Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Çalınan Malla İlgili Şartlar

Çalınan Malla İlgili Şartlar

Çalınan Malla İlgili Şartlar:

1) Malın
mütekavvim olması.
İnsanların değer verdiği, tecâvüz yoluyla telef edildiğinde tazmîni gereken ve
İslâm hukukuna göre alım-satımı meşrû olan şeye "mütekavvim mal" denir.
Buna göre, bir kimse hür bir insanı çalsa, hırsızlık cezâsı uygulanmaz. Çünkü
hür insan bir mal değildir. Ancak tâzir cezâsı verilir. Şarap veya domuzu çalma
hâlinde de hüküm böyledir. Çünkü şarap ve domuz, müslüman hakkında kıymetli mal
sayılmaz (İbnü'l-Hümâm, a.g.e., IV, 230).

2) Malın
nisap miktarında olması.
Hanefîlere göre, hırsızlık nisâbı bir dînâr (yaklaşık 4 gr.
altın para) veya on dirhem (toplam 28 gr. gümüş para) yahut bu ikisine
denk kıymetteki mal veya paradır. Hz. Peygamber devrinde 1 dinâr veya 10
dirhem para, iki tane kurbanlık koyun alabilecek kadar satın alma gücüne
sahiptir (es-Serahsî, el-Mebsût, 3. baskı, Beyrut 1398/1978, IX,137; el-Kâsânî,
a.g.e., VII, 77; İbnü'l-Hümâm, a.g.e., IV, 220). Delil şu hadislerdir: "On
dirhemden az olan şeylerde el kesme yoktur" (Nesaî, Sârık, 10; Zeylaî,
a.g.e., III, 359). "El kesme, ancak bir dinâr veya on dirhem parayı çalma
hâlinde olur." (Zeylaî, a.g.e., III, 360, III, 358). "Hırsıza ancak kalkanın
satış bedeli kadarını çalması halinde had uygulanır. Hz. Peygamber devrinde bu
kıymet, on dirhem idi" (Zeylaî, a.g.e., III, 359).

Çoğunluk
İslâm hukukçularına göre, hırsızlık nisâbı, altından dinarın dörtte biri, veya
hâlis gümüşten üç dirhem yahut bunların kıymetidir.
Dayandıkları delil şu hadislerdir: "Dinarın dörtte biri ve daha fazlası kadar
hırsızlıkta had cezâsı uygulanır" (Şevkânî, a.g.e., VII,124). "Kıymeti üç
dirhem olan kalkanda hırsızlık had'di uygulanır ki bu da dinarın dörtte biri
kadardır" (Zeylaî, a.g.e., III, 355; İbn Rüşd, a.g.e., II, 408; İbn Kudâme,
a.g.e., VIII, 240).

Burada, iki
görüşün dayanağı olan hadisteki kalkanı Hanefîler on dirhem kıymetinde kabul
ederken, diğerleri dörtte bir dinar veya üç dirhem olarak kabul etmişlerdir.
Çalınan malın kıymetinin, hırsızlık tarihinden cezânın uygulanacağı vakte kadar
on dirhemden aşağıya düşmemesi gerekir. Ancak mal, bir ayıp isâbet etmesi veya
telef olması yüzünden eksilmiş veya tamamen zâyi olmuşsa bu durum had cezâsına
engel teşkil etmez (el-Kâsânî, a.g.e., VII, 79; el-Bâcî, el-Müntekâ ale'l-Muvatta',
VII, 158). Çoğunluğa göre ise, malın korunma yeri (hırz altı)nden çalındığı
tarihe göre işlem yapılır. İslâm hukukçuları, toplu hırsızlıkta çalınan mal, her
birine bölündüğünde nisâbı aşıyorsa hepsi için had cezâsı uygulanacağı konusunda
görüş birliği içindedir. Nisâbın altına düşüyorsa Ebû Hanîfe ve Şâfiî'ye göre,
hiç birine had uygulanmaz. Çünkü herbiri nisap kadar mal çalmamış sayılır (el-Kâsânî,
a.g.e., VII, 78; İbnü'l-Hümâm, a.g.e., IV, 225).

3) Çalınan
şeyin koruma (hırz) altında olması.
Hırz, sözlükte; bir şeyin korunduğu yer, demektir. Bir terim olarak; ev, dükkân
ve çadır gibi, âdetler bakımından insanların mallarını korumak için yapılan
yerleri ifâde eder. Hadiste: "Ağaçtaki meyve ve hurma gibi şeylerde el kesme
yoktur" (Şevkânî, a.g.e., VII, 127; A. b. Hanbel, Müsned, III, 464)
buyurulur. Hırz ikiye ayrılır:

a) Kendi başına
hırz sayılan yerler. Bunlar, malları korumak için hazırlanan yerler olup,
izinsiz girmek yasaklanmıştır. Ev, dükkân, han, kasa, sandık gibi. Bunlarda
bekçi bulunsun veya bulunmasın, kapı açık veya kapalı olsun hırz niteliği devam
eder. Çünkü bina veya yer hırz amacıyla yapılmıştır.

b) Başkası
sebebiyle hırz sayılan yerler. Bunlar mal saklamak için yapılmamış olan yerler
olup, kendisine izinsiz olarak girilebilir ve giriş yasağı bulunmaz. Mescidler,
yollar, resmî daireler gibi. Bunların hükmü, bekçisi bulunmadığı takdirde
herkese açık olan kır, mera ve sahra hükmündedir. Bunlarda mala yakın yerde
bekçi bulunursa, bekçi uykuda olsun uyanık bulunsun, hırz yeri sayılır. Çünkü
Nebî (s.a.s.) uykuda bulunan Safvân'ın paltosunu çalan hırsıza had cezâsı
uygulamıştır (es-Serahsî, a.g.e., IX,150 vd.; İbnü'l-Hümâm, a.g.e., IV, 240; el-Kâsânî,
a.g.e., VII, 73). Mal, koruma yerinden tam olarak ayrılmadıkça had cezâsı
gerekmez.

Yankesicinin (tarrâr),
başkasının cebinden el çabukluğu ile parasını çalması hâlinde, had cezâsının
uygulanacağı konusunda görüş birliği vardır. Mezardan kefen, altın diş vb.
şeyler çalanın (nebbâş) hükmü ise ihtilâflıdır. Ebû Hanîfe ve İmam Muhammed'e
göre, mezar hırsızına hırsızlık cezâsı uygulanmaz. Çünkü mezarlıklar kendi
başına mal saklanan ve hırı altında bulunan yerler değildir (es-Serahsî, IX,
159; el-Kasânî, a.g.e., VII, 69). Çoğunluk İslâm hukukçularına göre ise, mezar
hırsızına da had cezâsı uygulanır. Çünkü kefen de kendisine göre koruma
altındadır. O da ölünün mülkü sayılır. Ölünün mirasçıları, nebbâşın kefeni geri
vermesini ve cezâlandırılmasını isterler (Ebû Zehra, Usulü'l-Fıkh, Mısır ts, s.
126, 127). Hz. Âişe'den şöyle nakledilmiştir: "Bizim ölülerimizi çalan
dirilerimizi çalan kimse gibidir" (Zeylaî, a.g.e., III, 366).

Çarşı ve pazar
yerlerinde umûmun güvenine terkedilen mallara gelince, Hanefîlere göre; bunlar
geceleyin çalınırsa hırsızlık cezâsı uygulanır. Gündüz çalınırsa had uygulanmaz.
Çünkü gündüz, buraya girme izni bulunduğu için hırz (koruma) şartı gerçekleşmez.
Şâfiî ve Mâlikîlere göre ise, esnafın kendine ait bölme ve tezgâhında veya
teneke, küp, çuval gibi kaplarda bulunan şeyler örf bakımından hırz altında
sayılır ve bunları çalanlara had uygulanır. Ahmed b. Hanbel'e göre ise çarşı ve
pazar yerinde bekçi varsa veya malın yanında gözetleyici bir kimse bulunursa
hırsıza had cezâsı verilir (İbnü'l-Hümâm, a.g.e., IV, 242; İbn Kudâme, a.g.e.,
VIII, 249-250).

4) Çalınan
malın biriktirmeye elverişli olması, çabuk bozulacak şeylerden olmaması.
Ebû Hanîfe ve İmam Muhammed'e göre; kıymeti nisap miktarından çok olsa bile,
çabuk bozulan şeylerde hırsızlık cezâsı uygulanmaz. Üzüm, incir, nar, elma,
baklagiller, ekmek, yaş veya kuru et, meşrûbât, süt, yoğurt ve benzeri gıda
maddeleri gibi. Bunlar uzun süre bekletmeye elverişli olmadığı için, hırz
(koruma) altında olsun veya olmasınlar, bunları çalana had uygulanmaz. Delil şu
hadistir: "Ağaçtaki meyve ve hurma gibi şeylerde el kesme yoktur" (Ahmed
b. Hanbel, Müsned, III, 464). Bir yıldan fazla biriktirilebilen dayanıklı
tüketim mallarında ise hırsızlık suçu oluşabilir. Ceviz, badem, kuru hurma; kuru
meyve ve sirke gibi. Ebû Yûsuf'a göre, biriktirmeye elverişli olmasa bile,
gerçekte meşrû olarak, yararlanılabilen herşey maldır ve bunu çalana hırsızlık
cezâsı uygulanır. Meselâ günümüzde dayanıklı olmadığı halde meyveler önemli
mallardan olmuştur. Diğer üç mezhebe göre, mal olarak edinilebilen ve alım
satımı meşrû olan her çeşit malda hırsızlık suçu söz konusu olur. Gıda maddesi,
kumaş, hayvan, kıymetli taş veya maden, av ve şişe bunlar arasında sayılabilir.
Çünkü; "Hırsızlık yapan erkek ve kadınım ellerini kesin" (5/Mâide, 38)
âyeti genel anlam ifâde eder.

5) Çalınan
malın, aslı itibariyle mubah olmaması.
Bir şeyin aslı; kuş, odun, kamış, av hayvanı ve balık gibi mubah mallardan ise,
Ebû Hanîfe'ye göre, bunlar dâru'l-İslâm'da bulunuyorsa el kesme cezâsı
uygulanmaz. Diğer üç mezhebe göre aslı mubah olsun veya olmasın, bu malı çalana
had uygulanır (Zühaylî, a.g.e" VI; 116, I 17).

6) Çalınan
malda, hırsızın alma hakkının bulunmaması gerekir
(el-Kâsânî, a.g:e, VII, 70-72; İbnü'l-Hümâm, a.g.e., IV, 229. vd.; es-Serahsî,
a.g.e., IX, 152, 178).

7) Hırsız
için çalınan malda, bir mülk, mülk te'vili veya mülk şüphesinin bulunması.
Bu prensip gereğince hırsız, âriyet verdiği, rehnettiği veya kiraya verdiği şeyi
çalmakla el kesme cezâsı uygulanmaz. Yine hırsız, beytülmalden (hazine,
devlet malı) bir şeyi çalsa, kendisinin de bu toplum malında hissesi
bulunduğundan had cezâsı uygulanmaz. Nitekim Hz. Ömer, Beytülmalden bir
şeyler çalana had cezâsı uygulamamıştır. Bir zekât memuru, Hz. Ömer'e mektup
yazarak Devlet hazinesinden çalanın hükmünü sordu. Hz. Ömer şöyle cevap verdi:
"Onun elini kesme, çünkü, hiçbir kimse yoktur ki, kendisi için beytülmâlde bir
hak bulunmasın". Diğer yandan, Hz. Ali de Devlet malı çalana had cezâsı
uygulamamıştır. Dayandığı prensip, Devlet malının bütün tebeaya ait ortak mal
sayılmasıdır, eğer gayri müslim tebeadan (zımmî) birisi devlet malını çalsa had
uygulanır. Çünkü O'nun beytülmalde hakkı yoktur. Yoksul bir kimse,
yoksulların yararlandığı bir vakıftan çalsa, had uygulanmaz. Zengin çalarsa
uygulanır. Çünkü onun bu vakıfta hakkı yoktur. Sonuç olarak şüphe bulunan
yerde had cezâsı uygulanmaz. Nitekim Nebî (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
"Şüphe bulununca, gücünüzün yettiği kadar hadleri düşürünüz" (Ebû Dâvud,
Salât, 14; Tirmizî, Hudûd, 2).

8) Hırsızın,
koruma altındaki yere girmek için izinli sayılmaması gerekir.
Bir kimse, mahrem hısımlarından veya eşinden bir şeyler çalsa, hırsızlık
haddi uygulanmaz. Çünkü hısımlarının bulunduğu yere, örfe göre izinsiz
girebilir. Eşlerin birbirinin malını almada örf de cereyan edebilir. Bu yüzden
hırz (koruma) şartı gerçekleşmez. Yine bir topluluğun hizmetçisi, bunların
eşyasından, misafir ev sahibinden, işçi girmeye izinli olduğu iş yerinden bir
şey çalsa, el kesme cezâsı uygulanmaz. Çünkü, bir yere giriş hakkının bulunması,
bu yeri onun hakkında hırz ortamı olmaktan çıkarır (es-serahsî, a. g. e., IX,
151; el-Kasanî, a.g.e., VII, 70, 75; İbn Âbidin, Reddü'l-Muhtâr, III, 221).
Şâfiîlerde daha kuvvetli görüşe göre usûl ve furû dışında, diğer hısımlardan ve
eşlerden birinin diğerinden, hırz altındaki malını çalması hafinde hırsızlık had
cezâsı uygulanır. Delil, hırsızlık cezâsını bildiren âyetin umûm anlamıdır.

HIRSIZLIK..
Hırsızlık; Anlam ve Mâhiyeti
Hırsızlığın Cezâsı
Hırsızla İlgili Şartlar Şunlardır
Çalınan Malla İlgili Şartlar
Malı Çalınanda Bulunması Gereken Şartlar
Hırsızlığın İsbâtı
İkrarın Şartları
Hırsızlık cezâsını Düşüren Haller
Cezânın Uygulanması
Hadler; Hırsızlık ve Yol Kesme Cezâları
Hırsızlık cezâsı (hadd-i sirkat)
Yol kesme cezâsı
Kur'ân-ı Kerim'de Hırsızlık Kavramı
Hadis-i Şeriflerde Hırsızlık Kavramı
Malı Koruma.
Lukata; Yitik Malı Bulma.
a. İşhâd
b. İlân
Lukatanın kısımları
İlân müddeti dolduktan so a sahibi gelmeyen lukatalarda yapılacak muâmeleler
Lukatanın vergisi
Hırsızlığa Giden Yolun Kapanması ve Müslümanın Mala/Paraya Bakışı
Sosyal Adâlet
Cezâ Tedbiri
Emeği sömürmek
Haram Kazanç Yolları
Çalınan ve Gasbedilen Şeyi Satın Almak
Rızıktaki Farklılığın Hikmetleri
Rızık Darlığı İmtihanı Karşısında Müslümanın Tutumu.
Haramdan, Hırsızlıkla Oluşmuş Hakdan Temizlenmek.
a- Tevbe
b- Haramı Mülkünden Çıkarmak
c- Haram Malın Verileceği Yer
Farklı Hırsızlıklara Örnekler (Dolandırıcılık, Üçkâğıtçılık, Kleptomani, İntihâl, Yol Kesme, Soygun, Zimmet, Rüşvet, Kumar...)Dolandırıcılık.
Üçkâğıtçılık.
Yankesicilik.
İhtilâs.
Kapkaççılık.
Vurgunculak.
Sûiistimal; Görevi Kötüye Kullanma.
Yolsuzluk.
Zimmete Geçirme.
İrtikâp.
Haraç
Gasb.
Yağma.
Sahtekârlık.
Taklitçilik.
Hıyânet, Hâinlik.
Hile.
Borcu Ödememek.
Ğulûl
Kleptomani
Kleptomani
İntihâl
Nebbâşlık.
Soygunculuk.
Rüşvet
Kumar
Hırsızlık ve Günümüz.
Fâiz Soygunu
Robin Hood'luk İslâm'da yoktur.
Dâru'l-Harb ve Dâru'l-Harbde kâfirlerin Malı
Hırsızlığın Günümüzdeki Bin Bir Çeşidi...
Çocukları Çalınan Ana-Babalar
Dili Koparılan Anne
Hırsızlık Konusuyla İlgili Âyet-i Kerimeler
Konuyla İlgili Geniş Bilgi Alınabilecek Kaynaklar