Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Cennette Cinsî Zevkler

Cennette Cinsî Zevkler



Cennette
Cinsî Zevkler


"Gerçekten
cennetlik olanlar, o gün eğlenceyle meşguldürler." (Yasin:
36/55)
"O
cennetlerde gözlerini kocalarından başkasına çevirmeyen hanımlar vardır ki, bu
kocalarından önce kendilerine ne bir insan dokunmuştur, ne de bir cin."
(Rahman: 55/56)
"Onlar yakut
ve mercan gibidirler." (Rahman: 55/58)
"Doğrusu
Allah'a karşı gelmekten sakınanlara kurtuluş, bahçeler, bağlar, göğüsleri
tomurcuklanmış yaşıt kızlar ve dolu kadehler vardır. Orada boş ve yalan söz
işitmezler. Bunlar Rabbinin katından hesapları karşılığı verilenlerdir."
(Nebe': 78/31-36)
"Cennette
onlar için işlediklerine karşılık olarak sedefteki inciler gibi hûriler / ceylan
gözlüler vardır." (Vâkıa: 56/22-23)
"Biz
hûrileri / ceylan gözlüleri (cennetlikler için) yeniden yaratmışızdır. Onları,
bâkire, şuh, eşlerine düşkün ve yaşıtları kılmışızdır."
(Vâkıa: 56/35-37)
"Ebedî
gençliğe erdirilmiş genç hizmetçiler, baş ağrısı ve dönmesi vermeyen bembeyaz
bir kaynaktan doldurulmuş kâseler, ibrikler ve kadehlerle (cennetliklerin)
etrafında dolaşırlar." (Vâkıa: 56/17-19)
Cinsiyetin
insan hayatında önemli bir yer tuttuğu şüphesizdir. Kur'an'da vurgulandığı üzere[1]
karşı cinsler hayatlarını birleştirmekle bedenî ve ruhî tatmin bulmaktadırlar.
Aynı tatminin uhrevî hayatta da devam etmesi tabiidir. Cennet tasviriyle ilgili
çeşitli ayet ve hadislere göre cennette hem dünya kadınları hem hûriler
bulunacaktır. Ayetlerde geçen "tertemiz zevceler" ifadesi[2]
hûrilerle birlikte dünya kadınlarını da kapsamına almaktadır. Cennete giriş
öncesinde mü'minlere uygulanacak bedenî ve ruhî arındırma operasyonu sonunda,
kadınların cinsî hayatlarına olumsuz etki yapan, mutluluklarını bölen fizyolojik
ârızaların ve ruhî depresyonların tamamen giderileceği anlaşılmaktadır. Çeşitli
ayet ve hadislerde cennet kadınlarının güzelliği, zarafeti ve çekiciliği
konusunda canlı tasvirler mevcuttur. Bir rivayette huriler, kendi
ayrıcalıklarından söz edecekleri bir sırada cennetteki dünya kadınları, dünya
hayatında işledikleri güzel ameller sebebiyle onlardan üstün olduklarını ifade
edecekler ve onları susturacaklardır.
Bir erkeğin kaç
eşe, özellikle kaç dünya kadınına sahip olacağı hususunda farklı görüşler ileri
sürülmesine rağmen, bu konuda sahih rivayet Buhâri ile Müslim'de yer alan
hadistir. Buna göre cennetteki her erkeğe "zarif ve şeffaf tenli" iki kadın
verilecek ve orada evlenmemiş kimse kalmayacaktır.[3]
Kadınların ikisi de hûri veya dünya kadını olabileceği gibi birinin hûri,
birinin de dünyalı olması muhtemeldir.
"İri gözlerinin
beyazı saf, siyahı koyu, gümüş berraklığında beyaz tenli kızlar" anlamına gelen
hûrilerin cennet erkekleri için farklı bir yapıya sahip kılınarak yaratıldığı ve
"erkeklerine düşkün, başkalarında gözü olmayan, kimse tarafından dokunulmayan,
inci tenli, yakut yanaklı, yaştaş genç kızlar" gibi özelliklerle
vasıflandırıldıkları çeşitli ayetlerde görülür. Hûrilerin sayısı hakkında değişik
ve doğrulukları sabit olmayan rivayetler mevcuttur. Genel eğilim, her erkeğe
dünya hanımlarından iki, hûrilerden ise birkaç tane verileceği yolundadır.
Cennetteki
cinsî hayatla ilgili tasvirlerde güzellik, çekicilik vb. faktörler kadınlara
nisbet edildiği halde bu tür tasvirlerin sağladığı özendirici sonuç ve
avantajların genellikle erkekler için söz konusu edildiği ve kadının âdeta erkeğin
zevklerini tatmin eden bir vasıta olarak gösterildiği şeklinde bir itirazın
ileri sürülmesi mümkündür. Arap dilinde kadınlı erkekli bir topluluğa hitap
edilirken veya onlara yönelik açıklamalar yapılırken müzekker/eril sigaların
kullanıldığı bilinmektedir. Ayrıca hemen bütün toplumların sanat ve
edebiyatlarında kadın zarafet ve câzibenin odak noktası olarak kabul edilmiş,
aşk şiirleri ve diğer sanat alanlarının ana teması kadın olmuş, büyük bir çoğunlukla
kadın talep eden değil; talep edilen konumunda bulunmuştur.
Aynı üslup ve
yaklaşımın cennetteki cinsî hayatın tasvirinde de hâkim olduğu anlaşılmaktadır.
Kimsenin bekâr kalmayacağı cennet hayatında erkeğe -biri dünya kadını, biri de
hûri olmak üzere- en az iki eş verileceği halde kadının birden fazla kocaya
sahip bulunmaması da aynı temaya bağlı olmalıdır. Gerçekten dünya hayatında
kadın psikolojisi üzerinde sürdürülen çalışmalar, yapılan anket ve
araştırmalardan onun monogam olduğu, gönül ve hayal âleminde sadece bir erkeğe
yer verdiği anlaşılmıştır. Bu aynı zamanda insan türünün devamını sağlayan ana
rahminin korunması, dolayısıyla nesebin tayini ve neslin bekası için de
gereklidir.
İslamiyet'te
dini kabullenme ve ilahî buyrukları yerine getirme hususundaki sorumluluk ferdî/kişiseldir,
kimse diğerinin dinî yükümlülüğünü taşımadığı gibi bunun olumlu veya olumsuz
sonuçlarına da muhatap olmaz.[4]
Ancak iman ve ameliyle cennete girmeye hak kazanmış aile fertleri arasında Allah
katında değeri en üstün olanın diğerlerini yanına alabileceği kabul edilmektedir.
Dünyada birden fazla erkekle evlenmiş kadının cennette bunlardan hangisinin eşi
olacağı meselesi ashabtan itibaren düşünülmüştür. Bâkire olarak ilk evlendiği
erkekle veya son kocasıyla bulunacağı şeklinde iki ayrı kanaat yanında, hadis
olduğu ileri sürülen iki farklı rivayete dayanılarak huyu daha güzel olanla veya
tercih edeceği bir kocasıyla beraber bulunacağı söylenmiştir.[5]

Dünya hayatında
meşru evlenmelerle kurulan ailelerin cennette aynen devam etmesi nazarî/teorik
olarak mümkün görülmekle birlikte cennete girmeye hak kazanamayanların, birden
fazla evliliklerin durumu farklılıklar meydana getirecektir. Bu bakımdan
cennetteki aile hayatını dünyadakinin devamı gibi telakki etmek isabetli
görünmemektedir. Cennette bulunacak dünyalı kadın ve erkek kesimi arasında
evlenme açısından kendiliğinden bir denkliğin oluşması muhtemeldir. Bir hadiste
belirtildiğine göre Allah cennet için yeniden bazı nesiller (kadın ve erkekler)
yaratacaktır. Kadınlı erkekli eşlerin sayısını tamamlamak ve dengeyi sağlamak
için bu yeni nesillerden faydalanılması mümkündür.

[6]









[1]
Rûm: 30/21.





[2]
Bakara: 2/25; Âl-i İmran: 3/15.





[3]
Buhâri, Bed'ü'l-halk 8; Müslim, Cennet 14.





[4]
Fâtır: 35/18.





[5]
İbn Kesir, c. 2, s. 548.






[6]
Ahmet Kalkan, Kur'an Kavram
Tefsiri.