Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Mut'a Nikâhı

Mut


Mut'a Nikâhı


Mut'a; Yararlanılan şey; umre ile haccı birleştirme; boşanan kadına verilen
elbise ve baş örtüsü gibi eşya; bir kadınla geçici olarak evlenme demektir.
Mut'a kelimesinin çoğulu "mut'aûn" dur. Aynı kökten metâ'; yararlanma, yiyecek
giyecek gibi yararlı olan her şey demektir. Çoğulu "emtia"dır. "Temettû" ve "istimtâ"
ise; bir şeyden uzunca süre yararlanmak, onu lezzetli bulmak, zevk almak
anlamlarına gelir. Yararlanılacak şey anlamında, metâ' ve mut'a eş anlamlı
kelimelerdir.

Mut'anın bir fıkıh terimi olarak iki anlamı vardır:

1- Boşanan kadına iddet süresince
yararlanması için verilen şey ve geçici evlilik. Mehir miktarı belirlenmeksizin
yapılan nikâh akdinden sonra, henüz cinsel birleşme olmadan boşanma veya fesih
yoluyla evlilik sona ererse kadına mut'a denilen elbise ve baş örtüsü gibi bazı
şeyler verilir. Bunlar mehir yerine geçen bir çeşit "teselli hediyesi" dir.

Kur'ân-ı Kerim'de şöyle buyurulur:

"Kadınlara yaklaşmadan ve onlara mehir takdir etmeden boşarsanız, sizin için bir
sorumluluk yoktur. Bu durumda zengin kendi imkânına göre, yoksul da kendi
imkânına göre, usûlüne uygun bir şekilde onlara, yararlanacakları bir şeyler
verir. Bu, iyilikte bulunanların üzerine bir borçtur."
(2/Bakara, 236);

"Boşanan kadınların örfe göre birtakım eşyalar alma hakkı vardır."
(2/Bakara, 241);

"Ey iman edenler! Mü'min kadınları nikâhlar, sonra da cinsel birleşmeden önce
onları boşarsanız, artık sizin, onların üzerinde iddet sayma hakkınız yoktur.
Onlara hemen mut'alarını (yararlanacakları bazı şeyleri) verin ve onları
güzellikle serbest bırakın." (33/Ahzâb,
49).
Bu
âyetlerde yer alan "metea" veya "emtea" fiilleri; birisini bir şeyden
yararlandırmak, boşanan kadınlara mut'a vermek anlamlarına gelir (Rağıb el-Isfehânî,
el-Müfredât, s. 461).

2- Mut'a evliliği anlamında kullanılır. Bu
anlamda mut'a; evlenme engeli bulunmayan bir kadınla, belli bir süre içinde ve
belli bir mal karşılığında, "senin cinsî yönlerinden şu kadar süre ve şu kadar
bedel ile yararlanayım" diyerek icap ve kabulde bulunmaktır. İslâm'ın ilk
devirlerinde zarûret gereği izin verilmiş olan bu evlilik şekli, sonradan
neshedilerek ebedî olarak yasaklanmış ve belli bir süreyi kapsayan nikâh
akitleri bâtıl kılınmıştır. Çünkü bu çeşit bir nikâh akdiyle, evlilikten
beklenen amaçlar elde edilemez (Muhammed Ali es-Sâbûnî, Tefsîru Âyâti'l-Ahkâm,
I, 457).

Mut'a nikâhı anlamında bir de "geçici (muvakkat) nikâh" vardır. Bu da bâtıl bir
nikâhtır. Aralarındaki ayrılık hemen hemen lâfız farkından öteye gitmez. Meselâ;
geçici nikâhta, süreyle birlikte, evlilik ifade eden nikâh ve tezvic sözleri;
mut'ada ise; temettû, veya istimta', yani "kadının cinsel yönlerinden
yararlanma" anlamı ifade eden sözler kullanılır. Diğer yandan mut'a nikâhında,
şâhit ve süre sınırlaması şart değildir. Geçici nikâhta ise bunlar şarttır (İbn
Âbidin, Reddü'l-Muhtâr, İstanbul 1984, III, 51, vd).

Kur'ân-ı Kerim'de mut'a nikâhının esaslarını belirleyen açık bir âyet yoktur.
Konu ile bağlantı kurulabilen şu âyettir:

"Evli kadınlarla evlenmeniz de haram kılındı. Sahibi bulunduğunuz câriyeler
müstesna. Bunlar Allah'ın üzerinize farz kıldığı hükümlerdir. Bunların dışında
iffetli olarak zinâ etmeksizin mallarınızla evlenmek istemeniz size helâl
kılındı. Onlarla cinsel temasta bulunduğunuzda, ücretlerini (mehir-mut'a) verin.
Mehir takdir edildikten sonra birbirinizi râzı etmenizde bir sakınca yoktur.
Şüphesiz ki Allah, herşeyi çok iyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir."
(4/Nisâ, 24)

Âyetteki "mut'a/ücret", ehl-i sünnet âlimlerince mehir olarak
değerlendirilmiştir. Bununla, mehirden söz eden diğer âyetler arasında benzerlik
vardır.

"Birbirinizle kaynaşıp başbaşa kalmışken ve onlar (hanımlarınız) sizden kuvvetli
bir ahid almışken, verdiğinizi (mehri) nasıl geri alabilirsiniz?"
(4/Nisâ, 21),

"Kadınların mehirlerini gönül hoşluğu ile verin. Eğer kendi istekleriyle mehrin
bir bölümünü size bağışlarsa onu âfiyetle yeyin."
(4/Nisâ, 4).

"Kadınlara verdiklerinizden (mehir) herhangi bir şeyi geri almanız size helâl
değildir." (2/Bakara, 229).

Yukarıdaki ilk âyetin genel anlamının mut'a nikâhını da kapsadığı öne
sürülmüştür. Bu çeşit nikâhın İslâm'ın ilk yıllarında meşrû kılındığında şüphe
yoktur. Ancak daha sonra neshedilmiştir. İmam Şâfiî ve âlimlerden bir grup,
mut'anın önce mübah kılındığını, sonra neshedildiğini, sonra yine mübah kılınıp,
neshedildiğini, yani bunun iki defa tekrar edildiğini söylemiştir. Diğer bazı
bilginler, ikiden fazla, bazıları ise bir defa mübah kılınıp arkasından
neshedildiğini ve bundan sonra da artık mubah kılınmadığını belirtmişlerdir (İbn
Kesîr, Tefsîru'l-Kur'âni'l-Azîm, İstanbul 1985, II, 225).

Âyetteki "istemta'tüm (yararlandınız)" kelimesine, "dehaltüm (cinsel
temasta bulundunuz)" anlamı verilmiştir. Şiîler ise bu kelimeye, mut'a nikâhı
anlamı vermiştir.
İbn
Abbas ve sahâbeden bir grup, mut'anın zarûret sebebiyle mubah kılındığını
söylemiştir. Diğer yandan İbn Abbas, Übey b. Ka'b, Saîd b. Cübeyr ve es-Süddî
mut'a âyetini, "Belli bir vakte kadar" ilâvesiyle şu şekilde okudukları
nakledilir: "Onlarla belli bir vakte kadar, cinsel temasta bulunduğunuzda, süre
dolunca mehirlerini verin" (4/Nisâ, 24).
Şîî
âlimler dışındaki İslâm hukukçularının cumhûru (çoğunluğu), mut'a evliliğinin
haram olduğu kanaatindedirler. Şiîlerden başka, cumhûrun görüşüne karşı çıkan
kalmamıştır. Şiîlerin bu konudaki sözleri ehl-i sünnet âlimlerine göre Kitap,
Sünnet ve icmâa ters düştüğü kanaatiyle reddedilmiştir. Şöyle ki,

1) Şîa; "Onlarla cinsel temasta
bulunduğunuzda, mehirlerini bir hak olarak verin" (4/Nisâ, 24) âyetini
mut'aya delil getirir. Halbuki bu âyet, meşrû nikâhla evlenip, cinsel temastan
sonra, kadının mehre hak kazandığından söz etmekte, aynı âyette, bir önceki
cümlede, "Bunların dışında iffetli olarak zinâ etmeksizin mallarınızla
evlenmek istemeniz" ifâdeleri yer alır. Burada zinâ, sifah ile ifade
buyurulmuştur. Sifah veya müsâfeha; sırf suyunu boşaltmak; yani aile yuvası
kurarak çocuk sahibi olmak amacı bulunmaksızın sırf cinsel temas ve şehveti
gidermek için evlenmek anlamını içerir. Bu durum yasaklanınca, geçici veya mut'a
nikâhı, başka bir deyimle "metres edinmek" de bu yasak kapsamına girer.

2) Şianın dayandığı başka bir âyet de
şöyledir: "Mehrin belirlenmesinden sonra karşılıklı anlaşmak suretiyle
birbirinizi râzı etmenizde bir sakınca yoktur" (4/Nisâ, 24). Onlara göre, bu
âyetten maksat, mut'a akdinde belirlenen süre bittikten sonra, erkeğin ücreti,
kadının da süreyi arttırarak akdi uzatmalarıdır. Halbuki, bu âyet, mehrin
belirlenmesinden sonra, karşılıklı anlaşmak sûretiyle, belirlenenden az veya
daha çok vermekte bir sakınca bulunmadığını bildirmektedir (el-Alûsî, Rûhu'l-Meânî,
Kahire t.y., V, 5; Fahruddin er-Râzî, et-Tefsîru'l-Kebîr, y. ve t.y., X, 45, 46;
Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, İstanbul 1936, II, 1327-1329).
Daha
önce de belirttiğimiz gibi İslâm'ın ilk dönemlerinde mut'a câizdi. Tirmizî'nin
naklettiği şu hadis bunu açıkça ifade eder; ancak daha sonra bu cevaz hükmünün
neshedildiğini de belirtir. İbn Abbas'tan (r.a.) nakledildiğine göre şöyle
demiştir: "Mut'a, İslâm'ın ilk döneminde vardı. Bir kimse tanımadığı bir beldeye
geldiği zaman, orada kalacağı süre içinde, eşyasını koruyacak ve kendisine
hizmet edecek bir kadınla evlenirdi. Bunun üzerine, şu âyet indi: "Ve onlar
ırzlarını korurlar. Ancak eşleri ve sahip oldukları câriyeler bunun dışındadır.
Bunlarla olan cinsel ilişkilerinden dolayı kınanmazlar" (23/Mü'minûn, 5, 6).
İbn Abbas bu âyet inince şöyle demiştir: "Bu iki evlilik dışında bütün yollar
haram kılınmıştır" (Tirmizî, Nikâh, 29, hadis no: 1122, III, 430). Bu âyetle,
evliliğin meşrû yolu iki olarak belirlenmiş, bunun dışındaki yollar
kapatılmıştır. Mut'a nikâhı bu iki şeklin dışında kalan bir yoldur (el-Cassâs,
Ahkâmü'l-Kur'ân, Kahire, t.y., III, 99).
Ehl-i
sünnet âlimlerinin çoğunluğuna göre ?mut'a? bir nikâh olarak kabul edilemez.
Dilde ve bir fıkıh terimi olarak nikâh ile mut'a birbirinin yerine kullanılamaz.
Bu iki terim arasındaki farkları şu şekilde belirlemek mümkündür:

1) Nikâh akdinin birtakım özellikleri
vardır ki, onlar olmayınca nikâh olmaz. Meselâ; sürenin geçmesi bu akdi
etkilemez. Mut'a da ise, belirlenen süre sona erince, boşama tasarrufuna gerek
olmaksızın mut'a kendiliğinden ortadan kalkar.

2) Nikâh akdinde, cinsel birleşme olduktan
sonra eşler boşanırlarsa, kadının iddet beklemesi gerekir. Kocanın ölümü hâlinde
ise cinsel birleşme olsun veya olmasın iddet gerekli olur (bkz. 2/Bakara, 228,
234). Mut'ada ise, erkeğin ölümü iddeti gerektirmez. Belki kadının hâmile olup
olmadığını belirlemek için bir hayız süresince bekletilir (bkz. İbn Kesîr,
a.g.e., II, 226).

3) Sahih nikâh akdi miras hakkı doğurur (bkz.
4/Nisâ, 12). Mut'ada ise miras cereyan etmez.

4) Nikâh akdi meydana geldikten sonra,
ölüm, boşama veya dinden çıkma gibi bir sebep bulunmadıkça nikâh sona ermez.
Mut'a nikâhı ise, sürenin dolmasıyla, kendiliğinden ortadan kalkar.

Nikâhla mut'a arasındaki bu farklar, mut'anın nikâh niteliğinde olmadığını
gösterir. Mut'anın; nikâh veya câriye edinme (mülk-i yemin) özelliğinin
bulunmadığı sâbit olunca da hakkında şu âyetin uygulanması gerekir: "Kim
bunun (nikâhlı eşi veya sahip olduğu câriyesinin) ötesine geçmek isterse, işte
onlar haddi aşan mütecâvizlerdir" (23/Mü'minûn, 7). (Ayrıntı için bkz. el-Cassâs,
a.g.e., III, 98 vd.)

NİKÂH VE TALÂK.. Nikâh; Anlam ve Mâhiyeti
İslâm'da Nikâh İbâdeti
Nişanlılık Döneminde Kıyılan Nikah.
Nişan Bozma
1- Mehirden Sayılması İçin Verilen Hediyeler
2- Mehirden Sayılmayan Hediyeler
Nikâhın Önemi
I) Koca Hâkimiyetine Dayanan Evlilik
2) Eşlerin Eşitliği Esasına Dayanan Evlilik
3) Ortalama Sistem
İslam'daki Durum
Evlenmenin Hükmü
Eş Seçimi
Nikâh'ın Rükünleri
İcap ve Kabulde Bulunurken Uyulacak Şartlar
Evlilik Akdinde Velînin Rolü
Evliliğin Tek Kişi Tarafından Akdedilmesi
Nikâh Akdinde Özel Şartlar Belirlemek
Evliliğin Sıhhat Şartları
Nikâh Şâhidinde Aranan Nitelikler
Karı Koca İlişkisi
Mehir
Mehrin Üst ve Alt Sınırı
Mehrin Konusu
Mehrin Çeşitleri
1) Mehr-i Müsemmâ
a) Mehr-i Muaccel
b) Mehr-i Müeccel
2) Mehr-i Misil
Mehr-i Mislin Takdiri
Mehrin Sahibi
Kadının, Mehrin Tamamına Hak Kazandığı Haller
1) Sahih Halvet
2) Zifaf
3) Eşlerden Birinin Ölümü
Mehrin Yarısının Ödeneceği Haller
Kadına Mehir Vermenin Gerekmediği Durumlar
Mut'a Nikâhı
Mut'anın Yasaklandığını Bildiren Sünnet Delili
Mut'a Konusunda Sahâbe Uygulaması
İbn Abbas'ın Mut'aya İlişkin Görüşü
Mut'a Nikâhı Hakkındaki Hadisler
Şianın Görüşü
Râzi'nin Şi'anın Delillerine Cevabı
Kur'ân-ı Kerim'de Nikâh Kavramı
Hadis-i Şeriflerde Nikâh.
Cennet Bahçesi veya Cehennem Çukuru Âile Hayatı Aile; Bireyden Cemaate, Düzensizlikten Nizama, Günahlardan İbadete Geçiş
Çocuk Cennet Kokusu, veya...
Çocuğun Ana Baba Üzerinde Hakları (Ana Babanın Görevleri) 1- Güzel İsim
2- İyi Terbiye
3- Evlendirme
4- Eşit Muâmele
Diğer Görevleri
Tahnîk
Kulağına Ezan Okuma
Akika kurbanı
Sünnet (Hıtân)
Saçını Tıraş Edip Ağırlığınca Sadaka Vermek
Ailede Haklar ve Görevler
1- Kadının Ailedeki Görevleri
2- Kocanın Ailedeki Görevleri
3- Çocukların Anne ve Babalarına Karşı Görevleri
4- Kardeşlerin Birbirlerine Karşı Görevleri
Ana-Babanın En Büyük, En Kutsal Görevi Çocuklar, Çocuklar, Çocuklar!
Çocuk Eğitimi
Kadının En Saygın, En Mübarek Konumu; Annelik
İslâm Aile Hukukunun Özellikleri
Evlenme, Evlilik.
Kefâet/Küfüv; Evlenecekler Arasında Denklik ve Uyum..
1) Dindarlık
2) İslâm
3) Hürriyet
4) Neseb
5) Mal
6) Meslek
Başlık Parası
Nişan, Nişanlanma.
Düğün; Nikâhın İlânı
Velîme; Düğünde İkrâm..
Nesil Emniyeti
Teaddüd-i Zevcât/Poligami
Birden çok Kadınla Evlenmenin Şartları
1- Eşler Arasında Adâletli Davranmak
2- Eşlerin Geçimini Sağlamaya Gücü Yetmek
Çok Evliliğe İslâm'ın İzin Vermesinin Hikmetleri
Genel Sebepler
Özel Sebepler
Doğum Kontrolü.
Düşük Yapma.
Talâk/Boşanma; Allah'ın Hoşlanmadığı Mubah.
Talâkın Hikmeti
Talâkın Hükmü
Talâk Yetkisi
Talâkın Çeşitleri
1- Sünnî Talâk
2- Bid'î Talâk
3- Ric'î Talâk
4- Bâin Talâk
Talâkta Şâhit Bulundurma
Boşama Mehri