Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

PEYGAMBER, PEYGAMBERLİK

PEYGAMBER

PEYGAMBER, PEYGAMBERLİK

Peygamber kelimesi, Farsça bir bir kelime olup,
Sözlükte, haber getiren kimse demektir. Rasul ve nebi kelimesinin karşılığıdır.
Peygamber: Allah'ın, kullarına dinini bildirmek için görevlendirdiği seçkin
kimselerdir. Kur'an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde peygamber kavramı olarak
?Nebi? ve ?Rasul? kavramları geçer.[1]

Haber getiren kişi. Allahu Teâlâ'nın kullarına
emir ve yasaklarını bildirmek ve onlara hakkı, doğruyu ve yanlışı açıklamak
üzere seçip görevlendirdiği ilahî elçi. Kur'an-ı Kerim' de; "nebi" veya
"enbiya", bazan da "resul" veya "rusul" diye geçer.

"Nebi", arapça bir kelime olup, "nebe' "
kökünden türetilmiştir. Muhbir, yani "haber verici" anlamına gelir. Ancak nebe',
herhangi bir haber değil; bize bildirilen fevkâlade değerde, çok önemli bir
haber, bir tebliğ demektir. Nebe', yalnız, doğruluğunda hiç şüphe olmayan bir
haber için kullanılabilir.[2]
Nebi'nin manası, Allah'ın, seçtiği kullarına ilâhî haberinin, vahiy yoluyla
ulaşması ve vahyine muhatab olmasıdır. Kelime, Allah ile peygamberi arasındaki
alâkayı, yani vahyi ve haber vermeyi açıklıyor.[3]

Bazı dilciler, "nebi" kelimesinin "yükseltilmiş"
manasında olan "nübüvvet" kelimesinden geldiğini ileri sürerler.

Diğer bir kısım dilciler ise, "nebi" kelimesine,
Allah (c.c) ile akıl sahibi kulları arasında bir elçi veya, "Biz insanlara,
Allah Teâlâ'nın vahy-i ilâhisini bildiren kimse" manası verirler. Nebi'nin
çoğulu "enbiya"dır. Peygamberlere, ilâhî emir ve yasakları, hüküm ve haberleri
insanlara bildirdikleri için "enbiya" denmiştir.[4]

Kur'an-ı Kerim'de "nebi" yerine "rasul" de
geçmektedir. Arapçada "irsal" kelimesinden alınan "rasul", gönderilen kimse,
haberci, elçi anlamına gelmektedir. Allah (c.c) tarafından, insanları irşad edip
onları doğru yola yöneltmek için gönderilmiş olduklarından, peygamberlere, "rüsûl-i
kirâm, mürselîn" denmiştir.[5]

Bu esasa göre; nebi ve resul kelimeleri, aynı
manaya gelen, arapçada iki (müterâdif) eş anlamlı isimdir. Peygamberlere,
Allah'dan önemli haber (vahy) aldıkları için "nebi"; aldıkları haberleri
gönderildikleri insanlara bildirdikleri için de "rasul" denir. Onların en önemli
görevi, kendilerine indirilen ilâhî vahyi tebliğ etmektir. O halde risaletin
manası Allah Teâlâ'nın, seçtiği kullarından birini ilâhî hüküm veya şerîatini
başkalarına tebliğ etmekle mükellef tutmasıdır. Bu kelime, peygamber ile diğer
insanlar arasındaki alâkayı açıklamaktadır. O da, irsal (gönderilme) ve elçilik
kavramıdır.

Bu esasa göre, peygamberlerin iki görevi vardır.
Bunlardan Allah (c.c) ile özel ilişkisine "nübüvvet"; insanlarla olan "ilâhî
görev" ilişkisine de "risâlet" denmektedir. Nebî ve resul kelimeleri bu iki
ilişkiyi ifade etmektedir.[6]

Çoğunluk Kelam âlimlerine göre ise "rasul"
kelimesi, lugat manası bakımından "nebi" kelimesinden daha geniş ve şümullüdür.
Çünkü melekler de, ilâhi haberler taşıdıklarından, onlara da "İlâhi haberciler"
anlamında "rasul" denmektedir. Bu görüşte olanlara göre, kendisine ilâhî kitab
ve müstakil şerîat verilen peygamberler "rasul" diye anılırlar. Bu bakımdan, her
rasul aynı zamanda bir nebidir. Fakat her nebî, rasul değildir. Bunlara göre;
ikisi arasında, -mantık diliyle "umum-husus-mutlak" ilişkisi vardır. Çünkü nebî;
tebliğle mükellef olsun olmasın, Allah Teâlâ'dan vahiy yoluyla her hangi bir
emir alan kimsedir. Eğer o, belli bir şeriatı (hukuk sistemini) veya bir Kitabı
tebliğ etmekle mükellef tutulursa, o peygambere aynı zamanda "rasul" denir. Her
iki grubun da Kitab ve Sünnet'ten delilleri vardır. Sonuç olarak, nebî ve rasul
şöyle tarif edilebilir: "Allah Teâlâ'nın seçtiği ve onu Cibril (a.s.)
vasıtasıyla (uyanık iken) vahyettiği şeyleri insanların hepsine veya belli bir
topluluğa Allah'ın emriyle tebliğ eden bir insandır.[7]

?Peygamber? kelimesi farsçadır ve iki sözcükten
oluşan bileşik bir isim­dir. Bu terimin bir kesitini meydana getiren ?Peygâm?
söz­cüğü, haber de­mektir. Diğer kesitini oluşturan ?Ber? sözcüğü ise (götürmek
anlamına gelen ?Bürden? masdarının türevle­rin­dendir ve) götürücü anlamına
gelir.

Peygamber kelimesi Kur'ân-ı Kerim'de geçmez;
Onun arapça karşılık­ları olan ve elçi anlamına gelen: ?Rasûl? ve ?mürsel? ile
haberci demek olan ?nebî? sözcükleri Kur'ân'da vardır. ?Rasûl? ve ?mürsel?, aynı
kök­ten gelirler. Dolayısıyla terimsel açıdan aralarında fark yoktur. Ancak
bun­larla ?nebî? kelimesi arasında bu bakımdan şu farklar vardır:

Her ikisi de yeni bir kitap ve yeni bir şeriatla
gönderilen ilâhi elçi anla­mında kullanılabilmektedir. Ancak bir önceki
peygamberin şeri­atına bağlı olarak gönderilen elçiye yalnızca nebî denir. Ona
rasûl denmez. Bundan da ?Rasûl? teriminin ?Nebi? teriminden daha kap­samlı
olduğu sonucunu çı­karabiliriz. Peygamber kelimesi ise bu ko­nuda belirgin bir
an­lam verme­mektedir. Herhalde bu sözcüğün rasûl, ya da nebî anlamında
kullanılması­nın bir sorun olmadığı açıktır.
Peygamber,
nebi, rasûl ya da mürsel sözcüklerinin Türkçedeki terim­sel karşılığı ise ?Allah
elçisi? dir. ?Nebi? sözcüğünün çoğulu ?Enbiyâ?, ?Rasûl? sözcüğünün çoğulu ?Rusul?,
?Mürsel? sözcüğü­nün çoğulu ise ?Mürselîn? dir. Her üçü de peygamberler
demektir.[8]




[1]
Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 131.


[2] Rağıb
el-Isfahanî-Müfredât, Nebi maddesi.


[3]
Saît Ramazan el-Butî-Kübrâ el-Yakîniyyât el-Kevniyye: 172.

[4]
İbn Manzur-Lisanul-Arab, Nebi mad; et-Taftâzânî-Şerhu'l-Makâsıd: 2/128.


[5]
el-Müfredat, Resul mad., Lisanul-Arap, Resul maddesi.


[6]
Saît Ramazan el-Butî-Kübrâ el-Yakîniyyât el-Kevniyye: 173.


[7]
Nebî ve rasul kelimelerinin terim anlamı, aralarındaki fark ve deliller için
bk. et-Taftâzânî, Şerhul-Makâsıd: 2/128, el-Cürcanî, Şerhul-Mavâkıf: 3/
173-174; İbnu'l-Hümam, Şerhu'l-Müsâyere: 198; Kadı İyâd, eş-Şifâ, 1/210; ed-Devvânî,
Celâl-Şerhul-Akâidi'l-Adudiyye: 3; Mustafa Sabri, Mevkifu'l-Akli ve'l-İlmi
vel Âlem, Kahire 1950, 4/40; Saît Ramazan el-Butî-Kübrâ el-Yakîniyyât el-Kevniyye:
173; Ali Arslan Aydın, Şamil İslam
Ansklopedisi: 5/.196.


[8]
Ferit Aydın, İslam'da İnanç Sistemi,
Kahraman Yayınları: 254.