Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Kureyş İleri Gelenleri Gizlice Kur'an Dinliyor

Kureyş İleri Gelenleri Gizlice Kur

Kureyş İleri
Gelenleri Gizlice Kur'an Dinliyor

"Biz onların onu senden
dinlediklerini biliyoruz, ama bir araya gelince zalimler: 'Siz ancak büyülenmiş
bir adama tâbi oluyorsunuz' diyorlar. Bak seni nelere kıyas ettiler de nasıl
sapıklığa düştüler. Artık doğru yolu bulamıyorlar." (17/İsrâ, 47)
Ebu Süfyan bin Harb, Ebucehil
bin Hişam, Ahnes b. Şurayk bir gece gizlice Rasulullah'ın Kur'an okumasını
dinlemeğe giderler. Birinin diğerinden haberi yoktur. Her biri bir yerde
gizlenir. Hz. Peygamber'e kulak verir, şafak atıncaya kadar Kur'an dinlerler.
Şafak atınca evlerine dönerken yolda karşılaşırlar. Birbirlerini, dolayısıyla
kendilerini ayıplarlar. "Böyle bir âdet çıkarmayalım, sonra akılsızlar (halk)
duyarsa başlarına bir iş getirmiş oluruz, der ve dönerler. Ama
Kur'an'ın kalplerindeki izi onları ikinci gece aynı yere iter. Herkes bir yere
oturmuş, Kur'an dinlemiştir. Sabaha yakın evlerine dönerken tekrar yolda
karşılaşırlar. Yine birbirlerini ayıplar, ilk sözlerini tekrarlarlar. Üçüncü
gece olunca yine her biri diğerinden habersiz olarak Rasulullah'ın evi etrafında
gizlendikleri yerlerini alırlar. Gece dinler, şafak atınca dönerler. İlahî
takdir bu; Onları yine yolda karşılaştırır. Birbirlerine derler ki:
-- Artık bir daha buraya
gelmemeğe and içelim.
Bir daha dönmemeye and içerler
ve ayrılırlar. O sabah, Ahnes değneğini eline alır, Ebusüfyan'a gider:
-- Ey Ebu Hanzale, der.
Muhammed'den dinlediklerin hakkında fikrin nedir?
-- Vallahi, ey Ebu Sa'lebe,
ondan öyle sözler işittim ki, hem manasını biliyorum, hem de istenildiğini
anlıyorum. Öyle şeyler de işittim ki, ne manasını ve ne de ne istenildiğini
bilmiyorum.
Ahnes, oradan Ebucehil'e gider:
-- Ey Ebu Hakem, Muhammed'den
dinlediklerin hakkında fikrin nedir?
-- Muhammed'den dinlediklerim
hakkında mı? Bak, biz Abd-i Menaf oğullarıyla öteden beri rekabet edegeldik.
Onlar yedirdiler, biz de yedirdik; onlar verdiler, biz de verdik. Öyle ki, daima
yarış atları gibi berabere kaldık. Şimdi onlar: "Bizden bir peygamber çıktı; ona
gökten vahiy geliyor" diyorlar. Biz buna nasıl ulaşacağız? Andolsun ki, O'na
asla inanmaz ve O'nu tasdik etmeyiz. (8)
Kur'an'ın bu ferman okumasına
karşı fesahatte son derece ileri gitmiş olan Araplar âciz kaldılar, hiçbir edip
ve hatip kalkıp onun bir ayetine benzer bir şey yapamadı. İslam'ı söndürmek için
kılıca başvurdular, canlarını, mallarını, evlatlarını tehlikeye attılar da
edebiyat yoluyla, kalem yoluyla cevap veremediler. Eğer lisanla, yazıyla karşı
koymaya güçleri yetseydi, elbette bu daha kolaydı ve bunu tercih ederlerdi. Bunu
yapabilmek için uğraşmadılar değil, uğraştılar ama çabaları boşa çıktı.