Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular
ESMÂU'L-HÜSNÂ'NIN, YÜCE ALLAH'IN ZATINA VE BİRLİĞİNE DELALET ETMESİ
ESMÂU 
 
ESMÂU'L-HÜSNÂ'NIN, YÜCE ALLAH'IN ZATINA 
 
VE BİRLİĞİNE DELALET ETMESİ 
 
Muhakkak ki yüce Allah kalpleri sıfatlarında ve ahlaklarında kamil olan muhsin 
kimsenin sevgisi üzere yaratmıştır. Bu, kullarının kalplerini yaratmış olduğu 
fıtrat üzere Fıtratullah (=Allah'ın yaratması) olduğu zaman yüce Allah'tan 
ihsan bakımından daha büyük hiç kimsenin olmadığı, hiçbir şeyin Ondan daha 
mükemmel ve daha güzel olmadığı bilinir. Mahlukattaki bütün mükemmellikler ve 
güzellikler Yüce Allah'ın yaratmasının eserlerindendir. Yüce Allah, Kemali tarif 
edilemeyen, Celâli ve Cemâli vasıflandırılamayan ve mahlukatında hiç kimsenin 
sıfatlarının Cemâli ile İhsânının yüceliği ile fiillerinin eşsiz yaratıcılığı 
ile O'nu övmeye güç yetiremediğidir. Aksine O kendi Zatını övdüğü gibidir. 
 
Kemâl olma, Zatı için sevilen bir şey olduğu zaman yüce Allah'ın Zatının ve 
sıfatlarının sevilmesi gerekir. Çünkü hiçbir şey O'ndan daha mükemmel değildir. 
 
O'nun isimlerinden her bir isim, sıfatlarından her bir sıfat ve fiilleri O'na 
delalet eder. O yaptığı ve emrettiği her şey ile sevilen ve övülendir. Çünkü 
O'nun fiillerinde hiçbir abeslik, emirlerinde hiçbir iradesizlik ve ilimsizlik 
yoktur. Aksine O'nun bütün fiilleri hikmetten, maslahattan, adaletten, 
faziletten ve rahmetten çıkmaz. Ve bunlardan her biri O'na hamd etmeyi sena 
etmeyi ve muhabbeti gerektirir. O'nun Kelamı doğruluk ve adalettir. O'nun 
cezalandırması ve mükafatlandırması fazilet ve adalettir. Çünkü O eğer verirse 
bu O'nun faziletinden, rahmetinden ve nimetindendir. Eğer men ederse yada 
cezalandırırsa bu O'nun adaletinden ve hikmetindendir. 
 
Bu husus, şu şiirde şöyle geçmiştir: 
 
?Kulların O'nun üzerinde hiçbir hakkı yoktur. 
 
Kesinlikle hiçbir çalışma O'nun yanında zayi olmaz. 
 
Eğer azaba uğratılırlarsa O'nun adaletidir. 
 
Eğer nimetlendirilirlerse O'nun faziletidir. 
 
O Kerîmdir ve rahmeti bol olandır.?[1] 
 
Yüce Allah isimlerini tevhîdi üzere ve şirkten uzaklaştırmak üzere delil 
getirir. 
 
Şayet o isimlerin birer manası olmasaydı buna delalet etmezlerdi. Nitekim 
buzağıya tapanlara Hârûn (a.s.) söylediği şu söz buna misaldir: ?Ey 
kavmim! demişti, siz bunun yüzünden sadece fitneye uğradınız. Sizin Rabb'iniz 
şüphesiz Rahmân (=çok merhametli olan Allah)'tır.? 
(Tâhâ, 
 
20/90.) 
ve Yüce Allah kıssada şöyle buyurmuştur: 
 
?Sizin ilâhınız, yalnızca, kendisinden başka ilâh olmayan Allah'tır. O'nun ilmi 
her şeyi kuşatmıştır? 
(Tâhâ, 
 
20/98) 
Yüce Allah şöyle buyurmuştur: 
 
?İlâhınız bir tek Allah'tır. O'ndan başka ilâh yoktur. O, rahmândır, rahîmdir? 
(Bakara, 
 
2/163.) 
Haşr sûresinin sonunda yüce Allah şöyle buyurmuştur: 
 
?O, öyle Allah'tır ki, O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Görülmeyeni ve görüleni 
bilendir. O, esirgeyendir, bağışlayandır.) O, öyle Allah'tır ki, kendisinden 
başka hiçbir ilâh yoktur. O, mülkün sahibidir, eksiklikten münezzehtir, selâmet 
verendir, emniyete kavuşturandır, gözetip koruyandır, üstündür, istediğini zorla 
yaptıran, büyüklükte eşi olmayandır. Allah, müşriklerin ortak koştukları 
şeylerden münezzehtir.? 
(Haşr, 
 
59/22-23.) 
 
Yüce Allah bu iki âyette Tevhîdini gerektiren ve bir ortağının varlığının 
imkansızlığını bildiren Esmâu'l-Hüsnâ'sı ile Zatını övmesinin hemen akabinde 
müşriklerin koştuğu şirkten Zatını tenzih etmiştir. 
 
Kim Kur'ân'daki bu mana üzerinde iyice düşünürse Kur'ân onu ilmî bir terbiyeye 
taşır. Allah o ilmi, Allah'ın Kitabından ve O Kitaptan hidayet yollarını 
öğrenmekten yüz çevirenlerin hepsinin yalanlarından korur. 
 
Aynı şekilde Yüce Allah isimlerini zarflardan, câr ve mecrûrlardan ve 
diğerlerinden oluşan mamullere taalluk ettirmiştir. Şayet bu isimler sırf alem 
olsalardı bu taalluk onlarda uygun olmazdı.[2] 
Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmuştur: 
{وَاللّهُ 
بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ} 
 
?Allah her şeyi bilmektedir? 
 
(Nisâ, 
 
4/176.) 
 
وَاللّهُ عَلِيمٌ بِالظَّالِمينَ} 
 
{ 
 
?Allah zalimleri iyi bilir? 
(Bakara, 
 
2/95.) 
{فَإِنَّ 
اللّهَ عَلِيمٌ بِالْمُفْسِدِينَ} 
 
?Şüphesiz Allah, bozguncuları hakkıyla bilendir? 
(Al-i İmrân, 
 
3/63.) 
{وَكَانَ 
بِالْمُؤْمِنِينَ رَحِيمًا} 
 
?Allah, müminlere karşı çok merhametlidir? 
(Ahzâb, 
 
33/43.) 
{إِنَّهُ 
بِهِمْ رَؤُوفٌ ر َّحِيمٌ} 
 
?Çünkü O, onlara karşı çok şefkatli, pek merhametlidir? 
(Tevbe, 
 
9/117.) 
 
} 
 
وَاللّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ 
 
{ 
 
?Allah her şeye kadirdir? 
(Bakara, 
 
2/284.) 
{واللّهُ 
مُحِيطٌ بِالْكافِرِينَ}?Halbuki 
Allah, kâfirleri çepeçevre kuşatmıştır? 
(Bakara, 
 
2/19.) 
 {وَكَانَ 
اللّهُ بِهِم عَلِيمًا}?Allah 
onların durumunu hakkıyle bilmektedir? 
(Nisâ, 
 
4/39.) 
{وَكَانَ 
اللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمًا} 
 
?Allah her şeyi hakkıyla bilendir? 
(Ahzâb, 
 
33/40.) 
{إِنَّهُ 
بِمَا يَعْمَلُونَ خَبِيرٌ} 
 
?Çünkü Rabb'in, onların yapmakta olduklarından haberdardır? 
(Hûd, 
 
11/111.) 
{وَاللَّهُ 
بَصِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ} 
 
?Allah yaptıklarınızı görendir? 
(Hucurât, 
 
49/18.) 
 {إِنَّهُ 
بِعِبَادِهِ خَبِيرٌ بَصِيرٌ}?Çünkü 
O, kullarından haberdardır, onları görendir? 
(Şûrâ, 
 
42/27.) 
Bu âyeti kerimelerin benzerleri, Kur'ân'ı Kerimde çoktur. 
 
Aynı şekilde yüce Allah isimlerini, kemâl sıfatlarını yalanlayarak inkar 
edenlere karşı delil kılmıştır. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: 
 
?Hiç yaratan bilmez mi? O, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden 
haberdardır? 
(Mülk, 
 
67/14.)[3] 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 [1] 
 Tarîku'l-Hicreteyn, s. 
 
 391. 
 
 
 
 
 
 [2] 
 Arapça dilbigisinde; zarfların, câr ile mecrûrların taallukundan 
 bahsedilmiştir. Bunlar, Arapça dilbilgisi kurallarıyla alakalıdır. (ç.) 
 
 
 
 
 
 
 [3] 
 Cilâu'l-Efhâm. s. 
 
 95-96.



