Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Kur'ân-ı Kerim'de İhlâs Kavramı

Kur

Kur'ân-ı
Kerim'de İhlâs Kavramı

Kur'ân-ı Kerim'de ?ihlâs? kelimesi,
tüürevleriyle birlikte 31 yerde kullanılmaktadır. Kur'ân-ı Kerim'de hulûs
kökünden çeşitli kelimeler hem sözlük, hem terim anlamında yer almaktadır. On
yerde geçen ?muhlisîne lehu'd-dîn? ifadesindeki ihlâs kavramı, ?yalnızca
Allah'a yönelip O'na kulluk etme, O'na güvenip O'ndan dilekte bulunma, sadece
Allah'ın dinini tanıyıp din konusunda kendini Allah'a adama, tevhid inancının
saflığını bâtıl itikadlarla zedelemekten sakınma, saf dindarlık? şeklinde hem
şirke, hem riyâya zıt bir anlam taşır (7/A'râf, 29; 98/Beyyine, 5). Yine
Kur'ân-ı Kerim'deki ?ibâdullahi'l-muhlasîn? ifâdesi, ?Allah'ın yardımına
mazhar olup hâlis dindarlığa ve hidâyete ulaştırılmış kullar? mânâsına
gelmektedir. Fahreddin er-Râzî, bu ifâdenin geçtiği Hicr sûresinin 40. âyetini
açıklarken ihlâsın ?bir şeyi karışımdan temizleyip saf hale getirmek? şeklindeki
sözlük anlamını hatırlattıktan sonra insanın bir ameli ya sırf Allah için ya da
Allah'tan başka biri için veya her iki amacı birlikte gözeterek yapacağını,
sonuncu durumda ya Allah rızâsını veya başkasını memnun etmeyi öne alacağını
belirtmekte, bunlardan sadece birinci amelin makbul olduğunu, ameline gösteriş
karıştırmakla birlikte Allah rızâsını önde tutanların da ihlâslı kimselerden
sayılmasının umulduğunu söylemektedir (Mefâtihu'l-Gayb, 19/188-189). Âyetlerde
bildirildiğine göre şeytan, ihlâslı kişilere zarar veremeyeceğini itiraf
etmiştir (15/Hicr, 40; 38/Sâd, 83). Bu sebeple Kur'an'da ihlâs, peygamberlerin
başlıca niteliklerinden sayılmıştır 10/Yûnus, 24; 19/Meryem, 51; 38/Sâd, 45-46).
Ayrıca, Kur'ân-ı Kerim'in 112. Sûresine, dinin temel ilkesi olan tevhidi en
hâlis, en güzel şekilde dile getirdiği için ?ihlâs? adı verilmiştir.

İhlâs, esâsen bir nesnenin başka
şeylerden ayıklanarak sadece bir şeye âit ve ona özgü kılınması anlamına gelir.
Yahûdilerin âhiretin kendilerine âit olduğu iddiâsı (2/Bakara, 94) ve bu
iddiâya, âhiretin sadece iman edenlere âit olduğu (7/A'râf, 32) şeklinde verilen
cevabın yanı sıra, dörtten fazla evliliğin, öteki mü'minler ayıklanarak sadece
Hz. Peygamber'e özgü bir durum oluşu da bu kelime ile anlatılır (33/Ahzâb 50).
İhlâs, Kur'ân-ı Kerim'de ibâdetlerin hâlis bir niyetle, gösterişe kapılmadan,
sırf Allah rızâsı için yapılması anlamıyla birlikte, genel anlamda kulluk
(39/Zümer, 2, 3, 11; 12/Yûsuf 24; 98/Beyyine, 5) ve dinin sadece Allah'a
hasredilmesi anlamında (7/A'râf, 29; 4/Nisâ, 146; 10/Yûnus, 22; 29/Ankebût, 65
vd.); şirkin zıddı (29/Ankebût, 65; 98/Beyyine, 5) olarak kullanılmaktadır.

İhlâs kavramı, 12/Yûsuf sûresinin 80.
âyetinde ?Ondan ümitlerini kesince (meseleyi) gizli görüşmek üzere ayrılıp
çekildiler (halesû)? şeklinde ayrılık anlamındadır. ?... Biz O'na muhlis
kullarız, ihlâsla (gönülden) bağlananlarız.? (2/Bakara 139). Bu âyetteki
?muhlis? kelimesi, ?tâat ve ibâdetle ihlâs sahibiyiz. Hiçbir şeyi O'na eş
koşmayız. O'ndan başka hiçbir şeye de ibâdet etmeyiz? anlamındadır. 12/Yûsuf
sûresi 24. âyetinde Hz. Yusuf için; ?Şüphesiz o, ihlâslı kullarımızdandır?
buyurulmaktadır. Yusuf (a.s.), tevhid ve ibâdetinde ?muhlis? idi.

Gerek Bakara 139 ve Yusuf 24.
âyetlerinde ve gerekse başka âyetlerde geçen ?muhlis? kelimesi ile vasıflanan
müslümanlar, yahûdinin teşbih ve nasârânın teslisinden berî oldukları için
ihlâsla vasıflanmışlardır.

"... Biz O'na muhlis kullarız, ihlâsla
(gönülden) bağlananlarız.?
(2/Bakara, 139)

"... Biz Allah içiniz ve biz O'na
döneceğiz." (2/Bakara, 156)

"Şüphesiz münâfıklar (kendi
akıllarınca) Allah'ı aldatmaya kalkışırlar, Allah'a oyun etmeğe çalışırlar;
halbuki Allah onların tuzak ve oyunlarını başlarına çevirmektedir. Onlar namaza
kalktıkları zaman üşenerek kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar. Allah'ı da
pek az zikrederler, az hatırlarlar. Bunların (insanların) arasında bocalayıp
durmaktalar; ne onlara (bağlanırlar) ne bunlara. Allah'ın şaşırttığı kimseye
asla bir (çıkar) yol bulamazsın."
(4/Nisâ, 142-143)

?Şüphe yok ki münâfıklar cehennemin en
alt katındadırlar. Artık onlara asla bir yardımcı bulamazsın. Ancak, tevbe edip
hallerini düzeltenler, Allah'a sımsıkı sarılıp dinlerini/ibâdetlerini ihlâsla,
yalnız O'nun için yapanlar başkadır. İşte bunlar (gerçekte) mü'minlerle
beraberdirler ve Allah mü'minlere yakında büyük mükâfat verecektir.?
(4/Nisâ, 145-146)

?De ki: ?Rabbim bana adâleti emretti.
Her mescidde yüzlerinizi O'na (kıbleye) doğrultun ve dini muhlis olarak, yalnız
Allah'a has kılarak O'na yalvarın. İlkin sizi yarattığı gibi yine O'na
döneceksiniz. (Öyle ise, Allah'a şirk/ortak koşmadan, gönlünüze başka tanrılar
getirmeden sırf Allah'a yalvararak O'na kulluk edin.?
(7/A'râf, 29)

?O, sizi karada ve denizde yürütendir.
Hatta siz gemilerde bulunduğunuz, o gemiler de içindekileri güzel bir rüzgârla
alıp götürdükleri ve (yolcular) bununla neşelendikleri zaman, o gemiye şiddetli
bir fırtına gelip çatar, her yerden onlara dalgalar hücum eder ve onlar
çepeçevre kuşatıldıklarını anlarlar da, dini yalnız Allah'a hâlis kılarak,
?andolsun eğer bizi bundan kurtarırsan mutlaka şükredenlerden olacağız' diye
Allah'a yalvarırlar.?
(10-/Yûnus, 22)

?Kim, (yalnız) dünya hayatını ve onun
zînetini istemekte ise, onların işlerinin karşılığını orada tam olarak veririz
ve onlar orada hiçbir zarara uğratılmazlar. İşte onlar, âhirette kendileri için
ateşten başka hiçbir şeyleri olmayan kimselerdir. (Dünyada) Yaptıkları da boşa
gitmiştir; hâlen yapmakta oldukları şeyler zâten bâtıldır.?
(11/Hûd, 15-16)

?Andolsun ki, kadın ona meyletti. Eğer
Rabbinin burhânını görmeseydi o da kadına meyledecekti. İşte böylece Biz,
kötülük ve fuhşu ondan uzaklaştırmak için (delillerimizi gösterdik). Çünkü o,
ihlâsa erdirilmiş kullarımızdandı.?
(12/Yûsuf, 24)

?(İblis) dedi ki: ?Ey Rabbim! Andolsun
ki, beni azdırmana karşılık ben de yeryüzünde onlara (günahları) süsleyeceğim ve
onların hepsini mutlaka azdıracağım. Ancak, onlardan ihlâsa erdirilmiş kullar
müstesnâ.? (15/Hicr, 40)

?(Rasûlüm!) Kitapta Mûsâ'yı da an.
Gerçekten o, ihlâs ve samimiyete ulaşmıştı ve hem elçi hem de peygamberdi.?
(19/Meryem, 51)

"Kim Rabbine kavuşmayı arzu ediyorsa
sâlih amel (iyi iş) yapsın ve Rabbine (yaptığı) ibâdete hiç kimseyi ortak
etmesin." (18/Kehf, 110)

"(Kurban edilen hayvanların) Ne
etleri, ne de kanları Allah'a ulaşmaz. Sizin takvânız, O'na ulaşır."
(22/Hacc, 37)

?Bu dünya hayatı sadece bir oyun ve
eğlenceden ibârettir. Âhiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur. Keşke bilmiş
olsalardı. Gemiye bindikleri zaman, dini yalnız O'na has kılarak, ihlâsla
Allah'a yalvarırlar. Fakat onları sâlimen karaya çıkarınca, bir bakarsın ki
(Allah'a) şirk/ortak koşmaktadırlar.?
(29/Ankebût, 65)

?Dağlar gibi dalgalar onları kuşattığı
zaman, dini tamamen Allah'a has kılarak ihlâsla O'na yalvarırlar. Allah onları
karaya çıkararak kurtardığı vakit, içlerinden bir kısmı orta yolu tutar. Zaten
Bizim âyetlerimizi ancak nankör gaddarlar bilerek inkâr eder.?
(31/Lokman, 32)

?(Yersiz ithamlarınız sebebiyle) Siz
acı azâbı tadacaksınız. Başka bir şeyle değil; sadece yaptığınız işlerle
cezâlanacaksınız. (Bu azaptan) Ancak Allah'ın hâlis/ihlâslı kulları istisnâ
edilecek.? (37/Sâffât,
38-40)

?Bak ve düşün: Uyarılanların âkıbeti
ne oldu? (Tabii) Allah'ın muhlis kulları müstesnâ.?
(37/Sâffât, 73-74)

?Allah'ın ihlâslı kulları müstesnâ,
onların hepsi (cehenneme) götürüleceklerdir.?
(37/Sâffât, 127-128)

?Sizler ve taptığınız şeyler,
cehenneme girecek kimseden başkasını Allah'a karşı azdırıp saptıramazsınız.
Allah'ın ihlâsa erdirilmiş kulları böyle değildir.?(37/Sâffât,
160-163)

?Kuvvetli ve basîretli kullarımız
İbrâhim, İshak ve Ya'kub'u an. Biz onları âhiret yurdunu düşünen ihlâslı
kimseler kıldık.? (38/Sâd,
45-46)

?İblis, ?Senin mutlak kudretine
andolsun ki, onlardan ihlâsa erdirilmiş kulların hâriç, hepsini mutlaka
azdıracağım' dedi.?
(38/Sâd, 82-83)

"Dini Allah'a hâlis kılarak O'na
kulluk et! Hâlis din (ibâdet) Allah'a yapılır."
(39/Zümer, 2-3)

"De ki: 'Bana, dini yalnız Allah'a
hâlis kılarak O'na ibâdet etmem emredildi."
(39/Zümer, 11)

"De ki: 'Ben, dinimi Allah'a hâlis
kılarak O'na ibâdet ederim. Siz de O'ndan başka dilediğinize tapın..."
(39/Zümer, 14-15)

?Haydi, kâfirlerin hoşuna gitmese de
Allah'a, Allah için dindar ve muhlis olarak duâ edin.?
(40/Mü'min, 14)

?O (Allah), daima diridir; O'ndan
başka hiçbir tanrı yoktur. O halde dinde ihlâs ve samimiyet erbâbı olarak O'na
duâ edin. Hamd (övmek ve övülmek), âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.?
(40/Mü'min, 65)

"Kendilerine, dini yalnız Allah'a
hâlis kılarak O'na ibâdet etmeleri emredildi."
(98/Beyyine, 5)

?Şu namaz kılanların vay haline! Onlar
namazlarında yanılgıdadır, onlar gösteriş yapmaktadırlar.?
(107/Mûûn, 4-6)