Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

İrtidâd, İrticâ/Gericilik Demektir; Mürted de Mürtecî/Gerici

İrtidâd



İrtidâd,
İrticâ/Gericilik Demektir; Mürted de Mürtecî/Gerici

Gerici; geriye dönmek isteyen,
geride kalan dönemi ve bu dönemin değer yargılarını benimseyen, özleyen kişi ve
bu kişinin niteliğine denir. Gerici ve gericilik kavramları mürteci ve irtica
kelimeleriyle de dile getirilir.
Gericilik, kavram olarak
zamansal bir geriye dönüş isteğini de içermekle birlikte, temelde değerlerle
ilgilidir. Bu nedenle savunduğu değerlerin geçmişe, geride kalan bir döneme ait
olup olmaması değil; bu değerlerin mâhiyeti, niteliği kişiyi gerici ya da
mürtecî yapar. Bu temel anlamına karşılık İslâm toplumlarının Batılılaşmasından,
Batılı câhilî değerlerin egemenliği altına girmesinden sonra gerici ve gericilik
deyimleri İslâm dışı yönetimler ve işbirlikçisi kimseler tarafından tam tersi
anlamda, siyasal ve ideolojik bir suçlama ve sindirme aracı olarak kullanılmaya
başlandı. Gerçek anlamdaki gericiler, siyasal güçlerine dayanarak bu kullanımla
İslam'ı topluma yeniden hâkim kılma mücâdelesi veren müslümanlara gerici,
mürtecî; İslâm'a da gericilik, irticâ nitelikleri yamamaya çalışmaktadırlar.
Gericiliğin temel nitelikleri,
câhiliye kavramının ihtivâ ettiği anlamlarla ifâde edilebilir. Bunlar, Râğıb el-İsfehânî
izlenerek söylenirse; bilgisizlik, gerçek dışı ve yanlış inanç, yanlış davranış
olarak tesbit edilebilir. Kur'an'a göre bilgisiz insanlar kişisel arzu ve
hevâları peşinde koşar; diledikleri gibi yaşamak, istedikleri gibi kanunlar
koymak isterler ve bu nedenle doğru yoldan saparlar (6/En'âm, 119). Diğer bir
özellikleri de hevâlarına uygun çeşitli ideolojiler (emâniy, ümniye) geliştirmek
(2/Bakara, 78) ve bunu yaparken zanlarına dayanmaktır (6/En'âm, 116). Bu
etkenler câhilî bir sistem, bir hayat, düşünce ve inanç biçimi oluşturur. Bu
sistemin temel özelliği şirktir. Şirk, ya Allah'ın ilâhlığını, Rablığını,
Melikliğini tanımama ya da Allah'a bu ve benzeri konularda ortaklar tanıma
biçiminde kendini gösterir. Şirkin toplum hayatındaki başlıca pratik sonuç ve
işaretleri evrende ve insan hayatında Allah'tan başka bir yaratıcı, öldürücü,
tasarruf edici, boyun eğilecek, sevilecek, korkulacak, tevekkül edilecek, hüküm
ve kanunlar koyacak varlık, kişi ya da kurumlar tanımaktır. Şirkin davranışlar
alanındaki sonucu ise, bu tür kişi ve kurumların koydukları kanun ve kurallara
gönüllü olarak boyun eğmek, itaat etmektir.
Kur'an'ın öngördüğü inanç,
düşünce ve hayat biçiminin dışında beşerî istekler, ideolojiler ve zanlara
dayalı bilgiler doğrultusunda oluşturulan toplumsal düzenler, şirk düzenleri, eş
deyişle câhiliye düzenleridir esas irticâ/gericilik. Böyle bir toplum modeli
peşinde koşan insan, bu model; ister geçmişte uygulanan bir model olsun, ister
henüz uygulanma imkânı olmayan bir tasarı olsun; adı ister Demokrasi, ister
Sosyalizm; isterse Komünizm ya da Faşizm olsun, gericidir, mürtecidir.
Gerici ve gericilik kavramları
İslâmî terminoloji içerisinde mürtecî ve irticâ kavramlarının yanısıra mürted-irtidâd,
münâfık-münâfıklık, fâsık-fısk, tâğî-tuğyân, mücrim-cürm gibi başka kavramlarla
da anlam ilişkileri içindedir. Bir İslâm toplumunda câhilî eğilimler, önlemler
içindeki kişi, itikadî ve amelî durumuna göre mürted, münâfık, fâsık gibi adlar
alır. İslâm'ın öngördüğü inanç ve toplum yapısını kabul ettiği halde sonradan
bunu reddederek herhangi bir câhilî inanç sistemini, toplum modelini benimseyen
kişi, İslâm'la bütün bağlarını keserek geriye dönmüş, irtidâd etmiş, mürted
olmuştur. İrtidâd, gericiliğin en kesin ve açık biçimini oluşturur. Câhili inanç
esaslarını terketmeden çeşitli nedenlerle İslâm'ı benimsemiş görünen ve hayatını
müslümanlar arasında sürdüren münâfıklar da gericidirler. Bunlar, içlerinde
taşıdıkları inançları ve bu inançların yansıması olan gerici eğilimleri zaman
zaman davranışlarında, düşünce ve hayat biçimlerinde göstermek zorunda kalırlar.
Gericiliğin bu biçimi gizli, ama İslâm toplumu için en tehlikeli olamdır.
İrtidâd ve münâfıklık boyutlarına ulaşmayan kimi gericilik biçimleri de kişinin
İslâm hüküm ve kuralları karşısındaki tutumu; benimseyerek sürdürdüğü câhiliye
gelenek, görenek ve davranışlarına göre fısk, tuğyân, cürm gibi çeşitli adlarla
ifâde edilir. Bütün bunlar kişiyi İslâm'ın doğru ve aydınlık yolundan saptırıcı
ve belli bir cezayı gerektirici gerici davranışı belirtirler.
İslâm'ın değerler açısından
baktığı gerici ve gericilik kavramlarına çağdaş câhil ve gerici dünya daha çok
zamansal açıdan, eskilik-yenilik, gerilik-ilerilik kavramlarının yedeğinde
bakar. Buna göre gerici, yeni olana direnerek eski olanı korumaya çalışan ya da
tarihin tekerleğini geriye döndürmeye çalışan kişidir. Bu tanıma göre gerici,
ilericinin karşısında yer alır ve gericilik; bilgisizlik, tutuculuk, sağcılık
gibi kavramlarla ilişkilendirilir. Tanım, doğal olarak eski olanın kötülüğü,
yeni olanın iyiliği kabulüne dayanmaktadır. Buna göre müslümanlar gerici, İslâm
da gericiliktir. Bu yargı şöyle açıklanır: "Kendilerinin değerli buldukları
düzeni ve kurumları değişime karşı şiddetle savunan muhâfazakârlar, bu
uğraşlarında başarısızlığa uğradıkları takdirde, bir kısmı yeni beliren düzeni
evrenin işleyişinin kaçınılmaz sonucu olarak kabul edecektir. Fakat eski
ideallerini hâlâ benimsemekte devam eden mağlup olmuş muhâfazakâr ister istemez
bir "gerici' olacaktır. Yeni gelişen dünyayı tenkid edecek ve gelecekte, eskiden
varolmuş olduğuna inandığı "altın bir çağı' tekrar yaşamak için harekete
geçecektir" (Ahmet Yücekök, Türkiye'de Din ve Siyaset, s. 90).
Alışılmış Batılı bakışı
yansıtan bu değerlendirmenin, yanlışlığı, tutarsızlığı açıktır. Çünkü belli bir
inanç biçiminin ve buna bağlı değerler düzeni ile toplum modelinin zaman
bakımından önce ya da sonra oluşu, onun iyilik ya da kötülüğünün, gerilik ya da
ileriliğinin ölçütü olamaz. İslâm'ın Türkiye'de terkedilmiş bir inanç ve toplum
modelini temsil etmesi, doğal olarak, onun kötülük ve geriliğini göstermez. Bu
nedenle Türkiye'de ya da dünyanın herhangi bir yerinde mevcut sistem yerine
İslâm'ı öngören, İslâm'ı geçirmeye çalışan müslümana gerici denemez.
Müslümanlar, toplumu tarihin belli bir zamanına döndürme amacı peşinde
değillerdir. Tam tersine, insanların, içinde bulundukları koşullara göre
oluşturdukları bir inancı ve toplumsal düzeni değil, zaman ve mekânın üstünde
bir kaynaktan gelen ve bütün zamanlar için geçerli olan evrensel bir inanç ve
değerler düzenini amaçlamaktadırlar. Bu inanç ve değerler düzeni ise Garaudy'nin
deyişiyle "bilim, teknik, millet, para, cinsellik, büyüme gibi sahte tanrılar
üretilerek oluşturulan politeizm (çok tanrıcılık) üzerine kurulan çağdaş
uygarlığın iflâsının artık iyice anlaşıldığı günümüzde bütün insanlığın önünde
duran kurtarıcı tek seçenektir" (Garaudy, İslâm ve İnsanlığın Geleceği, s. 29).
Dolayısıyla müslümanların gerici, İslâm'ın gericilik gibi gösterilmesi,
Kur'an'ın terimleriyle söylenirse zanlarına dayanan, hevâları ve ideolojileri (ümniye)
peşinde koşan sapkın kişilerin câhilî değerlendirmelerinin bir işaretinden başka
birşey değildir.[1]
Nakıl ve akıl çerçevesinde irticâ/gericilik, başta mürtedlik ve her çeşit şirk
için bir sıfat; mürtecî/igerici de, adı, dünya görüşü, diploması, kültürü ve
yaşadığı zamanı ne olursa olsun her çeşit mürted ve müşriğin temel vasfıdır.

Gerek sözlük ve gerekse
ıstılahî mânâsından anlıyoruz ki, irtidâd, bir geri dönüş hareketidir. Kaynaklar
bunu ?ric'at? veya ?rücû? olarak da ifâde eder. İslâm'dan geri dönen, aynı
zamanda Hak Dinden ?rucû? ve ?irticâ? etmiş demektir. Geri dönüş ve irticâ;
bilgisizliğe, inkâra ve küfre rücû ettiğinden ?câhiliyye?ye sapmış olur. İslâm'a
ulaşmak, onu gerçek hayat ve bilgi kaynağı, dosdoğru yol kabul etmek, ilmin ta
kendisine sahip olmakla, hidâyetle özdeştir. Câhiliyye ise, Allah'ı ve O'nun
indirdiği hak hükümleri bilmemek/tanımamak veya inkâr etmek olduğundan
bilgisizlik ve cehâlettir. O halde zaman zaman İslâm düşmanları tarafından
hakaret ve itham ifâdesi olarak İslâm için kullanılan ?irticâ?, ?mürtecîlik?,
yani ?gericilik?, ?geriye dönüş? aslında ilkel ve modern her çeşit küfür ve şirk
için, İslâm dışı hayat görüşleri için kullanılabilir/kullanılmalıdır. İslâm'ı
bildiği halde ve özellikle müslümanlıktan sonra başka bir dünya görüşü ve yaşama
biçimi (ideoloji/din) seçenlerdir ?mürtecî?, ?gerici?. Çünkü onlar, İslâm'ın
dışına çıkmakla geriye dönük bir hareket yapmış ve câhiliyyeye sapmış
kimselerdir. Mü'minler, ?Rabbim Allah? demişler ve kaalû belâ'da vermiş
oldukları bu sözden (7/A'râf, 172) ve Allah'ın hidâyetinden dönmezler, döneklik
yapmazlar. İrtidâd, bir geri dönüştür, dönekliktir. Hem de gerçek ilimden ve
mutlak hakikatten, fazîlet ve erdemden geri dönüş ve irticâdır. Bu
anlamda İslâm, her zaman ve gerçek ilmîliği, ilericiliği (hem de dünya ile
sınırlı olmayan, âhireti de kuşatan istikbal anlayışı, ilericilik ve tekâmülü)
temsil eder. Mürted kişi; zulmün, fıskın, küfrün ve sapıklığın, kısacası
câhiliyyenin bataklığına döndüğü için bir ?mü'min? iken kazandığı yüce ve
şerefli mevkiini kaybetmiş, ahsen-i takvîmden esfel-i sâfilîne irtidâd ile redd
olunmuştur (95/Tîn, 4-5). Müslüman, bir mürtedin/döneğin/gericinin bu aşağılık
ve câhilî inanış ve yaşayışına göre elbette çok üstün ve çok ileridir.
?...Eğer gerçekten iman
etmişseniz, siz üstünsünüz.? (3/Âl-i İmrân, 139).
?...İzzet/üstünlük/şeref,
ancak Allah'ın ve Peygamberi'nin ve mü'minlerindir. Fakat münâfıklar bunu
bilmezler.? (63/Münâfıkûn, 8).
İmandan sonra
küfre düşme ihtimalini ateşe atılmak olarak gören ve imanını en kıymetli bir
mücevher gibi koruyan, İslâm düşmanı bilinçli mürtedlerle mücâdeleyi
bayraklaştıran muvahhid gençlere selâm olsun!






[1]
Ahmed Özalp, Şamil İslâm Ansiklopedisi, c. 2, s. 232-233.

İRTİDÂD.. İrtidâd; Anlam ve Mâhiyeti
Geniş Anlamda İrtidâd ya da Riddet Nedir
İrtidâd, Neden Küfrün En Az Rastlanan Türüdür.
Kur'ân-ı Kerim Mürtedler Hakkında Ne Diyor
İrtidâd, Aynı Zamanda Bir İslam Hukuku Konusudur.
Mürtedin Kişiliği
Mürted.
İrtidat Sebepleri
Fıkhî İctihadlara Göre Mürtedin Cezası
Mürtedin Öldürülmesinin Hikmeti
İrtidatın Başlaması
1) Dinden Tamamen Dönenler
2) Namazla Zekâtı Birbirinden Ayıranlar
Ridde Savaşları
Halid bin Velid'in Tuleyha Meselesini Çözümlemesi
Benû Âmir, Havâzin ve Suleymlilerin İrtidâdı
Kur'ân-ı Kerim'de İrtidâd Kavramı
Bir Tefsirden İktibas.
Hadis-i Şeriflerde İrtidât Kavramı
Mürtede Verilecek Dünyevî Cezânın Tahlili
İrtidadın Dünyevî Cezası Yoktur Diyenlerin Delilleri
Gizli İrtidâd.
Şirkin Çağdaş Yansımaları; Özendirilen ve Dayatılan Mürtedlik.
Güncel Câhilî Eğitimde Şirk
İttibâ Şirki
Mürtedliğe Giden Yollar Mürtedliğe Yol Açan Sebepler
Bir Müslümanı Mürted Yapan Tavırlar
Elfâz-ı Küfür
Çevrede Çokça Duyulan Elfâz-ı Küfürden Bazıları (Söyleyeni Şirke Düşürmesinden  Korkulan, Müslümanları Mürted Yapmasından Endişe Edilen Çirkin Sözler) 1) Allah'la İlgil
2) Dinle İlgili
3) Cennet, Melek ve Kaderle İlgili
Ef'âl-i Küfür
1) Puta Tapmak
2) Mushafı Pisliğe Atmak Gibi Saygısızca Davranmak
3) Gayr-i Müslimlerin Tapınaklarına İbâdet Kasdıyla Gitmek
4) İbâdet Kasdıyla Herhangi Bir Şahsa Secde Etmek
5) Ölülerden Duâ Ederek Bir Şey İstemek, Kabirleri Tapınak Yapmak
6) Haç Takınmak
7) Ğıyar ve Zünnâr
8) Mecûsî ve Yahûdi Şapkası
9) Sihir
Müşrik ve Mürtedlerle Mücâdele.
Şirk, Küfür ve İrtidaddan Korunma Yolları
İrtidâd, İrticâ/Gericilik Demektir; Mürted de Mürtecî/Gerici
Konuyla İlgili Geniş Bilgi Alınabilecek Kaynaklar