Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

5) Tebliğ

5


5) Tebliğ:



Bildirmek, açıklamak demektir.
Allah'ın emir ve yasaklarını, Hz. Peygamber'in sünnetini bildirme, yayma.
Peygamberler hakkında ise, Yüce Allah'tan aldığı vahyi eksiltmeksizin ve
arttırmaksızın aynen ümmetine ulaştırmasıdır. Peygamberin ilahi vahyi gizleme,
nakletmeme veya susma hakkı yoktur. O, ilahi vahyi Allah'tan aldığı şekliyle
insanlara ulaştırmak durumundadır. Tebliği tam ve mükemmel olarak yerine
getirmek peygamberin görevidir ve bu onun bir sıfatıdır. Bu konuyla ilgili
olarak Yüce Allah şöyle buyuruyor:

"Ey Peygamber! Rabbinden sana
indirileni duyur. Eğer bunu yapmazsan, O'nun elçiliğini yapmamış olursun. Allah
seni insanlardan korur." (el-Maide:
5/67)[1]


"O peygamberler ki Allah'ın emirlerini
insanlara tebliğ ederler, Allah'tan korkarlar ve O'ndan başka kimseden
korkmazlar." (Ahzâb: 33/39)

Bütün peygamberler, tebliğ görevini
yapmak için büyük meşakkat ve çilelere göğüs germişlerdir. Hatta bazıları bu uğurda
canlarını feda etmişlerdir. Peygamberler, gördükleri tüm kötülükleri mutlaka
elleriyle veya dilleriyle düzeltmeye çalışmışlardır.

Peygamberler âdil kimselerdir. Adalete
ters hiçbir iş yapmazlar. Peygamberler, görevlerinden azl olunmazlar.
Peygamberlik çalışmakla elde edilmez. Allah, onu dilediğine vermiştir.
Peygamberler seçilmiş, seçkin insanlardır; soyları temizdir. Güzel ahlak
sahibidirler. Yaratılışları ve suretleri de güzeldir. Allah'tan başkasından
korkmazlar.


[2]


Bildirmek anlamına gelen bu nitelik
peygamberlere özel ve onlar için zorunlu olan beş önemli ayrıcalıktan biridir.
Bu demek­tir ki pey­gamberler Allah Teâlâ'dan aldıkları bilgileri, emir ve
yasak­ları kesin­likle insanlara ulaştırır ve onlara açıklarlar. Bunun tersi
on­lar için söz­konusu olamaz. Dolayısıyladır ki bu yüce şahsiyetler
sorumluluklarının idraki içinde Allah (cc)'ın mesajlarını insanlara ile­tirken
çok kere baskı­lara işkence ve saldırılara uğramışlardır. Hatta Kur'ân-ı
Kerim'den de an­laşıldığı üzere onlardan bazıları yahudiler tarafından şehid
bile edilmiş­lerdir.


[3]









[1] Ayrıca
bkz. en-Nahl: 16/35; Ankebut: 29/18; Ali Arslan Aydın, Şamil İslam
Ansklopedisi: 5/199.






[2] Ahmet
Kalkan, İslam Akaidi: 136; Ahmet Kalkan, Kur'an Kavram Tefsiri.






[3]
Bakara: 2/61, 2/91, Al-I İmran: 3/21, 3/112, 3/181, Nisa: 4/155.
Ferit Aydın, İslam'da İnanç Sistemi, Kahraman
Yayınları: 261-262.