Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Terör ile Cihadın Birbirine Karıştırılması

Terör ile Cihadın Birbirine Karıştırılması


Terör ile Cihadın Birbirine Karıştırılması:




Birbirinden çok farklı şeyler olan, biri beşerî
biri Rahmânî, biri yıkma biri yapma, biri ifsâd biri ıslah anlamında biri
cehennemi biri cenneti çağrıştıran çok farklı iki kavramı bile maalesef
birbirine karıştırma becerisini(!) gösteren insanlar çıkabiliyor. Terör ve cihad/kıtâl
kavramları biri İslâm'ın düşmanları, diğeri İslâm'ın akılsız dostları tarafından
olmak üzere iki şekilde karıştırılmaktadır. İslâm ve hak düşmanları,
müslümanların saldırgan ve işgalci düşmanlara karşı kendilerini ve dinlerini
savunmalarını terör diye damgalarken, cihadla terörü karıştırmış olmakta veya
kasden birbirine tümüyle zıt iki şeyi aynı göstermeye çalışmaktalar. Bazı
akılsız dostların iyi niyetle de olsa cihad zannıyla bazı terör olaylarına
bulaştıklarını veya bu iki farklı konuyu zihinlerinde kesin hatlarla tam
ayıramadıkları da görülen bir vâkıadır. Bir müslüman; terör, fesat, anarşi ile
cihad ve kıtâli karıştırmaz, karıştırmamalıdır. Günümüzde İslâm'ın cihad
hükümlerini de, ülkenin durumunu da, ?savaşçı? ve ?savaş alanı? konusunu da,
safların ayrılmamış ve karmakarışık oluşunu da doğru ve yeterli şekilde
yorumlayamayan çok az sayıdaki bazı gençler, cihad eylemi diye iyi niyetle terör
eylemlerine girişebiliyor, en azından oyuna getirilip kullanılabiliyorlar. Bu,
hem kendilerinin vebali, hem de İslâm'ı itham altına bırakıcı, tebliğin önünü
tıkayıcı işlevleri yönüyle İslâm'a gölge etme vebalidir.

Medyanın ve resmî makamların verdiği haberler
iyice araştırılmadan doğruluğu tasdik edilmemelidir (49/Hucurât, 6). Bu konuda
ihtiyat payı bırakarak olayların zâhirinden veya kamuya gösterildiği şeklinden
yola çıkıldığında, ikiz kuleler konusunda ve İstanbul'daki bombalama olaylarında
bazı müslümanların piyon olarak kullanıldığı anlaşılıyor. Arkalarında bulunan
derin ve karanlık güçlerin, büyük istihbârât örgütlerinin oyununa gelen yarım
bilgili ve yarım akıllı gençlerin kullanılmasıyla hem terörle mesajlarını
veriyor, hem de suçu İslâm'a yükleyebiliyorlar. Bu gençlerin İslâm'a ve
müslümanlara verdikleri zararı düşünemeyecek kadar yetersiz oldukları ve
kullanıldıkları görülmektedir. Bu tür eylem hayalinde olanlar, İslâm'ın kesin
hükümlerinin, peygamberlerin tavırlarının meşrû savaş dışında böyle cinâyetlere
cevaz vermek bir tarafa, büyük bir suç kabul ettiğini unutmamalılar. Bu tür
olaylara açıktan cevaz veren İslâm âliminin hemen hiç bulunmadığını,
bulunamayacağını düşünmeliler. Üzerinde çokça spekülasyon yapılan terörün mesajı
ve hedefi açık: Hedef İslâm ve müslümanların kötü gösterilmesi. Bu olaylardan en
büyük zararı müslümanlar ve dinleri gördüğüne göre, planlayanların ve esas gücün
müslümanlar olamayacağı, onların düşmanlarının olduğu kendiliğinden ortaya
çıkıyor.

Haklarına, hürriyet ve canlarına kastedildiği
her yer ve zamanda müslümanların cihad halinde olmaları en doğal hakları ve
hatta görevleridir. Bu bakımdan İslâmî kurtuluş hareketi ve mücâdelelerini
terörizm olarak değerlendirmek, gerçek terörizmi ve teröristleri himâye
etmektir.

İslâmî ıstılahta ve Kur'an'da terör kelimesi
?fesad? ve ?ifsâd? kavramıyla karşılanır. Kur'an penceresinden baktığımızda
Allah'a isyan eden her müşrik ve müslüman geçinen her münâfık fesatçıdır, yani
terörist. Allah'a açıkça isyan, yeryüzünü fesada vermek, yani terörizm olarak
kabul edilmiştir. Çünkü İslâmî hükümler, insanların huzuru için vaz' olunmuş
kanunlardır. İnsanlar bu hükümlere sımsıkı sarıldıkları zaman,
düşmanlık ortadan kalkar ve herkes kendi ameliyle meşgul olur. Böylece hem
yeryüzünün/doğanın, hem de orada yaşayan insanların salâhı gerçekleşir.
Ancak, insanlar İslâm'a sarılmayı bırakıp, herkes kendi nefsinin arzuladığı
şeyleri yapmaya başlarsa, o zaman fesat/terör ortaya çıkar. Mesele bu açıdan ele
alınırsa, yeryüzündeki fesadı ve fesadın kaynağını tespit etmek kolaylaşır.
Kâfirler ve münâfıklar, gayr-ı meşrû tüm amelleriyle fesat üretmektedir.


Özellikle zâlim yöneticiler ve Allah'ın
indirdikleriyle hükmetmeyen politikacılar, toplumlarında kötülüğü ve fesadı
yaygınlaştırırlar. Firavun ve yandaşları fesatçı/terörist oldukları halde (28/Kasas,
4; 7/Arâf, 103); Firavun düzenine karşı çıkan ve sosyal ıslah programı öneren Hz.
Mûsâ, karşı çıktığı düzen tarafından bozgunculuk suçlamasıyla, fesatçı/terörist
diye damgalanıyor (7/A'râf, 127; 40/Mü'min, 26); vatan hâini, bölücü olarak
görülüyor; halka böyle gösterilmek isteniyordu. Her devirde kâfirlerin tavrının
farklı olmadığı, küfrün tek millet olduğundan aynı tavrı sahnelediği, günümüz
dünyasındaki belirgin benzerliklerle değerlendirilebilir.

Kur'an, fesat üreten birey ve kitlelerin,
insanların karşısına barışçı ve ıslah edici rolünde çıkabileceklerini de
söylemektedir (2/Bakara, 11). Sulh/barış taraftarı gözüken nice sahte
barışçılar vardır. Bunlar barışçı kimliğiyle savaşların en gaddarcasını
yapmakta, ıslah adına yeryüzünü ifsat etmektedirler. İnsanları mahvetmenin
adına kurtarmak denilebilmekte, Firavunlara Mûsâ adı verilmekte, nice sahte
kahraman ve sahte kurtarıcılar insanları ifsat etmektedir. İsrâil örneğinde
görüldüğü gibi terör devlet tarafından yapılabildiği gibi, Amerika örneğinde
olduğu gibi savaş adıyla da yapılmaktadır. Medya, sanat, fikir, ahlâk yoluyla,
ekonomi, teknoloji ve en önemlisi politika yoluyla yapılmaktadır. Üç-beş gencin
işgalci ve savaşçı olmayan, halktan üç-beş kişiyi haksız yere öldürmesi elbette
İslâm'ın onaylamayacağı bir terördür. Ama bundan çok daha tehlikeli terör,
milyonlarca insanın âhiretini mahvedecek tarzda onların gönüllerini ve
kafalarını işgal etmektir. Fesâdın yaygınlaşması konusunda tâğûtî düzenlerde
alabildiğine yarış vardır. Zâlim politikacılar, fitne ve fesat kumkuması boyalı
basın, ahlâksız kanallar, câhiliyye özelliklerini savunan çoğu kurumlar, fesat
yarışında şeytanı bile geride bırakma gayretindedirler. Münkir-müşrik kâfirler
ve "ben de müslümanım" diyen münâfıklar, gayr-ı meşrû amelleriyle fesat
üretmektedir.

Fesâdın her türünden, terörizmin her çeşidinden,
saldırganlık, işgal ve çirkin savaşın her görünümünden kurtulmak için, tek bir
yol vardır. Dünya barışı, salâh ve îmârının, bireysel ve toplumsal huzurun tek
bir kaynağı vardır. O da bir adı barış ve selâmet olan İSLÂM.

FETİH .
Fetih; Anlam, Mâhiyet ve Önemi
Kur'ân-ı Kerim'de Fetih Kelimesinin Anlamları Kapalı Bilgilere Açıklık Kazandırma
Öğretme ve Bilgilendirme
Karar/Yargı Bildirme
İlâhî Yardım Gönderme a) İlâhî Yardımın Engellenilmezliği
b) Bereket Gönderme
Yıkım ve İlâhî Azap Gönderme
Zafer a) Zafer Karşısında Münâfıkların Bocalamaları
b) Sâdık Mü'minlerin Zaferi
c) Yakın Zafer (Fethun Karîb)
d) Zafer (Nasr) Sûresi
Fettâh; Kapıları Açan Allah Teâlâ
Kur'ân-ı Kerim'de Fetih .
Fetih Sûresi
Hadis-i Şeriflerde Fetih .
Fetih, İşgal ve Terör
Nedir Fetih? .
Kimdir Fâtihler ve Fâtih Adayları? .
Terör Silâh Olarak Kullanılan Kaypak Bir Kavram
İslâm'ın Cihad Anlayışı
Terör ile Cihadın Birbirine Karıştırılması
İslâm, Ülkeleri Kılıç Zoruyla Alarak Değil; Gönülleri Fethederek Yayılmıştır
Fetih; Şefkat Hareketi
Savaş Değil Cihad, İşgal Değil Fetih
Zorla Değil, Gönülle
Fetih İşçileri; Gönül Fâtihleri
Fethin Boyutları Allah'tan İnsana Fetih; Vahiy
İnsandan Allah'a Fetih; İbâdet
İnsandan İnsana Fetih; Cihad
İctihad
İnsandan Doğaya ve Eşyaya Fetih; Keşif
Bir Hayat Tarzı Olarak Fetih
Sınırsız ve Sınıfsız Fetih
Bir Yürek Fâtihi Olarak Hz. Muhammed... İslâm Fetihlerinin Mantığı
Yeniden Fetih Hareketi
İslâm'ın Yitik Çocukları
Fethin Araçları
Hudeybiye Barışı; İnsanlara Önce Kapalı Gelen ?Apaçık Fetih?
Mekke'nin Fethi; Kalpleri Fethin Sonucu Olarak Dünyanın Kalbinin Fethi Fetih Hazırlığı
Fetih
Af Dışı Tutulanlar
Fetihle İlgili Diger Bazı Notlar
Mekke'ye Af
Mekke'nin Tahrîmi
Hâtıb İbn Ebi Belte'a
Mekkelilere Mektup Hâdisesi
Kendini Fethe Kapatmış Kişiler ve Onlara Karşı Tavır (Harbî, Zimmî; Ğanîmet, Cizye ve Harâc) Harbî; Fetihle Kurtuluşu Bekleyen Zavallı, ya da Fethe Engel Tip .
Zimmî; Fethi Bekleyen Aday, En Azından Fethe Engel Ol(a)mayan Kişi
Zimmet anlaşmasının yapılma şekli
Kendisi ile Zimmet Akdi Yapılanda Aranan Şartlar
Cizye Yükümlüsünde Bulunması Gereken Şartlar
Cizye Akdinin Hükmü
Cizye Çeşitleri ve Miktarları
1. Sulh yoluyla konulan cizye
2. İslâm Devleti tarafından doğrudan doğruya konulan cizye.
İslâm'da Gayri Müslimlerden Alınan Diğer Vergiler 1- Gümrük Vergisi
2. Haraç
a- Harâc-ı Muvazzafa
b- Harâc-ı Mukaseme
3- Ğanîmetlerden alınan beytülmal payları
Cizyeyi Düşüren Haller
Zimmet Akdinin Niteliği
Zimmîlerin Hak ve Görevleri 1- Hakları
2- Görevleri
Zimmîlerle İlgili Bazı Önemli Hükümler 1. Zimmî ile müslümanın evlenmesi
2- Zimmî ile müslüman arasında miras hukuku
3- Zimmîlerin İslâmî yasaklara saygı göstermesi
4. Zimmîye nâfile sadaka vermek
Ğanîmet; Fethin Dünyevî Avansı
Ganîmetlerin Taksimi
Fey'; Düşmandan Ele Geçirilen Arâzîler
A) Savaşla ele geçirilen arâzîler
B) Gayrimüslim halkın savaş korkusuyla başka yere göç etmesi sonucu boş kalan arâzîler.
C) Sulh yolu ile (savaşsız) İslâm ülkesine katılan topraklar.
Cizye; Gayr-i Müslimlerin Can ve Mallarını Koruma Bedeli/Yıllık Vergi
Harâc; Zimmîlerden Alınan Toprak Vergisi
1- Öşür arâzîsi.
2- Harâc arâzîsi.
Harâc çeşitleri
a) Muvazzafa veya vazife harâcı.
b) Mukâseme hâracı.
Tefsirlerden İktibaslar
Nüzul Zamanı
Tarihsel Arka-Plan
Fetih Konusuyla İlgili Âyet-i Kerimeler
Konuyla İlgili Geniş Bilgi Alınabilecek Kaynaklar