Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Hakkın Karşıtı Olarak Bâtıl

Hakkın Karşıtı Olarak Bâtıl

Hakkın Karşıtı Olarak Bâtıl

?Hak ve bâtıl' kavramları İslâm
ile onun dışındaki dinleri nitelendirmek için kullanılır. Nitekim dinler
tarihini yazan bir çok müslüman yazar, dinleri ?hak din' ve ?bâtıl dinler'
şeklinde iki başlıkta incelemişlerdir.

Kur'an, hak kelimesini hem Allah (c.c.)
için, hem de O'nun dini İslâm için kullanmakta-dır. Çünkü Allah (cc) mutlak
gerçektir, mutlak varlıktır, varlığı değişmeyen ve ebedî olandır. O'nun dini
İslâm da doğrudur, temeli vardır, gerçektir ve kalıcı olandır (22/Hacc, 62).

?Bâtıl', geçersiz, hükümsüz ve kalıcı
olmayandır. Şu âyet hak ve bâtıl kelimelerini çok net bir şekilde ortaya
koyuyor: ?(Allah) gökten bir su indirdi de kendi miktarınca sel oldu. Sel de
yüze vuran bir köpük yüklendi. Bir süs veya metâ (fayda) sağlamak için ateşte
yakıp erittikleri şeylerden (madenlerden) de bunun gibi bir köpük (posa) kalır.
İşte Allah, hak ile batıla böyle örnekler verir. Köpüğe gelince, o atılır,
insanlara fayda sağlayacak şey ise yeryüzünde kalır. İşte Allah böyle örnekler
vermektedir.? (13/Ra'd, 17).

Allah (c.c.) mutlak Hak'tır. O kendi
varlığı ile vardır ve her şeyin yaratıcısıdır. Kıyamette her şey ölecektir ve
yalnızca O'nun varlığı kalacaktır. (28/Kasas, 88). Öyleyse O'nun dışındaki her
şey O'nun sebebiyle vardırlar. Kendi başlarına bir varlıkları ve bir
gerçeklikleri yoktur. Bu anlamda onlar bâtıldırlar, yani mutlak gerçek
değillerdir ve varlıklarının tek başına bir hükmü yoktur. Hak olan Allah (c.c.)
(20/Tâhâ, 114; 18/Kehf, 44. vd.) yeri ve gökleri hak olarak yarattı. Bunları ve
diğer bütün varlıkları varlığının âyetleri, belgeleri yaptı. İnsan bunlara
bakar, basiretle bunları idrak eder ve hak olan yola, Islâma teslim olur.
(2/Bakara, 109, 147 vd.) Ayrıca Rabbimiz, Hz. Muhammed'i hak peygamber olarak
gönderdi (2/Bakara, 119). O'nunla beraber bir de hak Kitap indirdi (2/Bakara,
213).

Bütün bunlara rağmen bazı insanlar kalıcı,
sağlam, doğru olan Hakk'ı bırakır, köpük gibi bir değeri ve kalıcılığı olmayan
bâtıla uyar. Halbuki köpük kaybolmaya mahkûmdur, bir faydası da yoktur. ?De
ki: Hak geldi, bâtıl zâil oldu (yok oldu). Çünkü bâtıl yok olucudur.? (17/İsrâ,
81) ?Hayır, biz hakkı bâtılın tepesine indiririz, o da onun beynini
darmadağın eder. Bir de bakarsın ki o, yok olup gitmiştir.? (21/Enbiyâ,
18). Görüldüğü gibi ?bâtıl', köksüzdür ve güçsüzdür; yok olmaya, dağılmaya,
silinip gitmeye mahkûmdur. Hakk'ın karşısında tutunamaz. Suyun üzerindeki köpük
gibi olan bâtılın, demir gibi olan hakkın karşısında tutunması mümkün olabilir
mi?

Dünya hayatında ?bâtıl' bazen hakka galip
gelmiş gibi görünür; İnsanlar öyle zannederler. Ya da müslümanların mağlup
oluşlarına bakarak, bazıları bu durumu bâtılın galibiyeti zanneder. Halbuki
gerçek böyle değildir. Müslümanlar da insandırlar; hataları, eksikleri vardır.
Görevlerini yapmamış, gerekli tedbirleri almamış olabilirler. Onların zayıf
durumu veya hataları, Hakk'ın zayıflığı veya zilleti değildir. Yeryüzünde hiç
bir müslüman kalmasa bile Allah'ın adı ve O'nun dini yine yücedir. O'nun
kelimesi olan İslâm ve O'nun kitabı olan Kur'an yine üstündür. (9/Tevbe, 40).

Allah (c.c.) mücrimler, yani azgın
günahkârlar istemese bile Hakk'ı gerçekleştirmek ve yerleştirmek, batıl'ı ise
iptal etmek, geçersiz kılmak istiyor. (8/Enfal, 8). Köksüz, temelsiz ve doğru
olmayan bâtıla, yani Allah katında geçersiz olan inançlara inanan kimseler
elbette zarara uğrayacaklardır. Allah'ı inkâr eden kâfirler, bâtıl'a din diye
inanmaktadırlar. Bu da onlar için büyük bir zarardır (29/Ankebût, 52). Allah
dururken, hiç bir şey yaratamayacak kadar âciz ve güçsüz, bir fayda
sağlayamayan, bir zararı gideremeyen bâtıl şeylere (tanrılara) ibâdet edenler
çok büyük bir yanlışın içerisindedirler (16/Nahl, 72-73). Bu gibilerin
inandıkları din, mahv olucudur ve bu bâtıl dinlere inananların yaptıkları işler
de bâtıldır (7/A'râf, 139; 11/Hûd, 1ó). Küfre düşenler kendi akıllarınca hak
olarak gönderilen Peygamberin dâvetine ve mesajına karşı mücadele ederler, hakkı
iptal etmek, yani geçersiz kılmak için uğraşırlar. Ancak bu çabaları boş bir
çabadır (18/Kehf, 56).

?Bâtıl', kavram olarak bazı insanların
Allah'ın dışında uydurdukları ilâhların ortak adı olduğu gibi, bu ilâh
fikrine uygun olarak inandıkları dinlerin de ortak adıdır. Allah
katında geçerli olmayan, hükümsüz, temelsiz ve yanlış olan bütün inanç ve
ibadetler bâtıldır.?De ki; Hak geldi; bâatıl ise ne (bir şey) ortaya
çıkarabilir, ne de geri getirebilir.? (34/Sebe', 49).

Aynı kökten gelen ?iptal' bir şeyi geçersiz
ve hükümsüz kılmak demektir. Bunun fâil (özne) ismi olan ?mubtıl' ise iptal
edici, işi gücü bâtıl olan, ya da işleri boşa giden anlamlarına gelir.
?... Allah'ın emri geldiği zaman
hak ile hüküm verilir ve işte burada (hakkı) iptal etmekte istekli olanlar
(mubtıl) zarara uğrarlar.? (40/Ğâfir, 78).

Günümüzde peşine gidilen; İslâm'a aykırı
bütün inançlar, dünya görüşleri, hayat anlayışları, toplumsal düzenler,
ideolojiler Allah'ın katında batıldır; geçersiz ve hükümsüzdür.