Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Kur'ân-ı Kerim'de Azim ve Tevekkül

Kur


Kur'ân-ı Kerim'de Azim ve Tevekkül




Kur'ân-ı Kerim'de ?azm? kelimesi ve türevleri
toplam 9 yerde geçer. Tevekkül kelimesinin türediği ?v-k-l? ve türevleri ise
toplam 70 yerde kullanılır.

?(Rabbimiz!) Ancak Sana
kulluk/ibâdet ederiz ve yalnız Senden medet umar, Senden yardım isteriz.?
(1/Fâtiha, 5)

?Sabır ve namaz ile Allah'tan
yardım isteyin. Şüphesiz o (sabır ve namaz), Allah'a saygıdan kalbi ürperenler
dışında herkese zor ve ağır gelen bir görevdir.?
(2/Bakara, 45; benzer âyet için
yine bkz. 2/Bakara, 153)

?... Mü'minler,
yalnızca Allah'a tevekkül etmelidir.?
(3/Âl-i İmrân, 122)

?Allah'tan bir rahmet ile onlara yumuşak
davrandın. Şâyet kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp
giderlerdi. Şu halde onları affet; bağışlanmaları için duâ et; (umuma ait)
işlerde onlarla istişâre et, onlara danış. Artık azmettiğin, kararını verdiğin
zaman da Allah'a tevekkül et, O'na dayanıp güven. Çünkü Allah, tevekkül edenleri
kendisine sığınanları sever.? (3/Âl-i
İmrân, 159)

?Eğer Allah size yardım ederse, artık sizi
yenilgiye uğratacak yoktur ve eğer sizi ?yapayalnız ve yardımsız' bırakacak
olursa, ondan sonra size yardım edecek kimdir? Öyleyse mü'minler, yalnızca
Allah'a tevekkül etsinler. (3/Âl-i
İmrân, 160)

?Onlar (mükâfata erecek olan mü'minler) öyle
kimselerdir ki, halk kendilerine: ?(Düşmanlarınız olan) insanlar size karşı ordu
hazırladılar, o halde onlardan korkun!' dedi de, bu (söz) onların imanlarını
arttırdı ve ?Hasbuna'llahu ve ni'me'l-Vekîl; Allah bize yeter, O ne güzel
Vekil'dir' dediler.? (3/Âl-i İmrân,
173)

?Sen de onlardan (münâfıklardan) yüz çevir ve
Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.?
(4/Nisâ, 81)

?İşte siz, dünya hayatında onlardan yana
mücâdeleye atıldınız. Peki, Kıyâmet günü onlardan yana Allah'la kim mücâdele
edecek? Ya da onlara vekil olacak kimdir??
(4/Nisâ, 109)

?Göklerde ve yerde ne varsa (hepsi)
Allah'ındır. (Güvenilip dayanılacak) Vekil olarak Allah yeter.? (4/Nisâ,
132; Ayrıca bkz. 4/Nisâ, 81, 171; 17/İsrâ, 65; 33/Ahzaâ, 3, 48)

?Allah ancak bir tek ilâhtır. O çocuk sahibi
olmaktan yücedir. Göklerde ve yerde her ne varsa O'nundur. Vekil olarak Allah
yeter.? (4/Nisâ, 171)

?Ey iman edenler, Allah'ın üzerinizdeki nimetini
hatırlayın; hani bir topluluk, size ellerini uzatmaya yeltenmişti de, (Allah,)
onların ellerini sizlerden geri püskürtmüştü. Allah'tan korkup-sakının.
Mü'minler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler.?
(5/Mâide, 11)

?...Eğer mü'minlerdenseniz, yalnızca Allah'a
tevekkül edin.? (5/Mâide, 23)

?(Hz. Şuayb:) Allah bizi ondan (şirkten)
kurtardıktan sonra, bizim tekrar sizin dininize dönmemiz Allah'a karşı yalan
yere iftira düzmemiz olur. Rabbimiz olan Allah'ın dilemesi dışında, ona geri
dönmemiz bizim için olacak iş değildir. Rabbimiz, ilim bakımından herşeyi
kuşatmıştır. Biz Allah'a tevekkül ettik. ?Rabbimiz, bizimle kavmimiz arasında
?Sen hak ile hüküm ver,' Sen ?hüküm verenlerin en hayırlısısın' (dedi).?
(7/A'râf, 89)

?(Hz. Mûsâ'ya iman eden
sihirbazlar, Firavun'a şöyle dediler:) ?Sen sadece Rabbimizin âyetleri bize
geldiğinde onlara inandığımız için bizden intikam alıyorsun.' (Sonra şöyle niyaz
ettiler:) ?Ey Rabbimiz! Üstümüze sabır yağdır (Bize bol bol sabır ver), müslüman
olarak canımızı al' dediler.?
(7/A'râf, 126)

?Firavun'un kavminden ileri
gelenler dediler ki: ?Mûsâ'yı ve kavmini, seni ve tanrılarını bırakıp yeryüzünde
bozgunculuk çıkarsınlar diye mi bırakacaksınız?' (Firavun:) ?Biz onların
oğullarını öldürüp, kadınlarını sağ bırakacağız. Elbette biz onları ezecek
üstünlükteyiz' dedi. Mûsâ kavmine dedi ki: ?Allah'tan yardım isteyin ve
sabredin. Şüphesiz ki yeryüzü Allah'ındır. Kullarından dilediğini ona vâris
kılar. Sonuç müttakîlerin (Allah'tan korkup günahtan) sakınanlarındır."
(7/A'râf, 127-128)

?Mü'minler ancak o kimselerdir ki, Allah
zikredilip anıldığı zaman yürekleri ürperir. O'nun ayetleri okunduğunda
imanlarını arttırır ve yalnızca Rablerine tevekkül ederler.?
(8/Enfâl, 2)

?Münâfıklar ve kalplerinde hastalık olanlar
şöyle diyorlardı: ?Bunları (Müslümanları) dinleri aldattı.' Oysa, kim Allah'a
tevekkül ederse, şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet
sahibidir.? (8/Enfâl, 49)

?Eğer onlar (müşrikler) barışa eğilim
gösterirlerse, sen de ona eğilim göster ve Allah'a tevekkül et. Çünkü O,
işitendir, bilendir.? (8/Enfâl, 61)

?Ey Peygamber! Sana ve sana uyan
mü'minlere Allah yeter.?
(8/Enfâl, 64)

?De ki: ?Allah'ın bizim için yazdıkları dışında,
bize kesinlikle hiçbir şey isâbet etmez. O bizim mevlâmızdır. Ve mü'minler
yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler."
(9/Tevbe, 51)

?Eğer onlar yüz çevirirlerse, de ki: ?Bana Allah
yeter. O'ndan başka hiçbir ilâh/tanrı yoktur. Ben O'na tevekkül ettim (O'na
güvenip dayandım) O, büyük arşın Rabbi/sahibidir.?
(9/Tevbe, 129)

?Onlara Nûh'un haberini oku. Hani kavmine
demişti ki: ?Ey kavmim, benim makamım ve Allah'ın âyetleriyle hatırlatmalarım
eğer size ağır geliyorsa ben, şüphesiz Allah'a tevekkül etmişim...?
(10/Yûnus, 71)

?Mûsâ dedi ki: ?Ey kavmim, eğer siz Allah'a iman
edip Müslüman olmuşsanız artık yalnızca O'na tevekkül edin. (Kavmi) Dediler ki:
?Biz Allah'a tevekkül ettik; Rabbimiz, bizi zulmeden bir kavim için bir fitne
(konusu) kılma.? (10/Yûnus, 84-85)

?De ki: ?Ey insanlar! Şüphesiz size Rabbinizden
hak gelmiştir. Kim hidâyete ulaşırsa, o, ancak kendi nefsi için hidâyete
ulaşmıştır. Kim de saparsa, o da, kendi aleyhine sapmıştır. Ben, sizin üzerinize
bir vekil değilim.? (10/Yûnus, 108)

?(Hûd dedi ki:) ?Ben gerçekten, benim de Rabbim,
sizin de Rabbiniz olan Allah'a tevekkül ettim. O'nun, alnından yakalayıp
denetlemediği hiçbir canlı yoktur. Muhakkak benim Rabbim, dosdoğru bir yol
üzerinedir (dosdoğru yolda olanı korumaktadır).?
(11/Hûd, 56)

?(Şuayb) Dedi ki: ?Ey kavmim görüşünüz nedir
söyler misiniz? Ya ben Rabbimden apaçık bir belge üzerinde isem ve O da beni
kendisinden güzel bir rızık ile rızıklandırmışsa? Ben, size yasakladığım şeylere
(kendim sahiplenmek suretiyle) size aykırı düşmek istemiyorum. Benim istediğim,
gücüm oranında yalnızca ıslah etmektir. Benim başarım ancak Allah('ın yardımı)
iledir; O'na tevekkül ettim (güvenip dayandım) ve O'na içten yönelip dönerim.?
(11/Hûd, 88)

?Göklerin ve yerin gaybı Allah'ındır, bütün
işler O'na döndürülür; öyleyse O'na kulluk/ibâdet edin ve O'na tevekkül edin
(güvenip dayanın). Senin Rabbin yaptıklarınızdan habersiz değildir.?
(11/Hûd, 123)

?Ve (Yak'kub) dedi ki: ?Ey çocuklarım, (Mısır'a)
tek bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ben size Allah'tan hiçbir
şeyi sağlayamam (gideremem). Hüküm yalnızca Allah'ındır. Ben O'na tevekkül
ettim. Tevekkül edenler de yalnızca O'na tevekkül etmeli, O'na güvenip
dayanmalıdırlar.? (12/Yûsuf, 67)

?(Ey Muhammed!) Böylece seni,
kendilerinden önce nice ümmetlerin gelip geçtiği bir ümmete gönderdik ki, sana
vahyettiğimizi onlara okuyasın. Onlar Rahman'ı inkâr ediyorlar. De ki: ?O benim
Rabbimdir. O'ndan başka tanrı yoktur. Sadece O'na tevekkül ettim ve dönüş sadece
O'nadır.? (13/Ra'd, 30)

?Rasulleri onlara dediler ki: "Doğrusu biz,
sizin gibi yalnızca bir beşeriz, ancak Allah kullarından dilediğine lütufta
bulunur. Allah'ın izni olmaksızın size bir delil getirmemiz bizim için olacak
şey değil. Mü'minler, ancak Allah'a tevekkül etmelidirler.?
(14/İbrâhim, 11)

?Bize ne oluyor ki, Allah'a tevekkül etmeyelim?
Bize doğru olan yolları O göstermiştir. Ve elbette bize yaptığınız
işkencelere/eziyetlere karşı sabredeceğiz. Tevekkül edenler yalnız Allah'a
tevekkül etmeli, sadece O'na güvenip dayanmakta sebat etmelidir.?
(14/İbrâhim, 12)

?Onlar (o muhâcirler) sabredenler ve Rablerine
tevekkül edenler, ancak O'na güvenip dayanmakta olanlardır.?
(16/Nahl, 42)

?Gerçek şu ki, iman edenler ve Rablerine
tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) hiçbir zorlayıcı gücü yoktur.?
(16/Nahl, 99)

?Mûsâ'ya kitap verdik ve ?Benden başka vekil
edinmeyin' diye onu İsrailoğullarına kılavuz (hidâyet rehberi) kıldık.?
(17/İsrâ, 2)

?(Allah şeytana dedi ki:) ?Benim (gerçek)
kullarım (var ya); senin onlar üzerinde hiçbir zorlayıcı gücün (hâkimiyetin)
yoktur. Vekil olarak Rabbin yeter.?
(17/İsrâ, 65)

?Hiçbir şey için ?Bunu yarın
yapacağım!' deme. Ancak, ?inşâallah (Allah dilerse yapacağım de). Unuttuğun
zaman Allah'ı zikret/an ve ?umarım Rabbim beni, doğruya daha yakın olana
eriştirir' de.?
(18/Kehf, 23-24)

?Andolsun biz, daha önce de Âdem'e
ahid (emir ve vahiy) vermiştik. Ne var ki o, (ahdi) unuttu. Onda azim de
bulmadık.? (20/Tâhâ,
115)

?(Muhammed:) ?Rabbim! (Onlar
hakkında) adâletinle hükmünü ver. Bizim Rabbimiz Rahmân'dır. Sizin
anlattıklarınıza karşı (yegâne) yardımı umulan, sığınılan O'dur' dedi.?
(21/Enbiyâ, 112)

?Allah uğrunda, hakkını vererek
cihad edin. O, sizi seçti; din hususunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi;
babanız İbrahim'in dininde (de böyleydi). Peygamberin size şâhit olması, sizin
de insanlara şâhit olmanız için, O, gerek daha önce (gelmiş kitaplarda), gerekse
bunda (Kur'an'da) size ?müslümanlar' adını verdi. Öyle ise namazı kılın; zekâtı
verin ve Allah'a sımsıkı sarılın. O, sizin mevlânızdır. Ne güzel mevlâdır O, ne
güzel yardımcıdır!?
(22/Hacc, 78)

?Sen, asla ölmeyen ve daima diri olan (Allah)'a
tevekkül et ve O'nu hamd ile tesbih et. Kullarının günahlarından O'nun haberdar
olması yeter.? (25/Furkan, 58)

?Sen, O güçlü ve üstün, merhamet eden (Allah')a
tevekkül et.? (26/Şuarâ, 217)

?Sen, artık Allah'a tevekkül et; çünkü sen
apaçık olan hak üzerindesin.?
(27/Neml, 79)

?Ki onlar (cennetlik mü'minler), sabredenler ve
Rablerine tevekkül edenlerdir (O'na güvenip dayanmaktadırlar.?
(29/Ankebût, 59)

?(Lokman, oğluna nasihat ederek
şöyle demişti:) Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye
çalış, başına gelenlere sabret. Doğrusu bunlar, azmedilmeye değer (farz edilen)
işlerdir.? (31/Lokman,
17)

?Allah'a tevekkül et (O'na güvenip dayan); vekil
(koruyucu) olarak Allah yeter.?
(33/Ahzâb, 3)

?Kâfirlere ve münâfıklara itaat etme,
eziyetlerine (şimdilik) aldırma ve Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah
yeter.? (33/Ahzâb, 48)

?Allah herşeyin yaratıcısıdır. O, herşey
üzerinde vekildir (Her şeyi dilediği gibi tasarruf eder).?
(39/Zümer, 62)

?Hakkında ihtilafa düştüğünüz herhangi bir şey;
artık O'nun hükmü Allah'ındır. İşte Rabbim olan Allah. Ben O'na tevekkül ettim
ve yalnızca O'na dönüp yönelirim.?
(42/Şûrâ, 10)

?Size verilen herhangi bir şey, dünya hayatının
metaı (kısa süreli faydalanması)dır. Allah katında olan ise, daha hayırlı ve
daha süreklidir. (Bu da) iman edip Rablerine tevekkül edenler içindir.?
(42/Şûrâ, 36)

?Kim sabreder ve affederse
şüphesiz bu hareketi, yapılmaya değer işlerdendir (azmu'l-ümûr; mert, azimkâr
adamların işidir).?
(42/Şûrâ, 43)

?O halde (Rasûlum),
peygamberlerden azim sahibi olanların sabrettiği gibi sen de sabret. Onlar
hakkında acele etme, onlar vaad edildikleri azabı gördükleri gün sanki dünyada
sadece gündüzün bir saati kadar kaldıklarını sanırlar. Bu, bir tebliğdir. Yoldan
çıkmış topluluklardan başkası helâk edilir mi hiç?!?
(46/Ahkaf, 35)

?Gizli konuşmalar şeytandandır.
Bu, iman edenleri üzmek içindir. Oysa şeytan, Allah'ın izni olmadıkça,
mü'minlere hiçbir zarar veremez. Mü'minler Allah'a tevekkül etsinler, O'na
dayanıp güvensinler.?
(58/Mücâdele, 10)

?İbrâhim ve onunla birlikte olanlarda size güzel
bir örnek vardır. Hani kendi kavimlerine demişlerdi ki: ?Biz, sizlerden ve
Allah'ın dışında taptıklarınızdan gerçekten uzağız. Sizi (artık) tanımayıp inkâr
ettik. Sizinle aramızda, siz Allah'a bir olarak iman edinceye kadar ebedî bir
düşmanlık ve bir kin baş göstermiştir.' Ancak İbrahim'in babasına: ?Sana
bağışlanma dileyeceğim, ama Allah'tan gelecek herhangi bir şeye karşı senin için
gücüm yetmez' demesi hâriç. (Siz şöyle deyin:) ?Ey Rabbimiz, biz Sana tevekkül
ettik ve Sana yöneldik. Dönüş de ancak Sanadır.?
(60/Mümtehıne, 4)

?Allah; O'ndan başka ilâh/tanrı yoktur. Öyleyse
mü'minler (yalnızca) Allah'a tevekkül etsi, yalnız O'na güvenip dayansınlar.?
(64/Teğâbün, 13)

?... Kim Allah'tan korkarsa, takvâ sahibi
olursa, Allah ona bir çıkış yeri (kurtuluş) ihsan eder. Ve onu hesaba katmadığı
bir yönden rızıklandırır. Kim de Allah'a tevekkül eder, O'na güvenip dayanırsa,
O, kendisine yeter/yetişir. Elbette Allah, kendi emrini yerine getirip
gerçekleştirendir. Allah, herşey için bir ölçü kılmıştır.?
(65/Talâk, 2-3)

?De ki: ?O (Allah) Rahman olan (merhamet edip
koruyan)dır; biz O'na iman ettik ve O'na tevekkül ettik. Artık siz kimin açık
bir dalâlet/sapıklık içinde olduğunu pek yakında bileceksiniz.?
(67/Mülk, 29)

AZİM VE TEVEKKÜL .
Azim; Anlam ve Mâhiyeti
Tevekkül; Anlam ve Mâhiyeti
Tevekkül ve Türevleri
Allah'ın Vekil Olması
İnsanlar Hakkında ?Vekil' Denilmesi
Tevekkülün Boyutları
Kader ve Rızık .
Tevekkül; ?Kısmetimde Varsa, Rızkım Ayağıma Gelir? Demek midir? .
Rezzâk (Rızık Veren) Allah'tır
Rızık Kazanmak İçin Çalışmak
Kader  ve Tevekkül
Kur'ân-ı Kerim'de Azim ve Tevekkül
Hadis-i Şeriflerde Azim ve Tevekkül
Allah el-Vekîl'dir, Kendisine Dayanılıp Güvenilmesi Gereken Tek Zâttır
Konumuzla İlgisi Bulunan Diğer Esmâü'l-Hüsnâdan Diğer İsimler ve Mânâları
İnsanın Tevekküle İhtiyacı
Tevekkül Nasıl Olmalıdır? .
Tevekkül Konusunda Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar
Tevekkül Hakkındaki Sözlerden Seçmeler
Mehmet Âkif Ersoy'un Tevekkülle İlgili Bazı Mısrâları
Sebat ve Kararlılık; Azmin Açılımı
Sebatı Sağlayan Etkenler
1. Kur'an'a Yönelmek
2. Allah'ın Şeriatı'na Tutunup Salih Amel İşlemek
3. Peygamber Kıssalarını Düşünüp Örnek Almak İçin İncelemek
4. Duâ
5. Allah'ı Zikretmek
6. Müslümanın, Doğru Yolda Yürümeye Gayret Etmesi
7. Terbiye
8. Üzerinde Bulunduğu Yola Güvenmek
9. Yüce Allah'a Dâveti Pratik Olarak Uygulamak
10. Sağlam İnsanların Etrafında Bulunmak
11. Allah'ın Yardımına Ve Geleceğin İslâm'ın Olacağına Tamamen İnanmak
12. Bâtılın Gerçek Yüzünü Bilmek Ve Ona Kanmamak
13. Kararlı Davranmaya Yardımcı Olacak Huyları Edinmek
14. Sâlih Kimselerin Nasihati
15. Cennet Nimetlerini ve Cehennem Azabını Düşünmek; Ölümü Hatırlamak
Sebat Gerektiren Durumlar
Fitnelerde Sebat Göstermek
Fitne Çeşitleri
Mal Fitnesi
Makam Fitnesi
Eş Fitnesi
Çocukların Fitnesi
Baskı, İşkence ve Zulüm Fitnesi
Deccal Fitnesi
Cihadda Sebat Etmek
Doğru Yolda Sebat Göstermek
Ölüm Ânında Sebat Göstermek
Azm ve Tevekkül Konusuyla İlgili Âyet-i Kerimeler
Konuyla İlgili Geniş Bilgi Alınabilecek Kaynaklar