Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Hadis-i Şeriflerde Âile ve Eşlerin Geçimi

Hadis



Hadis-i Şeriflerde
Âile ve Eşlerin Geçimi



?Bir mü'min erkek, bir mü'min kadına buğzetmesin.
Çünkü onun bir huyunu beğenmezse başka bir huyunu beğenir.?
(Müslim, Radâ' 61, hadis no: 1469; Müsned II,
329)

"Sizin en hayırlınız, kadınlarına karşı en
hayırlı olanlarınızdır." "Kadınlarınıza karşı hayırlı olmayı birbirinize tavsiye
edin." (Müslim, Radâ 62; Tirmizî,
Radâ 11)

"Kadınlarınız konusunda Allah'tan korkun. Çünkü
siz onları Allah'tan emanet olarak aldınız."
(Ebu Dâvud, Menâsik 56; İbn Mâce, Menâsik 84)

?Sizin hayırlınız, kadınlarına hayırlı olan (iyi
davranan)dır.? (Müslim, Birr 149)

"Sizin en hayırlınız, ehline karşı en iyi
davrananızdır. Ben âileme en iyi olanınızım."
(Kütüb-i Sitte, c. 17, s. 214)

"Mü'minlerin iman bakımından en kâmil/olgun
olanı; ahlâkı güzel olan ve âilesine nâzik davranandır."
(Nesâî, Işretu'n-Nisâ, 229; Tirmizî, İman hadis
no: 2612)

?Kadınlara ancak kerîm olanlar ikrâm ederler
(değerli olanlar değer verirler); onlara kötülük edenler ise leîm (kötü)
kişilerdir.? (İbn Mâce, Edeb 3; Ebû
Dâvud, Edeb 6, Rikak 22, İ'tisâm 3; Müslim, Akdiye 11)

"... Erkek, âilede yöneticidir ve yönetiminden
sorumludur. Kadın da kocasının evinde yöneticidir ve elinin altındakilerden
sorumludur." (Buhârî, Cum'a 11;
Müslim, İmâret 20)

?En güzel dünya nimeti, insanın sahip
olabileceği nimetlerin en hayırlısı: Zikreden dil, şükreden kalp ve insanın iman
doğrultusunda (müslümanca) yaşamasına yardımcı olan kadındır.?
(Tirmizî, Birr 13)

?Kadını olmayan erkek miskindir/fakirdir!?
Yanındakiler: ?Çokça malı olsa da
mı?? dediler. Rasûlullah: ?Evet, çokça malı olsa da!? buyurdu. Sözlerine
devamla: ?Kocası olmayan kadın da miskînedir, miskînedir/fakirdir?
buyurdular. Yanındakiler: ?Çokça malı olsa da mı?? dediler. Peygamberimiz:
?Evet kadının çok malı olsa da!? buyurdu. (Kütüb-i Sitte, 15/515)


?Mümin, Allah korkusundan ve O'na itaatten
sonra, iyi bir kadından yararlandığı kadar hiçbir şeyden yararlanmamıştır. Çünkü
ona emretse sözünü dinler, yüzüne baksa kendisini sevindirir, üzerine yemin
etse, yeminini doğru çıkarır, başka tarafa gitse, kendisinin bulunmadığı sırada
nâmusunu ve malını korur.? (İbn Mâce,
Nikâh, 5)

?Dünya bir metâ'dır/geçimdir. Dünya metâının en
hayırlısı sâliha bir kadındır.?
(Müslim, Radâ 64, hadis no: 1467; Nesâî, Nikâh 15)

?Kadın, beş vakit namazını kılar, bir aylık
orucunu tutar, nâmusunu korur ve kocasına itaat ederse ona: ?Hangi kapıdan
dilersen oradan cennete gir' denilir.?
(Ahmed bin Hanbel, I/191)

Hz. Peygamber, Vedâ Hutbesinde şöyle
buyurmuştur: ?Kadınlar hakkında Allah'tan korkunuz. Çünkü siz onları Allah'ın
emâneti diye aldınız. Allah'ın sözü uyarınca ırzlarını kendinize helâl kıldınız.
Onların, sizin yataklarınıza bir adamı almamaları ve iffetlerini korumaları,
sizin onlar üzerindeki haklarınızdandır. Eğer böyle bir şey yaparlarsa hafifçe
onları dövünüz. Sizin de onların geçimlerini ve giyimlerini sağlamanız, onların
sizin üzerinizdeki haklarındandır.? (Müslim, Hac 147, 194; Tirmizî, Fiten 2,
Tefsir 2)

?Sizin dünyanızdan bana üç şey sevdirildi:
Güzel koku, kadın ve gözümün bebeği kılınan namaz.?
(Müslim, Talâk 31, 34)

?Bana, (dünyanızdan) koku ve kadın sevdirildi.
Gözümün nûru ise namazda kılındı.? (Nesâî,
İşretu'n-Nisâ 1)

"Nikâh benim sünnetimdendir. Kim benim sünnetimi
uygulamazsa benden değildir. Evleniniz, çoğalınız; ben diğer ümmetlere karşı
sizin çokluğunuzla iftihar ederim..."
(İbn Mâce, Nikâh 1)

"Sizden birinizin evliliğinde sadaka sevabı
vardır" (Müslim, Zekât 52; Ebû Dâvud,
Tatavvû' 12, Edeb, 160; Ahmed bin Hanbel, V/167, 168)

?Sizden biri, hangi düşünceyle hanımını köle
döver gibi dövmeye tevessül eder? Akşam olunca aynı yatakta beraber
yatmayacaklar mı?? (Buhârî, Tefsîr
Şems 1, Enbiyâ 17, Nikâh 93, Edeb 43; Müslim, Cennet 49, hadis no: 2855; İbn
Mâce, Nikâh 512; Tirmizî, Tefsîr 3340)

"Allah'a isyanı emreden kişiye itaat olunmaz."
(Buhari, Ahkâm 4; Müslim, Cihad 40)

"Bâkire kızla, (evlendirilmezden önce) babası
müşâvere etmelidir." (Ebû Dâvud,
Nikâh 24, 25)

"Dul kadın hakkında velinin yapabileceği bir iş
yoktur" (Ebû Dâvud, Nikâh, 25; Ahmed
bin Hanbel, I/334).

"Bâkire kız, kendisi hakkında velisinden daha
fazla hak sahibidir" (Ebû Dâvud?
Nikâh, 25; Tirmizî, Nikâh, 18; İbn Mâce, Nikâh, 11; Dârimî, Nikâh,13).

"Dul kadın kendisiyle istişâre edilmeden
evlendirilmemeli, bâkire kız da izni alınmadan nikâhlanmamalıdır."
(Buhârî, İkrâh 3; Müslim, Nikâh 64)

"Rasûlullah (s.a.s.), kızın arzusu hilâfına,
babası tarafından gerçekleştirilen bazı nikâhları, şikâyet üzerine, iptal
etmiştir." (Buhârî, İkrâh 4)

İmam Mâlik'e ulaştığına göre, Hz. Ali (r.a.):
?Karı-kocanın arasının açılmasından endişelenirseniz, erkeğin âilesinden bir
hakem ve kadının âilesinden bir hakem gönderin, bunlar düzeltmek isterlerse,
Allah onların aralarını buldurur.? (Nisâ, 35) âyetinde temas edilen iki
hakem hakkında ?karı-kocanın ayrılma veya birleşme kararları, bu iki hakemin
vereceği hükme kalmıştır? diye beyanda bulunmuştur. (Muvattâ, Talâk 72 -2, 584-)


?Kadınlara hayırhah olun, onlara karşı hayır
tavsiye ediyorum... Onlara hayırlı şekilde davranın.?
(Buhârî, Nikâh 79, Enbiyâ 1, Edeb 31, 85, Rikak
23; Müslim, Radâ 65, hadis no: 1468; Tirmizî, Talâk 12)

?Kadınlara karşı hayır tavsiye ediyorum. Çünkü
onlar sizin yanınızda avândır/esirler gibidir. Onlara iyi davranmaktan başka bir
hakkınız yok, yeter ki onlar açık bir fâhişe/çirkinlik işlemesinler. Eğer
işlerlerse yatakta yalnız bırakın ve şiddetli olmayacak şekilde dövün. Size
itaat ederlerse haklarında aşırı gitmeye bahane aramayın. Bilesiniz ki,
kadınlarınız üzerinde hakkınız var, kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakkı
var. Onlar üzerindeki hakkınız, yatağınızı istemediklerinize çiğnetmemeleridir.
İstemediklerinizi evlerinize almamalarıdır. Bilesiniz ki, onların sizin
üzerinizdeki hakları, onlara giyecek ve yiyeceklerinde iyi davranmanızdır.?
(Tirmizî, Tefsîr Tevbe, 3087)

Rasûlullah'a soruldu: ?Ey Allah'ın Rasûlü!,
bizden her biri üzerinde, zevcesinin hakkı nedir?? ?Kendin yiyince ona da
yedirmen, giydiğin zaman ona da giydirmen, yüzüne vurmaman, takbîh etmemen, evin
içi hâriç onu terketmemen.? (Ebû Dâvud, Nikâh 42, hadis no: 2142-2144; İbn
Mâce, Nikâh 3)

"...Sizden biri hangi düşünceyle hanımını köle
dövercesine dövmeye tevessül eder? Akşam olunca aynı yatakta beraber
yatmayacaklar mı?" (Buhârî, Tefsir
Şems 1, Enbiyâ 17, Nikâh 93, Edeb 43; Müslim, Cennet, h. no: 2855; Tirmizî,
Tefsir, h. no: 3340)

?Sizin hayırlınız, kadınlarına hayırlı olan (iyi
davranan)dır.? (Müslim, Birr 149)

"Sizin en hayırlınız, ehline karşı en iyi
davrananızdır. Ben âileme en iyi olanınızım."
(Kütüb-i Sitte, c. 17, s. 214)

"Mü'minlerin iman bakımından en kâmil/olgun
olanı; ahlâkı güzel olan ve âilesine nâzik davranandır."
(Nesâî, Işretu'n-Nisâ, 229; Tirmizî, İman hadis
no: 2612)

"Uğursuzluk yoktur. Ancak üç şeyde uğur
olabilir: Kadında, atta, evde."
(Kütüb-i Sitte, c. 17, s. 218)

?Kadınlar, erkeklerin kızkardeşleridir.?
(Câmiu's-Sağîr, hadis no: 2329)

?Kadınlara ancak kerîm olanlar ikrâm ederler
(değerli olanlar değer verirler); onlara kötülük edenler ise leîm (kötü)
kişilerdir.? (İbn Mâce, Edeb 3; Ebû
Dâvud, Edeb 6, Rikak 22, İ'tisâm 3; Müslim, Akdiye 11)

"... Erkek, âilede yöneticidir ve yönetiminden
sorumludur. Kadın da kocasının evinde yöneticidir ve elinin altındakilerden
sorumludur." (Buhârî, Cum'a 11;
Müslim, İmâret 20)

?En güzel dünya nimeti, insanın sahip
olabileceği nimetlerin en hayırlısı: Zikreden dil, şükreden kalp ve insanın iman
doğrultusunda (müslümanca) yaşamasına yardımcı olan kadındır.?
(Tirmizî, Birr 13)

?Dünya bir metâ'dır. Dünya metâının en hayırlısı
sâliha kadındır.? (Müslim, Radâ 64,
hadis no: 1467; Nesâî, Nikâh 15)

?Bir mü'min erkek, bir mü'min kadına
buğzetmesin. Çünkü onun bir huyunu beğenmezse başka bir huyunu beğenir.?
(Müslim, Radâ' 61, hadis no: 1469)

?Kadın, beş vakit namazını kılar, bir aylık
orucunu tutar, nâmusunu korur ve kocasına itaat ederse ona: ?Hangi kapıdan
dilersen oradan cennete gir' denilir.?
(Ahmed bin Hanbel, I/191)

Hz. Peygamber, Vedâ Hutbesinde şöyle
buyurmuştur: ?Kadınlar hakkında Allah'tan korkunuz. Çünkü siz onları Allah'ın
emâneti diye aldınız. Allah'ın sözü uyarınca ırzlarını kendinize helâl kıldınız.
Onların, sizin yataklarınıza bir adamı almamaları ve iffetlerini korumaları,
sizin onlar üzerindeki haklarınızdandır. Eğer böyle bir şey yaparlarsa hafifçe
onları dövünüz. Sizin de onların geçimlerini ve giyimlerini sağlamanız, onların
sizin üzerinizdeki haklarındandır.? (Müslim, Hac 147, 194; Tirmizî, Fiten 2,
Tefsir 2)

?Sizin dünyanızdan bana üç şey sevdirildi: Güzel
koku, kadın ve gözümün bebeği kılınan namaz.?
(Müslim, Talâk 31, 34)

?Bana, (dünyanızdan) koku ve kadın sevdirildi.
Gözümün nûru ise namazda kılındı.?
(Nesâî, İşretu'n-Nisâ 1)

?Sizden biri, hangi düşünceyle hanımını köle
döver gibi dövmeye tevessül eder? Akşam olunca aynı yatakta beraber
yatmayacaklar mı?? (Buhârî, Tefsîr
Şems 1, Enbiyâ 17, Nikâh 93, Edeb 43; Müslim, Cennet 49, hadis no: 2855; İbn
Mâce, Nikâh 512; Tirmizî, Tefsîr 3340)

Ümmü Atiyye (r.a.) anlatıyor: ?Ben Rasûlullah
(s.a.s.) ile birlikte yedi ayrı gazveye çıktım. Ordugâhlarda ben geride kalır,
askerlere yemek yapar, yaralıları tedâvi eder, hastalara bakardım.? (Müslim,
Cihâd 142, hadis no: 1812)

İbn Abbâs (r.a.) şöyle diyor: ?Rasûlullah
(s.a.s.) kadınları gazveye götürürdü. Onlar yaralıları tedâvi ederlerdi.
Kendilerine de ganimetten bir şeyler verilirdi...? (Müslim, Cihad 137, hadis no:
1812; Tirmizî, Siyer 8; Ebû Dâvud, Cihad 152)

?Hz. Peygamber, savaşa veya sefere giderken
kur'a ile hanımlarından birisini beraberinde götürürdü.? (Buhârî, Cihad 1071).


?Peygamber zamanında kadınlar da erkeklerle
beraber savaşa katılıp geri hizmetlerde çalışırlardı. Uhud Savaşında müslümanlar
kayıp verince Peygamber'in zevcesi Âişe ile Ümmü Süleym, paçalarını sıvamış ve
sırtlarında kırba kırba su taşıyarak savaşanların ağızlarına dökmüşlerdi.?
(Buhârî, Cihad, 1074, Meğâzî 18; Müslim, Cihad 136)

Muavviz kızı Rubeyyi' şöyle der: ?Biz, Peygamber
(s.a.s.) ile birlikte savaşa gider, askerlere su verir, yaralıları tedâvi eder,
Medine'ye taşırdık.?

"Bâkire kızla, (evlendirilmezden önce) babası
müşâvere etmelidir." (Ebû Dâvud,
Nikâh 24, 25)

"Dul kadın kendisiyle istişâre edilmeden
evlendirilmemeli, bâkire kız da izni alınmadan nikâhlanmamalıdır."
(Buhârî, İkrâh 3; Müslim, Nikâh 64)

"Rasûlullah (s.a.s.), kızın arzusu hilâfına,
babası tarafından gerçekleştirilen bazı nikâhları, şikâyet üzerine, iptal
etmiştir." (Buhârî, İkrâh 4)

"Üç kişi vardır, cennete girmeyecektir: Anne
babasının hukukuna riâyet etmeyen kimse; içki düşkünü olan kimse; verdiğini başa
kakan kimse." (Nesâî, zekât 69)

İmam Mâlik'e ulaştığına göre, Hz. Ali (r.a.):
?Karı-kocanın arasının açılmasından endişelenirseniz, erkeğin âilesinden bir
hakem ve kadının âilesinden bir hakem gönderin, bunlar düzeltmek isterlerse,
Allah onların aralarını buldurur.? (Nisâ, 35) âyetinde temas edilen iki
hakem hakkında ?karı-kocanın ayrılma veya birleşme kararları, bu iki hakemin
vereceği hükme kalmıştır? diye beyanda bulunmuştur. (Muvattâ, Talâk 72 -2, 584-)


"Kadınların yanına girmekten sakının!"
Ensârdan bir zât: "Yâ Rasûlallah! Kayına ne
buyurursun?" diye sordu. Rasûlullah (s.a.s.) şu cevabı verdi: "Kayın
ölümdür." (Müslim, Selâm 20, hadis no: 2172)

?Kadınlara hayırhah olun, onlara karşı hayır
tavsiye ediyorum... Onlara hayırlı şekilde davranın.?
(Buhârî, Nikâh 79, Enbiyâ 1, Edeb 31, 85, Rikak
23; Müslim, Radâ 65, hadis no: 1468; Tirmizî, Talâk 12)

?En güzel dünya nimeti, insanın sahip
olabileceği nimetlerin en hayırlısı: Zikreden dil, şükreden kalp ve insanın iman
doğrultusunda yaşamasına yardımcı olan kadındır.?
(Tirmizî, Birr 13).

?Sizin hayırlınız, kadınlarına hayırlı olan (iyi
davranan)dır.? (Müslim, Birr 149).
?Kadınlara ancak kerîm olanlar ikrâm ederler (değerli olanlar değer verirler);
onlara kötülük edenler ise leîm (kötü) kişilerdir.? (İbn Mâce, Edeb 3; Ebû
Dâvud, Edeb 6, Rikak 22, İ'tisâm 3; Müslim, Akdiye 11)

?Cennet annelerin ayakları altındadır.?
(Ahmed bin Hanbel, Nesâî, İbn Mâce;
Keşfu'l-Hafâ, hadis no: 1078)

?Allah size, annelerinize itaatsizliği ... haram
kıldı.? (Buhârî, Edeb 4).

Bir adam gelerek: ?Ey Allah'ın Rasûlü, iyi
davranış ve hoş sohbette bulunmama en çok kim hak sahibidir? Güzel geçinmeme,
güzel bakmama en lâyık olan kimdir?' diye sordu. Hz. Peygamber (s.a.s.)
?Annen!? diye cevap verdi. Adam: ?Sonra kim?' dedi. Rasûlullah (s.a.s.):
?Annen!? diye cevap verdi. Adam tekrar: ?Sonra kim?' dedi. Rasûlullah yine:
?Annen!? diye cevap verdi. Adam tekrar sordu: ?Sonra kim?' Rasûlullah bu
dördüncüyü: ?Baban!? diye cevapladı. (Buhârî, Edeb 2; Müslim, Birr 1).


?Allah'a yemin ederim ki, eğer annene yumuşak ve
güzel söz söylersen, ona yemek yedirirsen, büyük günahlardan sakındıkça,
muhakkak cennete girersin.? (Buhârî,
Edebu'l-Müfred Terc. 1/12)

?Kadınlara karşı hayır tavsiye ediyorum. Çünkü
onlar sizin yanınızda avândır/esirler gibidir. Onlara iyi davranmaktan başka bir
hakkınız yok, yeter ki onlar açık bir fâhişe/çirkinlik işlemesinler. Eğer
işlerlerse yatakta yalnız bırakın ve şiddetli olmayacak şekilde dövün. Size
itaat ederlerse haklarında aşırı gitmeye bahane aramayın. Bilesiniz ki,
kadınlarınız üzerinde hakkınız var, kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakkı
var. Onlar üzerindeki hakkınız, yatağınızı istemediklerinize çiğnetmemeleridir.
İstemediklerinizi evlerinize almamalarıdır. Bilesiniz ki, onların sizin
üzerinizdeki hakları, onlara giyecek ve yiyeceklerinde iyi davranmanızdır.?
(Tirmizî, Tefsîr Tevbe, 3087)

Rasûlullah'a soruldu: ?Ey Allah'ın Rasûlü!,
bizden her biri üzerinde, zevcesinin hakkı nedir?? ?Kendin yiyince ona da
yedirmen, giydiğin zaman ona da giydirmen, yüzüne vurmaman, takbîh etmemen, evin
içi hâriç onu terketmemen.? (Ebû Dâvud, Nikâh 42, hadis no: 2142-2144; İbn
Mâce, Nikâh 3)

?Kim kız çocuklarla sınanır (kime kız çocuğu
verilir) de onlara güzel bakarsa onlar, onun için ateşe karşı koruyucu perde
olurlar.? (Feyzu'l-Kadîr, II/97)

?Kim iki kıza bakıp ergenlik çağına kadar,
onları yetiştirirse, Kıyâmet gününde o, benimle şöyle olur.?
(Peygamber, böyle deyip parmaklarını birbirine geçirmiştir.) (Feyzu'l-Kadîr,
III/496)

?Kimin üç kızı, yahut üç kızkardeşi veya iki
kızı, ya da iki kızkardeşi olur da onlara güzel bakar, onlar hakkında Allah'tan
korkar (onlara haksızlık etmez)se, onun için cennet vardır.?
(Tirmizî, Tefsîr Sûre 9)


?Sakın bir erkek, yanında mahremi olmadıkça
yabancı bir kadınla yalnız kalmasın!?
(Buhârî, Nikâh 111; Cezâu's-Sayd 26, Cihâd 140,
181; Müslim, Hacc 424, hadis no: 1341)

Cerîr (r.a.) anlatıyor: ?Rasûlullah (s.a.s.)'a
ânî bakıştan sordum. Bana: ?Bakışını hemen çevir!? buyurdu.? (Müslim,
Âdâb 45, hadis no: 2159; Ebû Dâvud, Nikâh 44; Tirmizî, Edeb 29)

Büreyde (r.a.) anlatıyor: ?Rasûlullah (s.a.s.)
Ali (r.a.)'ye buyurdular ki: ?Ey Ali, bakışına bakış ekleme. Zira ilk bakış
sanadır, ama ikinci bakış aleyhinedir.? (Tirmizî, Edeb 28; Ebû Dâvud nikâh
44)

?Kadın dört hasleti için nikâhlanır: Malı
için, nesebi (soyu) için, güzelliği için, dini için. Sen dindarı seç de huzur
bul.? (Buhârî, Nikâh 15; Müslim, Radâ 53, hadis no: 1466; Ebû Dâvud, Nikâh
2, hadis no: 2047; Nesâî, Nikâh 13)

?Kadını olmayan erkek miskindir/fakirdir!?
Yanındakiler: ?Çokça malı olsa da
mı?? dediler. Rasûlullah: ?Evet, çokça malı olsa da!? buyurdu. Sözlerine
devamla: ?Kocası olmayan kadın da miskînedir, miskînedir/fakirdir?
buyurdular. Yanındakiler: ?Çokça malı olsa da mı?? dediler. Peygamberimiz:
?Evet kadının çok malı olsa da!? buyurdu. (Kütüb-i Sitte, 15/515)


Hz. Âişe (r.a.) anlatıyor: ?Ebû Süfyan'ın karısı
Hind, (bir gün gelerek) ?Ey Allah'ın Rasûlü dedi. Ebû Süfyan cimri bir adamdır.
Bana ve çocuğuma yetecek miktarda (nafaka) vermiyor. Durumu idare için, onun
bilmez tarafından, almam gerekiyor. (Ne yapayım?)? Rasûlullah (s.a.s.): ?Örfe
göre sana ve çocuğuna kifâyet edecek miktarda al!? buyurdular.? (Buhârî,
Büyû' 95, Mezâlim 1, Nafakat 5, 9, 14, Eymân 3, Ahkâm 14, 180; Müslim, Akdiye 7,
hadis no: 1714; Ebû Dâvud, Büyû' 81, hadis no: 3532; Nesâî, Kudât 30)

?Allah'ın kadın kullarını Allah'ın
mescidlerinden men etmeyiniz.?
(Buhârî, Cum'a 13; Müslim, Salât 36; Ebû Dâvud, Salât 13, 52; Tirmizî, Cum'a 64;
Dârimî, Salât 57; Muvattâ, Kıble 12; Ahmed bin Hanbel, II/16, V/17)

"Birinizin hanımı mescide gitmek için izin talep
ederse ona engel olmasın (izin versin)."
(Buhârî, Cum'a 12, Ezân 162, 166, Nikâh 116;
Müslim, Salât 134; Ebû Dâvud, Salât 53; Tirmizî, Salât 400; Muvattâ, Kıble 12)

Ebû Saîd (r.a.) anlatıyor: ?Kadınlar Rasûlullah
(s.a.s.)'a dediler ki: ?Ey Allah'ın Rasûlü! Sizden (istifâde husûsunda) erkekler
bize gâlip çıktı (yeterince sizi dinleyemiyoruz). Bize müstakil bir gün
ayırsanız!? Rasûlullah (s.a.s.) bunun üzerine onlara bir gün verdi. O günde
onlara vaaz u nasihat etti, bazı emirlerde bulundu. Onlara söyledikleri arasında
şu da vardı: ?Sizden kim, kendinden önce üç çocuğunu gönderirse, onlar
mutlaka kendisine ateşe karşı bir perde olur!? Bir kadın sormuştu: ?Ey
Allah'ın Rasûlü! Ya iki çocuğu ölmüşse?? ?İki de olsa!? buyurdu.?
(Buhârî, İlim 36, Cenâiz 6, İ'tisâm 9; Müslim, Birr 152, hadis no: 2633)


"Kadınlara karşı hayırhah olun.
Çünkü onlar sizin yanınızda esirler gibidirler. Onlara iyi davranmaktan başka
bir hakkınız yok, yeter ki onlar açık bir çirkinlik işlemesinler. Eğer
işlerlerse yatakta yalnız bırakın ve şiddetli olmayacak şekilde dövün. Size
itaat ederlerse haklarında aşırı gitmeye bahâne aramayın. Bilesiniz,
kadınlarınız üzerinde hakkınız var, kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakkı
var. Onlar üzerindeki hakkınız, yatağınızı istemediklerinize çiğnetmemeleridir.
İstemediklerinizi evlerinize almamalarıdır. Bilesiniz onların sizin üzerinizdeki
hakları, onlara giyecek ve yiyeceklerinde iyi davranmanızdır."
(Tirmizî, Tefsîr Tevbe, h. no: 3087)

Açıklama: 1- Bu hadis karı-koca
arasındaki karşılıklı hak ve vazifeleri tesbitte temel nasslardan biridir.
Rasûlullah (s.a.s.)'ın Vedâ hutbesinden bir parçadır. Tirmizî'deki aslı çok
daha uzundur. Burada şunu hatırlatmamızda fayda var: Bu hadîs, İslâm'ın insanlık
tarihinde icra ettiği büyük inkılablardan birine temas etmektedir: "Kadın
hakları" Kadın hakkı mefhumu sadece cahiliye Araplarına yabancı bir mefhum
değildir. Yakın zamana kadar Batı dünyası dahil, bütün insanlığın meçhûlü idi.
İlk defa İslâm, kadının da hukukundan bahsetmiş, erkekle hukukî eşitliğe
yükseltmiştir. Hz. Ömer der ki: "(Cahiliye devrinde) Allah'ın kadınlar hakkında
koyduğu hükümler gelinceye kadar biz onlara hiçbir değer atfetmezdik."


2- Hadîsteki istîsa vasiyet kabul
etmek mânasına gelir. Yani Rasûlullah şöyle demiş olmaktadır: "Ben kadınlar
hakkında hayır tavsiye ediyorum, siz onlar hakkındaki bu tavsiyemi kabul edin."
Bazı alimler: "Kadınlar hakkında kendinizden hayır arayın" veya: "Biriniz
diğerinizden kadınlar hakkında hayır talep etsin" şeklinde anlamanın da uygun
olacağını söylemiştir.

3- Hadisin müteakip kısmı şu
mânada anlaşılmıştır: "Siz kadınlar hakkında, bu hayırhahlık dışında başka bir
davranışa yetkili değilsiniz, onlara kötü davranma hakkına sâhip değilsiniz,
yeter ki çirkin bir iş yapmasınlar..."

Şu halde onlara kötü davranma
hakkı, onların "çirkin iş" yapmalarıyla doğuyor. Çirkin bir iş yapmadıkları
müddetçe erkek kötü davranma hakkına sahip değildir. Kötü davranırsa hakkı
olmayan bir iş, yani zulüm yapmış olur. Bunun Allah katında mes'uliyeti vardır.
Çirkin iş nedir? Ayette nüşûz diye geçen kelime hadiste fâhişe diye gelmiştir.
Hatta bu hadîsi, mezkur âyetin tefsiri olarak bile görmemiz mümkündür.
en-Nihâye'ye göre, fuhş, fevahiş, fâhişe Allah'a isyan ve günah nev'inden
işlenen fiillerin pek çirkinlerine denir. Bunların en çirkini zinâ olduğu için
çoğunlukla fâhişe, zinâ mânasında kullanılır. Hattâ dilimizde fuhş deyince
nerdeyse zinâyı, fahişe deyince de zâniyeyi kastederiz. Fâhiş bir hata, fâhiş
bir fiyat dediğimiz zaman kelimeyi aslî mânasında kullanmış oluruz. Şu halde
hadiste geçen fâhişe, mübeyyine, "pek açık olay çirkinlik" diye anlaşılmalıdır.
Hadiste kastedilen şey de, gerek sözle, gerekse fiille işlenen her çeşit
çirkinlikler, ahlâksızlıklar olmalıdır. Bu tâbiri "zinâ" olarak anlamak mümkün
değildir. Çünkü zinâ fazîhasının dindeki hükmü, dayakla nihayet bulan bir
terbiye vetiresi değil, recm denen ağır bir cezâdır.

4- Yatakta yalnız bırakmayı, İbnu
Abbâs radıyallahu anhümâ "yatakta sırtını dönüp konuşmamaktır" diye tefsir
etmiştir. Ancak "Bir başka yatağa geçmek" diye tefsir eden de olmuştur.

5- Şiddetli olmayan dövme
mevzuunda Nevevî şu açıklamayı sunar: "Şiddetli dövme (darb-ı müberrih)
şiddetli, ağır dövmedir. Hadis buna izin vermiyor. Hadisin manası: "Kadınları
şiddetli ve ağır olmaksızın dövün" demektir." Berh, meşakkat demektir. Gayr-ı
müberrih tabiri dilimizde umumiyetle yaralayıcı olmaksızın diye tercüme
edilmiştir. Ancak, kelimenin aslı yara'dan ziyade, meşakkati, fazla acı'yı ifâde
etmektedir. Rasûlullah , "Size itaat ederlerse aşırı gitmeyin" buyurarak,
"kendilerinden istenen hususlara riâyet etmeleri hâlinde, zulmen yataklarını
ayırmak, dövmek gibi muamelelerde bulunmayın, kötü davranmaya bahâne aramayın"
demek istemiştir.

6- Erkeğin kadın üzerindeki hakkı
olarak zikredilen "yatağı, istenmeyene çiğnetmemesi" tabirini Nevevi şöyle
açıklar: "Bunun mânası, evlerinize girip oturmalarını istemediğiniz kimselerden
hiçbirine bu hususta müsaade etmemeleridir. Bunun yabancı bir erkek olması ile,
kadının akrabalarından bir kadın olması arasında fark yoktur. Yasak bunların
hepsine şâmildir." (İbrahim Canan,
Kütüb-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları, 10/78-79)

Hakîm İbn Mu'âviye babasından
naklediyor: "Ey Allah'ın Resûlü! dedim, bizden her biri üzerinde, zevcesinin
hakkı nedir?" Şöyle buyurdu: "Kendin yiyince ona da yedirmen, giydiğin zaman
ona da giydirmen, yüzüne vurmaman, takbîh etmemen, evin içi hâriç onu
terketmemen." (Ebû Dâvud, Nikâh 42, h. no: 2142, 2143, 2144)

Açıklama: 1- Daha önce kaydedilen
hadisteki dövme ruhsatına burada bir kayıt zikredilmektedir: Başa vurmamak.
Rasûlullah , kadın dayağı haketse bile, başına vurulmamasını, onun haklarından
biri olarak zikretmektedir. Alimler, te'dib sırasında başa vurmaktan kaçınmanın
vâcib olduğunu belirtirler.

2- Takbih etmek, kötü söz söylemek
mânasında anlaşılmalıdır. Yani her çeşit rencide edici sözler... Hakaret etmek,
sebbetmek, ayıplamak, bedduâ etmek, lanetlemek vs. Bütün bunları İslâm
yasaklamıştır. Erkek, hanımına karşı rencide edici sözlere dilini alıştıracak
olursa, kadın da dayanamayıp mukabele etti mi dirlik kalmaz. Bu çeşit küçük
görülen davranışlar, âile huzurunu bozup, boşanmaya kadar götürebilir. Halbuki
boşanma, gerek erkek, gerek kadın ve gerekçe çocuklar için büyük bir yıkım ve
şekâvettir.

3- Evin içi hâriç onu terketmemek
tâbiri, yine önceki hadiste geçen "yatakta terketme"nin açıklanması
mâhiyetindedir. Kadını yatakta terketmek, bir başka eve, bir başka mahal ve
hatta şehre gitmek şeklinde de gerçekleşebilir. Ancak Rasûlullah ((s.a.s.)), o
ihtimale binâen meseleye açıklık getirmiştir. Kadın yatakta terk'le
cezâlandırılacaksa bu müştereken yaşanan meskenin içerisinde cereyân etmelidir.
Aynı ev içerisinde bir başka odaya veya aynı oda içerisinde bir başka yatağa
geçme şeklinde olabilir. Ne kadını evden uzaklaştırmak, ne de erkek, evi
terketmek şeklinde bir "yatakta ayırma cezâsı" İslâmî değildir. Esasen
Tercümân'ül-Kur'an olan İbnu Abbâs (radıyallahu anh)'ın bunu "aynı yatakta
kadına arkasını dönüp konuşmamak" şeklinde açıkladığını önceki hadiste
kaydetmiştik. (İbrahim Canan, Kütüb-i
Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları, 10/80)

ÂİLE VE EŞLERİN GEÇİMİ
Âile; Anlam, Mâhiyet ve Önemi
Âile Bireyden Cemaate, Düzensizlikten Nizâma, Günahlardan İbâdete Geçiş .
Çocuk Cennet Kokusu, veya...
Âilede Haklar ve Görevler
a- Kadının Âiledeki Görevleri
Kocanın Âiledeki Görevleri
c- Ana Babanın Çocuklarına Karşı Görevleri (Çocuğun Ana Baba Üzerindeki Hakları) 1- Güzel isim
2- İyi terbiye
3- Evlendirme
4- Eşit muâmele
d- Çocukların Anne ve Babalarına Karşı Görevleri
e- Kardeşlerin birbirlerine karşı görevleri
Ana-Babanın En Büyük, En Kutsal Görevi Çocuklar, Çocuklar, Çocuklar!
Çocuk eğitiminde şu dört şeye özellikle dikkat edilmelidir
Kadının En Saygın, En Mübarek Konumu; Annelik
Gerçek Eğitim Yuvası Ev, Esas Öğretmen de Anne ve Babadır
Neler Yapılabilir? .
Kur'ân-ı Kerim'de Âile ve Eşlerin Geçimi
Hadis-i Şeriflerde Âile ve Eşlerin Geçimi
Âilede Sağlıklı İletişim ..
Varlığın Tanınması
Değer Duygusu
Emniyet/Güven Duygusu
Sorumluluk Duygusu
Paylaşma ve Dayanışma Duygusu
Mücâdele Duygusu
Mutluluk Duygusu
Ahlâkî Davranış ve Adâlet Duygusu
Saf ve Temiz Bir İman
Sağlıksız Kurallar Sağlıksız Âileyi Doğurur
Eşler Arası İlişki
İnsan-İnsan İlişkisi
Din Kardeşliği İlişkisi
Sevgili İlişkisi
Bedenî-Cinsî İlişki
Akrabâ İlişkisi
Dost İlişkisi
Arkadaş İlişkisi
Sırdaş İlişkisi
Yoldaş İlişkisi
Kader Birliği İlişkisi
Sağlıklı İletişim ..
1. Muhâtaba Saygı
2. Doğal Davranış
3. Empati
Âile Hayatı ile İlgili Haramlar Eşler Arasında İlişkide Haramlar a- Hayız ve lohusalık hallerinde birleşme
b- Kadınlara anüslerinden yaklaşma
c- Yatak odasında geçenleri başkalarına anlatma
d- Çocuk düşürmek ve kürtaj (çocuk aldırma)
e- Çocuğun haklarına riâyetsizlik
f- Ebeveynin haklarına riâyetsizlik
Doğum Kontrolü .
Düşük Yapma .
Kadın-Erkek İlişkileri ve Âilede Geçim .. Karı-koca haklarına riâyet
Geçimsizlik
Erkeğin Yöneticiliği ve Dövme Yetkisi
Meşrû Sebep
Cezânın Usûl ve Miktarı
Kadın-Erkek Eşitliği mi, Adâlet, Uyum ve Birbirini Tamamlama mı? .
Kadın-Erkek Farklılığı
Teaddüd-i Zevcât/Poligami
Birden çok Kadınla Evlenmenin Şartları
1- Eşler arasında adâletli davranmak.
2- Eşlerin geçimini sağlamaya gücü yetmek.
Çok evliliğe İslâm'ın izin vermesinin Hikmetleri
Genel sebepler
Özel sebepler
Kadınlarla; Özellikle Ev ve Çocuklar Konusunda İstişârenin Önemi
1- Kur'an'a Göre
2- Sünnete Göre
Sünnette Nazarî Beyan
Sünnette Fiilî Örnekler
Tefsirlerden İktibaslar
Sâliha/İyi Kadınlar
Özetlersek;
Kavvâm
Nüşûz
Âile ve Geç im Konusuyla İlgili Âyet-i Kerimeler
Konuyla İlgili Geniş Bilgi Alınabilecek Kaynaklar