Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Gereklilik

Gereklilik

Gereklilik:

Borç almanın gerekli olup
olmadığı, bir diğer ifadeyle onun zorunlu mu, keyfî mi olduğu husûsunda objektif
değerler ortaya koymak mümkün değildir. Bu, ancak sübjektif değerlendirmelere
konu olabilecek bir kavramdır ve tamamıyla ?kişiye özel?dir. Meselâ, bazıları
?iki gönül bir olunca samanlık seyran olur? özdeyişinin ihtivâ ettiği ana fikre
göre hayatlarını tanzim etmiş ve bir gecekonduda hiçbir şikâyetleri olmadan
yaşamaktadırlar. Bazıları da günümüzde kahir ekseriyetin kabullendiği anlayışı
esas alımş ve her şeyi tam tekmil bir dairede yaşamayı, hayatlarının
vazgeçilemez, tâviz verilemez bir zorunluluğu kabul etmiş ve onun için
milyarlarla ifade edilebilecek borca girmişlerdir. Bu açıdan borç almada
gereklilik şahısların değerlendirmelerine göre değişebilecek olan bir ilkedir.

Bu konuda müslümanları
istikamete sevk edecek olan husus, iman, huzur ve kanaat kaynaklı dünya
görüşüdür. Bunu da çok net çizgiler halinde bize Kur'ân-ı Kerim ve sahih sünnet
sunmaktadır. İlgili âyet-i kerîmelerin yanı sıra, Hz. Peygamber (s.a.s.)'in
hayat standardı bizim için en güzel örnektir. Özellikle Medine döneminde her
şeye sahip olabilecek imkânlar içinde iken, O'nun kendi seçimiyle ?sevâd-ı
âzam?ın hayat standardıını tercih etmesi, tûl-ı emeller içine girmemesi, üstelik
hemen her gün sabah akşam; ?Allah'm! Günahtan ve borçtan Sana sığınırım?
(Buhârî, İstikrâz 10) diye duâ ederek Rabbine yalvarması, başka bir şeye ihtiyaç
bırakmayan örneklerdir. Evet, borç almak, başka çıkar yolun olmadığı ve
kalmadığı bir zamanda denenecek yol olmalıdır.
Ayrıca, Hz. Âişe vâlidemizin
rivâyet etmiş oldu bir hadis-i şerif, borcu ödeyememenin, insanı götürebileceği
uçuruma işaret etmektedir: Allah Rasûlü; ?Allah'ım! Günahtan ve borçtan Sana
sığınırım? duâsını devamlı yapınca, merakını yenemeyen bir sahabî; ?Yâ
Rasûlallah! Borçtan ne kadar da çok Allah'a sığınıyorsun!?? demişti. Bunun
üzerine Rasûlullah (s.a.s.): ?Kişi borçlandığı zaman (ödeyemediğinde, belki)
yalan söyleyebilir; söz verir, mümkün ki, sözünde durmayabilir? (Buhârî,
İstikrâz 10) buyurur. Bu hadiste dikkati çeken hususlardan birincisi, borç ve
günahın ortak ifadelerle Allah'tan sığınılması; ikincisi de; borcu ödeyememe
durumunda girilecek olan muhtemel fâsit dairedir. Yalan söylemek ve sözünde
durmamakla girilecek olan bu kısır döngünün, burada noktalanacağını ümit etmek
fazla hayalcilik olur. Onların insanı yine aynı cinsten başka başka günahlara
sürükleyeceği muhakkaktır.
Ayrıca yalan söyleme ve sözünde
durmamanın, bir hadiste ifade edildiği gibi, münâfıklık alâmeti olduğunu
unutmamak lâzımdır.