Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Sünnette Fiilî Örnekler

Sünnette Fiilî Örnekler

Sünnette Fiilî Örnekler:

Kadınla istişâre husûsunda nazari
beyanlardan başka, fiilî örnekler de mevcuttur:

1- İlk örnek olarak, nübüvvetin
bidâyetlerine ait bir vak'ayı zikredebiliriz. Rasûlullah (s.a.s.) henüz
peygamberliği husûsunda bilgi ve yakin sahibi değilken, o safhaya hazırlayıcı
mahiyette geçirmekte olduğu İlahî terbiye icabı, sık sık birkısım harika
durumlara mazhar oluyor ve bunlardan ciddi şekilde korkuyordu. İlk vahiyden
sonra, gördüklerini ve hissettiği korkuyu muhterem zevceleri Hatice-i Tahire
validemize açtılar. Vâlidemiz (radıyallahu anhâ), Rasûlullah (s.a.s.)'ı şöyle
teselli etti: "Korkma, Allah seni asla mahcup etmez. Zira sen akraba hukukunu
gözetir, muhtaçlara yardım, fakirlere iyilik, misafirlere de ikram edersin..." (Buhârî,
Bed'ü'l-Vahy 1)

2- Değişik bir örnek "ifk
(iftira)" hâdisesiyle alâkalıdır. Âyet-i kerime ile iç yüzü ortaya konan ve
kitaplarımızda teferruatıyla açıklanan ifk yani Hz. Âişe vâlidemize (radıyallahu
anhâ) münâfıklarca yapılan iftira hâdisesi üzerine Rasûlullah (s.a.s.) zevce-i
tâhireleri hakkında geniş bir tahkikat açmıştı. Bu tahkikat sırasında, sadece Hz.
Ali gibi ileri gelenlerin değil, Berire -ki Hz.Aişe'nin cariyesi idi- gibi
cariye bir kadının da fikrine mürâcaat etmişti. (Buhârî, Şehâdât 16)

3- Üçüncü örnek, diğerlerinden
hem daha meşhur, hem de mühim bir istişâre hâdisesidir. Kadınla istişâre
meselesini ele alan alimler, istişârenin caiz olduğunu söylerken, delil olarak
bunu kaydeder. Rasûlullah (s.a.s.)'ın Hudeybiye Sulhü sırasında zevcesi Ümmü
Seleme'nin tavsiyelerine uymasıyla ilgili vak'a. Kısaca özetleyelim:

Hicretin altıncı yılında,
Müslümanlar, başlarında Rasûlullah (s.a.s.) olduğu halde, umre yapmak kastıyla
Mekke'ye müteveccihen yola çıkarlar. Ancak Mekkeli müşrikler, ziyarete müsaade
etmezler. Fakat Müslümanlarla aralarında Hudeybiye sulh anlaşması yapılır.
Anlaşma tamamlandıktan sonra, Hz. Peygamber yanındakilere: "Kalkın,
kurbanlarınızı kesin, ihramdan çıkın, başlarınızı traş edin" emrini verir.
Ne var ki Ka'be'yi tavaf için gelmiş bulunan Ashab, sulh anlaşmasının
muhtevasından memnun olmadığı için tavaf yapmadan umre ile ilgili traş olmak,
kurban kesmek gibi diğer menasiki de yapmaktan imtina ederler.

Rasûlullah emri üç kere
tekrarlar.. Ashab yine de şaşkın şaşkın bakınmakla mukabelede bulunurlar.
Rasûlullah son derece öfkeli halde, çadırına, zevce-i pakleri Ümmü Seleme
validemizin (radıyallahu anhâ) yanına girerler. Aralarında şu konuşma geçer:

"Neyin var ya Rasûlallah?"

"Hayret ey Ümmü Seleme! Ben
insanlara ısrarla ?Kurbanlarınızı kesin, traş olun, ihramdan çıkın!' diye
emrettim, hiç kimse bu çağrıma cevap vermedi. Emrimi işittikleri halde sadece
yüzüme bakıyorlar."

"Ya Rasûlullah, sen kalk,
kurbanlığına git ve kes. Onlar mutlaka sana uyacaklar ve kurbanlarını
keseceklerdir."

Bu tavsiye üzerine Rasûlullah
(s.a.s.) gider ve kurbanlık devesini keser. Aynen Ümmü Seleme validemizin (r.
anhâ) dediği gibi, Rasûlullah'ı gören Ashab-ı Güzin de teker teker kalkıp
kurbanlarını keserler (Vâkidî II/613).

İmâmu'l-Harameyn, bu hâdiseyi
yorumlarken: "Beyan ettiği fikirde isabet etmiş Ümmü Seleme'den başka kadın
bilinmiyor" demiş ise de, kendisi yukarıda zikri geçen Hz. Şuayb'ın kızı örnek
gösterilerek tenkid edilmiştir (Keşfu'l-Hafâ 2, 3).

Ashab'tan Örnek: Kadınla istişâre
meselesindeki ıtlakı kaldırıp, tereddüdü izale edecek birkaç örneği de Ashab'tan
kaydedelim:

1- Birincisi, umumiyetle bilinen
bir vak'adır. Hz. Ömer, bir cuma hutbesi sırasında, evlenmelerde kadınlara
verilecek olan mehir için, bir tahdid getirerek, mübalağaya kaçılmasını önlemek
istediği zaman, cemaatte bulunan bir kadın âyet okuyarak: "Ey Ömer, Allah "Bir
eşin yerine başka bir eşi almak isterseniz, birincisine bir yük altun vermiş
olsanız bile, ondan bir şey almayın..." (4/Nisâ, 20) diyerek sınırlamazken,
sen nasıl sınır koyarsın?" diye müdâhale eder. Bunun üzerine Hz. Ömer (r.a.):
"Bir kadın isabet, bir erkek hata etti, bir emîr (lider) cedelleşti ve cedeli
kaybetti" diyerek kendi iddiasından rücu edip kadının görüşüne uyar (Bak.
Bâkillânî, et-Temhîd s. 199).

2- Şu kaydedeceğimiz misal
mevzûmuz açısından daha dikkat çekicidir. Bir gece teftişinde, Hz. Ömer (r.a.),
kocası cihada gitmiş olan bir kadının "bekârlıktan" yakındığını işitince, kızı
Hafsa vâlidemize (ve kadınlardan tecrübeli olanlara (Said İbn Mansur, Sünen II/186;
Bâkillânî, a.g.e. s. 198; İbrahim Canan, Hz. Peygamber'in Sünnetinde Terbiye, s.
526-527) mürâcaat ederek: "Kızım (söyle bakayım), bir kadın kocasından ne kadar
müddet ayrı kalmaya tahammül edebilir?" diye sorar ve aldığı cevaba dayanarak
askerlik müddetini altı ay olarak tahdid eder/sınırlar (İsâbe 4, 341).

3- el-İsâbe'de İbnu Hacer'in
kaydettiği bir rivâyet, istişâreye son derece ehemmiyet veren Hz. Ömer
(r.a.)'in, zaman zaman, akıl ve faziletce üstün, okuma yazma bilen bir kadın
olan Şifa Bintu Abdillah'a da mürâcaat ettiğini ve hatta onun re'yini
başkalarının reyine tercih edip, uyduğunu belirtir (Üsdü'l-Ğâbe, 7/233).

4- Hâlid İbn Velid de, bazı
meselelerde, kızkardeşi Fâtıma Bintu'l-Velid ile istişâre etmiştir (İbn Kesir
(v. 774), el-Bâisu'l-Hasis, Beyrut, 1951, s. 183)

5- En mühim örneklerden biri,
Abdurrahman İbnu Avf'ın Hz. Ömer (radıyallahu anh)'den sonra halife
tesbitindeki tutumudur. Hz. Osman'ı belirlerken üç gün herkesten fikrini sormuş
bu meyanda kadınların da görüşünü almayı ihmal etmemiştir. İslâm'da kadınların
rey hakkı meselesine en mükni örnektir (Said İbn Mansur, Sünen II/186;
Bâkillânî, a.g.e. s. 198; İbrahim Canan, Hz. Peygamber'in Sünnetinde Terbiye, s.
526-527).

Meselemizi rivâyetler açısından
hülasa etmek gerekirse, kadınla istişâreyi kesinlikle yasaklayan muhkem bir nass
mevcut değildir. Üstelik cevazına delalet eden rivâyetler çoktur. Kur'anî
örneklerden başka, bizzat Hz. Peygamber (aleyissalâtu vesselâm)'in ve bir kısım
meşhur sahabilerin hayatlarında, kadınla istişârenin fiilî örnekleri vardır.
Aleyhte gelen zayıf hadislerin sahih bir asla delalet edebilme ihtimaline karşı
da "Yasağı mutlak değil, mukayyed olarak anlamak gerekmektedir" deriz.

ŞÛRÂ (İSTİŞÂRE/DANIŞMA)
Şûrâ/İstişâre; Anlam ve Mâhiyeti
İstişârenin Fazileti
Kur'ân-ı Kerim'de Şûrâ/İstişâre.
Rasûlullah'ın Sünnetinde İstişâre ve Konuyla İlgili Hadis-i Şerifler İstişârenin Önemi ve İstişâre Emri
Konuyla İlgili Hadis-i Şerifler
Telâkki
Teşvik
Hz. Peygamber İstişâreye Muhtaç mı?.
En Büyük Dâhî De İstişâreye Muhtaçtır
Ashâb ve İstişâre
Hz. Peygamber'in Müşâvirleri
Münâfık ve Müşriklerle İstişâre
İstişare Konuları
İstişare Dışı Konular
İstişârenin Mekanizması
1- Müşâvirin Durumu
a. Liyâkat
b. Mûtemed Olmak
Dürüstlük Başta Gelir
c. Müslüman ve Dindar Olmak
d. İlgili Olmak
2. İstişârenin Şekli
a. Doğrudan Re'ye Mürâcaat
b. Liyâkatlinin Müdâhalesi
c. Yersiz Teklif
d. Saygısız Müdâhale
3- Kararın Alınması
a- Ekseriyetin Re'yi
b- Görüşlerden birinin tercih edilip seçilmesi
c- Kararı Tehir Etmek
d- İcbârî Karar
4- Şahsî Kanaatında Direnmemek
5- Müşâvirleri Gücendirmemek
6- Tatbikat  Sırasında Azim
Batı Demokrasisi Demokrasinin Tenkidi
Teknokrasi
Demokrasinin Sonu Anarşidir
İslâm'da Kanun Koyma Mekanizması
Hürriyet Telakkisi
Peygamberler de Hür Değildir
Hürriyet Alanı
Sınırlamanın Gâyesi
İslâm'da Kadınlarla İstişâre.
1- Kur'an'a Göre
2- Sünnete Göre
Sünnette Nazarî Beyan
Sünnette Fiilî Örnekler
Bu  Meselede Temel Prensip
Haklı Cihet
İstişârenin Önemi
İstihâre; İstişâreden So a Yapılması Gereken Duâ.
İstihârenin Yozlaştırılıp Rüya Falına Dönüştürülmesi
Tefsirlerden İktibaslar
İstişâre Etmek
Konuyla İlgili Geniş Bilgi Alınabilecek Kaynaklar