Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Güvercin

Güvercin



Güvercin:


Güvercin,
özellikle Yakındoğuda saflığı ve ruhu sembolize ediyordu. Güvercin, hemen her
coğrafyada görülen anlayışa göre, suçsuz/günahsız mâsum insanların ruhu olduğuna
inanılan bir kuştur. Tasavvuf inançlarında güvercin, evliyanın/ermişlerin
ruhudur; her ermiş uyurken ruhu bir güvercin olarak bedeninden çıkar ve bütün
kutsal yerleri dolaşır. Halk inançlarına göre Hızır, güvercin kılığına girer ve
insanların karşısına çıkar. Hıristiyanlara göre güvercin, kutsal ruhtur.

Elimizdeki
Tevrat'a göre, Nuh tûfanı sırasında, çevrede kara olup olmadığını anlamak için
Hz. Nûh'un, gemisinden uçurduğu kuş güvercindir. Güvercin bir kara parçası
bulduğunu belirtmek için ağzında bir zeytin dalıyla dönmüş, gemideki canlıların
ve özellikle insanların karaya çıkıp hayatlarını sürdürebilmeleri de böylece
sağlanabilmiştir. Bundan ötürü, güvercin, tûfanı gerçekleştiren Allah'la
insanlar arasında bir barışı simgelediğine inanılır, ağzında zeytin dalı bulunan
güvercin, uluslar arası barış simgesi kabul edilir.
Yakındoğuda
kutsal sayılan veya bir kültle ilişkilendirilen diğer önemli hayvanlar şu
şekilde sıralanabilir: Timsah (Mısır), inek (Sümer, Asur-Bâbil,
Mısır), karga (Asur-Bâbil), keçi, geyik ve özellikle iri balıklar başta
olmak üzere balık türleri, sinek, baykuş ve koyun (bütün
Mezopotamya; Mısır'da büyük tanrı Amon koç başlı idi.
Zerdüştî
gelenekte bütün hayvanlar iyi ve kötü olmak üzere iki gruba ayrılmıştır.
Bündahişn'e göre iyi hayvanları yaratan Hürmüz, kötü hayvanları yaratan ise
Ehrimen'dir. Starestan adlı geç dönemlere ait bir Zerdüştî eser, iyi hayvanları
faydalı, kötü hayvanları ise zararlı olmalarına bağlar. Bu araştırmalar,
zerdüştîlerin iyi hayvanları faydalı, kötü hayvanları ise zararlı olmalarından
yola çıkarak sınıflandırdıklarını gösterir. Zerdüştîlikte gece cinlerini
kovduğuna inanılan horoz ve insanları her türlü kötülükten koruyan
köpek en gözde hayvanlardır; ayrıca domuz ve kartal da
kutsallığa sahiptir. Ehrimen'in yarattığı kötü hayvanların başında ise
karınca, kertenkele ve yılan gelir.
Zerdüşt dininde
inek ve köpek kutsaldır. Bazı Hindu dinlerinde hayvanı keserek
veya başka şekilde öldürmek de yasaktır. Eski Mısır dini, hayvana tapma şeklinde
idi: Apis öküzü bu konuda hayli meşhurdur. Mısır'da ayrıca timsah
ve kartala da tapılırdı. Aşağı Mısır'da köpek aynı durumda idi.
Tanrı sayılan bu hayvanları öldürmek, idamı gerektirirdi. Eski Yunan inancına
göre ?yer altı?nı üç başlı bir köpek (Cerberos) beklerdi.
Uzakdoğuda,
Yakındoğudakine benzer biçimde ortak bir fauna coğrafyası vardır. Hayvan kurbanı
fikri, Uzakdoğuda azalmış, fakat tamamen ortadan kalkmamıştır. Bununla birlikte
Hindistan'da Budizm, Çin'de Taoizm ve Konfüçyanizm'in getirdiği tabiata yönelik
hayat tarzı ve vejetaryen kültür, hayvan kurbanı fikrinin gelişmesini ciddi
olarak engellemiştir. Bu bölgede tanrılara hayvan kurbanı yerine; daha çok meyve,
çiçek ve sebze yemekleri sunulmakta, bunlar törenle heykellerin önüne veya
kutsal mahallere bırakılmaktadır. Ayrıca hayvanla ilgili inançlar takvimde,
hatta günün belli saatlerinin temsilinde kullanımına varıncaya kadar pratik
hayatla bütünleşmiştir.
Uzakdoğuda
dinî-sembolik değeri yüksek hayvanların başında fil gelir. Zekâsı
dolayısıyla fil, Hindistan'da bilgelik tanrısı (Ganeş) olarak saygı görmüştür.
Mahabharata'yı ilham eden de odur. Hindû folklorik inancında yeryüzü yedi filin
üzerinde durmaktadır; bazı inançlara göre kuyruğundaki kılların koruyucu tılsım
özelliği vardır. Budist kutsal metinlerinden Lalitavistara'da Buda'nın ana
rahmine düştüğünde bir fil şeklinde olduğu nakledilmektedir; bundan dolayı fil,
Buda'nın yeryüzüne gelişini sembolize eder. Çin'de ise bu hayvan güç, zekâ ve
ölümsüzlüğün sembolüdür; Çin Hindi'nde de özellikle beyazı kutsal ve uğurlu
sayılmaktadır.
Çin'de
turnalar, uzak mesafelere uçabilme kabiliyetleri ve uçuş sırasındaki
düzenlilikleri dolayısıyla hasret ve iletişimin, aralarındaki hiyerarşik yapıyı
sürekli biçimde korudukları için de baba ile oğul arasındaki ilişkinin, Japon
adalarında ise halkın güvenlik ve huzurunun sembolü olarak görülmüştür.