Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Beşincisi Allah'tan Gelen Hareket Metodu, Davayı Dava Adamından Daha Üstün Tutar.

Beşincisi

Beşincisi:
Allah'tan Gelen Hareket Metodu, Davayı Dava Adamından Daha Üstün Tutar.

Kur'an ayetleri ve Rasulullah (s.a.s)'in hadis-i
şerifleri üzerinde düşünen bir kimse açık olarak görecektir ki; Allah-u Teala
rasulleri gönderdiği zaman rasullere ve rasullere tabi olanlara bu davanın
yücelmesi ve yeryüzünde Allah'ın şeriatının hakim olması için bütün güçleriyle
çalışmalarını, gerektiğinde mallarını ve canlarını bu uğurda feda etmelerini,
Allah yolunda çalışmanın bütün dünya değerlerinden daha kıymetli olduğunu
belirterek bunun tercih edilmesi gerektiğini emreder.

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

"Ahiret hayatına karşı dünya hayatını satanlar
Allah yolunda savaşsınlar. Kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galib
gelirse biz ona ilerde büyük bir mükafat vereceğiz."
(Nisa:74)

"Ey Muhammed! De ki: Eğer babalarınız,
oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, akrabalarınız, elde ettiğiniz mallar,
durgunluğundan korktuğunuz ticaret ve hoşlandığınız evleriniz Allah'tan,
Rasul'ünden ve Allah yolunda cihad etmekten sizin için daha sevgili ise Allah'ın
emri gelinceye kadar bekleyin. Allah fasıkları hidayete erdirmez."
(Tevbe: 24)

"Ey iman edenler! Size ne oluyor da "Allah
yolunda cihada çıkın" denildiğinde ağırdan alarak bulunduğunuz yerden kımıldamak
istemiyorsunuz? Yoksa siz ahireti bırakıp sadece dünya hayatına mı razı oldunuz?
Halbuki dünya hayatının geçici zevki ahiret saadeti yanında pek az ve
değersizdir." (Tevbe: 38)

"Sizden öncekilerin başına gelenlerin benzeri
sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi zannediyorsunuz? Onlara
yoksulluk ve sıkıntılar dokunmuştu. Ve şiddetle sarsılmışlardı. Öyle ki rasul ve
onunla beraber iman edenler; "Allah'ın yardımı ne zaman gelecek" demişlerdi.
Bilin ki Allah'ın yardımı çok yakındır."
(Bakara: 214)
Dava adamının nefsinde, davanın; kendi nefsinden
mallarından ve herşeyden üstün olduğu şuuru yerleştiği zaman, artık cahiliyyeye
karşı olan savaşın üslubu kullanılan diğer savaş üsluplarından daha değişik bir
şekil alır. Çünkü onların kullandıkları üsluplarda dava adamlarının maslahatı
göz önüne alınır, böylece dava adamının mal ve canını korumak, davadan daha
üstün tutulmuş olur. Fakat dava, dava adamlarından üstün tutulduğunda artık dava
için çalışılınır. Böylece kafirlere karşı takınılan tavır daha aktif bir hale
gelir.

"Buruc suresinde Ashab-ul Uhdud kıssası
anlatılırken mü'minler için yoldaki işaretler belirtilmiştir. İleride başlarına
gelecek şeyleri benimsemek için Allah'ın gizli gayb hazinesindeki hikmetine
uygun olarak müslümanların nefisleri hazırlanmaktadır."

"Yeryüzünün hesaplarına göre bu durumda dikta ve
despotizm imana üstün gelmiştir. Ama bu yüce, hayırlı ve şerefli kitlenin
ruhlarında yer eden ve onları o zirvelere yükselten, düşmanları karşısında üstün
kılan ve direnme azmi veren imana gelince... Bu imanla dikta rejimleri arasında
cereyan eden savaşta iman gerçeği hiç göz önünde bulundurulmuyor.

Bu hadise üzerinde nakledilen rivayetlerin hiç
birisi Kur'an ayetlerinin zikrettiği kadar keskin ve açık değildir. Aslında
Allah-u Teala o zalim despotları yeryüzünde işledikleri iğrenç suçlarından
dolayı mahvetmiştir."

Allah'ın ölçüsünde en büyük değer akidenin
taşıdığı değerdir... Allah'ın pazarında en çok revaç bulan mal iman malıdır.
Zaferin en üstün şekli ruhun maddeye karşı zaferidir. İnancın acılara karşı
üstünlüğüdür... İmanın fitneye karşı galibiyetidir... İşte bu hadisede de
mü'minlerin ruhu korku ve elemlere galip geliyor. Yeryüzünün cazibelerine ve
hayatın çekiciliklerine muzaffer oluyor. Fitneyi öyle bir mağlubiyete uğratıyor
ki bütün asırlar boyunca insanlık hep böyle bir zaferin müjdesini bekliyor...
İşte en büyük zafer...

"Uzak veya yakın diğer örnekler yanında uhdud
hadisesi asla ifade edilemeyen bir örnektir. Bu olay mü'minlerin kurtulmadığına
ve kafirlerin dünyada cezalandırılmadığına örnek olarak kalacaktır. Bunun sebebi
de Allah davasının taraftarları olan mü'minlerin hissinde bu gerçeğin yer etmesi
ve kendilerinin elinde birşey olmadığını, bütün meselelerin ve akide konusunun
Allah'a ait olduğunun anlatılmasıdır. Onların görevi sadece üzerlerine düşeni
yerine getirip gitmektir. Onların üzerine düşen görev Allah yolunu seçip akideyi
hayata tercih edip, iman ederek fitnelere üstün gelmek, amel ve niyetleriyle
Allah'a yönelmektir. Sonra Allah hem onlara hem düşmanlarına yapacağını yapar...
Tıpkı kendi davasına ve dinine istediğini yaptığı gibi... Ve onlar da sonunda
iman tarihinin tanıdığı şahid olduğu sonuçlardan birisine ulaşacaklar veya
onların bizzat gördüğü ve bildiği neticelerden birisine erişeceklerdir.

Onlar Allah indinde ücretli olarak
tutulmuşlardır. Allah nerede, nasıl ve ne şekilde isterse öylece çalışırlar ve
belirli bir ücret alırlar. Ama ellerinde kendi yararlarına veya zararlarına bu
daveti yönetme yetkisi yoktur. Çünkü bu, iş sahibinin vazifesidir. Yoksa işçinin
değil..."

"Bunun yanı sıra da Kur'an'ın öğütleriyle
birlikte yürüyen Rasul terbiyesi yer alıyordu. Gönülleri ve gözleri cennete
çeviriyor, bulunulan her devrede başa gelebilecek tüm zorluk, eziyet ve
işkencelere sabretmeye çağırıyordu. Neticede Allah dünya ve ahirette dilediğini
yapar...

Rasulullah (s.a.s) Ammar'ı ve anasıyla babasını
Mekke'de korkunç işkenceler altında inlerken görüyor ama "sabredin ey Yasir
ailesi!.. Sizin yeriniz cennettir" demekten başka birşey söylemiyordu.

Habbab b. Eret anlatıyor: Diyor ki:

"Birgün Rasulullah (s.a.s) Kabe'nin gölgesinde
hırkasına dayanmış otururken halimizden şikayet ettik ve dedik ki:

- "Bize zafer dilemeyecek misin? Bizim için dua
etmeyecek misin?" Bunun üzerine şöyle buyurdu:

-"Sizden önce öyle şeyler olmuştu ki, adam
tutuluyor, yere gömülüyor,sonra bir testere getiriliyor, ve başının üzerine
konularak biçilip iki parçaya ayrılıyordu. Geriye kalan eti ve kemiği ise
demirden taraklarla taranıyordu. Ama bu yine de onun dininden uzaklaşmasına
sebep olmuyordu. Allah'a yemin ederim ki Allah bu davayı mutlaka üstün getirecek
ve sonuçta kişi kurt, koyunlarının yanında olduğu halde Sana'dan Hadramud'a
gidecek ve Allah'dan başka kimseden korkmayacak. Ama siz acele etmek
istiyorsunuz..."

(Buhari)
(Yoldaki İşaretler s:168-177)

Bilinen bir gerçektir ki bu şekilde davanın dava
adamından daha üstün tutulması, modern davetçilerin katında "tehlikeye atılmak"
olarak nitelendirilmektedir. Fakat Allah (c.c) bu konuda tam tersini
söylemektedir.

İSLAMIN HAREKET METODU.. Önsöz.
Seyyid Kutub'un Kısaca Hayatı
1) İslam'a Yönelişten Önceki Aşama.
2) İslam'a Genel Olarak Yöneliş Aşaması
3) Sınırları Belli İslam'i Yöneliş Aşaması
Giriş.
İslami Hareket Metodu.
İslami Hakim Kilmak İçin Allah'in Bildirdiği Metodla Hareket Etmek Mutlaka Gereklidir
Allah'tan Gelen Hareket Metodunun Özellikleri
Birincisi İslami Hareket Metodu Pratik Bir Metoddur.
İkincisi İslami Hareket Ciddi Ve Pratiktir.
Üçüncüsü İslami Hareket Metodu Yapıcı Ve Hareketlidir.
Dördüncüsü İslami Hareket Metodu Merhalelidir.
Beşincisi Allah'tan Gelen Hareket Metodu, Davayı Dava Adamından Daha Üstün Tutar.
Altıncısı Allah'tan Gelen Hareket Metodunun Yeryüzünde Belli Bir Hedefi Vardır
Yedincisi Allah'tan Gelen Hareket Metodu Kolaylaştırılmış Bir Metoddur.
Sekizincisi Allah'tan Gelen Hareket Metodu Kadere Ve Tevekküle Inanan Bir Hareket Metodudur.
Allah'tan Gelen Hareket Metodunun Bölümleri
1- İslami Cemaatin Doğuşunun Gerekliliği
2- Doğuşun  Kaçınılmazlığı
3- Yeni Doğan Cemaatin Özellikleri
4) Sağlam Bir Karakter Ve Güzel Bir Ahlaka Sahip Olmak
5) Teşkilatın Sağlam Yapılı Olması
6) Teşkilatın Başında Liderin İlim Ve Basiret Sahibi Güvenilir Bir Müslüman Olması.
7) Bu Cemaatin Fertlerini Sadece Allah Rasulünün Ve Müslüman Liderin Velayetinde Olmaları, Cahili Toplum Ve Bu Toplumun Liderleriyle Herhangi Bir Dostluk Ve Ilişki Içine Girmemeleri...
4- Yol Azığı
5- Yıkma Ve İnşa Etme İçin Gerekli Aletler
A- İslam'ı Açıklamak
B- Hareket
6- Birinci Adım İslami Akideye Davet.
Akide Üzerinde Bu Kadar uzun Süre Durulmasının Ve Bu Süre İçinde Başka Meselelerin ele Alınmasının Sebebleri
7- Bu Yolda İlerlerken Karşılaşılacak Şeyler
a) Sebat
b) Allah'a Ve Rasulüne Itaat Etmek. Zikir Ve Dua Vasıtısıyla Allah'a Yaklaşmak.
c) Münakaşa ve İhtilaftan Uzak Kalmak.
d) Sabretmek
e) Maddi Hazırlık.
f) Sağlam Bir Temel Oluşturmadan, Davayı Geniş Bir Şekilde Yaymaktan Sakınmak Gerekir.
g) Davanın Menfaati Daima Dava Adamının Menfaatinden Önce Gelir.
Müslümanlar'i Tekfir Meselesi
1- Seyyid Kutub Kimleri Tekfir Ediyor?.
2- Seyyid Kutub'un Tekfir Ettiği Ve Lailahe Illallah'a Gereği Gibi Şehadet Etmeyen Kimselerin Özellikleri Nelerdir? 
3- Seyyid Kutub'un Delilleri
Cahil Taplum Ve Dar'ul Harb.