Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular
Nûh Tûfânı'nın Yeri
Nûh Tûfânı 
 
Nûh Tûfânı'nın 
Yeri: 
 
 
 
Nûh Tûfânı'nın gerçekleştiği yer olarak 
Mezopotamya Ovası gösterilir. 
Bu bölgede tarihte bilinen en eski ve en gelişmiş uygarlıklar kurulmuştur. 
Ayrıca bu bölge, Dicle ve Fırat nehirlerinin ortasında yer alması Sebebiyle, 
coğrafi olarak büyük bir su baskınına uygun bir zemin teşkil etmektedir. 
Tûfân'ın etkisini artıran Sebeplerden birisi, büyük bir ihtimalle, bu iki nehrin 
yataklarından taşıp bölgeyi etkisi altına almış olmasıdır. 
 
Bu bölgenin Tûfân'ın gerçekleştiği yer 
olarak kabul edilmesinin ikinci bir Sebebi de tarihseldir. Bölgedeki birçok 
medeniyetin kayıtlarında, aynı dönemde yaşanmış bir Tûfân'ı anlatan çok sayıda 
belge ortaya çıkarılmıştır. Nûh kavminin helâk edilmesine tanık olan bu 
medeniyetler, bu felâketin oluş biçimini ve sonuçlarını tarihsel kayıtlara 
işleme ihtiyacı hissetmiş olmalıdırlar. Tûfân'ı anlatan efsanelerin çoğunluğunun 
Mezopotamya kökenli olduğu da bilinmektedir. En önemlisi de arkeolojik 
bulgulardır. Bunlar, bu bölgede gerçekten de büyük bir su baskınının meydana 
geldiğini göstermektedir. Bu su baskını, ayrıntılı olarak inceleyeceğimiz gibi, 
bölgede bulunan uygarlığın bir süre için duraksamasına neden olmuştur. Yapılan 
kazılarda böylesine büyük bir felâketin açık izleri toprağın altından 
çıkartılmıştır. 
 
Mezopotamya bölgesinde yapılan 
kazılardan anlaşıldığına göre, bu bölge tarih içinde birçok kez seller ve Dicle, 
Fırat nehirlerinin taşması sonucu meydana gelen felâketlerle yüz yüze gelmiştir. 
Örneğin, MÖ 2000 civarında Mezopotamya'nın tam güney kısmında bulunan büyük Ur 
kentinin hükümdarı olan İbbi-sin zamanındaki bir yıl, "gökle yer arasındaki 
sınırları yok eden bir Tûfân sonrası" (Max 
Mallowan, Noah's Flood Reconsidered, Iraq: XXVI-2, 1964, s. 66) 
şeklinde tanımlanmaktadır. MÖ 
1700'lerde Babilli Hammurabi zamanında bir yıl da "Eşnunna kentinin bir selle 
yıkılması" olayıyla tanımlanmaktadır. 
 
MÖ 10. yüzyılda hükümdar 
Nabu-mukin-apal zamanında Babil şehrinde bir su baskını gerçekleşmiştir (a.g.e., 
aynı sayfa). Milattan sonra 7., 8., 10., 11. ve 12. yüzyıllarda da bölgede 
önemli su baskınları vuku bulmuştur. 20. yüzyılda 1925, 1930 ve 1954 yıllarında 
da bu meydana gelmiştir (Muazzez İlmiye 
Çığ, Kuran, İncil ve Tevrat'ın Sümer'deki Kökleri, 2.b., İstanbul: Kaynak 
Yayınları, 1996). Anlaşılan 
odur ki bölge, her zaman için bir sel felâketine açıktır ve Kuran'da 
belirtildiği gibi büyük çaplı bir selin tüm bir kavmi yok etmesi açıkça 
mümkündür. 
 
 




 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.
 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.