur'an-ı Kerim'de ne kadar mensûh ayet
olduğu konusunda ve hangi ayetlerin mensûh olduğunda ittifak edememiş
olmalarıdır. Mensûh ayetlerin beş yüz civarında olduğunu söyleyenler yanında
bunları dörde kadar indirenler de vardır. Meselâ; Abdurrahman İbn Ali
İbnul-Cevzî (öl. 597/1201) mensûh ayetlerin sayısını 274 olarak verirken,
Hibetullah İbn Selâme (öl. 410/1019) 235, Muhammed İbn Hazm (öl. 456/1064) 214,
Ebu Ca'fer en-Nehhâs (öl. 338/949) 138, Abdülkadir el-Bağdâdî 66 olarak
vermektedir. Ancak müteahhir birçok âlim Celâluddin es-Suyûtî'nin vermiş olduğu
22 sayısını aynen naklederken, Abdülazîm ez-Zerkânî bunlar üzerinde yaptığı
değerlendirmeler neticesi bir kısmının nesh olmadan aralarının te'lif
edilebileceğini söyler ve mensûh ayetlerin sayısını ancak yedi olarak gösterir
(Menâhilul İrfân fi Ulümil-Kur'an, Kahire 1943, II, 256-269). Muhammed Suâd
Celâl de mensûh ayetlerin sadece dört olduğunu iddia eder (Ali Hasen el-Arîd,
Fethul-Mennân, s. 243-245). İmam Suyûtî'ye göre ise sadece: el-Bakara, 115,
180,183,184, 217, 240, 482, Âl-i İmran, 102, en-Nisâ, 8, 15-16, 53, el-Mâide, 2,
42, 106, el-Enfâl, 65, en-Nûr, 3, 58, et-Tevbe, 41, el-Ahzâb, 52, el-Mücâdele,
12, el-Mümtehine, I 1 ve Müzzemmil, 2-4. ayetleri olmak üzere 22 ayet mensûhtur
(Suyûtî, el-İtkân, II, 22-23).

Kur'an'da neshi kabul edenlerin,
hepsinin mensuh olduğunda ittifak ettikleri dört ayet: en-Nisâ 15-16, el-Enfâl
65, el-Mücâdele 12 ve el-Müzzemmil 2-4 ayetleridir.

Nesh konusu, tefsir usûlüne dair bütün
eserlerde öncelikli olarak işlenmiş, ihtilâflar, deliller geniş bir şekilde
anlatılmış olması yanında sırf bu konuya tahsis edilen eserler de kaleme
alınmıştır. Katâde İbn Diâme (öl. 118/736), Ebu Ubeyd el-Kâsım İbn Sellâm (öl.
223/838), Ebu Cafer en-Nehhâs, Hibetullâh İbn Selâme, İbnul-Cevzi, Mekkî İbn Ebî
Tâlib (öl. 313/925) ve Celâluddîn es Suyûtî (öl. 911/1505) gibi âlimler bu
konuda müstakil eser yazanların sadece bazılarıdır.

Nesh konusunda söylenecek en ihtiyatlı
söz, herhalde, neshin geçmiş şeriatlere tahsisi olmalıdır. Kur'an-ı Kerim'de bir
neshten bahsetmek ise aslında Kur'an-ı Kerim'i daraltmak ve belki de ileri ki
yüzyıllarda uygulama şartları tahakkuk edecek birtakım hükümleri Kur'an'dan
çıkarmak neticesine müncer olacaktır ki, ne kadar âlim olursa olsun kimsenin
buna hakkı yoktur.

Bedreddin ÇETİNER