Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Arafat Gününün Fazileti ve Hikmetleri

Arafat Gününün Fazileti ve Hikmetleri XE


Arafat Gününün Fazileti ve Hikmetleri



Arafat gününün fazileti büyüktür, sevabı çoktur,
çok büyük günahların af edilişi, kişinin anasından doğduğu gün gibi günahlardan
arındığı gündür. Hz. Peygamber şöyle buyurmaktadır.

?En faziletli dua, Arafat gününün duasıdır...?[1]

Arafat düzlüğü arefeden önceki günlerinde ölü,
ıssız ve sakin, ama arefe günü, Mekke'den Arafat'a akan milyonlarca insan;
ondört asır boyunca aynı mesafeyi, kateden ayak seslerinin uğultusu ile çınlıyor
kulaklarda. Bir mahşer kalabalığı halinde, ayrı ayrı ülke ve bölgelerden bölük
bölük insanların, Arafat'a doğru aktıkları görülür. Bir beyaz ihramlılar denizi;
onların geçip gitmiş, nesiller, nesillerce gerilerde kalmış, günlerinin yankısı
duyuluyor. Onları, bu görünüşte, bu kayalık, kumluk ülkeye çekip getiren iman
yeniden kanat çırpıyor; hayatın sıcak soluğu, yüz yılların uçurumunu aşarak
yeniden dolaşıyor üzerlerinde. Ve bu okyanusun kabaran dalgaları, beyaz
dalgaların kudretli kanat çırpışları insanı çekip alıyorlar kalakaldığı yerden;
Ve sen bu düzlükte zerresin ve bir zerreciksin, nura doğru, hidayet ışığına
doğru, yansıyan, parıldayan ve gökyüzüne yükselen rahmet alevleriyle
perçinleşen, dua ve mağfiret nidalarınla.

İnsan burada gerçek özgürlüğünü, bağımsızlığını
kazanabilir, bağımlı olduğu bütün kayd ve tescillerinden ancak burada
kurtulabilir. Çünkü burada uçmak vardır, rüzgar gibi, rüzgarla beraber, dur
durak bilmeyen bir çoşku, bir heyacan ve bir iman rüzgarıyla uçuyoruz,
Arafat'tan Arasat meydanına ulaşıncaya kadar. Ve rüzgar kulağımıza sevinç ve
mutluluk dolu bir zafer şarkısı fısıldıyor:

?Artık bir daha hiç, bir daha asla, bir
yabancı olmayacaksınız!?[2]


Hac ve özellikle de, Arafat meydanı mahşeri
kalabalığı ve insanları bir araya toplayan içtimai bir kongredir. Hatta İslam'ın
semavi kongresi hükmünde olan haccı ekberin ve büyük bayramın arefesi
noktasındadır.[3]


Bu kongrede bütün müslümanlar, İslam bağından
başka, bütün bağlardan ve işaretlerden sıyrılırlar, dikişsiz elbiseden, yani
başka bir deyişle kefenden başka bütün örtülerden soyunurlar... Hiçbir fert,
diğerinden, ayırt edilemez.... Hiçbir kabileyi diğerinden, hiç bir cinsi
öbüründen ayırd etmeksizin yapılan bir kongredir... Orada yegane bağ İslam
bağıdır. Yegane boya, Allah'ın boyasıdır.. Yegane nizam İslam nizamıdır, yegane
nişane ve alınlarda parlayan nur ve parıldayan iman nişanesidir.

Ey hac için ihrama bürünen insan!

Ey ölmeden önce ölmeyi prova eden insan!


Ey ölümün acısını hissetmemek için,

Şimdiden ölüm sahnesini yaşamaya çalışan insan!


Niçin burada olduğunun acaba farkında mısın?


Ve sen mahşeri bir kalabalığın içindesin,
kalabalık ise sıradan bir kalabalık ve sende sıradan biri değilsin.

Sağına, soluna ve önüne hiç bakıyor musun?


Her renkten, her ırktan ve her yaştan
insanlar...

Kadın, erkek ve çocuklar..

Her yaş ve her cins,

Dünyanın tüm renkleri ve dilleri burada..


Peki bunları buraya kadar getirip bir araya
toplayan güç ve amaç!

Nedir acaba biliyor musun?

Aman Allah'ım vakfedeyim. Dünyanın en mübarek
bir dağında[4]
arafat meydanındayım. Sanki, binlerce yıl gerisine gitmiş gibi bir haldeyim,
sağımda Bilal-i Habeş gibi sevimli biri duruyor, acaba bu kimse Habeşistanlı mı?
Yoksa Bilal'in akrabası mıdır? Ya önümde duran Mekkeli sıddıkların sultanı, Ebu
Bekir'in kardeşi mi neyi olur? Ya solumdaki İranlı? Selmani Farisi'nin yakınları
mı neyi olurlar? Ya biraz ilerde duran, uzun boylu saçı başı birbirine karışmış
olan kimse, Suheyb-i Rumi'nin bir akrabası mıdır? Acaba onların hepsiyle
tanışsam mı? Ama ben onların konuştukları dili bilmiyorum ki, peki ya nasıl
anlaşacağız?

Korkma yanlarına var! Allah'ın en güzel selamı
olan, selamun aleykum de.. Merhaba de, müslüman müslümanın kardeşi değil mi?
Sarıl kardeşlerine, kucaklaşın hasret giderin, ağlaşın durmayın, bu fırsat hiç
birinizin bir daha eline geçmez. Kardeşler kendi aralarında küçükken nasıl
anlaşıyorlardı? Tek tük kelimeler ve arkasından işaretler ve şekiller...
neticede anlaşıyorlardı değil mi?

Dilden dile iletişim sorunu varsa, yüzlerden
akan nurlarla, kalpten kalbe olan iletişimi sağlayın, bu iletişimin tercümana
ihtiyacı yoktur. Hem kalpler bütün dilleri bilirler. O zaman gel..

Ey Habeşli ve Habeşistanlı,

Ey Farslı ve İranlı,

Ey Endonezyalı ve Malezyalı,

Ey Avrupalı ve Asyalı, Afrikalı,

Ey Dünyalı kardeşlerim gelin,

Allah için kardeş olalım,

Muhammed Mustafa'ya ümmet olalım,

Can olalım ve canlar olalım,

Kardeşlik ahdimizi, Ensarın Muhacirle
pekiştirdiği gibi pekiştirelim.

Hac dönüşümüzde, ailemiz akrabamız ve çevremiz,


Bize ne getirdiniz ey hacılar, diye
sorduklarında;

Onlara, sizleri ve bizleri kardeş kılan
taahhütnameyi, cehennemden necat diplomasını ve hacdaki anılarımızı getirdik
diyelim.

Herkesin kıyafeti aynı, herkesin saçı başı
birbirine karışmış, ama herkesin yüzü ve gözü elleriyle birlikte semaya doğru
yönelmiştir. Aynı hedef ve aynı istikamet için buradalar

Ve eller ayrı, amaç aynı,

Diller ayrı, dualar aynı,

Renkler ayrı, aminleri aynıdır.

Bu mahşeri kalabalığının tıpkı mahşerdeki gibi
tek dilekleri var, Allah'a yakın olmak ve rızasını kazanmak, buradan alnı açık,
ruhlar tamamen günah kirlerinden arınmış, annemizden doğduğumuz gün gibi
paklanarak geri dönmektir. Burada vaadimizi yenileyerek, İbrahim'i olmak,
İsmail'i sevmek, Hacer'in gayretini sahiplenerek, zemzeme varıp ondan kana kana
içmek, en büyük arzu ve isteğimiz olmalıdır.

Ey hacı! Buraya bilerek hicret ettin, hayatının
en büyük değişimini gerçekleştirmek için dünyayı dünyadayken terkü diyar ettin.
Sakın hedeflediklerini gerçekleştirmeden, Muhacir ve Ensar kardeşliği gibi,
kardeşlikler tesis etmeden memleketine dönme; acılarını, dertlerini dinlemeden
onlara sırt çevirme; bir duvarın tuğlaları gibi ol! Müslümanla beraber
olmadığında, müslüman sayılamayacağını unutma. ?Müslümanın derdiyle
dertlenmeyen bizden değildir? Peygamber sözünü kulak ardı etme...


Allah Mekke'yi, Peygamber de Medine'yi, haram
bölge kıldı. Medine-i Münevvere de tıpkı Mekke gibi haremdir, harem-i Şeriftir.
Yer yüzünde üç harem bölge vardır. Haremi Mekke ve Haremi Medine ya diğeri;
diğer Harem neresidir? Ve Nerededir?

Hz. İbrahim'in ikinci yurdu, Hz. İshak'ın ana
vatanı, peygamberler diyarı, tevhid dininin menbaı, müslümanların ilk kıblesi ve
Miraca yükselten mekan, Kudüs-i şerif, harem-i şerif, Hz. Süleyman tarafından
inşa edilen Mescidi Aksa,

Ya Kudüs'ün ve Mescidi Aksa'nın bu günkü durumu,


Ya gönlümüzdeki yeri...

Ve sen hacdasın, mukaddes emanetlere sahip çıkma
adına oradasın.

Mukaddes ve haram bölge,

Kudüs ise ağlıyor ve sen başka bir harem
yerdesin,

Akan gözyaşları değil artık kandır, revandır,
ahu fizardır.

Neredesin Ey Musa?

Neredesin, Ey İsa?

Neredesin, Ey Muhammed Mustafa?

Neredesin ya Selahuddin?

Kudüs bugün sahipsiz,

Kudüs bugün her günden daha fazla mahzun,


Kudüs bugün kimsesiz,

Kudüs bugün boynu bükük,

Kudüs bugün dünden de beter olmuş, lanetli
Yahudi'nin elinden,

Her gün onlarca şehit yetmez olmuş,

Artık Kudüs şehide doydu,

Gerçek özgürlüğünü ve gerçek sahibini arıyor..


Neredesiniz Ey Allah'a söz verenler!

Ey Allah yolunda olacaklarına dair ahdini
yenilemeye gelenler!

Ey hacca gelenler!

Ey Hacı olup gidecekler!

Kudüs size sesleniyor ve şöyle diyor:


?Benim için bir şeyler yapmaya,

Dualarınızda beni anmaya, Dualarınızla birlikte
gönlünüzde,

Bana bir yer ayırmaya,

Size kıyamette şefaatçi olmak için bir dilek ve
temenniniz var mı?

Yoksa Ebrehe'nin ordularına karşı,


Mekke'yi terk eden Kureyş'liler gibi,


Dünyalıklarınızı alıp gidecek misiniz?


Arkanıza bakmadan bu diyarın,

İslam'daki yerini hiç mi düşünmeyeceksiniz??

Burası Arafat veya Arasat meydanı, Mahşerin
sahneye konulacağı yerdir; herkesin toplandığı iyi ve kötü her şeyin hesabının
yapıldığı yer..

Yoksa senin içinde olmayacağın, rol
üstlenmeyeceğin ve sadece seyretmekle zaman geçireceğin, bir eğlenceye mi
geldin? Halen örtündüğün ihramından, başına tuttuğun şemsiyeye kadar, madden
bağlı bulunduğun toprağın ve sınırları suni işaretlerle çizilen vatanların,
simgesi olan işaretlerinden, kendini kurtaramamışsın. Halen mahşer
kalabalığında, hiç kimsenin hiç kimseye faydası olmayacağı günün provasında,
ırkdaşların ve renkdaşlarınla beraber, suni sınırları simgeleyen bayrağın
altında mahşer provasını mı sahnelemek istiyorsun?

Her tarafında bir işaret, bir çok kimlik, bir
çok bayrak, bir künye ve bir şemsiye; sen kaybolacağından neden bu kadar
korkuyorsun? Buraya kalabalığın arasına dalıp kaybolmak için gelmedin mi?
Nefsini dünyevi kirlerden temizlemek için buralara kadar zahmet buyurmadın mı?

Bu nasıl bir kıyamet... Bu kadar çeşitlilik ve
taşıması ağır olan dünyevi şeylerle, mahşere gitmekten ve büyük kıyametin senin
başında kopacağından korkmuyor musun?

Uzaklarda durma, seyirci kalma!

Ummete karış!

Ummetin içinde kaybol,

Rengin, ırkın milliyetin,

Rütben ve merteben, ümmetin iman potasında
erisin.

Kendini yeniden bulmaya çalış,

Mahşere doğru yürüdüğünü,

Yürüyen yolda, gülleri ve gülün güllerini dost
edinerek,

Dikenlere basıp, gülleri rahatsız etmeden

Güllerin, boyunlarını bükük bırakmadan yürü...


Unutma ki, Hz. Peygamber senin için, Arafat'ta
dua etti.

Ummetim ümmetim dedi, seni hatırladığı kadar,
sende onu salavatlarla an, onu selamla yolunda sünnetini yaşayacağına dair söz
ver.

Sahabe gibi her şeyini onun yoluna feda
edeceğini söyle. Utanma!

Bugün dün değildir.

Çünkü bugün, büyük gün, Arafe günüdür;


Hem de Arafat meydanında, sevapların çok olduğu,
günahların bağışlanmasının muhakkak olduğu gün..

Allah'ın sana yakın olduğu kadar, senin de
Allah'a yakın olduğun gün.

Irak olma, uzaklarda durma ve gözden kaybolma,
gönüllerden de düşme...

Dualar bir hazinedir,

Hazinenin gömüldüğü gerçek yer ise Arafat'tır.


Nesilden nesile, intikal eden en büyük hazine,

En büyük kurtuluş ve hidayet vesilesi,

Onunla beraber oldukça ve onu yaşadıkça, ondan
uzak durmadıkça,

Kurtuluşun ve Allah'a varmanın tek adresi,
Kur'an ve Sünnette sarılmanın emr edildiği büyük gün..

İşte o gün bu gündür, Rabb'imizin büyük
mükafatıyla tanıştığımız, insanlığın atası olan Hz. Adem'in duasının makbul
olduğu Arafat meydanıdır burası...

Burası peygamber iklimi, sahabenin feyz aldığı,
cennetle müjdelendiği yerdir, kendilerinden sonraki nesillere örnek olunduğu,
gökteki yıldızlar misali Uhud dağından daha yüce peygamber dostları ve
arkadaşları gönüldaşlarının teneffüs ettiği havada ve bulunduğu iklimdesin...

Gelin ey müminler! Hep beraber bu büyük
hazinelere sahip olmak için, hazinesinde hiçbir zaman darlık ve kıtlık olmayan,
Rahman'a Rahim'e alemlerin Rabb'ı olan Allah'a ellerimizi açalım ve hep beraber
amin diyelim... Melekler de dualarımıza amin desin...

Ellerimiz havada Allah için, ondan hayırlar
istemek için, ümmetin bağışlanması ve zulmün bitmesi, parçalanmışlığın ve
bölünmüşlüğün bitmesi için dua edelim. Ümmet birbirine kırdırılmış, birbirine
küstürülmüş ve şeytan ordularının elinde perişan olmuştur. Bu ümmetin
dirilişine, birliğine, ila-i Kelimetullahın yücelmesi için dua edelim. Bu aziz
günde vakfeye durarak, hep beraberce dua edelim.

Arafat, ilk insan ve peygamberin kavuştuğu,
muradına erdiği yerdir.

Arafat, af rüzgarının günahları yaprak gibi
uçurup götürdüğü, duaların kabul edildiği, yalvarabilene, yakarabilene
kurtuluşun müjdelendiği yerdir.

Arafat, bütün resul, nebi ve Allah dostlarının
ruhları arefe günü hazır olduğu pervane gibi döndüğü, muazzam hac vecibelerinin
en önemli rüknü olan yerdir.

?Rabb'imiz! Bize dünyada ve ahirette güzellikler
ver ve bizi cehennem ateşinden koru,

Rabb'imiz! Biz kendimize çok zulmettik, şüphesiz
günahları ancak sen affedersin. Sen affetmeyince bizleri hiç kimse af edemez.
Bize mağfiret, lütuflar ver ve bizlere merhamet eyle. Muhakkak ki, sen çok
mağfiret eden ve çok merhamet edensin.

Rabb'imiz! Bize tarafından öyle bir mağfiret
nasip et ki, onunla iki dünyada işimizi, halimizi düzelt, bizi düşmanlarımıza
ezdirme, şeref ve haysiyetimizi küfrün ayakları altında çiğnetme. Bize öyle
merhamet et ki, her iki dünyada mesut olalım.

Bize samimi bir tevbeyi nasip et ve bu tevbeden
bir daha asla rücu etmeyelim.

Bizi dosdoğru yola ilet. Nebilerinin ve onlara
tabi olmuş sıddıkların, evliyanın yoluna bizleri de kat..

Rabb'imiz! Bizleri günah zilletinden, itaat
izzetine naklet.

Bizleri helalinle, haramından koru. İtaatınla
me'siyetinden koru ve senden başkasına bizleri muhtaç eyleme.

Kalbimizi ve kabirlerimizi nurunla nurlandır,
bizleri insanların ve cinlerin şerlerinden ve her türlü desiselerinden koru.
Bizim için tüm hayırları nasip eyle..

Her şeyimizle sana dönüyoruz. Dönüş ancak
sanadır. Dinimizi, kalbimizi, bedenimizi ve son akibetimizi Sana emanet
ediyoruz. Sen, bize lütfunla keremin ve ihsanınla merhamet et.

Rabb'imiz! Annemize, babamıza tüm ümmeti
Muhammed'e rahmet ve mağfiret eyle, yaşayanlarına sağlık ve afiyet ver, darlık
verme, cimrilere muhtaç etme, her türlü bela ve musibetlerden tabii afet ve
gazaptan, zalimlerin zulmünden, yahudinin dünyadaki kötü emellerinden sen
bizleri koru.

Müslümanların birbirlerine sahip olmalarını
nasip et. Kuvvet ve birliklerini tesis et, bizi nefsimizle imtihan etme.
Taşıyamayacağımız, hesabını veremeyeceğimiz ve altından kalkamayacağımız
şeylerle bizleri sınama. Sen rahmetinle mağfiretinle bizleri bağışla, nimet
verdiklerinin yoluna bizleri ilet, onlarla haşr olmayı nasip et Ya Rabb... Amin?[5]






[1]
Kurtubi, Ahkam, II/419



[2]
Muhammed Esed, Mekke'ye giden yol, Terc. Cahit Koytak,
İstanbul, 1998, s. 416



[3]
Said Nursi, Emirbağ Lahikası II, İst. Ts. Envar
Neş., s. 102



[4]
Said Nursi, Mektubat, İst., 1991, s. 168



[5]
Mehmet Peker, Hacc Nedir?

ÖNSÖZ..
GİRİŞ.
HACC.. Haccın Sözlük Anlamı
Haccın Istılahi Anlamı
Hac; Anlam ve Mâhiyeti
Kur'ân-ı Kerim'de Hac.
Hadis-i Şeriflerde Hac ve Haccın Fazîleti
Hac Ne Zaman Farz Kılındı
Haccetmenin Hükmü ve Delilleri
Haccın Fevrî veya Ömrî Oluşu.
Umrenin Hükmü
Haccı Geciktirmenin Hükmü.
Hac Çeşitleri
1- Haccı İfrad
2- Haccı Temettü
3- Haccı Kıran
Haccın Faydaları
Haccın Diğer İbadetlerden Farklı Özellikleri
Haccın Sosyal Yönü.
Kimler Haccetmelidir
Haccın Farz Oluşunun Şartları
Genel Şartlar 1- Müslüman Olmak
2- Buluğ ve Akıl
3- Hür Olmak
4- Vakit
5- Yeterlilik Şartları
a- Bedeni Yeterlilik
b- Mali Yeterlilik
c- Emniyetin Sağlanmış Olması
Haccın, Yalnız, Kadınlarla İlgili Özel Şartları
1) Hacda Yol Arkadaşının Bulunması
2) İddetli Olmaması
Hayız ve Nifaslı Kadının Durumu
Haccın Engelleri
Haccın Sıhhatinin Şartları
Hac İbadetine Yolculuk. Bu Yolculuğa Kişinin İstekli Olması ve Ona Hazırlanması Gerekir
Haccın Mikatı
1) Mikat Zamanı (Hac Zamanı)
2) Hac ve Umre için Mikat Mahalleri (İhrama Girme Yerleri)
Haccın Rükünleri (Veya Şartları) 1) Niyet Etmek.
2) İhram Giymek.
Müslüman için İhram Ne Anlama Gelir?.
İhramda İken Neden Bazı Şeyler Yasaklanmıştır?.
İhrama Girenlerin Yapması Gereken Hususlar
3) Telbiye Getirmek.
Niçin Telbiye?.
Haccın Menâsikı/Hac Fiilleri
Haccın Rükünleri
Haccın Vâcipleri
Hac Nasıl Yapılır? (Hacla İlgili Uygulama Özeti)
Mekke'ye Varış.
Ka'be Tarihi
Kabe'yi İlk İnşa Edenler 1- Melekler
2- Hz. Adem
3- Hz. İbrahim ve Hz. İsmail
Kabe'nin Çeşitli Zamanlardaki Onarımı
Kabe'yi İlk Görünce.
Ka'be'de ilk Tavaf Tavaf
1) Kudum Tavafı
2) Ziyaret (İfada) Tavafı
3) Veda Tavafı
Haceri'l-Esved.
Makam-ı İbrahim (a.s.)
Zemzem Suyu.
Say' Yapmak.
Safa İle Merve Arasında Sa'yin Önemi
Arafat'ta Vakfe.
Arafat İsmi Nereden Gelmektedir?.
Arafat'ta Vakfenin Hükmü
Arafat'ta Vakfenin Sınırları
Rahmet Dağında Vakfeye Durmak Farz mıdır?.
Arafat'ta Vakfenin Zamanı
Arafat Vakfesinin Sünnetleri
Arafat Gününün Fazileti ve Hikmetleri
Müzdelefe'de Vakfe ve Maş'ari'l-Haram..
Mina.
Cemrelerin (Taşlama) Yeri
Cemrelerin Zamanı 1) Akabe (Büyük) Cemresi
2) Teşrik Günleri
Cemre Atmanın Hikmeti
Şeytan Taşlama Eylemi;
Hedy (Kurbanlık)
İslama Göre Hedy'nin Çeşitleri 1- Vacip olan Hedy (Kurban)
2- Nafile Olan Hedy;
Kurbanın Hikmeti
Hac ve Kurban ilişkisi
Tıraş Olmak Veya Saçları Kısaltmak (Halk Veya Taksîr)
Niçin Tıraş Olmalı?.
Medine Ziyareti
Medine'nin Fazileti
Mescid-i Nebevinin Fazileti
Medine ve Diğer Ziyaret Yerleri
Hacının Yolculuktan Dönerken Gözeteceği Adap
Haccın Hikmetleri
Mü'minin Düşüncesinde Haccın Mânâsı
Hac İbâdetinin Çekiciliği
Niyet ve Hazırlık
1) Dış Engel
2) İç Engel
Yolculuk