Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Ne Akılla Olur, Ne de Akılsız!

Ne Akılla Olur

Ne Akılla Olur, Ne
de Akılsız!

İslâm, vahiy dinidir. Temeli,
âyet ve hadîstir. Ama, bu hakikat onun akıl dışı olduğu mânâsına gelmez. Naklî
olan aklî değildir, diye bir hüküm verilemez. islâm, hem aklîdir, hem naklîdir.

İslâm'ın her meselesi makuldür,
ama akıl tek başına ona yetişemez. Kendi gayretiyle mutlak hakikati kavrayamaz.
İşte bu yüzden vahiy nuruna ihtiyacı vardır. Gereken izahlar yapıldığı zaman,
nakille bize gelen her meselenin, aynı zamanda ne kadar makul olduğu anlaşılır.
Dinin bu niteliğinden dolayı olsa gerek, bazıları "İslâm akıl dinidir" derler.
Ancak, bu hükmün yanlış anlaşılabilen bir yönü de yok değil. Vahiy kaynaklarına
mürâcaat etmeksizin, aklıyla ortaya koyduğu bazı değerleri islâma mal eden
insanlar olabiliyor. "Neye dayanarak bu hükme varıyorsun?" diye sorduğunuz zaman
da, "Ben aklımla bu noktaya ulaştım. Madem İslâm akıl dinidir, şu halde aklıma
uyan bu hüküm de dinin içinde yer alabilir" mealinde bir cevapla
karşılaşabiliyorsunuz. Burada önemli iki hata yapıyor.
Birincisi, kendi aklına uyanı,
bütün akıllara uyuyormuş gibi genelleştirmesi. Oysa, onun mâkul diye ortaya
koyduğuna, başka birileri "hayır" diyebilir, hatta daha ileri gidip aksini de
ispat edebilirler. İkinci hatası, dinin temel kaynaklarından hareket etmemesi,
İlâhî hükümlerin delâletiyle yürümemesi ve ulaştığı neticelerin temel
kaynaklarla uyumunu göstermemesi.
Kısacası, bu tür kimseler,
kendi mülâhazalarını din diye kabul etme ve ettirme meylindedirler. Oysa, böyle
bir tavır olsa olsa felsefe olur, ama asla din olamaz. Hatta, mücerret aklıyla
isabetli bir hükme de varsa, usûl hatasından dolayı dikkate alınmamaya
mahkûmdur.
Din, müstakim sırattır,
dosdoğru yoldur, kıldan ince kılıçtan keskindir. Her meselesi, en hassas
terazilerle ölçülen elmaslar gibi kıymetlidir. Kaba, hoyrat ve nobran bir tavra
tahammülü yoktur. Onunla ilgili hükümler verecek zevatın, kalp ameliyatı yapan
bir operatör kadar mâhir ve hassas olması elzemdir.
Ancak, bu incelik, bizi
korkutup tefekkürden vazgeçirmemeli. Çünkü, vahyin gösterdiği yoldan yürümek ve
açtığı pencereden bakmak bizi dalâlet uçurumlarına yuvarlanmaktan kurtaracaktır.
Ancak şu şartla ki, reyimizi vahye tâbi kılalım, dini, heveslerimize uydurmaya
çalışmayalım! Akıl da öbür duygular gibi sınırlıdır. Her akıl her meseleyi
anlayamaz. Anlamak izâfîdir, ferde göre değişir. Bir kimsenin, dinin bir
meselesine itiraz edip, "Ben burada anlatılanı akla aykırı buluyorum" demesi, o
meselenin hakikaten akla aykırı olduğu anlamına gelmez. Çünkü, onun aklı diğer
bütün akıllar için bir ölçü olmaktan uzaktır. Birinin akıl dışı bulduğuna, bir
başkası, "gayet mâkul" diyebilir. idrak seviyesi kişiye göre değişir. Şu halde,
insaflı bir muhatap, dinin bir meselesini akla muhalif gibi görüyorsa, hemen
hüküm vermek yerine, makul bir izahının olup olmadığını araştırmalıdır. "Benim
idrâk edemediğimi hiç kimse idrâk edemez" demek boş bir gurur alâmetidir.
İslâm'da aklın yeri o kadar
önemlidir ki, akılca normal olmayanlar, yükümlülük konusunda sorumlu
tutulmamışlardır. Bu sebeple olacak, "Aklı olmayanın dini yoktur" denmiştir.
İnsan yalnız akıldan mı ibârettir? Asla! İnsan, aklıyla anlar, ama kalbiyle iman
eder veya etmez. Eğer insanın ruh manzarasında merkezî bir nakış aranıyorsa, bu,
akıl değil, kalptir. Kalp bir kumandan gibi emri altındaki duyguların tümünü
kullanarak önündeki meseleye yönelir ve topyekûn bir idrâk ile "evet" veya
"hayır" der, inanır veya inanmaz, sever ya da sevmez. Adına "sezgi" veya "hads"
veya başka şey, her ne dersek diyelim, bu yüksek idrâk, kişinin kabullerine ve
redlerine zemin oluşturur.
Şayet bütün akıllar "metre"
gibi aynı olsaydı, bu akıllarla verilen hükümler de tıpatıp birbirinin aynısı
olacaktı. Keza, akıl tek ölçü olsa ve inanıp inanmamanın, kabul veya reddetmenin
tek miyarı olsaydı, aynı sözlere, delillere ve hitaplara muhatap olan şahısların
aynı hükme varmaları gerekirdi. Topyekûn hepsi bir meseleyi kabul veya
reddedeceklerdi. Oysa, durum bunun tamamen aksinedir.
Bu da gösteriyor ki, iman
sadece aklın kabul veya reddine münhasır olmayan, insanın yüksek bir idrake
menşe olan latifeler manzumesinin tercihiyle kalbe doğan bir nurdur. Akıl, önüne
konan dini detayların tamamını anlamasa da özünü kavrayabilir ve tasdikte
tereddüt etmez. Kalbin emrindeki latifelerden biridir, fakat irade gibi o da
mesuliyetin temel faktörlerinden biri olması sebebiyle olabildiğince önemlidir.

Dinin meselelerini incelerken,
bir meselede akıl ile nakil birbirine uymazsa, akıl esas alınır, nakil tevil
olunur, yoruma tabi tutulur. Kesin kuraldır bu. Ancak, bu akıl müctehid aklı
olmalıdır. Dinî konularda deneyimli, olgun, ergin, bilgin bir akıl... "Müteşâbih"
denilen bazı âyet ve hadîsler vardır ki, dış anlamına bakılınca akla aykırı
görünebilir, ama üzerinde düşünülürse lafzın derununda yatan ulvi mânâlar
farkedilir. Bu tür âyet ve hadîslerde, imtihan sırrına uygun olması ve bir anlam
zenginliği oluşturması için bazı edebî sanatlar kullanılmıştır.
Din, akıl da dahil olmak üzere,
bütün iç varlığımız kullanılarak bir bütün halinde kabul edildikten sonra, onun
ayrıntılarını ve hükümlerinin hikmetlerini incelemek bir erdemdir. Bu merhalede,
her hükmün hikmetini ve anlamını, akıl hemen anlayamayabilir. Bu durumda
kişilerin tepkileri aynı olmayacaktır. Biri, "Ben anlayamıyorum, ama mutlaka
makul bir izahı vardır, sorup öğreneyim" derken, bir başkası, "Ben
anlayamıyorum, bu hüküm bana anlamsız veya hikmetsiz geliyor, demek ki gerçekten
anlamsız ve hikmetsizdir, şu halde hemen reddetmeliyim" noktasına varabilir.
İşte bu da imtihanın bir sonucudur.
Ahlâk meselesi... Tevâzu
kazandırıyor, kibir kaybettiriyor.

[1]



[1]
Ahmet Kalkan, Kur'an Kavram Tefsiri.

ALLAH (C.C.) Allah Lafzı; Anlam ve Mâhiyeti
Varlıkların Türleri
1) Vâcibu'l-Vücûd
2) Mümkinu'l-Vücûd
3) Mümteniu'l-Vücûd
A) Aklî Deliller 1) Hudûs (So adan Varolma) Delilleriyle Allah'ın Varlığını İspat.
a) Cisimlerin So adan Yaratılması Esasına Dayanan Delil.
b) İhtirâ (İcat Etme) Delîli.
c) Terkip Delili.
2) İmkân Delîli
3) İbdâ' ve İllet-i Gâiyye Delîli
B) Naklî Deliller
Allah'ın Varlığına İcmâlî Birkaç Delil
1- İmkân Delîli
2- Hudûs Delîli
3- Hayat Delîli
4- İntizâm Delîli
5- San'at Delîli
6- Hikmet Ve Gâye Delîli
7- Şefkat-Merhamet Ve Rızık Delîli
8- Yardımlaşma Delîli
9- Temizlik Delîli
10- Sîmâlar Delîli
11- Sevk-i İlâhî Delîli
12- Rûh Ve Vicdân Delîli
13- Fıtrat Ve Tarih Delîli
14- Duygular Delîli
15- İttifak Delîli
16- Kur'ân Delîli
17- Peygamberler Delîli
"Allah? Kelimesinin İçerdiği Anlam ..
Allah'a İman
Allah Teâlâ'nın Birliği
ALLAH TEÂLÂ'NIN SIFATLARI
Kur'ân-ı Kerim Allah Teâlâ'yı Bize Nasıl Anlatıyor
Kur'ân-ı Kerim'de Allah'a İman ve O'nun Bazı İsim ve Sıfatları
Konuyla İlgili Hadis-i Şeriflerden Bazıları
YÜCE ALLAH'IN İSİMLERİ ?ESMA-İ HÜSNA? .
SIFAT-I İLAHİYYE .
1- Sıfat-ı Nefsiyye
2- Sıfat-ı Selbiyye (Tenzihat)
3- Sıfat-ı Sübûtiyye (Sıfat-ı Zatiyye)
4- Esmaül-Hüsna'nın Delalet Ettiği Sıfat ve Manalar
5- Haberî Sıfatlar
İstivâ
Nüzul
SIFÂT-I SELBİYYE .
SIFAT-I ZÂTİYYE .
1) VÜCUT ..
VACİBU'L-VÜCUD ..
2) KIDEM ...
3) BEKA ..
4) MUHÂLEFETÜ'N Lİ'L-HAVÂDİS .
5) KIYÂM Bİ-NEFSİHÎ
6) VAHDÂNİYET ..
SIFÂT-I SÜBUTİYYE .
1) HAYAT ..
2) İLİM ...
3) SEMÎ'
4) BASAR ..
5) İRÂDE .
İrâde-i Külliyye ve İrâde-i Cüz'iyye
a- Tekvinî İrâde
b- Teşriî irâde
a) Yaratma İradesi (İrâde-i Tekviniye)
b) Yasama İradesi (İrâde-i Teşriiye)
6) KUDRET ..
7) KELÂM ...
8) TEKVÎN ..
Tekvin Sıfatının İsbatı
RUYETULLAH .. Ru'yetullah; Allah'ın Görülmesi
Rü'yetin Dünyadaki Cevazı
Rü'yetin Âhiretteki Vücûbu
Allah Teâlâ'yı Görmek Mümkün müdür ? .
ALLAH'I İNKAR .. Allah'ı İnkar Etmede Önemli Olan Üç Etken . 1) Kibir ve İnat
2) Cehâlet
3) Tâğutların İfsadı
Allah'sız Bir Dünyayı Kimler İster? .
Allah İnancı Olmayan Toplum Modelinin Zararları
Allah'ı Düşündüren Kâinat Ayetleri
Yegâne Yaratıcı Allah'ı İnkâr Edenleri Düşünmeye Dâvet Bu Şiiri Kim Yazdı? .
Fabrika .
Tasvir
Allah'ı İnkâra Dayalı Felsefî Akımlar 1) Ateizm; Allah Tanımazlık .
2) Darwinizm ..
3) Naturalizm ..
Tabiat Nedir? .
Tabiat (Doğa) Yaratıcı Olabilir mi? .
4) Pantheisme .
5) Pozitivizm ..
Bilimlerin Dilinden .
Bak ve Düşün!
İlimler
6) İdealizm ..
İslâm Felsefesi mi? .
7) Reenkarnasyon .
8) Hedonizm ..
Niçin Yaşıyoruz? .
Beşer ve İnsan
Kitaplıktaki Kedi