Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Hile Ve Aldatma Çeşitleri

Hile Ve Aldatma Çeşitleri


Hile
Ve Aldatma Çeşitleri



1. Fiilî hile Taraflardan birisinin diğerini
etkilemek ve alış-verişe râzı etmek için birtakım hileli hareketler yapmasıdır.
Meselâ; kalitesi düşük bir mala aynı cins fakat kaliteli bir malın damgasını
vurmak, kalori değeri yüksek olan kömüre düşük kalitelisini karıştırmak, sütsüz
ineğin memelerini bağlayarak süt biriktirmek ve alıcıya süt varmış gibi
göstermek, otomobilin büyük ölçüde çürümüş olan kaportasını macun ve boya ile
kapatarak satışa arzetmek ve böylece piyasa fiyatının üstünde, fâhiş gabin
derecesinde bir satış bedeli ile satmaya çalışmak, fiili hileye örnek
gösterilebilir

2. Sözlü hile Taraflar birbirini etkilemek ve
akde râzı etmek için, bir takım aldatıcı ve yanıltıcı sözlerle malın reklâmını
yapmış olabilirler. Burada da amaç, malın tercih edilmesini sağlamak veya
müşteriyi yüksek fiyat konusunda etkilemektir. Meselâ; satılanı mevcut olmayan
niteliklerle övmek, malın kusurunu gizlemek, üçüncü bir kişi aracılığı ile
fiyatın yükseltilmesini sağlamak bunlar arasındadır.

Reklâmın, diğer benzer mal sahipleri için yıkıcı
rekabet özelliği taşımaması gerekir. Ebû Hureyre (r.a)'den şöyle dediği rivâyet
edilmiştir: "Rasûlüllah (s.a.s.) şehirlinin köylü adına satış yapmasını ve
müşteri kızıştırıp satış yapılmasını yasaklardı. Yine o; "Bir kimse
kardeşinin satışı üzerine satış yapmaz, bir kıza dünürlük üzerine dünür
göndermez. Bir kadın, onun kabındaki nimeti, kendi kabına doldurmak için, mü'min
kardeşi olan bir kadının boşanmasını istemez" buyurdu (Buhârî, Büyû' 58, 64,
70, Şurût 8; Müslim, Nikâh 52, Büyû' 11, Birr 30).

Şehirlinin köylü adına satışı bir komisyonculuk
olup, karaborsacılığa ve piyasaya kontrollü mal sürülerek fiyatların
yükselmesine neden olur. Müşteri kızıştırma; başkalarının o malı tercih
ettikleri imajını vermek için gerçek alıcı olmayanların alıcı gibi davranması
anlamına gelir. Bu da bir çeşit hileli reklâm yolu olup yasaklanmıştır.
Başkasının satışı üzerine satış yapmama ise, haksız rekabet yoluyla, diğer
satıcıları saf dışı bırakma ve çeşitli yollarla onların satışını engellemedir
(bk. ez-Zebîdi, S. Buhârî Tecrîd-i Sarih Terc, Kâmil Miras, Ankara 1984, VI,
486, 487).

İmam Mâlik'e göre, piyasa fiyatından ne aşağı ve
ne de yukarı bir fiyatla satış yapılmamalıdır. Piyasa fiyatı, ticaret yapanların
büyük çoğunluğunun islâmî esaslar içinde serbest rekabetle oluşturduğu satış
bedelleridir. Bu görüşün dayandığı delil; Hz. Ömer'in, Hâtıb b. Ebî Beltea (r.a)
ya söylediği narh'la ilgili sözlerle, Ömer b. Abdülazîz'in uygulamasıdır. II.
Ömer'in hilâfeti zamanında bir bölge halkı, diğer bölge halkını engellemek için
fiyatlarında bir indirim yapmışlardı. Halîfe fiyatların Allah'ın elinde olduğunu
belirterek, kendilerinden bu duruma son vermelerini istedi (el-Bâci, el-Munteka,
V, 17-18).

Ebû Hanife'ye göre, bir menkul veya gayri
menkulü paylaşma hakkına sahip olanların, sırf fiyatları yükseltmek amacıyla,
aralarında anlaşarak ortaklık kurmaları caiz değildir. Bu görüş, günümüzdeki
hileli bazı reklâm ve yollarla hisse senedi fiyatlarının yükseltilmesini de
kapsamına almaktadır. İşte İbn Teymiyye (ö. 728/1327) ve İbn Kayyim el-Cevziyye
(ö. 750/ 1350) bu görüşü ticaret kesimine de teşmil ederek şöyle demişlerdir:
"Belli bir mal çeşidini alıp satmakta olan bir grup tüccar, piyasa fiyatından
daha düşük ve kendi kararlaştırdıkları bir fiyatla satın alarak zulüm ederlerse
ve sattıklarını da piyasa fiyatından daha yüksek bir fiyata satar ve aralarında
ortaklık kurup, elde ettiklerini bölüşürlerse, bu işten alıkonulurlar." (İbn
Teymiyye, el-Hisbe fil-İslâm, 1967, s. 16)

Burada öngörülen yasaklama ile, günümüz
ekonomilerinde görülen "kartel" uygulaması aynı niteliktedir. Kartel; çeşitli
firmaların aralarında rekabete yer vermemek ve piyasayı istismar etmek amacıyla
kurdukları bir birliktir. Bunlar, satış pazarlarını birleştirme, sürüm
pazarlarını aralarında paylaşma, ortak büro açma ve asgarî bir satış bedeli
belirleme gibi amaçlarla kurulur (Feridun Ergin, İktisat, İstanbul 1964, s:
311-315).

Günümüzde, radyo, televizyon, gazete ve
dergilerde yapılan reklâmlar büyük harcamalara yol açmakta ve bunlar maliyetleri
etkilemektedir. Bunların İslâm hukuku bakımından maliyete eklenip eklenmemesi
önemli bir problemdir. Mal sahibinin malın alımı, nakli ve pazarlaması sırasında
yapacağı masraflar, malda veya kıymetinde bir artış meydana getirmişse bu
girdiler mâliyete eklenebilir. Nakliye, dikiş, cilâlama, boyama, tamir ve bakım
masrafları bunlar arasında sayılabilir (el-Kasâni, Bedayius-Sanayi', Beyrut
1974, V, 223; İbnül-Hümam, Fethül-Kadir, Mısır 1316/ 1868, V. 225). Komisyoncu
ücretinin eklenmesi de caiz görülmüştür (el-Kâsani, a.g.e., V, 223).

Ancak mal sahibinin kendi şahsı için yaptığı
yeme, içme, yatıp kalkma vb. masraflarla, çoban, bekçi, doktor veya veteriner
masrafları ana paraya eklenmez. Çünkü bunlar malda veya kıymetinde artış meydana
getirecek nitelikte değildir. Ayrıca bu konuda açık örf de yoktur (es-Serahsi,
el-Mebsût, Beyrut 1398/1978, XIII, 80-81; el-Fetava'l-Hindiyye, III,162).

Sonuç olarak, reklâm masraflarının reklâmı
yapılacak malın kendisinde veya kıymetinde doğrudan bir artış sağlayacak bir
nitelikte olmadığı dikkate alınırsa, bunların mâliyete eklenmemesi gerekir.
Çünkü mâliyete eklenen reklâm harcamaları müşterilere yansıtılmış olur.
Alıcıların böyle bir yükün altına sokulması bedelsiz kalır. Diğer yandan, satıcı
reklâmlar sayesinde oluşacak sürümden fazla kazanç elde eder. Bu yüzden, reklâm
masraflarının fazla sürüm kârından karşılanması daha adaletli bir çözüm olur.
Böylece aşırı reklâm yapma isteği frenlenmiş ve reklâm yapanla yapmayan arasında
da ticari denge kurulmuş olur.


[1]








[1]
10Hamdi Döndüren, Şamil İslâm Ansiklopedisi, c. 5, s. 244-245

İSRÂF.
İsrâf; Anlam ve Mâhiyeti
Kur'an'da İsrafın Mânâları
Müsrif; İsrafçı, Savurgan.
Cimrilik; İsrâfın Zıddı Olan Aşırılık.
İktisad; Harcamada Orta Yol
İnsan İktisadın Dışında Kalabilir mi?.
Menfaat
Cömertlik; Allah'ın Verdiğini Allah Yolunda Sarfetmek.
Sehâvet
Cûd
Îsâr
Saçıp Savuranlar Şeytanın Kardeşleridir
Kur'ân-ı Kerim'de isrâf Kavramı
Hadis-i Şeriflerde İsrâf Kavramı
Reklâm; İsrâfı Emreden Şeytânî İllüzyon.
Hile Ve Aldatma Çeşitleri
Kapitalizm; Tüketimi ve İsrâfı Dayatan Rejim..
Mal; Dünya Varlığı
a) Mütekavvim mal
b) Gayri mütekavvim mal
c) Menkul mal
d) Gayri menkul mal
e) Mislî mal
f) Kıyemî mal
g) Tüketime elverişli (istihlâkî) mal
h) Kullanmaya elverişli (isti'mâlî) mal
Mal-Mülk Allah'ındır
Rızıktaki Farklılığın Hikmetleri
Rızık Genişliği İmtihanı Karşısında Müslümanın Tutumu.
İnfak; İsrafın Alternatifi
İnfakın Fayda ve Hikmetleri
İnfak, Zekât ve Her Türlü Cömertlik, Malın Mülkün Gerçek Sahibini Hatırlatır ve Kişinin Emanet Bilincini Güçlendirir
İnfak, Zekât ve Her Türlü Cömertlik, Ferdi/Kişiyi Maddeperestlikten Korur; Kalpteki Dünya Sevgisine Karşı Bir İlâç Olur
İnfak ve Cömertlik İhtiras Zincirini Kırar, İnsanı Hırstan Korur, Nefsin Maraz ve İletini Tedâvi Eder
Zekât, İnfak ve Cömertlik Kişiyi Cimrilikten Korur, Cömertleştirir
Cömertlik; İsrâf ve Lüks Gibi Şeytanî Eğilimleri Azaltır
Cömertlik Kalbin Katılaşmasını Önler; Kalbe Sevinç, Mutluluk ve Huzur Verir
Cömertlik Halka Şefkat ve Merhameti Arttırır, Dost Kazanmaya Sebep Olur
Cömertlik, İnsanı Bir Şeye Muhtaç Olup Onsuz Olamama Tiryakiliğinden Kurtarır; Allah'tan başkasına İhtiyaç Duymama Faziletine Yükseltir
Allah İçin Cömertlik, Malı Ebedîleştirir
Zekât, İnfak Gibi Cömertlikler Malı Çoğaltır, Bereketini Arttırır
Mal Yığma.
Yeme-İçmede İsraf Az Yemenin Dindeki Önemi ve Faydaları
Yiyeceklerin Temiz ve Helâlinden Yararlanmak
Tefsirlerden İktibaslar
Fakirlik Kaygısı ve İğrenç Fiiller
Tüketim Çılgınlığı ve İnsanımız.
Çerçeveyi Belirlemek
Efsânelerin Yanlışlarını Ortaya Koymak
Tüketim Çılgınlığı Konusunda Birbirimizi Eğitmek
Değişime Kendinizden Başlayın
Dünyaya, İsrafla Harcamak İçin Değil; Âhirete Azık Postalamaya Geldik!
İsrâf Konusuyla İlgili Âyet-i Kerimeler
Konuyla İlgili Geniş Bilgi Alınabilecek Kaynaklar