Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

RÜKÛ EDENLERLE BERABER RÜKÛ ETMEK, YANİ CEMAATE KATILMAK

RÜKÛ EDENLERLE BERABER RÜKÛ ETMEK

RÜKÛ EDENLERLE
BERABER RÜKÛ ETMEK, YANİ CEMAATE KATILMAK

Konumuzu teşkil eden âyette,
bilindiği gibi sadece rükû değil, cemaate katılmak veya cemaat oluşturmak da
emredilmektedir. "Rükû edenlerle beraber rükû edin." (2/Bakara, 43). Bu
emir, rükûları, rükû ile kast edilen farz namazları cemaatle kılmayı da içine
almaktadır. Cemaat Nedir? ?Cemaat' kelimesinin aslı, toplamak, bir
araya getirmek anlamındaki cem' fiilidir. ?Cemaat' sözlükte, insan
topluluğu, bir araya gelen insan grubu demektir. Geniş anlamıyla cemaat; bir
fikir ve inanç etrafında bir araya gelen insan topluluğuna verilen addır.
Bir fıkıh terimi olarak
?cemaat' ise; namazı bir imamla birlikte kılan mü'minler topluluğudur. En geniş
anlamıyla cemaat; İslâm ümmeti topluluğunu ifade eden bir kavramdır. Dünyadaki
bütün müslümanlar bu anlamda bir bütün halinde ?cemaat'tirler. Bu cemaatin ana
özelliği, aynı Din'e, yani Tevhid dinine inanmaları, aynı kıbleye
yönelmeleridir. Dünyanın neresinde yaşarlarsa yaşasınlar, bütün müslümanlar
Islâm cemaatinin birer üyesidirler.
Cemaat; rastgele, tesadüfen
veya şartların bir araya getirdiği insanlar değildir. Cemaatin üyeleri de
yaptıklarını bilmeyen, hangi şartlar altında ve niçin bir araya geldiklerinden
habersiz ve şuursuz kimseler değillerdir. Cemaat, şuurlu bir birlikteliktir.
Kuru kalabalık, yani kitle (cemâdât) değildir. Kitle, şartların bir araya
topladığı kalabalıktır. Yolu ve hedefi belli değildir. Asgari müşterekleri bile
ortada yoktur. Belki bir çıkarın, belki etkili bir rüzgârın, belki gözü açık bir
propagandacı veya politikacının, ya bir futbol topunun, filmin veya müziğin bir
araya topladığı bir sürüdür. Sürüyü akıllı ve gözü açık çobanlar istediği gibi
sürükleyip götürürler.
Bir topluluğun cemaat adını
alabilmesi için, o topluluğun belli bir fikir etrafında, belli bir hedefe gitmek
üzere bir araya gelmesi, belli ilkelere bağlı olması ve başlarında cemaat ile
özdeşleşmiş, aynı amaca bağlı yetkin bir imamın (önderin) bulunması gerekir.