Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Haram Kılınan Yiyecekler ve Hikmeti

Haram Kılınan Yiyecekler ve Hikmeti

Haram Kılınan Yiyecekler ve Hikmeti

Kur'ân-ı Kerim'de haram olan
yiyecekler, bazı âyetlerde özetlenerek, bâzısında ise teferruâta girilerek ifade
edilmiştir. Birinci çeşit âyetlerde ?boğazlanmadan ölmüş (murdar) hayvan,
vücuttan akmış kan, domuz ve Allah'tan başkası adına kesilmiş hayvanlar?
(2/Bakara, 172-173; 6/En'âm, 145) olmak üzere haram yiyecekler dört
adettir. ?Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilenler, -canları
çıkmadan önce kesmemişseniz- boğulmuş, bir yerine vurularak öldürülmüş, düşüp
yuvarlanmış, başka bir hayvan tarafından süsülmüş, yırtıcı hayvanlar tarafından
yenmiş olanlar, dikili taşlar üzerine boğazlananlar ve fal okları ile kısmet
aramanız size haram kılındı; bunlar fâsıklıktır.? (5/Mâide, 3) Bu âyette
etleri haram olan hayvanların on çeşit olduğunu görüyoruz. Ancak bunlardan
beşinci ilâ dokuzu arasındakiler, ?boğazlanmadan ölmüş hayvan? mefhumuna
dâhildir. Dördüncü ve onuncusu ise, ?Allah'tan başkası adına kesilen? nevi
içinde yer almaktadır.
Allah ve Rasulü, bazı yiyecek
ve içecekleri, bazı giyecekleri, bir kısım iş ve davranışları haram kılmış,
yasaklamışlardır. Bunların bir kısmının hikmetini, haram kılınış sebeplerini
açıklamışlar, bazılarını ise açıklamamışlardır. Açıklanan ve deneyerek
zararlarını anladığımız nice haram ve yasaklardan uzaklaşmanın, birey ve toplum
halinde insanların faydasına, iyiliğine olduğunu, ebedî saâdetlerini hedef
aldığını görünce, insaflı bir düşüncenin şu neticeye varması zarûrî oluyor:
?Aklımız ve bilgimizin kavrayabildiği bunca haramda, bu ölçüde büyük hikmet ve
faydalar olduğuna göre, aynı kaynaktan gelen diğer yasakların da ?şimdilik
bilgimiz dışında kalan- hikmetleri olacaktır."
İnsanların yasaklama ve
engellemeleri ?en azından başlangıçta- zararı çekmeden önce değil; zararı
denedikten ve acıyı çektikten sonra olabilmektedir. İnsanın ruh ve beden sağlığı
üzerindeki çalışmalar, insanlık tarihi kadar eskidir. Meselâ bin yıllık
âmiyâne tecrübe ve otuz
yıllık da ilmî araştırma
sonunda bir yiyecek veya içeceğin insan sağlığı için zararlı olduğu
anlaşılırsa, bu zarar bu kadar
uzun bir zaman sineye çekilmiş olmaktadır. Daha önce aynı şekilde bilmek imkânı
olsaydı elbette tedbirler de o zaman başlayacak, zarar asgariye inecekti. Durum
böyle olunca ihtimaliyet hesabı ?bilimsel ölçülere göre zararını bilemediğimiz,
fakat- ciddî (müslümanlar açısından en temel) bir kaynağın zararlı veya haram
olduğunu bildirdiği şeyden çekinmemizi gerektirir.
Böyle bir ihtimali hiçe saymak
ve zararını bilimsel olarak bilemediğimiz bir şeyi sakınmadan yemek için
insanlığın, bilinebilecek her şeyi bilmiş, meçhûlü kalmamış olması gerekir.
Halbuki doğu ve batının ilim adamları, insanlığın bildiğinin, bilmediği yanında
denizden bir damla, güneşten bir ışıncık kadar olduğunu itiraf etmektedirler.

Bu genel değerlendirmeden
sonra, haram yiyecekleri teker teker ele alabiliriz: