Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

69) Sünnetullah

69

69) Sünnetullah:

Allah'ın
sünneti, kanunu demektir. Lügatte "yol" mânâsına gelen sünnet, "Allah" adıyla
birlikte kullanıldığında, Allah'ın kâinatı idâre ederken koyduğu kurallar; Cenâb-ı
Allah'ın yaratıkları hakkındaki hüküm ve âdetleri anlamına gelir.

Kâinatta meydana gelen olaylar Allah'ın koyduğu birtakım kurallara, kanunlara
tâbidir; her şeyde bir sebep sonuç ilişkisi vardır. Evrenin yaratılışından
kıyâmet kopuncaya kadar tabiat olayları bu kanunlara bağlı olarak gerçekleşir.
Meselâ, neslin devamı erkek ve dişi canlının birleşmesi sonucunda oluşan
döllenme ile sağlanır. Her canlı doğar, büyür, yaşlanır ve ölür. Ateş yakıcıdır;
su ise söndürücü. Suyun kaldırma kuvveti; yerin çekim gücü vardır. Yağmurun
yağması için suyun buharlaşıp bulut haline gelmesi zorunludur... Kâinatta
insanlar tarafından alışılmış ne kadar tabiat kanunu varsa bunların hepsi
Allah'ın kâinatı yaratırken koyduğu kurallardır; normal şartlarda değişmez.
Ancak, bu İlâhî kanunlar eşyanın zorunlu bir neticesi olmadığından dolayı Allah
dilerse insanların alışageldikleri tabiat olaylarının dışında bazı hârikulâde
olayları da meydana getirmeye kaadirdir.

İkisi kulların te'dib ve salâhı ile ilgili olmak üzere sünnetullah üç kısımdır:

1- Gönderilen peygamberlerin bölgesinde
peygamberliklerine delâlet eden mûcizeleri gördüğü halde inad edip bir türlü
inanmayan ve peygamberleri yalanlayan kavimlerin helâk edilmesi sünnetullahtır.
Peygamberlerin doğruluklarına delâlet eden beyyine ve mûcizelerini gördükten
sonra halkın bir kısmı onlara inanırlar. İman edenlerden sonra geriye ıslâhı
mümkün olmayan kalpleri katılaşmış, inatçı, bozguncu ve şerli insanlar kalır.
İşte o zaman onlara helâk âyetleri gösterilir. Her zaman peygamberlerini
yalanlayan inatçı, zâlim kimse ve milletleri Allah Teâlâ cezâlandırmak için
helâk etmiştir. Kur'ân'da da anlatılan sünnetullah ve sünnetül-evvelîn'in ifâde
ettiği mânâ budur.

"Çünkü onlar yeryüzünde büyüklenmek, fenâ ve hileli tuzaklar kurmak istiyorlar.
Halbuki kötü düzen ona ehil olandan başkasını sormaz. Onlar, daha evvelki
ümmetler hakkında cârî olan kanundan başkasını mı bekliyorlar? Sen Allah'ın
kanununda asla bir değişiklik bulamazsın, sen Allah'ın kanununda asla bir
döneklik de bulamazsın.? (Fâtır: 35/43).

Hz.
Peygamber (s.a.s.) de Allah'ın bu sünneti hakkında

"Ümmetler peygamberleri yalanladıkları ve emrine âsî oldukları zaman, Allah
onları helâk etmek sûretiyle peygamberlerinin gözünü aydınlatıp memnun eder"
buyurmuştur.[1]

2- "Allah, kendilerindeki güzel şeyleri
(ahlâkı) bozup değiştirmedikçe bir kavme verdiği şeyleri (nimetleri) değiştirip
almaz. (Güzel ahlâkını bozması sebebiyle) bir kavme fenâlık dileyince, artık
onun reddine bir çare yoktur. Onlar için Allah'tan başka hiç bir velî ve
yardımcı da yoktur." (Ra'd: 13/11) âyetinin hükmü gereği, İlâhî sünnet ve
âdeti şöyle ifade etmek mümkündür: Allah Teâlâ bir topluma iman, güzel ahlâk,
amel ve sa'y ü gayret gibi nefislerindeki kemâlât sebebiyle verdiği nimetlerin
değiştirilip alınmasını, yine ahlâksızlık, küfür, gayretsizlik ve ciddiyetsizlik
gibi kötü halleri kazanmasına bağlamıştır. "el-Hükmü li'l-ekser". Bir millet
hakkında Allah'ın hükmü çoğunluğun iyi veya kötü olmasına bağlıdır. İyiler
çoğunlukta olursa, iyilik, âfiyet ve diğer güzel haller husûle gelir; kötüler
çoğunlukta olursa, fitne, musîbet, düşman tasallutu ve hezimetler gibi
fenâlıklar meydana gelir ve pek çok nimet elden gider. Göz göre göre pek çok
fırsatlar kaçırılır. Yarıdan az iyilerin bulunması yetmez. Kurunun yanı sıra yaş
da yanar.

İman, amel, ahlâk gibi nefislerindeki kemâlâta bağlı olmadan bazı toplumlara
verilip alınan nimetler, bu konunun dışındadır.

3- Yüce Allah, atomlardan yıldız, gezegen
ve göklerin durum ve hareketlerine kadar birtakım kanunlar koymuştur:

"Böylece onları yedi gök olarak iki günde (devirde) var etti ve her göğe içini
(kanununu) emretti (yerleştirdi)..." (Fussılet:
41/12).
Bu
kanunlar, eşya ve olaylar arasındaki sâbit nispetlerdir. İlmi çalışmaları
esnâsında, insanlar, bunların bir kısmını gözlemleyerek formüle etmeğe muvaffak
olmuşlardır. Bunlara ilimde, değişmez münâsebetler denir. Fizik, Kimya ve
Biyoloji kanunları gibi. Bu kanunlar, zorunlu olmayıp mümkün ve hâdistirler;
kıyâmete kadar değişmezler. Meselâ, Allah Teâlâ, dünyada canlıları yaratmış,
sonra bunları tekrar tekrar yaratmayı (canlıların cinslerinin devamını) tohum
hücrelerine bağlamıştır. Her canlı cinsinin tohumundan o canlı cinsine ait
fertler vücûda getirilir. Buğdaydan buğday biter, arpa bitmez. Koyundan koyun
doğar, kurt doğmaz. Fakat her canlı cinsinin tohum hücrelerine o canlının
planını koyan ve bundan canlıyı yaratan Allah'tır.

Tabiat kanunları (eşya hakkındaki sünnetullah) eşyanın özünden gelen ne bir
emir, ne de müstakil olan bir kuvvettir. Çünkü atomlar ve bunlardan meydana
gelen eşya ve canlıların vücudunda malzeme olarak kullanılan elementler; cansız,
şuursuz, akılsız, âtıl ve dağılıp saçılan şeylerdir.[2]
Eşya üzerindeki bu kanunların değişmezliği kendi zatlarından gelmeyip bunları
yaratıp koyan böyle istediği için bir müddet sâbittirler. Bunlar, Allah'ın
irâdesi ve emri altındadırlar. Allah dilerse, bunları değiştirir, yerine
başkalarını koyar. Nasıl ki bir otomobilin yapılış ve işleyişi akıllı bir
yapıcıya muhtaçsa; kâinatın düzenli işleyiş ve hareketleri de şuurlu ve bilgili
bir yaratıcıya muhtaçtır. Otomobilin yapıcısı isterse, onun hızını artırmak gibi
işleyiş tarzında değişikliği yapabilir veya onun hızını durdurabilir. Kâinata
işleyiş düzenini veren zat da isterse onun bu düzenini değiştirebilir ve tekrar
da ona eski nizamını verebilir.

Allah Teâlâ'nın yarattığı her şey mümkündür. Mümkün; varlığı ve yokluğu zâtının
muktezâsı (özünün gereği) olmayan, varlığı da yokluğu da eşit bulunan, var
olması ve devam etmesi için mutlaka bir sebep ve yaratıcıya muhtaç olan şey,
kanun ve olaydır. Mümkün, şöyle de târif edilebilir: Akılda, öznesi ile yüklemi
arasında çelişiklik bulunmayan bir fikir ve tasavvurdur ki, hâriçte buna tekabül
edecek varlığı için mutlaka bir sebep ve yaratıcıya muhtaç olur. Bu yaratıcı da
varlığı mümkün olmayıp vâcib bi-zâtihî (zâtından dolayı zorunlu) olan ve
varlığında hiçbir şeye muhtaç olmayan Allah'tır.

Mümkinler hâriçte var olmaları itibarıyla ikiye ayrılır.



[1]
Müslim, Fadâil, 81.

[2]
Nahl: 16/20-21.

ALLAH (C.C.) Allah Lafzı; Anlam ve Mâhiyeti
Varlıkların Türleri
1) Vâcibu'l-Vücûd
2) Mümkinu'l-Vücûd
3) Mümteniu'l-Vücûd
A) Aklî Deliller 1) Hudûs (So adan Varolma) Delilleriyle Allah'ın Varlığını İspat.
a) Cisimlerin So adan Yaratılması Esasına Dayanan Delil.
b) İhtirâ (İcat Etme) Delîli.
c) Terkip Delili.
2) İmkân Delîli
3) İbdâ' ve İllet-i Gâiyye Delîli
B) Naklî Deliller
Allah'ın Varlığına İcmâlî Birkaç Delil
1- İmkân Delîli
2- Hudûs Delîli
3- Hayat Delîli
4- İntizâm Delîli
5- San'at Delîli
6- Hikmet Ve Gâye Delîli
7- Şefkat-Merhamet Ve Rızık Delîli
8- Yardımlaşma Delîli
9- Temizlik Delîli
10- Sîmâlar Delîli
11- Sevk-i İlâhî Delîli
12- Rûh Ve Vicdân Delîli
13- Fıtrat Ve Tarih Delîli
14- Duygular Delîli
15- İttifak Delîli
16- Kur'ân Delîli
17- Peygamberler Delîli
"Allah? Kelimesinin İçerdiği Anlam ..
Allah'a İman
Allah Teâlâ'nın Birliği
ALLAH TEÂLÂ'NIN SIFATLARI
Kur'ân-ı Kerim Allah Teâlâ'yı Bize Nasıl Anlatıyor
Kur'ân-ı Kerim'de Allah'a İman ve O'nun Bazı İsim ve Sıfatları
Konuyla İlgili Hadis-i Şeriflerden Bazıları
YÜCE ALLAH'IN İSİMLERİ ?ESMA-İ HÜSNA? .
SIFAT-I İLAHİYYE .
1- Sıfat-ı Nefsiyye
2- Sıfat-ı Selbiyye (Tenzihat)
3- Sıfat-ı Sübûtiyye (Sıfat-ı Zatiyye)
4- Esmaül-Hüsna'nın Delalet Ettiği Sıfat ve Manalar
5- Haberî Sıfatlar
İstivâ
Nüzul
SIFÂT-I SELBİYYE .
SIFAT-I ZÂTİYYE .
1) VÜCUT ..
VACİBU'L-VÜCUD ..
2) KIDEM ...
3) BEKA ..
4) MUHÂLEFETÜ'N Lİ'L-HAVÂDİS .
5) KIYÂM Bİ-NEFSİHÎ
6) VAHDÂNİYET ..
SIFÂT-I SÜBUTİYYE .
1) HAYAT ..
2) İLİM ...
3) SEMÎ'
4) BASAR ..
5) İRÂDE .
İrâde-i Külliyye ve İrâde-i Cüz'iyye
a- Tekvinî İrâde
b- Teşriî irâde
a) Yaratma İradesi (İrâde-i Tekviniye)
b) Yasama İradesi (İrâde-i Teşriiye)
6) KUDRET ..
7) KELÂM ...
8) TEKVÎN ..
Tekvin Sıfatının İsbatı
RUYETULLAH .. Ru'yetullah; Allah'ın Görülmesi
Rü'yetin Dünyadaki Cevazı
Rü'yetin Âhiretteki Vücûbu
Allah Teâlâ'yı Görmek Mümkün müdür ? .
ALLAH'I İNKAR .. Allah'ı İnkar Etmede Önemli Olan Üç Etken . 1) Kibir ve İnat
2) Cehâlet
3) Tâğutların İfsadı
Allah'sız Bir Dünyayı Kimler İster? .
Allah İnancı Olmayan Toplum Modelinin Zararları
Allah'ı Düşündüren Kâinat Ayetleri
Yegâne Yaratıcı Allah'ı İnkâr Edenleri Düşünmeye Dâvet Bu Şiiri Kim Yazdı? .
Fabrika .
Tasvir
Allah'ı İnkâra Dayalı Felsefî Akımlar 1) Ateizm; Allah Tanımazlık .
2) Darwinizm ..
3) Naturalizm ..
Tabiat Nedir? .
Tabiat (Doğa) Yaratıcı Olabilir mi? .
4) Pantheisme .
5) Pozitivizm ..
Bilimlerin Dilinden .
Bak ve Düşün!
İlimler
6) İdealizm ..
İslâm Felsefesi mi? .
7) Reenkarnasyon .
8) Hedonizm ..
Niçin Yaşıyoruz? .
Beşer ve İnsan
Kitaplıktaki Kedi