Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular
Ahiret, Bilimsel Açıdan da Ölümün Çağrıştırdığı Bir Gerçektir.
Ahiret
Ahiret, Bilimsel
Açıdan da Ölümün Çağrıştırdığı Bir Gerçektir.
Duygular ve eğilimler, gerçeklerin
habercileridir. İnsan, en karmaşık gerçekleri bile doğasındaki duygular ve
eğilimler sayesinde algılama imkanını bulur. İşte ölüm olayının da temelinde
inkâr edilemez bazı gerçekler vardır ki bunlar insanı daima meşgul etmiştir.
Belirtmek gerekir ki ölüm denince
hemen herkes kendi içinde gizli bir huzursuzluk yaşar. Ancak hiç bir insan ölümü,
tamamen yok olup gitmek gibi bir sonuç olarak düşünmez ve düşünemez; Hatta
böyle düşünmeyi bile beceremez. Çünkü ölüm denince iki önemli nokta sözkonusu
olur. Bunlardan biri, ?Hiçlik?
ya da ?Yokluk?
kavramıdır. Diğeri ise, hiçliğin asla tasavvur bile edilemeyeceği gerçeğidir.
Bu noktada, insandaki bütün duygu
ve eğilimlerin mutlak surette gerçek olan şeylerle ilintili bulunduklarını
unutmamak gerekir. Kurgu, temel gerçekleri duyumsama açısından spekülasyon
değildir. Yani bir şey eğer gerçekte varsa, insan onu düşünür, ya da düşünebilir.
Aksine mutlak yokluğu düşünmek mümkün değildir. Onun için ?Yokluk? kavramı,
?Var? olabilecek şeylerin, henüz bulunmuyor olmaları ilgisiyle kullanılır.
İşte bu nedenledir ki insan, ölüm sonrası bir hayatı düşünebilmektedir, hatta
düşünmek zorundadır.
İnsanın, ölüm denince geçici olarak
içsel bir huzursuzluk duyması ise aslında ölümden sonra yeniden yaşanacak olan
gerçeklerin bir çağrışımıdır. Çünkü insanın düşünme mekânizmasında metafizik
ve ?Amorphe? gerçekleri bile rahatça duyumsayabilen kabiliyetler vardır.
Nitekim bu gerçeklerden biri de ölüm sonrası ebedî hayattır ki insan işte bu
hakikatı, sahip bulunduğu doğal bir dispozisyon sayesinde duyumsar.
[1]
[1]
Ferit Aydın, İslam'da İnanç Sistemi,
Kahraman Yayınları: 281.