Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

İslâmiyet'ten Önce Kölelik

İslâmiyet


İslâmiyet'ten
Önce Kölelik

Eski çağlarda kölelik, bütün
kavimlerde ortak bir kavramdı; kölesiz bir toplum düşünülemezdi. Toplumların
ekonomik hayatı için köle vazgeçilmez bir unsur idi. Aynı zamanda bütün maddî
ihtiyaçları köleler giderir, ev işi görür, tarlalarda çalışırlardı. Hatta
bugünkü toplumlarda saygıdeğer meslekler sayılan hizmetleri bile köleler
görürlerdi. Çünkü bu meslekleri para karşılığında özgür kişilerin yerine
getirmesi utanç verici olarak görülüyordu. Roma'da bazı köleler köylerde
kâhyalar tarafından çok kötü muâmeleye mâruz kalıyorlar ve toprakla birlikte
alınıp satılıyorlardı. Bu tutum, "toprak köleliği" kavramını doğurdu. M.Ö. 2.
yüzyıldan başlayarak Romalılarda lüks ve eğlenceye düşkünlük artınca köleler bir
eğlence aracı haline geldiler.[1]

Köleliğin gelişimine yardım
eden kaynaklar çok çeşitli idi. Harplerde esir alınıp köle edinilenlerin
yanında, korsanlık ve kaçırma ile insanlar köle haline getirilebiliyorlardı.
Öldürmek, çalmak, zina etmek gibi birtakım suçları işleyenler köleliğe mahkûm
ediliyorlardı. Borçlunun borcunu ödeyememesi de bazı hukuklarda köle edilmesi
için yeterliydi. Babanın çocuğunu köle olarak satması mümkünken, belli bir para
karşılığında kişinin kendini satma yetkisi mevcuttu. Bütün bunlara babası hür de
olsa, köle bir anneden doğan çocuğun köle statüsünde olması köle toplumuna her
gün binlerce insan katıyordu. O kadar ki birçok milletlerde köle adedinin özgür
insanların sayısını kat kat aştığı görülüyordu.[2]
İslâmiyet'e kadar köleliğin
kaldırılmasına yönelik ciddi bir çaba gözükmemektedir. Hatta Antik Çağın ünlü
filozofları kölelik kurumunu doğal ve gerekli görmektedirler. Ayrıca Tevrat'ta
da, İncil'de de kölelerin âzâd edilmesinden bahsedilmemektedir. St. Thomas
d'Aquino'ya göre ise kölelik, Hz. Âdem'in ilk günahının kaçılmaz sonucudur.[3]
Bazı yerlerde tarih boyunca görülen köle ayaklanmalarının başlıca sebebi ise
kölelik kurumu olmayıp, kendilerine karşı uygulanan işkence ve kıyımlardır.
Bunlardan biri M.Ö. 73 yılında Sicilya Adası'nda meydana gelen Spartaküs
isyanıdır. Ayaklanmanın sebebi, Romalı aristokratların kölelere karşı
davranışlarıydı. Kutlama törenlerinde güçlü kölelere güreş tutturuluyor ve
güreşte kazanan, seyircileri eğlendirmek için rakibini öldürmek zorunda
kalıyordu. Spartaküs, Roma ve Kuzey Afrika'nın kölelerini etrafında toplayarak
Roma'ya savaş açtı. Kısmî başarılarından sonra altı bin köle Roma'ya giden yol
üzerinde çarmıha gerildi.[4]

İslâmiyet, geldiği dönemde
köleliği, ekonomi ve geçimin yükünü sırtında taşıyan önemli bir kurum olarak
buldu. Araplar'da kölelerin çoğunluğu siyah tenliydi. Köle değerli ve menkul
mallardan sayılırdı; alınır, satılır, miras bırakılır, kiralanırdı. Bir köle ya
da câriyeye bir'den çok adam ortak olarak sahip olabiliyordu. Câriye sahipleri,
onların fuhşa düşmelerine sebep olabiliyorlardı.[5]
Bir bütün olarak kölelik
kurumuna baktığımızda, bu kurumun iki ayırt edici özelliği olduğunu görürüz.
Bunlardan birisi, kölenin bir mal olması, yani başka bir insan tarafından mülk
edinilebilmesidir. Bu anlamda kölenin insan olmasının fazla bir önemi yoktur.
Yani köle toplumsal ilişkilerde bir özne değil; nesne olarak görülür. Kölenin
diğer bir özelliği ise, herhangi bir üretim aracına sahip olmaması, dolayısıyla
belirli durumlarda özerk olabilse de, kullandığı ve ürettiği her şeyin sahibinin
olmasıdır.[6]








[1]
Özcan Karadeniz-C. Celiban, Roma Hukuku, A.Ü. Hukuk Fak. Y. Ank. 1986, s.
129-131





[2]
Ali Abdülvâhid Vâfi, İslâmiyet'e Göre Kölelik, A.Ü.İ.F. Dergisi, Ank, 1961,
s. 208




[3]
M. Akif Aydın, M. Hamidullah, T.D.V. İslâm Ansiklopedisi, Köle md. Örnek
Fasikül, İst. 1986




[4]
Mahmut Talegâni, İslâm ve Mülkiyet, Yöneliş Y. İst. 1989, s. 234




[5]
İzzet Derveze, Kur'an'a Göre Hz. Muhammed'in Hayatı, Yöneliş Y. İst. 1989,
c. 1, s. 217-218




[6]
Hasan Kanbolat-Erol Taymaz, Kafkas-Osmanlı İlişkileri ve Köle Ticareti,
Tarih ve Toplum, İletişim Y. İstanbul 1990, c. 14, s. 36

KÖLELİK.. Abd/Köle; Anlam ve Mâhiyeti
Köleliğin Tarihî Seyri
Eski Türklerde
Arap Câhiliyyesinde Kölelik
Köleliğin Kaynakları
1- Savaşlar
2- Özellikle Beyaz Olmayanların Zulümle Köle Yapılması
3- Suçluların Kölelikle Cezalandırılması
4- İnsanın Kendini Veya Çocuğunu Köle Olarak Satması
5- Bulunan İnsanın Köleleştirilmesi
6- Borçluluk
7- Serflik/İşçilik
8- Köle Çocuğu Olmak
9- Ticaret Yoluyla
10- Haydutluk vb. Sebepler
İslâm'a Göre Köleliğin Temel Kaynağı Olan Savaş Esirlerinin Köleleştirilmesi
Kur'ân-ı Kerim'de Köle ve Kölelik.
Hadis-i Şeriflerde Kölelik.
Kölenin Hukukî Statüsü.
Fıkhî Eserlerde Kölenin Hukukî Statüsü
1- İnanç ve İbâdet Hürriyeti Bakımından
2- Muâmelât ve Ukubât Bakımından
Kölelerin Hak ve Görevleri
Fıkhî Hükümlere Göre Câriyelerden Cinsî Yönde Yararlanma Şartları
Kölelik Mantığı ve Naklî-Aklî Değerlerle Çatışması
İslâmiyet'ten Önce Kölelik
İslâm'ın Kölelik Kurumuna Bakışı
1) Köle Âzâdına Teşvik
2) Keffâret İçin Köle Âzâdı
3) Mükâtebe
4) Zekâttan Kölelerin Özgürlüğü İçin Pay Ayrılması
Câriyelik ve Câriyeler
Emevî ve Abbâsilerin Saltanat Döneminde Köle ve Câriye.
Osmanlılar Döneminde Câriye.
Gedikli Câriye
Osmanlılarda Köle
Câriyelerin Avret Yeri; Dine Bundan Büyük İftira Olamaz "Örtünmelerini Din Yasaklıyor!".
Köle Âzâd Etme ve Önemi
Kölelikle İlgili Bazı Kelime ve Terimler Kul
Reâyâ
Devşirme
Esir (Esâret)
Esirci
Esir Pazarı
İnsan Avcısı
İstifrâş
Halayık
Câriye
Gedikli Câriye
Odalık
Hasodalık
Haseki
Kadınefendi
İkbal ve Gözde
Hadım
Akağa
Haremağası
Kızlarağası
Ğulâm, Ğılman
Mevâlî
Tedbir (Müdebber)
Mükâtebe
Ümmü Veled
Itk (Âzât)
Pençik
Forsa
Kölelik Çok Önceleri Kalkmış Olmalı Değil miydi?.
1) Kaçırma Yoluyla Kölelik
2) Ailenin Satışı
3) Hediye Yoluyla Kölelik
4) Anlaşma Üzerine Köle Verme
Kölelik Gerçekten Kalktı mı? Modern Kölelik ve Özgürlük Üzerine Düşünceler
Konuyla İlgili Geniş Bilgi Alınabilecek Kaynaklar