Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Stresin İlâcı, Allah Korkusudur

Stresin İlâcı

Stresin İlâcı,
Allah Korkusudur

Çağımızın en önemli ve en
yaygın problemlerinden biri olan stres, bilindiği gibi, aşırı gerginlik
demektir; dış etkenlerin organizmada, iç organlarda ve metabolizmada oluşturduğu
bozukluklara denir. Küçük problemler, çözümlenmeden biriktirilip insanın
taşıyamayacağı hale gelince, bu sorunların çeşitli ruhî hastalıklara dönüşmesi
stresin en önemli göstergesidir. Daha büyük bir korkudan dolayı, diğer küçük
korku ve kaygılarını unutan kimseler strese düşmezler. Kur'ân-ı Kerim, bu
sonucun elde edilmesini, bu dünya hayatını ?bir oyun ve eğlence? görmeye,
dünyevî kaygılardan sıyrılarak Allah'tan korkmaya bağlar. ?Dünya hayatı bir
oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Müttakî olanlar (Allah'tan gereği
gibi korkup haramlardan sakınanlar) için âhiret yurdu muhakkak ki daha
hayırlıdır. Hâlâ akıl erdiremiyor musunuz?? (6/En'âm, 32) ?Doğrusu dünya
hayatı, ancak bir oyun ve eğlencedir. Eğer iman eder ve korkup sakınırsanız
Allah size mükâfatınızı verir. Ve sizden mallarınızı (tamamen sarfetmenizi)
istemez.? (47/Muhammed, 36 ve bkz. 29/Ankebût, 64; 57/Hadîd, 20)
Küçükler plastik araba, yap boz
ev veya oyuncak bebekle oynarken; büyükler bunların sahicileriyle
oyalanmaktadır. Çeşitli oyunlar, nasıl çocukların karakterlerini ortaya
çıkarıyorsa, büyüklerin kişiliklerini, emaneti sahiplenerek taşıyıp taşımama
meyillerini, emniyetli olma veya güvensizliklerini de dünya hayatı ortaya
çıkaracaktır. Oyun ve eğlence, tamamen çıkarsız bir yarış ve oyalanmadır. Oyunun
ayrılmaz niteliği de ?geçici? olmasıdır. Çıkarsız ve geçici bir yarış, insanı,
özellikle mü'mini pek kaygılandırmamalıdır. Öyleyse, dünya tutkusunu,
dünyevîleşmeyi kırarak, her bireye Allah korkusunu kuvvetle telkin eden
dinin, ruhlara ve dolayısıyla fizikî bünyelere şifâ verici rolü her türlü
ilâçtan daha mühimdir. Din, mensuplarına şunları tavsiye eder: Yaratıcıyı
unutmamak, O'nun karşısında böbürlenmemek, O'nun için secdeye kapanmak, O'na
korku ve umutla duâ etmek, ulaşılan refahı diğer insanlarla paylaşmak (32/Secde,
15-16).
Modern insan, kendisini özgür
ve güvenli sanmaktadır. Bu özgürlük ve güven duygusu aldatıcıdır. O, teknolojik
ve endüstriyel nimetlere (bu şekliyle nimet denilirse tabii), kendi bilgi ve
becerisiyle değil; Allah'ın fırsat ve imkân verip bağışıyla kavuştuğuna
inanmalıdır. Üstünlük/ müstekbirlik taslamamalı, yalancı ve geçici güvene
aldanmamalıdır. Gerçek güvene kavuşmak istiyorsa, dünyevî emniyetten çok ilâhî
güvene sığınmalıdır. (14)