Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Esmâu'l-Hüsnâ ile Yüce Allah'ı Övmenin Üslubu

Esmâu


Esmâu'l-Hüsnâ ile Yüce Allah'ı Övmenin Üslubu:


Muhakkak ki Yüce Allah'ı övmek umumidir. Zamir hariç zahir (=isim) olan Esmâu'l-Hüsnâ'sına
mudaf (=isim tamlaması) gelmez. Ancak zahir ismin zikredilmesinden sonra zamir
gelebilir.


Bunun örneği ise namaz kılan kişinin;


الْحَمْدُ للّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ * الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ * مَالِكِ يَوْمِ
الدِّينِ* إِيَّاكَ نَعْبُدُ


?Hamd, alemlerin Rabb'i olan Allah'a mahsustur. O Rahmân ve Rahîm'dir. Din
(=ceza) gününün sahibidir. Ancak sana kulluk ederiz? demesi, rükuda;
{سُبْحَانَ
رَبِّيَ الْعَظِيم}
?Azîm (=yüce) olan Rabb'imi noksan sıfatlardan tenzîh ederim? demesi secdede;
{سُبْحَانَ
رَبِّيَ اَلأَعْلَى}
?Â'lâ (=en yüce) olan Rabb'imi noksan sıfatlardan tenzîh ederim? demesidir.
Bunda, kemâl sıfatların ve yüce na'tların[1]
manalarını içermesinden dolayı övgünün Esmâu'l-Hüsnâ ile iç içe olması sırrı
vardır.


Yüce Allah bunlarla vasıflandığından dolayı O'nu öven mana üzerine delalet eden
zahir ismi getirdi. Zamir ise tek başına böyle bir övgüye delalet etmez. Bundan
dolayı, karşı karşıya hitap ile O'nu övmek gerektiği zaman zahir ismi, isim ve
sıfatların tamamına delalet eden cemi (çoğul) mimini bitiştirerek getirdi.
Rükûdan başını kaldırdığında;
{أَلْلَّهُمَّ
رَبَّنَا لََكَ الْحَمْد}
?Ey Allahım! Ey Rabb'imiz! Hamd, yalnızca sana mahsustur? diyenin sözü buna
örnektir. Çoğu zaman, lafzı bu mana üzerine delalet ettiğinden dolayı yüce
Allah'ın zikri üzerinde kısaltma yapılır. Bunu iyice düşünmek gerekir. Çünkü bu
gerçekten büyük bir inceliktir.


?Allahümme?
lafzı ile, övgü ve talebi içeren duanın nasıl sadır olduğunu düşünmek gerekir.
Nitekim Rasulullah (s.a.v.) ?Seyyidu'l-İstiğfâr? duasında şöyle buyurmuştur:
{ألْلَهُمَّ
أَنْتَ رَبِّي لآ إلَهَ إلاَّ أَنْتَ' خَلَقْتَنيِ وَ أَنَا عَبْدُكَ}


?Ey Allahım! Sen benim Rabb'imsin. Senden başka ilâh yoktur. Beni Sen yarattın.
Ben Senin kulunum?[2]


Ve mücerret duanın Rabb lafzı ile sadır olarak nasıl geldiğini düşünmek gerekir.
Bunun misali de müminlerin şu sözleridir
{رَبَّنَا
فَاغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا}


?Ey Rabb'imiz! Günahlarımızı bağışla? (Âl-i İmrân,


3/193.)
{رَبَّنَا
ظَلَمْنا أَنفُسَنَا}
?Ey Rabb'imiz! Biz kendimize zulmettik? (A'râf,


7/23.)
{رَبِّ
إِنِّي
ظَلَمْتُ نَفْسِي فَاغْفِرْ لِي}
?Rabb'im,
ben nefsime zulmettim, beni bağışla!?
(Kasas,


28/16.)
{رَبِّ
إِنِّي أَعُوذُ بِكَ أَنْ أَسْأَلَكَ مَا لَيْسَ لِي بِهِ عِلْمٌ}


?Ey Rabb'im! Ben senden hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım?
(Hûd,


11/47.)


Nebî (s.a.v.) iki secde arsında şöyle diyordu:
{رَبِّ
اغْفِرْ لِي


رَبِّ اغْفِرْ لِي }
?Ey Rabb'im! Beni bağışla. ?Ey Rabb'im! Beni bağışla?[3]


Bunun sırrı; yüce Allah'ın kudretini, ihsânını, kulunu terbiye etmesini ve
kulunun işini yoluna koymasını kapsayan bir Rubûbiyyetinin olmasının istenmesi
ve O'nun yüce sıfatlarını ve Esmâu'l-Hüsnâyı gerektiren isbâtı içeren Uluhiyyeti
ile övülen olmasıdır. Kur'â'nın yoluna uyan kimse ona bu kitapta zikrettiğimiz
şekilde misalleri bulur.


Duaya gelince; dua hakkında birçok misaller zikrettik. Duanın Kur'ânda vaki
olduğu yerlerde hep Rabb ismi öne geçerek gelmiştir. Senâya (övgüye) gelince,
onun vaki olduğu yerlerde de Esmâu'l-Hüsnâ öne geçmiştir. Öne geçen isimlerin en
yücesi ise Allah (c.c.)'ın ismi celali olan ?Allah? lafzıdır.

Örnekler:
?Hamd, Allah'a
mahsustur?
(Fâtiha,

1/2.)
?Arş'ın
Rabb'i olan Allah, onların vasfetmekte oldukları şeylerden (bütün
noksanlıklardan) beridir, münezzehtir?
(Enbiyâ,

21/22.)
?Senin
güç ve kuvvet sahibi Rabb'in, onların yakıştırdıkları vasıflardan münezzeh ve
yücedir?
(Sâffât,

37/180.)
?Göklerde
ve yerde bulunan her şey Allah'ı tesbih etmektedir. O, Azîzdir, Hâkimdir?
(Hadîd,

57/1.)

?Alemlerin Rabb'i olan Allah Yüce'dir?
(A'râf,

7/54.)

?Yaratanların en güzeli olan Allah ne yücedir!?
(Mü'minûn,23/14.)
?Furkân'ı
alemlere bir uyarıcı olsun diye, kuluna indiren (Allah) ne yücedir!?
(Furkân,

25/1.)
Ve diğer örneklerde böyledir. Mesîh'in duasında şöyle gelmiştir:
?Meryem oğlu İsa
şöyle yalvardı: ?Ey Allahım, Ey Rabb'imiz, bizim üzerimize gökten bir sofra
indir? (Mâide,


5/114.)


Dua ve senâ,
Kur'ân'da bu şeklin dışında gelmediği halde bunu talep eden ve bu konu hakkında
tembihte bulunan kimseyi görmedim. Bu âyeti kerîmede Hz. İsa (a.s.)'ın Rabb'ini
tanımasının ve O'na ta'zîm etmesinin mükemmelliğine işaret eden harikulade bir
sır vardır. Çünkü O'nun bu talebi kavminin şu sorusunun hemen arkasından
gelmiştir:
?Hani havârîler ?Ey
Meryem oğlu İsa, Rabb'in bize gökten, donatılmış bir sofra indirebilir mi?'
demişlerdi. O, ?İman etmiş kimseler iseniz Allah'tan korkun' cevabını vermişti?
(Mâide,

5/112.)
ve hemen onları Allah hakkında korkutmuş, O'ndan böyle bir şeyin istenmesinin
uygun olmadığını ve imanın kendisine engel olduğunu onlara bildirmiştir. Ama
onlar bu talepte ısrar edince Hz. İsa (a.s.), dualarına icabet olunmadığı
taktirde kalplerine şüphenin girmesinden korkarak duasına isimlerinin ve
sıfatlarının tamamı ile yüce Allah'ı övmeye delalet eden
?Allahümme?
ismi ile başladı. Bunun kapsamında O'nun tasavvuru, Rabb'inin isimlerini öven,
hamd eden ve zikreden kimse gibi O'nu isimleriyle öven kimse olmasıdır.


Bu duadan ve bu
haceti gidermekten maksat ancak onun, Rabb'ini bu isimlerle övmesi, yüceltmesi,
nimetlerini hatırlaması, kudretinin ve rubûbiyyetinin delillerini ortaya
koymasıdır. Bu O'nun resulünün doğruluğuna delil olur. Ve bunun ile imanın
artması hasıl olur. Yüce Allah'ı övmek, kendisiyle birlikte duanın güzel olduğu
bir iştir. Duada senâ etmek aczi ortaya koymak gibidir. Makam, dua ve senâ
makamı olunca iki isim getirdi; birincisi, kendisiyle yüce Allah'ın senâ
edildiği ?Allah? ismi celâlidir. İkincisi, kendisiyle dua edilen ve istenilen
?Rabb? ismidir. Bu harikulade sırda iyice düşünmek gerekir. Ve kişinin idraki
bundan uzaklaşmamalıdır. Çünkü Yüce Allah Kitabı hakkındaki bu anlayışı
dilediğine verir. Hamd ancak O'nadır.[4]







[1]
Sıfat ile na't arasındaki fark, daha sonra müellif tarafından
açıklanacaktır. (ç)




[2]
Buhârî, Deavât

15;
Tirmîzî, Deavât

15
(

3393);
Ebû Dâvud, Edeb

101;
İbn Mâce, Dua

14;
Ahmed b. Hanbel,

4/122,


125,


6/356





[3]
Ebû Dâvud, Salat (874);
İbni Mâce, İkâme (897);
Hâkim, Müstedrek,

1/213.





[4]
Bedâiu'l-Fevâid,

2/194-195.

ESMAULLAHİ'L-HUSNA
ÇEVİRENİN ÖNSÖZÜ
KİTABI DERLEYENLERİN ÖNSÖZÜ
ALLAH'IN İSİMLERİNİN MANALARI HAKKINDA YAZILMIŞ ESERLER
İBN KAYYİM'İN ESMÂU'L-HÜSNÂ İLE İLGİLİ ÇALIŞMALARI
İBN KAYYİM'İN BU KİTAPTAKİ METODU
KİTABIN İÇERİĞİ
BU KİTABIN ASLI
BU KİTAPTA YAPTIĞIMIZ UYGULAMA
YÜCE ALLAH'IN İSİMLERİNİ VE SIFATLARINI TANIMAK
Sıfatların Delillerinin, Kur'ân'dan ve Sünnet'ten Olması  
Allah'ın İsimlerini ve Sıfatlarını Bilmenin, İlimlerin En Yücesi Olması  
Yüce Sıfatlara İmanın, İslâm'ın Esaslarından Olması  
YÜCE ALLAH'IN EN GÜZEL İSİMLERİNİN ASILLARI
Bütün Peygamberlerin, Akidenin Esasları Üzerinde İttifak Etmesi
İsimlere ve Sıfatlara Bakış Açısı  
ESMÂU'L-HÜSNÂ'NIN GEREKTİRDİKLERİ
Güzel Teklifde, Emirde ve Nehiydeki İki Yol
Yüce Allah'ın İsimlerinin, İfade Ettiği Manayı ve Bağlantı Kurduğu Şeyleri Gerektirmesi
Esmâu'l-Hüsnâ ile Yüce Allah'ı Övmenin Üslubu
ESMÂU'L-HÜSNÂ İLE TEVESSÜL
5. ESMÂU'L-HÜSNÂ'YI KORUMADA EDEB  
ESMÂU'L-HÜSNÂ'YI KÖTÜLÜKTEN TENZİH ETMEK  
Rasulullah (s.a.v.)'in ?Kötülük Sana ulaşamaz? Sözünün Manası
YÜCE ALLAH'IN, EN GÜZEL İSİMLERİYLE VE YÜCE SIFATLARIYLA TECELLÎ ETMESİ
ESMÂU'L-HÜSNÂ'NIN, YÜCE ALLAH'IN ZATINA VE BİRLİĞİNE DELALET ETMESİ
Esmâu'l-Hüsnâ'nın, Yüce Allah'ın Hikmetine ve Kudretine Delalet Etmesi         
AHKÂM ÂYETLERİ VE YÜCE ALLAH'IN SIFATLARIYLA İLGİLİ ÂYETLER
YÜCE ALLAH'IN SIFATLARI HAKKINDAKİ ÂYETLERDE TE'VİLİN OLMAMASI
YÜCE ALLAH'IN ZATI, SIFATLARI VE İSİMLERİ HAKKINDA BAHİS
ESMÂU'L-HÜSNÂ VE  ESMÂU'L-HÜSNÂ'DAN SELBİN NEFYEDİLMESİ
ALLAH
er-RAHMÂN - er-RAHÎM
el-MELİK - el-HAKK
el-KUDDÛS
es-SELÂM
el-CEBBÂR - el-MÜTEKEBBİR
el-BASÎR
el-AZÎZ
el-HÂKİM - el-ALÎM - el-ALLÂM
es-SEMÎ'  -  el-BASÎR 
el-ADL
el-LATÎF
el-HALÎM - el-AFUVV
eş-ŞÂKİR - eş-ŞEKÛR
el-ALİYY
el-KEBÎR - el-MÜTEKEBBİR
el-HAFÎZ
er-RAKÎB - eş-ŞEHÎD
el-HAMÎD - el-MECÎD
el-VEDÛD - eş-ŞEKÛR
el-HAYY  -  el-KAYYÛM
el-VÂHİD ?  el-AHAD
es-SAMED
el-GANİYY - el-KERÎM
es-SABÛR
el-CEMÎL
er-REFÎK
el-MUĞÎS
İSİM VE MÜSEMMÂ (=İSMİN İFADE ETTİĞİ MANA) İsimlerin, İfade Ettiği Manalar (=Müsemmâ) İçin Çeşitli Kalıplar İçermesi
İsmin, İfade Ettiği Manayı (=Müsemmayı) Gerektirmesi  
Yüce Allah'ın Sıfatlarının, İsminin (İhtiva Ettiği) Mananın İçinde Olması
Yüce Allah'ın Kelamının, İsminin (İhtiva Ettiği) Mananın İçinde Olması
Allah'ın Güzel İsimleri Hakkındaki Eşanlamlılık ve Farklılıklar
En Üstün Sıfatları Tanıma
SIFATLARI VE NA'TLARI TANIMA Sıfat ve Na't Arasında Üç Yönden Fark Olması
?Allah? İsminin Kökeni
?Allah? İsminin Etimolojisi
?Subhâneke Allahümme? Kelimesinin Anlamı
Duanın Kısımları
?Tebâreke? (=Yüceler Yücesi) Kelimesinin Anlamı
Allah'ın, Kemâl Sıfatları ile Celal Na'tlarının Çok Olması
Yüce Allah'ın, ?Şüphesiz ki, Rabb'im dosdoğru bir yol üzerindedir? (Hûd 11/56) Sözünün Anlamı
Bazı Âyetlerde Geçen (=yakın) Kelimesinin Anlamının Açıklanması
Yüce Allah'ın ?O, her an yaratma halindedir? Sözünün Anlamı
Yüce Allah'ın  ?De ki Göklerde ve yerde Allah'tan başka kimse gaybı bilmez. Onlar, ne zaman yeniden diriltileceklerini bilmezler? Sözünün Anlamı
İBN KAYYİM'İN, KİTABI HAZIRLAYANLARIN VE TERCÜME EDENLERİN BAŞVURDUĞU KAYNAKLAR