Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Hz. İsa'nın ilâhlığı

Hz


Hz. İsa'nın ilâhlığı:




Hıristiyanların, Hz. İsa'nın ilâhlığına
inanmaları konusunda İbn Kayyim el-Cevziye'nin şu sözlerini burada nakletmek
uygun olacaktır: "Hıristiyanlar, başkalarına 'puta tapanlar' sözünü söylemek
sûretiyle kendilerini gülünç duruma düşürmektedirler. Nasıl oluyor da yeri göğü
yaratan, âlemlerin rabbi olan Allah, azamet kürsüsünden inerek bir kadının hayız
mahalline, rahmine giriyor, orada aylarca kalıyor, sonra oradan küçük bir çocuk
olarak çıkıp anasının memesine yapışıyor, onu emiyor, ağlıyor, yavaş yavaş
büyüyor, yiyor, içiyor, def-i hâcet ediyor, hastalanıyor, iyileşiyor, seviniyor,
üzülüyor, zevk alıyor, acı duyuyor, sonr adüşmanı olan İblis'e karşı hîle
düzenliyor, yahûdilerin tuzaklarından kurtulmak için bazı tedbirler almasına
rağmen onlar tarafından yakalanıyor, onu asacakları iki odun parçasını yahûdiler
ona taşıtıyorlar, eziyet ediyorlar, sonra onu bu odunlara bağlıyorlar, haça
geriyorlar, sağında ve solunda reziller, hırsızlar var, o esnâda ağlamaya
başlıyor ve yardım istiyor, daha sonra başına dikenden bir taç koyuyorlar,
başına vurarak işkenceye başlıyorlar, ellerini ve ayakalarını çiviliyorlar.
Sözüm ona işte olay, İblise karşı Hz. İsa'nın bir hîlesi imiş. Çünkü İblis,
zamanında Hz. Âdem'e karşı bir hîle yaparak ona yasak meyveden yedirmiş, böylece
ona günah işleterek onu cennetten çıkarmış. Şeytan, Âdem'e işlettiği bu günahla
Âdem'i ve onun soyundan gelecek olan bütün insanları ebedî günaha mahkûm
etmişti. Hz. İsa da İblis'in, atası Âdem'e ve onun soyundan gelen bütün
insanlara kurmuş olduğu tuzağı boşa çıkarmak için ona karşı bu hileyi
düzenleyerek kendi nefsini fedâ etmiş, onun kendi nefsini fedâ edişine
karşılık, Hz. Âdem ve bütün insanlık bu ebedî ve aslî günahtan kurtulmuş." (İbn
Kayyim el-Cevziyye, Hidâyetu'l-Hayârâ fî Ecvibeti'l-Yehûd ve'n-Nasârâ, s. 15)


İbn Kayyim'in veciz bir şekilde dile getirdiği
gibi, kurtarıcı İsa, bir yandan yaratıcı Allah olurken, öbür yandan elleri,
ayakları, kafası çivili ve "Allahım, Allah'ım! Niçin beni terkettin?" diye isyan
ediyor, susadığı için etraftan su dileniyor ve inleyerek can veriyor. Âdem'in
günahı, niçin ondan sonra gelen insanlara geçsin? İnsanlığın kurtuluşu için onun
acı çekmesine ne gerek var? İnsanları affedecek olan o değil mi? Şayet insanları
affedecek o ise, affederken niye ayrıca kendisi acı çekme ihtiyacı duymuştur?
Baba Tanrı adına kâinatı yönetme görevini yüklenen oğulun Tanrı olarak ona, acı
çekmesini acaba baba Tanrı mı emretmiştir, yoksa ortada mazoşist duyguların
tatmini mi var?

Hıristiyan inancına göre Hz. İsa'nın bizzat
varlığı ve mevcûdiyeti bir vahiy olduğu gibi, havârilerin sözleri de vahiy
sayılır. Bu dine göre havârilerin öğrencilerin de vahiy aldığı kabul edilir.
Onlardan sonra gelen bazı azizler de bu inanca göre vahye mazhar olabilmektedir.
Hıristiyanlıkta vahiy alanların kimler olduğu kesin çizgilerle tesbit edilmemiş
olmakla beraber, vahiy hâdisesi bütün hıristiyanları bağlayıcı niteliktedir.
Bugüne kadar pekçok kimsenin ortaya çıkarak kendilerine vahiy geldiğini, Ruhu'l-kudüs'ün
kendilerine hulûl ettiğini ve Hz. İsa'dan tâlimat aldıklarını iddia ettikleri
sık sık görülmüştür. Bir kimsenin vahiy alabilmesinin hıristiyanlıkta bir ölçüsü
olmadığından, bu tür iddialarla ortaya çıkan herkes bunu bir silâh olarak
kullanabilmekte ve insanları kendilerine inanmaya zorlayabilmektedir. Bunun en
canlı örneği Pavlos'tur. Hayatında Hz. İsa'yı hiç görmediği ve roma yönetiminin
emrinde hıristiyanları takip ve cezalandırmakla görevli bir memur olduğu halde
o, bir gün birdenbire Hz. İsa'nın kendisine göründüğünü, kendisini havârileri
arasına kattığını iddia ederek ortaya çıkıvermiştir. Bu olaydan sonra o, Hz.
İsa'dan ilham aldığını, onunla Şam yolunda konuştuğunu, dolayısıyla dediklerine
inanılmasını ve emirlerine itaat edilmesini istemiştir. Daha önceleri koyu bir
hıristiyan düşmanı olan Pavlos gibi bir kişi bile, bu iddia ile ortaya
çıkabiliyor ve insanların kendisine inanması için onları zorlayabiliyorsa, bu
dine giren herkesin bu tür iddialarla ortaya çıkması mümkün demektir.


Vahiy, ilâhî menşeli olduğu için onda bir
yanlışlık veya bir çelişki söz konusu olamaz. Eğer olursa, vahyi alanın değil;
aksine vahyi verenin yanlışlık yapması veya çelişkiye düşmesi sözkonusu olur.
Bu, vahyi veren olarak Allah için düşünülemez. Hıristiyanlıkta olduğu gibi, eğer
bir dinde birden fazla vahiy alan bulunursa, bunların aldıkları vahiylerin
muhtevâ bakımından birbirinden farklı olmaması, aralarında çelişki olmaması
lâzımdır. Rastgele, sıradan herkes vahiy alamaz. Vahyi, ancak ilâhî bir görevle
memur olanlar, yani peygamberler alır. Peygamberliğini kabul ettiğimiz kişilere
gelenlerin vahiy olduğunu kabul ederiz. Eğer böyle bir sınırlama olmaz ve
rastgele herkes vahiy alabilirse, pekçok kişi "vahiy alıyorum" diyerek ortaya
çıkar ve biz bu kişilerin dediklerine itaat etmek zorunda kalırız. Herkes vahiy
alabilir mi? Şayet herkesin vahiy alması mümkün ise, gerçekten vahiy alanlarla
sahte vahiy alıcılarını nasıl ayıracağız? Vahiy aldığını iddia eden kişi, bunu
ne ile ispat edecek? Kişi vahyi doğrudan doğruya Allah'tan aldığını iddia
ettiğine göre, bunu ispatlayacak bir delile ihtiyaç yok mu? Eğer böyle bir
delile ihtiyaç yoksa, dünyadaki insan sayısınca vahiy alıcısının ortaya çıkması
mümkün olabilir. Bu ise, vahiy kavramının esprisi ile bağdaşmaz. Birtakım
nefsânî, şehevânî arzular, şahsî ihtiraslar, vahiy kisvesine bürünerek
gerçekleştirilmek istenirse bu hangi tedbir ve yaptırım ile önlenebilecektir?

Hıristiyanlıktaki sınırsız vahiy anlayışı, bu
dinde büyük bir kaos ortaya çıkarmıştır. Bu dine göre Hz. İsa'dan başka
havâriler, Hz. İsa'nın diğer öğrencileri, havarilerin öğrencileri, daha sonra
ortaya çıkan azizler, papalar hepsi vahiy almaktadırlar. Kitap yazarlarının
hepsi vahiy alıcıdır. Burada özellikle İncil yazarları üzerinde durmak gerekir.
Dört İncilin yazarları, eserlerini vahiy alarak yazdıkları halde, bazen bir
İncilde bulunan, diğer İncillerde bulunmuyor. Acaba diğer İncil yazarları bu
hususu unuttuklarından mı kitaplarına almadılar? Vahiy alan, aldığı vahyi
unutabilir mi? Bir İncilde herhangi bir sayı, meselâ "iki" olarak verilirken,
diğer İncil'de onun "dört" olarak verilmesi açık biryanlış değil mi? Aynı
dönemde iki kişiye aynı hususta gelen vahiy nasıl birbirinden farklı olabilir?
İki veya daha fazla vahiy alıcısı arasında, aldıkları vahiyde farklılığın ne ile
izah edilebileceği bir problem olarak dururken, İncillerde ve Yeni Ahidin diğer
eserlerinde bazen bir kitabın ayrı baplarında veya cümlelerinde farklılıklar
görülmektedir. İleride İncillerin çelişkileri konusunda çeşitli örnekler
vereceğiz. Biz burada İncillerin dışından bir vahiy örneği sunalım:

Biraz önce Pavlos'un Hz. İsa ile konuştuğunu ve
ondan vahiy aldığını iddia ettiğini zikretmiştik. Pavlos'un bu vizyon olayı,
Yeni Ahidin "Resullerin İşleri" isimli kitabında üç yerde anlatılıyor.
Resullerin İşleri'nin yazarı, üçüncü İncilin yazarı Luka'dır. Bu kitapta üç
yerde anlatılan aynı hâdisenin, ne kadar birbirinden farklı olarak anlatıldığını
gördükten sonra, vahiy alıcısı Luka'nın, aynı konuda aldığı vahiylerden ne kadar
çelişkiye düşğütüğünü açıkça görürüz. "Resullerin İşleri"nde bu olay iki yerde
Pavlos'un ağzından, bir yerde ise Luka'nın ağzından anlatılıyor. Evvelâ hâdiseyi
Luka şöyle hikâye ediyor: "Ve yolda giderken, Şam'a yaklaştığı zaman vâki oldu
ki, gökten bir nur ansızın çevresinde parladı ve yere düşüp bir sesin kendisine
'Saul, Saul! Niçin bana eziyet ediyorsun?' dediğini işitti. O da, ya rab sen
kimsin? Dedi. Ve o da ben eziyet ettiğin İsa'yım, fakat kalk ve şehre gir ve ne
etmen gerektiği sana söylenecek. Onunla yolculuk eden adamların nutku tutulup
durdular; sesi işitiyorlar fakat kimseyi görmüyorlardı ve Saul yerden kaltı;
gözlerini açınca bir şey görmüyordu. Onlar da kendisini yederek Şam'a götürdüler
ve üç gün görmez olup ne yedi, ne de içti." (Kitab-ı Mukaddes, Resullerin
İşleri, 9/3-9, s. 129). (Bu ifâdelerin düzmece olduğu nasıl da belli! Yere düşüp
kendisine seslenildiğini duyunca Pavlos, hemen: "Ya Rab" diyor. İncilllerden
anlıyoruz ki, bu kelimeyi Hz. İsa'ya sadece şâkirtler diyordu. İnanmayan biri,
kendisine seslenenin Hz. İsa olduğunu biliyor, hemen "ya Rab" diyor. Hem de kim
olduğunu bilmiyor?! Kim olduğunu bilmiyor ki, "Sen kimsin?" diye soruyor. Peki
nasıl "ya rab" diyor?) Bu bapta anlatıldığına göre vizyon olayı Şam'a
yaklaştıkları zaman meydana geliyor, yer veriliyor, zaman yok, yani günün hangi
saatinde olduğu açıklanmamış, gökten inen nur sadece Pavlos'un çevresinde
parlamış, bu nuru onun yanındakiler görmemişler, onlar sadece İsa'nın sesini
işitmişler, işitenlerin dilleri tutulmuş. Pavlos'un nuru gören gözleri, bu nurun
etkisi ile kör olmuş, sonra üç gün yememiş ve içmemiş.

Aynı kitabın 22. babında olay, bu sefer direkt
olarak Pavlos'un ağzından tekrar anlatılmış, ancak bu defa birinci anlatıma bazı
ilâveler yapılmış. Bu anlatıma göre vizyon, öğleye yakın meydana gelmiş, yani
zaman verilmiş, yer verilmiş, Şam'a yaklaştıkları sırada gökten inen nur,
Pavlos'un çevresinde parlamış ve sesi işitmiş. Ancak, buradaki anlatıma göre,
onunla birlikte seyahat eden arkadaşları bu defa nuru görmüşler, ama sesi
işitmemişler. Bu bâba göne hunu gören Pavlos'un gözleri, nurdan kör olmuş ama
yanındakiler nuru gördükleri halde gözlerine hiçbir şey olmamış olmalı, ki,
onlar Pavlos'u Şam'a götürmüşler. Bu bapta Pavlos'un Şam'da ne kadar kaldığı
yazılı değil (Kitab-ı Mukaddes, Resullerin İşleri, 22/6-11, s. 145). Aynı
kitabın 26. babında aynı olay, yine Pavlos'un ağzından çok daha değişik bir
biçimde anlatılıyor. Bu bâba göre vizyon, yine Şam yakınında öğle vakti meydana
gelmiş. 22. bapta öğleye yakın dendiği halde, bu defa öğle vakti diyor. Bu bâba
göre, gökten inen nur, bu sefer sadece Pavlos'un değil; onunla beraber seyahat
eden arkadaşlarının da etrafını sarmış, sadece Pavlos değil, bütün arkadaşları
hep beraber yere düşmüşler. Bu son bapta, nurdan dolayı gözü kör olan kimse yok,
onların nuru görüp görmedikleri sesi işitip işitmedikleri açıklanmamış, sadece
çevrelerine inen nurun etkisi ile yere düştükleri zikredilmiş, acaba nuru
gördüklerinden mi, yoksa nur onları çarptığından mı, bu belli değildir (Kitab-ı
Mukaddes, Resullerin İşleri, 26/13-14, s. 150).

Resullerin İşleri kitabının üç ayrı bâbında
anlatılan vizyon olayının vakti, 9. bapta hiç zikredilmemiş, 22. bapta öğleye
yakın denmiş, 26. bapta ise öğle vakti denmiş. Gökten inen nur, 9 ve 22.
baplarda sadece Pavlos'un, hem de arkadaşlarının çevresinde parlamış oluyor. 9.
bâba göre Hz. İsa'nın Pavlos'a hitâbını Pavlos'un arkadaşları işitmişler, 22.
bâba göre ise işitmemişler. Gökten inen nuru, 9. bâba göre ise görmüşler. 9.
Bâba göre Pavlos'un arkadaşları sesi işitmişler, ama nuru görmemişler. 22. Bâba
göre bunun tam tersi olmuş, arkadaşları sesi işitmemişler, ama ışığı görmüşler.
9 ve 22. baplara göre, olay olduğu sırada sadece Pavlos yere düşmüş,
yanındakiler yere düşmemişler. 26. Bâba göre ise, hem Pavlos, hem de arkadaşları
birlikte yere düşmüşler. 9. Bâba göre sesi işitince pavlos'un yanındakilerin
dilleri tutulmuş. Bu bapta Pavlos'un, ışığı gördüğü için gözleri kör olurken,
22. bapta aynı nuru gören arkadaşlarının gözleri kör olmamış. Pavlos'un gözünü
kör eden nur, neden arkadaşlarının gözlerini kör etmemiş, yoksa onların gözleri
daha mı dayanıklıydı? İşte Hz. İsa'dan altı sene sonra meydana geldiği ileri
sürülen bu vizyon olayı ile, Pavlos vahiy alıcı olarak ortaya çıkıyor, kendisine
bizzat Hz. İsa'nın vahyettiğini söylemek sûritiyle ortaya yeni bir dâvâ atıyor.
Bu Dâvânın başlangıç hâdisesinin tamamen vahiy ürünü olması gerekiyor ama, bu ne
biçim vahiydir ki, bir kitabın üç ayrı bâbında büyük çelişkiler ortaya çıkıyor.
Pavlos'un sözleri ise şöyle: "Çünkü ey kardeşler, size bildiriyorum ki, benim
tarafımdan vaz olunan İncil insana göre değildir. Çünkü ben onu insandan
almadım, ve öğretilmedim; fakat İsa Mesihin vahyiyle aldım." (Kitab-ı Mukaddes,
Galatyalılara Mektup, I/ 11-12, s. 193). Böylesine çelişkili bir haber vahiy
ürünü olabilir mi? Elbette olamaz, aksi takdirde vahiy veren, vahiy alanı
yanıltmış olur veya vahiy verici hata etmiş olur. İşte bir kitabın üç ayrı
bâbında dahi verdiği haberi kontrolden âciz bir yazar olan Luka, üçüncü İncilin
yazarı olarak da karşımıza çıkmaktadır.
Luka'nın
"Resullerin İşleri" isimli kitabında görülen çelişkiler ve tutarsızlıklar, onun
İncilinin değerini de ortaya koymaktadır. Madem İncil yazarları vahiy
alıyorlardı ve aldıkları bu vahiyle kitaplarını hatasız yazıyorlardı, İncil
yazarı Luka'ya ne oldu da bu büyük hataları yaptı? (9) Peki, kimdir bu
Pavlus?

İNCİL.
İncil; Anlam ve Mâhiyeti
Kur'ân-ı Kerim'de İncil Kavramı
Dört İncil; Yazılışı ve Elde Mevcut En Eski Nüshaları
Dört İncilin Muhtevâsı
Kilise Tarafından Sahte (Apokrif) Sayılan İnciller ve Barnaba İncili
Barnaba İncili
Kur'ân'a Göre Hıristiyanların İslâm'a Zıt Olan Bazı Temel İnançları Hıristiyanlar, Dinlerinde Aşırı Giderler
Hıristiyanlar ?Allah İsa'dır' Dediler
?İsa Allah'ın Oğludur'  Dediler
Hıristiyanlar Teslisi (Üçlü İlâh Anlayışını) Kabul Etmekle Kâfir Oldular
Hz. İsa'yı ve Annesi Meryem'i İlâh Edindiler
Din Adamlarını Ta ı Edindiler
Hıristiyanlıkta İbâdet
Muharref İncillerin Karanlık Yüzleri
Muharref İncillerdeki Yüzlerce Çelişkiye Örnekler
Muharref İncillerde Hz.İsa'nın Nesebi Konusunda Görülen Çelişkiler
Hz. İsa'nın Ataları
Hz. İsa (hâşâ) Lânetli miydi?.
Muharref İncillerde Havârilerle İlgili Çelişkiler
Havarilerin Kimler Olduğu Konusunda Bile İttifak Yoktur
Hz. İsa'nın ?İnsanoğlu? ve ?Allah'ın Oğlu? Olarak Anılması Konusundaki Çelişkiler
Hz. İsa'nın Tutuklanma Gecesinde Meydana Gelen Olaylarla İlgili Olarak Görülen Çelişkiler
Hz. İsa'nın Muhakeme Edilmesi, Çarmıha Gerilmesi ve Yeniden Dirilmesiyle İlgili Çelişkiler
Hz. İsa'nın Kudüs'e Giderken Bindiği Hayvanın Mâhiyeti Konusundaki Çelişkiler
Lânetlenen İncir Ağacı Konusunda Görülen Çelişkiler
Hz. İsa'nın Kendi Nefsi İçin Şehâdeti Konusunda Çelişkiler
Hz. Yahya ile ilgili Çelişkiler
Dans Sahneleri
Yunus'un Alâmeti
Muharref İncillerde Görülen Diğer Çelişkilere Birkaç Örnek. Hz. İsa, Hz. Dâvud'un Oğlu mu, Değil mi?.
Davud'un Hangi Oğlu Hz. İsa'nın Atasıdır?.
Davud'un Tahtı İsa'ya Verildi mi, Verilmedi mi?.
İsa'nın Dedesi Yakub mu, Heli mi?.
Unutulan Nesil
Kim Yardım İstedi, Yüzbaşı mı, İhtiyarlar mı?.
Çıkarken mi, Yaklaşırken mi? İki Kör mü, Bir Kör mü?.
Sıpa ile Beraber Eşek Var mıydı?.
Kızı İçin Yardım İsteyen Kadının Milliyeti ve Memleketi Neydi?
Zebedi'nin Oğullarının Anası mı Rica Etti, Oğulları mı?.
Haydutların Âkıbeti
Kabirlerden Çıkan Cinliler Kaç Kişiydi?.
İsa'yı Kaç Kişi Kefenledi ve Kabre Koydu?.
Kurtarıcı Allah mı, İsa mı?.
Mezarda Kaç Melek Gördüler?.
Yahûdi Şeriatı (Eski Ahit'teki Hükümler, Emir ve Yasaklar) Geçerli mi, Değil mi?.
Hükmetmek
Barış-Kılıç
Ana-Babaya Hürmet mi Gerekir, Buğz mu?.
İsa'nın Bir Cüzzamlıyı İyileştirmesi
Ölü Kızın Diriltilmesi
İsa, Havârilerinin Değnek Almalarına İzin Veriyor mu, Vermiyor mu?
Murdar Ruhun (Cinlerin) Domuzlara Girmesi
İsa'ya Ölürken Sirke mi Verdiler, Şarap mı?.
Yusuf'un Sülâlesi Kaç Kişi İdi?.
İsa, Kendisi mi Vaftiz Ediyordu, Şakirtleri mi?.
Baba ile Oğul Bir mi, Değil mi?.
Galile'den mi, Galile'ye mi?.
Yakup Var mı, Yok mu?.
Sağır ve Peltek Birini mi Getirdiler, Kalabalığı mı?.
İbrâhim ile Âdem Arasında Kaç Nesil Vardı? 19 mu, 20 mi? Kainan Fazla mı, Unutuldu mu?.
Hadımlık İyi mi, Kötü mü?.
Şarap İyi mi, Kötü mü?.
Muharref İncillere Göre Barış ve Savaş Anlayışı
Muharref İncillere Göre Hz. İsa'nın Kölelik Anlayışı
Muharref İncillere Göre Hz. İsa'da Irk Ayrımı
Muharref İncillere Göre Hadım Olmak ve Evlenmenin Güzel Görülmemesi
Muharref İncillere Göre Kadın Hakları ve Boşanma.
Ana-Babaya Buğz.
Servet Düşmanlığı ve Tembellik.
Muharref İncillerde Sömürü ve Faiz Anlayışı
Muharref İncillere Göre Hz. İsa'nın Suyu Şaraba Çevirmesi
Bir İslâm Peygamberi; Hz. İsa.
İncillere ve Hıristiyanlara Göre Hz. İsa.
Hz. İsa'nın Çarmıha Gerilmesiyle İlgili İncillerdeki Kuşkular
İncillere Göre Hz. İsa'nın Beşerî Yönleri
Hz. İsa'nın ilâhlığı
Körlerin Kör Kılavuzu Pavlus.
Pavlus Bir Ferisîdir
Pavlus Tarafından Hıristiyanlığa Geçen Hususlar
Hıristiyanlıkta Aslî Günah ve Bunun Keffâreti İçin Oğul'un Çarmıha Gerilmesi Anlayışı
Tefsirlerden İktibaslar
İncil ve Hıristiyanlıkla İlgili Bazı Kavramlar Ahd-i Atik
Ahd-i Cedid
Apokryphos İnciller
Ariusçuluk-Arianizm
Aslî Günah
Aziz (sint, saint)
Barnaba
Bible
Cizvitlik
Communion âyini
Ehl-i kitap
Ekanim-i selâse
Emmanuel
Engizisyon
Evlilik
Haç
Haramlar
Havârî